Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2017/584 Esas
KARAR NO:2021/130
DAVA:İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ:29/06/2017
KARAR TARİHİ:24/02/2021
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili; müvekkili davacı şirketin barter sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalı şirketin 24/06/2014 tarihinde imzalanan … Üyelik Sözleşmesi ile üye olduğunu, davalı şirketin barter sistemi içerisinde birçok alım ve satım işlemleri gerçekleştirdiğini, bu şekilde oluşan toplam borç bakiyesinin takip tarihi itibariyle 41.807,85 TL olduğunu, mezkur üyelik sözleşmesine göre davalının oluşan borç bakiyesini bir yıl içerisinde mal ve hizmet satmak suretiyle ödemekle yükümlü olduğunu, davalının bu borcunu mal ve hizmet satarak ödememesi üzerine borcun nakden ödenmek üzere muaccel hale getirdiğini, vade sonunda üyelik sözleşmesi gereği nakden ödenmesi gereken bu borcunu ve bu borca üyelik sözleşmesi uyarınca işletilen evvelki işlemlerinden kaynaklı komisyon ve gecikme cezasını ödemesinin müteaddit defalar talep edilmişse de sonuç alınamadığını, bakiye cari hesap borcu için …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalının haksız yere itiraz ederek takibi durdurduğunu beyanla, davalı borçlunun icra dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin devamını, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmilini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili; müvekkili davalı şirketin davacı tarafın iddia ettiği şekilde bir borcu bulunmadığını, davacı tarafça borca dayanak olarak gösterilen cari hesap ekstresinin gerçeği yansıtmadığını, zira, müvekkili şirketçe taraflar arasındaki ticari ilişki gereği üstlenilen tüm sorumlulukların yerine getirildiğini, müvekkili şirketçe barter sistemine uygun olacak şekilde davacı tarafın reklamlarının yayınlandığını, davacı tarafça, dosya borcuna dayanak olarak gösterilen cari hesap ekstresinin kesinlikle kesin delil anlamına gelmediğini, bununla birlikte davacı tarafın müvekkili şirketin kendi mal ve hizmetini barter sistemi içerisinde satmadığını ispatlama külfeti altında olduğunu beyanla, davanın reddini, davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava, İİK’nun 67. maddesi kapsamında açılmış itirazın iptali davasıdır.
Dava konusu kapsamında …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası getirtilerek incelenmiş; davacı- alacaklı tarafından davalı- borçlu aleyhine 25/06/2016 tarihinde 41.807,85 TL asıl alacak ve 12,03 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 41.819,88-TL alacağın tahsili talebinde bulunulduğu, davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durdurulduğu, itiraz ve dava tarihine nazaran itirazın iptali davasının hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Takip/ dava konusu alacak isteminin taraf şirketlerin ticari defterlerine yansıyış şeklini tespit bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, davalı yana defter ibrazı noktasında inceleme gününü bildirir davetiye tebliğ edilmiştir. Davacı yanca defter ibrazında bulunulmuşsa da ihtarata rağmen davalı yanca defter ibrazında bulunulmamıştır. Mali müşavir bilirkişi tarafından 30/09/2019 tarihinde sunulan bilirkişi raporunda; davacının incelemeye sunulan ticari defter tasdik bilgileri kapsamında defterlerin yasal süresinde açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler, taraflar arasında yapılan barter sözleşmesi ve davacı tarafın usulüne uygun kayıtları kapsamında sözleşme uyarınca mevcut ticari ilişki kayıtlarında takip tarihinde 41,807,85 TL davacı alacağı belirlendiği, aksine kayıt, delil ve belge sunmayan davalının takip tarihi itibariyle 41,807,85 TL borçlu olduğu, takip tarihinden sonra dava tarihinden önce davalının ödeme ve barter tutarı alacakları borçtan BK 100 kapsamında mahsup edilerek hesaplandığında ve en son ödeme tarihinden sonraki dava tarihine kadar faiz olmak üzere dava tarihinde 41,807,85 TL asıl alacak, 1,411,00 TL masraf ve 3,471,48 TL faiz olmak üzere ödemeler düşüldükten sonra davacı alacağı hesaplandığı, dava tarihinden sonra barter hizmetinden kaynaklı 14,12.2017 tarihinde 19,019,00 TL davalı alacağı oluştuğu tespitlerinde bulunulmuştur.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekili, 14/10/2019 tarihli dilekçesi ile davalı tarafın sonradan oluşan alacağının “barter alacağı” olduğu ve “nakit” alacaktan mahsup edilmesinin olanaklı olmadığı, bu sebeple kök raporda yapılan mahsup işlemini kabul etmedikleri gerekçesi ile kök rapora itiraz etmiştir. Davalı taraf, yasal süresinde rapora karşı beyan ve itirazda bulunmamıştır.
Davacı vekilinin rapora itirazları kapsamında sözleşmeler alanında uzman bir bilirkişi de görevlendirilmek suretiyle ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişiler tarafından 27/07/2020 tarihinde sunulan raporda; davacı vekilinin rapora itirazları kapsamında yapılan irdeleme ve değerlendirme sonucunda, kök raporda da belirtildiği üzere davacının takip tarihi itibariyle 41.807,85 TL alacaklı olduğu, davalının ise takipten sonra davadan önce 1.247,66 TL havale ve 4.531,20 TL tutar olarak barter alacağı oluştuğu ve dava tarihinden sonra da ilaveten davacıdan 19.019,00 TL alacak hakkına sahip olduğu, ancak taraflar arasındaki sözleşme uyarınca davacı alacağının “para alacağı”na dönüştüğü, davalının alacağının ise ”barter alacağı” niteliğinde olduğu, öğretide mahsubun takastan farklı olduğu ve takas için aranan “edimlerin özdeş olması” koşulunun mahsupta aranmayacağı görüşünün savunulduğu, buna karşılık Yargıtay uygulamasının “barter alacağının para alacağı ile mahsup edilemeyeceği” yönünde olduğu, takdiri mahkemeye ait olmakla kök rapor hesaplamasında davadan sonra oluşan davalının barter alacağının 19.019-TL hesaplamaya dahil edilmediği, bununla birlikte takipten sonra davalının dava tarihine kadar yapmış olduğu nakit ve barter yolu ile ifası tutar olarak kayıtlarda görülmüş olduğundan mahsubun BK 100 kapsamında yapıldığı, söz konusu hesaplamayı değiştirici bir unsur itiraz kapsamında bulunmadığı tespitlerinde bulunulmuştur.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekilince kök rapora yönelik bildirilen itirazlarla aynı doğrultuda itirazda bulunulmuş, itirazların mahkemece değerlendirilmesi talep edilmiş, öte yandan davalı yanca ek rapora karşı da herhangi bir beyan ve itirazda bulunulmamıştır.
Yapılan yargılama neticesinde ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; iddia ve savunma kapsamında taraflar arasında … Üyelik Sözleşmesi kapsamında ticari ilişki bulunduğu, davacının ticari ilişki kapsamında oluşan bakiye alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlattığı ve itiraz üzerine duran takibin devamı amacıyla eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır. Ticari defterlerin ibrazı ve delil olmasını düzenleyen 6100 sayılı HMK’nun 222/2- 3. maddesinde; “(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”, “(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” düzenlemelerine yer verilmiştir. Davacının anılan yasal düzenleme kapsamında lehine delil vasfına haiz ticari defterlerinde takip tarihi itibariyle davalıdan 41.807,85 TL alacaklı olduğunun tespit edilmiş olması, davalının aksini ispat noktasında defter ibrazında bulunmadığı gibi, savunmalarının ispatı noktasında elverişli delil ibrazında da bulunmaması, kaldı ki, davacı kayıtlarına yansıtılanların dışında ödeme yapıldığının iddia ve ispat olunamaması karşısında davacının takip dosyasına yönelik 41.807,85 TL asıl alacak yönüyle itirazın iptali isteminin yerinde olduğu, öte yandan davalı yanın ticari ilişkideki alacağı barter alacağı olmakla ve barter alacağı para alacağı ile mahsup edilemeyecekse de davacı yanın, davalının takip tarihinden sonra ve dava tarihinden önce yaptığı 1.247,66 TL havaleyi ve 4.531,20 TL barter alacağını kendi kayıtlarına mahsup işlemiyle borç olarak yansıtmış olması nedeniyle takip talepnamesindeki kayıt ve şartlara göre TBK 100. maddesine göre yapılan hesaplama doğrultusunda takibin 41.807,85 TL asıl alacak, 1.411,00 TL masraf(icra masraf ve vekalet ücreti) ve dava tarihine kadar işlemiş 3.471,48 TL faiz alacağı üzerinden ve 41.807,85 TL asıl alacağa dava tarihinden itibaren değişen ve artan oranlarda avans faizi yürütülmesi suretiyle devamı gerektiği, alacağın likit ve itirazın da haksız olması karşısında icra inkar tazminatı istem koşullarının da oluştuğu sonuç ve vicdani kanaatine varılmış, harçlandırılan dava değerine nazaran davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurularak yargılama sonuçlandırılmıştır.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Harçlandırılan dava değerine nazaran davanın KABULÜ ile, davalının …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının 41.807,85 TL asıl alacak yönüyle İPTALİNE, ancak takip tarihinden sonra dava tarihinden önce yapılan kısmi ödemelere istinaden TBK 100. maddesi uyarınca yapılan hesaplama doğrultusunda takibin 41.807,85 TL asıl alacak, 1.411,00 TL masraf(icra masraf ve vekalet ücreti) ve dava tarihine kadar işlemiş 3.471,48 TL faiz alacağı üzerinden ve 41.807,85 TL asıl alacağa dava tarihinden itibaren değişen ve artan oranlarda avans faizi yürütülmesi suretiyle kaldığı yerden DEVAMINA,
2-Hükmolunan alacağın %20’si nispetinde (8.361,57 TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 2.855,89-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 713,98-TL’nın mahsubu ile bakiye 2.141,91-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacının peşin harç olarak yatırdığı 713,98-TL’nın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacının yaptığı dava açılış masrafı 36,00-TL, bilirkişi ücreti 1.800,00-TL, posta ve davetiye gideri 334,25-TL olmak üzere toplam 2.170,25-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 6.235,02-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından sarfedilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
7-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacı vekili yüzüne karşı, davalı taraf yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/02/2021
Katip …
e-imzalıdır .
Hakim …
e-imzalıdır .