Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/585 E. 2021/758 K. 01.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/585 Esas
KARAR NO:2021/758 Karar

DAVA:Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ:29/06/2017
KARAR TARİHİ: 01/11/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkilli sigorta şirketi nezdinde Ticari Paket Sigorta Poliçesi ile sigortalı …’a ait servis kutu ve borularının davalılar tarafından hasara uğratıldığını ve bu sebeple sigortalısına 27.01.2016 tarihinde 96,99 USD hasar tazminatı ödendiğini, davacı müvekkili sigorta şirketinin ödediği 96,99 USD’nin davalılardan rücuen tahsilini teminen sigortalı emtianın hasara uğramasından sorumlu olduğunu, davalı aleyhine rücu mektubu gönderildiğini, davalı tarafın rücu mektubuna olumsuz yanıt verdiğini ve borcun ödenmediğini, zarar kapsamında sigortalısına ödediği tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen rücuen tahsili imkanı bulunmakta olduğunu, rücuen tahsil taleplerine davacılar tarafından olumsuz yanıt verildiğinden huzurdaki iş bu davanın açılması zaruretinde kalındığını, davalarının kabulünü, 96,99 USD’nin 27/01/2016 ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ve yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Hasara ilişkin olarak müvekkilİ şirkete herhangi bir bildirim iletilmediğini, tutanağın tek taraflı düzenlendiğini ve icraya konulduğunu, tek taraflı tutanak haksız olduğundan itirazları olduğunu, hasar tutanağı ile sigorta şirketince yapıldığı iddia edilen ödeme tarihi de dikkate alındığında müvekkil şirkete herhangi bir bilgi verilmediğinin açıkça görülmekte olduğunu, hasarın gerçekleşip gerçekleşmediğinin belli olmadığını, hasar tutanağının … tarafından 30.08.2016 tarihinde tanzim edildiğini, hasarın bu tarihte gerçekleştiğinin yer aldığını, ancak davacı tarafın 27.01.2016 tarihinde ödeme yaptığını iddia ettiğini, dolayısıyla, işbu iddianın bile hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, öte yandan, müvekkilinin iş ortamında ve çevresinde en üst koruma önlemi alarak çalıştığını, kabul anlamı taşımamakla, genel olarak çalışmalar sırasında müvekkili şirketçe yapılan tespitlerde, … tarafından verilen altyapı projelerinde belirtilen hatla mahallinde farklılık göstermekte olduğunu, herhangi bir uyarı levhası bulunmadığını, dışarıdan gelebilecek etkenlerden korunması için, korumalı olması gereken hatlar-borular vs. çerçevesinde herhangi bir koruma olmadığını, etkenlerden korumak adına yeterli kum ve şerit olmadığının görüldüğünü, dolayısıyla yapılacak inceleme sonucunda da görüleceği üzere herhangi bir koruması bulunmayan hatların, en ufak dış faktörün etkisi ile zarar görmesi kaçınılmaz ise de açıklandığı üzere müvekkilince verilen herhangi bir zarar, hasar bulunmamakta olduğunu, iş bu davanın haksız ve gerçek dışı iddialarla açılmış olup, davacının dilekçesinde yer alan hasar tutanağı tanzim ve ödeme yapıldığı iddia edilen tarihlerden de anlaşılacağı üzere, müvekkilince gerçekleştirilmiş herhangi bir hasara ilişkin somut bir dayanak mevcut olmadığını, Bu nedenle, müvekkilince söz konusu cezaya konu fiil işlenmemiş olduğundan İcra Müdürlüğü dosyasına itirazları da olduğunu, sayın Mahkemenizden haksız davanın reddini vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini, savunmuştur.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Göreve ilişkin itirazlarının olduğunu görevli Mahkemenin İdare Mahkemeleri olduğunu, husumet itirazlarının bulunduğunu, davanın pasif husumet yönünden reddi gerektiğini, esasa ilişkin olarak müvekkili idarenin bu davanın tarafı olmadığını, ancak açılan davada savunma haklarına halel gelmemesi için davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte Müvekkil idare ilgili birimi Avrupa 1. Bölge Abone İşleri Dairesi Başkanlığı’nın dava ile ilgili cevabi yazısında; “… Merkez Mh. … Sok. ta … İnş. San. ve Tic. A.Ş. taahhüdünde Avrupa 1. Bölge 2014 Yılı 2. Kısım Müteferrik Atıksu ve Yağmursuyu Kanal İnşaatı” işi kapsamında kanal çalışması yapıldığını, idareleri ile yüklenici firma arasında yapılan sözleşmenin yapım işleri genel şartnamesinin 9. Maddesi ve ilgili bentleri gereğince yüklenici firma veya alt yüklenici firma tarafından çevreye verilen her türlü zarar ve ziyanı giderilmekle yükümlüdür” denilmekte olduğunu, yüklenici firma ile idareleri arasında yapılan sözleşmenin 17. Maddesi İnşaat İşleri Genel Teknik Şartnamesinin 34, 10.1, 10.2 no’lu maddelerine, Kanalizasyon Teknik Şartnamesinin 2.3.5 no’lu maddesine, Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 9 ve 25 nolu maddelerine göre; “Yapım işlerinde yüklenici ve alt yükleniciler yapının fen ve sanat kurallarına uygun olarak yapılmaması, hileli malzeme kullanılması ve benzer nedenlerle ortaya çıkan zarar ve ziyandan, yapının tamamı için işe başlama tarihinden itibaren kesin kabul tarihine kadar sorumlu olacağı gibi, kesin kabul onay kabul tarihinden itibaren on beş yıl süre ile müteselsilen sorumludur. Bu zarar ve ziyan genel hükümlere göre yüklenici ikmal ve tazmin ettirilir” şeklinde olduğunu, davanın konusu hasar olup, hasarın da haksız fiil olarak nitelendirilmekte olduğunu, haksız fiilden kaynaklanan davalarda ise ancak yasal faiz istenebileceğini, bu nedenle davacının avans faizi taleplerinin kabul edilemeyeceğini, dava konusu olayın İdarelerinin eylem ve işlemlerinden oluşmadığı ve idarelerinin bakımından kusur zarar ve illiyet bağı bir arada bulunmadığı dikkate alınarak usul ve esas bakımından davanın reddine karar verilmesini mahkeme giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı … usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip tutanağının tebliğ edildiği, ancak süresinde herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Davalı … vekili tarafından her ne kadar görev itirazında bulunulmuş ve görevli mahkemenin İdare Mahkemeleri olduğunu iddia edilmiş ise de; 6102 sayılı TTK.nun 16/1. maddesinde, kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre idare edilmek ve ticari şekilde işletilmek üzere devlet, il özel idaresi, belediye ile köy ve diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşların “tacir” sayılacaklarının belirtildiği, mevcut yasal düzenlemeler karşısında davalı …’nin de, 2560 sayılı yasa kapsamında bir kamu kurumu olduğu ve kamu hizmeti yaptığı, ancak çalışmalarının özel hukuk hükümlerine bağlı bulunduğu ve tacir sıfatı taşıdığının sabit olduğu, bu nedenle de; haksız fiilden kaynaklanan iş bu davadaki uyuşmazlığın da bu sebeple adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği ve mahkememizin de iş bu davada görevli olduğu anlaşıldığından (Benzer konularda bknz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun, 22/01/2016 tarih ve 2014/17-161 Esas- 2016/7317 Karar ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 20/06/2017 tarih ve 2017/3084 Esas- 2017/7069 Karar sayılı kararları), davalı …’nin göreve ilişkin itirazına itibar edilmemiş ve yargılamaya devam olunmuştur.
Yine davalı … vekili tarafından Husumet itirazında bulunulmuş ise de; dosya içeriğinde … genel müdürlüğü’ne ait Avrupa 1. Bölge 2014 Yılı 2. Kısım Müteferrik Atıksu ve Yağmursuyu Kanal İnşaatı işini yapan yüklenici … İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile … Genel Müdürlüğü arasında imzalanan sözleşme ve ekli şartnameler incelendiğinde; yüklenici ve alt yüklenicinin üstlenmiş olduğu işi sözleşme ekleri ile fen ve sanat kurallarına uygun yapmaya mecbur olduğu, ortaya çıkan zarar ve ziyan bakımından alt yükleniciler işin kendi yaptıkları kısmından, yüklenicinin ise işin tamamından işe başlama tarihinden kesin kabul tarihine kadar sorumlu olduğu ve yine yüklenicinin tüm yer altı tesislerinin emniyeti için bütün tedbirleri kendi sorumluluğu altına almak mecburiyetinde olduğunun düzenlendiği, tüm bu düzenlemeler ışığı altında somut olay incelendiğinde de, hasarın oluşmasında davalı … ve sözleşme tarafı yüklenici … İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin sorumluluğunun bulunduğu, sözleşmede yer alan düzenlemelerin iç ilişkide taraflar arasında ileri sürülebilecek hususlar olduğu anlaşıldığından, davalı …’nin Husumete ilişkin itirazına da itibar edilmemiş ve yargılamaya devam olunmuştur.
Dava, davacı sigorta şirketi ile dava dışı sigortalısı … arasında akdedilen, “Ticari Paket Sigorta Poliçesi” kapsamında, dava dışı sigortalıya ait servis kutu ve borularına, davalı …’ye ait, Avrupa 1. Bölge 2014 Yılı 2. Kısım Müteferrik Atıksu ve Yağmursuyu Kanal İnşaatı işi kapsamında yapılan çalışmalar sırasında verilen zararın ödenmesi sonucu, ödenen bedelin halefiyet ilkesi kapsamında davalılardan rucüen tazmini istemine ilişkindir.
Türk Borçlar Kanunu’nda haksız fiil sorumluluğu 49. (BK 41. mad.) ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. TBK 49. maddesinde, “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmüne yer verilmiştir. Haksız fiil, doktrinde ve uygulamada “hukuk düzeninin izin vermediği ve hoş görmediği zarar verici eylem ve davranış” olarak tanımlanmıştır.
Haksız fiil sorumluluğuna kusur sorumluluğu (akit dışı sorumluluk da) denilmektedir. Kusur sorumluluğu hukuka aykırı kusurlu bir davranışla bir kimseye verilen zararın giderilmesini (tazminini) düzenler. Burada sorumluluğun kurucu unsuru kusur olduğu için bu tür sorumluluğa kusur sorumluluğu denilmektedir.
Bir haksız fiilden bahsedilebilmesi için, zarara sebep olan fiilin öncelikle hukuka aykırı olması gerekir. Hukuka aykırı fiil maddi ya da manevi bir zarara neden olmalı, zarara sebep olan kişi fiilinden dolayı kusurlu olmalı ve zararla zarara uğratan fiil arasında neden sonuç ilişkisi olarak da ifade edilebilecek bir illiyet bağının bulunması gerekmektedir.
Yine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun, 08.12.2010 tarih, 2010/7-530 Esas-2010/636 Karar sayılı ilamında vurgulandığı üzere, hukukumuzda gerçek zarar ilkesi geçerli olup, zarar gören ancak haksız fiil nedeniyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebilir.
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine katılmış, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmıştır ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek suretiyle tarafların kusur oranları da belirlenerek varsa davacının talep edeceği zarar miktarının tespiti yönünden dosya üzerinde günsüz bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve raporlar alınmıştır.
Bilirkişi tarafından tanzim edilerek mahkememize ibraz olunan, 16/03/2021 tarihli kök raporun incelenmesinde özetle; “30.08.2016 tarihinde … tarafından düzenlenen Hasar Tespit Tutanağında, … … … Sokak No:58 adresinde Kazı esnasında 20’lik servis hattına hasar verildiği ve … (…)’in hasara neden olduğunun tutanakla kayıt altına alındığı, 03.09.2016 tarihli … İstanbul Bölge Müdürlüğü Hasar Onarım Giderleri Belgesi’nin düzenlendiği ve tesis onarım giderleri başlığı altında; … 20 mm, 2 Adet, Birim fiyatı, 3,53 TL, Tutarın 7,06 TL, PE BORU 20 mm, 1 Metre, Birim fiyatı 1,93 TL, Tutarın 1,93 TL, 20 mm PE MEKANİK KOR KEP, 1 Adet, 59,27 TL, Tutarın 59,27 TL, Personel Giderleri; 188,16 TL ve Araç giderleri; 30,14 TL olmak üzere Toplam; 286,56 TL olduğu, dosyada yapılan incelemede, servis kutusu ve borularına hasar verildiğinin görüldüğü ve bu hasarın bedelinin 286,56 TL olduğu, servis kutusu ve borulara verilen hasarın yapılan bir kazı çalışması sonucu … (…) tarafından verildiğinin tutulan tutanakla kayıt altına alındığı” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Bilirkişi kök raporuna yönelik taraf beyan ve itirazları incelenmiş ve mahkememizin 07/06/2021 tarihli celsesinde; “Dosyanın raporu düzenleyen bilirkişiye tevdi ile taraf itirazları irdelenmek suretiyle ayrıntılı ve gerekçeli ek rapor düzenlenmesinin istenilmesine” şeklinde ara karar kurulmuş ve dosya ek rapor alınmak üzere bilirkişiye tevdi edilmiş ve bilirkişi tarafından iş bu kerre, 18/06/2021 tarihli ek rapor tanzim edilerek mahkememize ibraz edilmiş olup, ek raporun incelenmesinde özetle de; “30.08.2016 tarihinde … tarafından düzenlenen Hasar Tespit Tutanağında, … … … Sokak No:58 adresinde Kazı esnasında 20’lik servis hattına hasar verildiği ve … (…)’in hasara neden olduğunun tutanakla kayıt altına alındığı, 03.09.2016 tarihli … İstanbul Bölge Müdürlüğü Hasar Onarım Giderleri Belgesi’nin düzenlendiği ve tesis onarım giderleri başlığı altında; … 20 mm, 2 Adet, Birim fiyatı, 3,53 TL, Tutarın 7,06 TL, PE BORU 20 mm, 1 Metre, Birim fiyatı 1,93 TL, Tutarın 1,93 TL, 20 mm PE MEKANİK KOR KEP, 1 Adet, 59,27 TL, Tutarın 59,27 TL, Personel Giderleri; 188,16 TL ve Araç giderleri; 30,14 TL olmak üzere Toplam; 286,56 TL olduğu, dosyada yapılan incelemede, servis kutusu ve borularına hasar verildiğinin görüldüğü ve bu hasarın bedelinin 286,56 TL olduğu, servis kutusu ve borulara verilen hasarın yapılan bir kazı çalışması sonucu … (… …) tarafından verildiğinin tutulan tutanakla kayıt altına alındığı, Malzeme Gideri olarak 68,26 TL’lik bir bedel olduğu, bunun 31.08.2016 tarihli T.C. Merkez Bankası USD Döviz Satış kuru olan 2,9597 TL göz önünde bulundurulduğunda; 23,06 USD olduğunun tespit edildiği, Personel giderleri ve Araç giderlerinin toplam 218,30 TL olduğu ve 31.08.2016 tarihli T.C. Merkez Bankası USD Döviz Satış kuru 2,9597 TL göz önünde bulundurulduğunda; 73,76 USD olduğunun tespit edildiği, fakat dosya içerisinde yapılan incelemede Personel gideri ve araç gideri olarak belirtilen bir bedele ait harcama fatura/belgeye rastlanmadığı ve sonuç olarak da; Kazı çalışması neticesinde servis kutusu ve borularına verilen hasar miktarının, Malzeme Gideri 68,26 TL (23,06 USD), Personel Gideri ve Araç Giderinin 218,30 TL (73,76 USD) olmak üzere toplam; 286,56 TL (96,82 USD) olduğu, Personel Gideri ve Araç Gideri bedeli ile ilgili bir fatura/belgeye dosya içerisinde rastlanmadığı” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Bilirkişi kök ve ek raporlarının incelenmesinde de, raporların hukuki yönleri ayrık olmak üzere yapılan teknik tespitler bakımından, ayrıntılı, birbirini tamamlayıcı ve dosya kapsamına uygun oldukları anlaşılmıştır.
Tüm bu açıklamalar ışığında, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, davacı sigorta şirketi ile dava dışı sigortalısı … arasında akdedilen, “Ticari Paket Sigorta Poliçesi” kapsamında, dava dışı sigortalıya ait servis kutu ve borularına, davalı …’ye ait, Avrupa 1. Bölge 2014 Yılı 2. Kısım Müteferrik Atıksu ve Yağmursuyu Kanal İnşaatı işi kapsamında yapılan çalışmalar sırasında verilen zararın ödenmesi sonucu, ödenen bedelin halefiyet ilkesi kapsamında davalılardan rucüen tazmini istemine ilişkin olduğu, bu bağlamda tüm delillerin toplandığı, gelen yazı cevaplarının dosyamız arasına alındığı, iddia, savunma ve toplanan tüm deliller ile tarafların kusur oranları da belirlenerek varsa davacının talep edeceği zarar miktarının tespiti yönünden dosya üzerinde günsüz bilirkişi incelemesi yaptırılarak raporlar alındığı, davalı … tarafından yapılan görev ve husumete ilişkin itirazlara ise az yukarıda izah edilen gerekçelerle itibar edilmediği ve bu haliyle yapılan değerlendirmede de; davaya konu somut olaydaki uyuşmazlığın temelinin, haksız eylem sonucu uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olduğu, haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında kural olarak gerçek zarar ilkesinin geçerli olduğu, zarar görenin ancak haksız fiil sebebiyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebileceği, davacı şirketin halefi olduğu sigortalısı, …A.Ş. (…) bir anonim şirket olup, şirket faaliyetinin devamlılığının sağlanması için sürekli olarak istihdam ettiği işçilerinin bulunduğu, dava dışı sigortalının kendi işçileri ve araçlarına ilişkin giderlerinin, şirketin faaliyetinin devamlılığı için yapmak zorunda olduğu genel idare giderleri kapsamında olduğu ve dava dışı sigortalı şirketin, dava konusu hasarın giderilmesi için özel olarak işçi tutup, araç temin ettiğinin de, alınan bilirkişi raporu ve dosya kapsamındaki belgelerden anlaşılamadığı ve bu hususta ispat yükü kendisinde olan davacı sigorta şirketinin de bu iddiasını usule uygun delillerle ispatlanamadığı anlaşıldığından, davacı yanın haksız fiil sonucu uğradığı gerçek zarar miktarı olan ve bilirkişi raporu ile tespit edilen 23,06 USD’yi, haksız fiilden dolayı sorumlu olduğu anlaşılan davalılardan istemek de haklı ve iş bu miktar üzerinden de dava açmakta da hukuki yararının bulunduğu sonuç ve vicdani kanaatine ulaşıldığından, davanın kısmen kabulüne karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-23,06 USD’nin, 27/01/2016 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/A maddesi uyarınca; kamu bankalarının aynı yabancı para türünden bir yıl süreli mevduata uyguladıkları en yüksek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan toplam 31,40 TL nispi harcın mahsubu ile bakiye 27,90 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR YAZILMASINA,
-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan toplam 31,40 TL harç parasının davalıdan alınarak, davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinden başvuru harcı 31,40 TL, 700,00 TL bilirkişi ücreti, 392,40 TL, posta gideri olmak üzere toplam: 1.123,80 TL yargılama giderinin davanın kabul/ret oranına göre yapılan hesaplamaya göre 270,00 TL kısmının davalıdan alınarak, davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın oranlamaya göre davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2. Maddesine göre hesaplanan 81,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak, davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı … ve … İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. davada kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan, karar tarihinde geçerli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesin 13/3. maddesine göre taktir olunan, 81,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınıp, iş bu davalılara VERİLMESİNE,
8-HMK 120. maddesi gereğince varsa, taraflarca yatırılan gider avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde, ilgili tarafa İADESİNE,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda, HMK’nun 341/ vd. maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi. 01/11/2021

Katip …

Hakim …