Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/560 E. 2019/163 K. 28.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/560
KARAR NO : 2019/163
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ: 08/02/2017
BİRLEŞEN İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2017/1060 ESAS 2017/1063 KARAR SAYILI DOSYASINDA
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ: 01/12/2017
KARAR TARİHİ: 28/02/2019
Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan Şirketin İhyası davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili tarafından sunulan 08.02.2017 havale tarihli dava dilekçesi ile özetle; Dikili Asliye Hukuk Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyasının karara çıktığını, temyiz edildiğini, Yargıtay…Hukuk Dairesi’nin kararı ile bozulduğunu, bozma kararında…A.Ş.’nin 03.03.1999 tarihinde genel kurul kararı ile şirketin sona erdirilerek ticaret sicilinden terkin edildiğini, şirketin ihyasının gerektiğini, Ticaret sicil Müdürlüğünün İstanbul … sicil nosunda kayıtlı … Şirketinin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili tarafından Mahkemeye sunulan 13.03.2017 havale tarihli dilekçesi ile özetle; TTK nun 34 ve 547 maddesine göre davanın şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye Ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği, yetkinin kesin olduğu, öncelikle yetkisizlik kararı verilip dosyanın İstanbul Ticaret Mahkemelerine gönderilmesi gerektiği, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun tasfiye memurluğu olduğunu, müvekkilinin yasal hasım olduğunu, yargılama masraflarından sorumluğu tutulamayacağını, müvekkili yönünedn açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN D A V A /
Davacı vekili tarafından Mahkemeye verilen dava dilekçesinde özetle, müvekkili … tarafından açılan hizmet süresinin tespiti davasında davalı olarak görülen… A.Ş.nin 03/03/1999 tarihli genel kurul kararı ile … sicil nolu şirketin tasfiyesine karar verildiği ve ticaret sicilden terkin edildiğini, şirkete husumet yöneltebilmek için adı geçen şirketin ihyasının gerektiğini, Dikili Asliye Hukuk Mahkemesi dava dosyasından alınan yetki ile şirketin merkezinin bulunduğu mahalde iş bu davayı açtıklarını, Dikili Asliye Hukuk Mahkemesinin … E.sayılı dosyası ile açtıkları davanın yetkisizlik kararı ile İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin … E.sayılı numarasını aldığı ve yargılamasına devam olunduğunu, tasfiye kurulu üyelerininde mevcut olduğu ve davanın birlikte açılması gerektiğinden kurul üyelerine açılan iş bu davanın İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin … E.sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalılar …,…, … adlarına vekaleten ve kendi adına asaleten Av. … Mahkemeye sunduğu cevap dilekçesinde; Şahsı ve müvekilleri hakkında 03/03/1999 tarihinde sicilden terkin edilmiş olan …A.Ş’nin ihyası için açılmış olan iş bu davanın reddine karar verilmesini, bu talepleri kabul edilmediği takdirde ihyanın nasıl olacağını, tasfiyedeki görevinin sona erdiğini, tekrar tasfiye memuru olarak görev yapmasının kesinlikle söz konusu olamayacağını, mahkemece bu görev verilecek ise bu görevden istifa edeceğini, şirketin ihyası halinde şirket merkezinin neresi olacağını, şirketin yönetim kurulunun aradan terkinden 20 yıl geçtikten sonra aynen devam ettiğini iddia etmenin söz konusu olamayacağını, Yönetim kurulu üyelerinin istifaları halinde şirketin organsız kalacağının açık olduğunu, ihya edilen şirketin ticaret siciline karar gerği tescilinin kimin yapacağını? vb taleplerin belirtilen hususlara açıklık getirecek ve ihya edilen şirketin hükmi şahsiyetinin idamesi için gerekli zorunlu hususların kararda belirtilmesini, yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılarak müvekillerinin sorumlu tutulmasını talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Davada uyuşmazlığın ticaret sicilden tasfiye sonucu terkin olunan şirketin ihyası gerekip gerekmediği noktasında toplandığı, HMK 114 ve 116 maddelerde yer alan ilk itirazlar bakımından incelenecek bir itiraz bulunmadığı, kesin yetki kuralı bakımından da ihyası istenen şirketin mahkememiz yargı çevresi içerisinde kaldığı görülmüştür.
Davanın açıldığı Dikili Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesi … Esas Karar sayılı ilamı ile ve İstanbul Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğundan bahisle yetkisizlik kararı vermiş, süresinde talep üzerine dosya mahkememize intikal etmiştir.
Davanın sadece ticaret sicil müdürlüğüne yöneltilmiş olması karşısında davacı vekiline tasfiye memurlarına karşı husumet yöneltip dava açması bakımından süre verilmiş davacı vekilince İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas sayılı dosyasıyla açtığı dava … Karar sayılı ilamla dosyamızla birleştirilmiştir.
Mahkememizce davacı yana; tasfiye memurlarına husumet yöneltilmesi için süre verildiği halde anılan (birleşen) davada tasfiye memurlarından … dışında şirket ortaklarına da husumet yöneltildiği anlaşılmış olup, bu davalılar yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiği kanaatine varılmış diğer yandan tüm tasfiye memurları bakımından dosyaya vekalet sunulmuş olması ve husumetin bu şekilde üstlenilmesi karşısında, bu hususta husumet eksikliğinin tamamlandığı kabul edilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Tasfiye memurları vekili 21/11/2018 tarihli dilekçesinde; ticaret sicilden silinmesinden 18 yıl geçmiş bir şirketin şirketi işçisi olmayan bir kişinin iddiası nedeniyle ve müvekkillerinin cevap hakları da alınmadan ihyasına karar verilmesinin hakkaniyetli olmayacağı gibi ihya edilen ve şirketin merkez adresi ve yönetim kurulu ile temsil ve ilzama yetkileri belirlenmeden yapılacak bir şirket ihyasında da şirketin ihyaya neden olan iddia ile ilgili davada savunulamayacağının açık olduğunu beyan etmiş ayrıca 13/12/2018 tarihli cevap dilekçesinde de; tasfiye sona erdirilerek tasfiye memurlarının görevinin de son bulduğu yeniden tasfiye memuru olarak görevlendirmenin de kesinlikle söz konusu olamayacağı ve bu yönde bir görev verilmek istense dahi tarafınca kabul edilmeyeceği belirtilerek ve yukarıda değinilen hususları tekrarla davanın reddine karar verilmesini aksi halde ihyanın nasıl olacağı ve belirtilen hususlarda zorunlu unsurların kararda belirtilmek suretiyle hüküm kurulması gerektiğini beyan ve talep etmiştir.
İhyası talep olunan Tasfiye Halinde …Anonim Şirketi’nin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün …sicil numarasında kayıtlı bulunmaktadır. Şirketin 13/10/2017 tarih ve 4396 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlanan 29/09/1997 tarihli Olağan Genel Kurul toplantısı ile tasfiyesine karar verildiği ve …,… ve …’in de tasfiye memuru olarak görevlendirilip en son tescilinin 05/03/1999 tarihinde yapıldığı ve tasfiyenin sonlandırıldığı anlaşılmaktadır.
eTTK ve 6102 sayılı TTK’da yer alan bu konudaki düzenlemelere bakıldığında; eTTK 447. madde hükmü gereğince, tasfiye halinde bulunan şirketin tüm borçları ödendikten sonra, kalan mevcudu, esas sözleşmede aksine bir düzenleme mevcut değilse pay sahipleri arasında ödedikleri sermaye ve paylara bağlı imtiyaz hakları oranında dağıtılacağı öngörülmüştür. Keza terkin işlemi ve dava tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK 543.maddesinde aynı yönde benzer ( borçlar ödendikten sonra önce ödenen pay bedellerinin iadesi yönündeki yeni hükmü dışında) benzer bir düzenleme yapılmıştır. Yine dava tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan ve eTTK’nda doğrudan bir karşılığıda bulunmayan 6102 sayılı TTK’nun 547. Maddesinde (Ek Tasfiye) başlığı ile; tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlanıdırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebiyecekleri hükmüne yer verilmiştir. Anılan 547.madde hükmünün, eski TTK döneminde karşılığı bulunmayıp, ancak eski TTK döneminde uygulama ve içtihat yoluyla gerçekleştirilen ek tasfiye kararları yeni yasa ile yasal bir dayanakta kazanmıştır. Keza anılan hüküm ile şirket ortaklarının da ek tasfiye isteminde bulunabilecekleri açıkça hüküm altına alınmıştır. TTK 547.maddesinde ek tasfiyeye dair yer alan bu düzenleme bakımından, kanunun gerekçesi incelendiğinde ilk tesbit edilebilecek olan hususun; öncelikle ek tasfiye kararının geçici bir tedbir kararı olduğu ve yeni bir hukuki durum meydana getirmediği hususlarına yapılan vurgudur. Yine anılan madde gerekçelerinde ek tasfiyeyi gerektiren hallerin neler olabileceği, sınırlı sayıda olmaksızın gösterilmiş ve özellikli bu durumlar arasında şirketin bir davada davalı olarak bulunması hali ek tasfiye kararı verilmesi için özellikli durumlar arasında sayılmıştır.
Yine TTK’nun Geçici 7.maddesinde, hükümde yer verilen hallere ilişkin olarak anonim, limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri ve ticaret sicilinden kayıtlarının silinmesinin, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılacağı öngörülmüş ve 15. Fıkrasında ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanların haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içerisinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebileceği düzenlenmiştir. Davaya konu şirketin sicilden silinme tarihi ve dava tarihine nazaran davanın yasada öngörülen beş yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı tarafından ihyası talep olunan şirket aleyhine Dikili Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyası ile davalı şirketlere ait iş yerlerinde geçen ve kuruma bildirilmeyen çalışmaların tespiti istemiyle dava açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ilişkin verilen 2015/231 Karar sayılı ilamın Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 31/10/2016 gün ve … Esas, … Karar sayılı ilamı ile (tüzel kişiliği sona eren şirketin ihyası için tasfiye memuru ile ticaret sicile husumet yöneltilerek görevli mahkemede ayrı bir dava açılması bakımından önem verilmesi gerektiği, somut olayda davalı …A.Ş’nin tüzel kişiliğinin tümüyle ortadan kalktığının anlaşılmasına göre, açılan davada pasif husumetin yöneltilebilmesi için şirketin ihyasının sağlanması hususunda davacıya önel verilerek sonucuna göre karar verilmesi yerine tüzel kişiliği son bulan şirket aleyhine açılan davada yargılamaya devam olunarak yazılı şekilde aleyhine hüküm kurulmasının hatalı olduğundan bahisle) bozulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafından hizmet tespiti amacıyla yukarıda belirtilen … Esas (bozma sonrası 2017/48 Esas) sayılı davanın açıldığı anlaşılmaktadır. DAvacı tarafından açılan hizmet tespiti talepli davada ihyası talep olunan şirkete husumet yöneltilmiş olmakla birlikte ilgili dosyada yukarıda yer verilen Yargıtay bozma ilamında da belirtildiği üzere öncelikle pasif husumet eksikliğinin giderilebilmesi bakımından şirketin ihyasının sağlanması gerektiği, şirketin sicilden terkin edildiği 05/03/1999 tarihi itibariyle, hizmet tespiti talebi ve buna ilişkin derdest davanın varlığı dikkate alındığında, ihya isteminin yerinde olduğu, tasfiye memurları dışında diğer ortaklara karşı yöneltilen davanın ise pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiği kanaatine varılarak şirkete tasfiye memuru tayini suretiyle davanın kabulü ile şirketin ihyası yönünde aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)Birleşen davada, davanın davalılar …, …ve … yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
1-a-)Alınması gereken 44,40 TL nisbi ilam harcından peşin alınan 31,40- TL harcın mahsubu ile eksik kalan 13,00- TL harcın bu davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
1-b-)Davacı tarafça bu davalılar …, …ve … yönünden yaptığı giderlerin üzerinde bırakılmasına,
2-)Asıl davanın ve birleşen davada da davalı tasfiye memuru … yönünden davanın kabulü ile; İstanbul Ticaret Sicili’nin … sicil numarasında kayıtlı Tasfiye Halinde …Anonim Şirketi’nin (Dikili Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası bakımından ve bu davada şirketin temsili ve davanın tüm hukuki sonuçlarıyla sınırlı olmak üzere) İHYASINA,
a-Tasfiye memuru olarak Mali Müşavir …’ın (… adresinde mukim ve TC kimlik no:…) ATANMASINA,
Ticaret Sicilde TESCİL ve İLANINA,
b-Tasfiye memuru için şimdilik toplam 2.500,00 TL ücret taktirine, ücretin (Dikili Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen dava sonucunda davacı yanın haklı çıkması ve kararın da bu şekilde kesinleşmesi halinde ihya olunan şirket tarafından davacıya ödenmesi kaydıyla) şimdilik davacı tarafça karşılanmasına,
c-Asıl davada; Alınması gereken 44,40 TL nisbi ilam harcından peşin alınan 31,40- TL harcın mahsubu ile eksik kalan 13,00- TL harcın davalı tasfiye memurları …, … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
d-Asıl davada; Davacı tarafça yapılan 176,50 TL posta giderinin davalı tasfiye memurları …, … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı verilmesine,
e-Asıl davada;Ticaret Sicil Müdürlüğü yasal hasım konumunda bulunduğundan aleyhine harç ve yargılama gideri takdirine YER OLMADIĞINA, Aynı nedenle davacı yararına vekalet ücreti taktirine YER OLMADIĞINA,
f-Davacı kendini vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalı tasfiye memurları …, … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Tarafların HMK 120 madde gereğince yatırdığı gider-delil avanslarından var ise kalan miktarın karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
Dair, tarafların yokluğunda HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.
Başkan
Üye
Üye
Katip