Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/551 E. 2021/116 K. 24.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/551 Esas
KARAR NO:2021/116

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:15/06/2017
KARAR TARİH:24/02/2021

Davacılar vekili tarafından davalılar aleyhine açılan maddi- manevi davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacılar vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle: Davalı …’ in maliki ve işleteni, davalı sigorta şirketinin ZMMS sigortacısı olduğu … plakalı aracın 22/05/2015 tarihinde ehliyetsiz şekilde davalılardan …’ in sevk ve idaresinde iken davacı… ve davacıların müşterek çocuğu … …’ e çarpmak suretiyle trafik kazası gerçekleştiği, meydana gelen kazada davacılardan …’ nın yaralandığı ve kazaya maruz kalan küçüğün vefat ettiğini, müvekkillerinin bu kaza nedeniyle psikolojik tedavi gördüğünü, vefat eden çocuklarının desteğinden yoksun kalmaları sebebiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere her bir davacı için şimdilik 1.000,00′ er TL maddi tazminatın tüm davalılardan ve her müvekkil yönünden 10.000,00 TL olmak üzere toplam 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte sigorta şirketi haricindeki davalılardan tahsiline, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
S A V U N M A /
Davalılar … ve … vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle: Meydana gelen kazadaki kusur oranın ceza yargılamasının yapıldığı …. Ağır Ceza Mahkemesinin… Esas …Karar sayılı dosyası kapsamında alınan ATK raporu çerçevesinde kazada davacı …’ nın asli kusurlu olduğunu, kişinin kendi kusurundan tazminat davası açmasının mümkün olmayacağını, bundan dolayı müvekkilleri aleyhine tazminata hükmedilmesinin yersiz olacağını, davayı kabul etmemekle birlikte tazminata hükmedilmesi halinde de kusur indirimi yapılması gerektiğini, müvekkilinin aracını … AŞ’ye sigorta ettirmiş olduğunu, sorumluluğun sigorta şirketi tarafından üstlenildiğini, sigorta şirketi tarafından davacı yanlara 16.000,00 TL maddi zarar ödemesi yapılmış olduğunu savunmuş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle: Dava dilekçesinde bahsi geçen … plakalı aracın müvekkili şirkete 06.01.2015/2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, bu poliçeden dolayı müvekkili şirkete müracaat edilmesi üzerine … numaralı hasar dosyasının açılmış olduğunu, hasar dosyası kapsamında aktüeryal hesabın yapılarak 06/02/2017 tarihinde davacı anneye 9.815,18 TL, davacı babaya 8.808,87 TL olmak üzere toplamda 18.624,05 TL tazminat ödendiğini, kabul anlamına gelmemekle beraber tekrar yapılacak aktüer hesaba ödeme tarihinden itibaren faiz güncellemesi yapılarak yapılan ödemenin mahsup edilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere öncelikle kusur tespiti yapılması gerektiğini, davacılar tarafından yasal faiz talep edilebileceğini savunmuş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava; 22/05/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacıların çocuğunun vefat etmiş olmasından dolayı maddi- manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Tarafların delilleri toplanmış, hasar dosyası, sigorta poliçesi celp edilmiş, kusur ve tazminat hesabına ilişkin raporlar alınmıştır.
Meydana gelen kaza nedeniyle yapılan soruşturma sonucunda açılan ve …. Ağır Ceza Mahkemesinin… Esas sayılı dosyasında görülen ceza davasında sanık …’in mahkumiyetine karar verildiği görülmüştür.
Davalı sigorta şirketi tarafından kaza nedeniyle ZMMS poliçesi kapsamında 06/02/2017 tarihinde davacı anneye 9.815,18 TL, davacı babaya 8.808,87 TL olmak üzere toplamda 18.624,05 TL tazminat ödendiği bildirilmiş, davacı tarafça ödenen bedellere itiraz edilmemiş, cevaba cevap dilekçesinde yapılan ödemelerin eksik olduğu belirtilmiştir.
Meydana gelen trafik kazasındaki tarafların kusur oranları ve davacıların varsa talep edebilecekleri maddi tazminatın hesaplanması yönünden aldırılan 04.12.2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Kusura ilişkin olarak yapılan değerlendirmede; Yaya…’ in üzerinde bulunduğu yolda, yolun karşı tarafına geçmek için, kaplamaya girmeden önce yolda seyretmekte olan araçların trafiğini dikkate alması, sol tarafından yaklaşan araçları belirleyip, onlara öncelik tanıyarak geçişlerini beklemesi, kendi can güvenliğim sağladıktan sonra ve güvenli olarak karşı tarafa geçmesi gerekirken, belgelerden ve ifadelerden anlaşıldığı üzere, bu kurala tam olarak uymayıp, kontrolsuz olarak yolun karşı tarafına geçmeye çalışması esnasında, (yoten ilk iki şeridini geçip son 3. şeridine ulaşmakta ve girmekte alduğu da dikkate alınarak) solundan gelerek seyreden aracın çarpmasına maruz kalmış olmasında, birinci derecede ve % 60 oranında kusurlu olduğu, sürücü …’ in yönetimindeki … plaka numaralı kamyonet ile özellikleri seyir yolunun meskun mahalde olduğunu, yolun, günün her saatinde çok yoğun yaya ve araç trafiği ile yüklü olduğunu dikkate alarak yavaş ve dikkatli seyretmesi, karşı tarafa geçmek üzere yola inmiş olan yayayı 30 m kadar mesafeden gördüğünde derhal fren yapıp durabilmesi gerekirken (ve de mümkünken) bu önlemi zamanında alamayarak, duramayıp, şeridine girmekte olan yayaya çarpmış olmasında, ikinci derecede ve % 40 oranında KUSURLU olduğu , dava dışı sürücü …’un ise davaya konu edilen kaza sırasında yayaya çarpmasının söz konusu olmaması nedeniyle kusursuz olduğu görüşü bildirilmiştir.
Tazminat hesabına ilişkin olarak yapılan değerlendirmede ise; 26.09.2014 doğumlu küçük … …’ in 22.5.2015 kaza ve ölüm tarihinde (1) yaşında, PMF-1931 tablosuna göre yaşam süresi (61) yıl olduğu, tazminat hesabı yapılırken destekten yoksun kalmanın 18 yaşından itibaren baz alındığı, baba … 12.09.1987 d.lu, oğlunun öldüğü 22.05.2015 tarihinde 28 yaşında, oğlunun destek olmaya başlayacağı 17 yıl sonra 45 yaşında olacağından, PMF-1931 tablosuna göre kalan yaşam süresinin 26 yıl olduğu ve buna göre destekten yoksunluk süresinin 26 yıl olacağı, anne…’ in oğlunun öldüğü 22.05.2015 tarihinde 23 yaşında, oğlunun destek olmaya başlayacağı 17 yıl sonra 40 yaşında olacağından, PMF-1931 tablosuna göre kalan yaşam süresinin 30 yıl olacağı, buna göre; destekten yoksunluk süresinin 30 yıl olacağı, müteveffanın 24 yaşında evleneceği, eş ve çocuklara sahip olacağı, kazancının %75’ini kendisine, eşine, çocuklarına harcayacağı, bakıp gözetmekle ve gerektiğinde yardım etmekle yükümlü olacağı anne babasına da %l2’5ardan toplam % 25 pay ayıracağı, yaşça büyük olan babanın destekten çıktıktan sonra, Yargıtay kararlarında belirtildiği üzere, onun payının anneye ekleneceği gözetilerek, son (4) yılda annenin payının %25 olacağı varsayımına göre ve vefat eden çocuğun ileride hangi işi yapacağının belirsiz olmasından dolayı asgari ücret baz alınarak yapılan tazminat hesabında; davacı baba için hesaplanan maddi tazminatın 16.916,92 TL, davacı anne için hesaplanan tazminatın 22.696,24 TL olacağı, sigorta ödemesi ve hesaplanan faiz miktarlarının mahsubu neticesinde yapılan hesaplamada ise davacı baba için 6.661,46 TL, davacı anne için 11.269,22 TL olmak üzere toplam 17.930,68 TL maddi tazminat talep edilebileceği görüşü bildirilmiştir.
Rapora itirazlar sonrası bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş, aktüer bilirkişi …’in rahatsızlığı nedeni ile çalışamadığını, ameliyat olacağını bildirmesi üzerine yerine mahkememizce uzmanlığı bilinen bilirkişi …’nın görevlendirilmesi ile alınan 30.09.2019 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Kök raporda belirlenen kusur oranlarında değişiklik yapılmasını gerektirecek belge, bilgi ve durumun mevcut olmadığı, bu sebeple taraf vekillerinin kusur yönünden yapmış oldukları itirazların kök raporu değiştirecek mahiyette olmadığı, kök raporun geçerli olduğu, davacı baba yönünden sigorta şirketi ödemesi mahsup edilerek talep edilebilinecek maddi tazminatın 7.994,67 TL, davacı anne yönünden ise 30.848,36 TL olacağı görüşü bildirilmiştir.
Ek rapora itirazlar üzerine, kök rapor sunan aktüer bilirkişinin de iyileşmiş olması nedeniyle kök rapor sunan bilirkişi heyetinden yeniden ek rapor alınmıştır.
Tanzim edilen 14/11/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Tarafların kusur yönünden yaptıkları itirazların incelenmesi ve değerlendirilmesi sonucu kök raporda belirlenen kusur oranlarını değiştirecek bir durum tespit edilmediğini, kök raporda belirtildiği gibi, Yaya…’ in, % 60 oranında kusurlu olduğu, sürücü …’ in % 40 oranında kusurlu olduğu , dava dışı sürücü …’un ise kusursuz olduğu, davalı sürücünün %40 kusur karşılığı hesaplanan tazminat tutarlarından davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemelerin güncel değerinin indirilmesi sonucu talep edilebilecek maddi tazminatın davacı baba yönünden 7.779,22 TL, davacı anne yönünden ise 12.908,86 TL olmak üzere toplam 20.688,08 TL hesaplandığı görüşü bildirilmiştir.
İddia, savunma, dosya kapsamında toplanan deliller ve alınan bilirkişi heyeti kök ve ek raporların değerlendirilmesinde;
Davacılar, dava dilekçesi ile çocukları olan müteveffa … …”in 22/05/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazadasın hayatını kaybetmiş olması nedeniyle, destekten yoksun kalmalarından dolayı tüm davalılardan her bir davacı için ayrı ayrı 1.000,00 TL. maddi tazminat ve sigorta şirketi dışındaki davalılardan her bir davacı için ayrı ayrı 10.000,00 TL. Manevi tazminat talebinde bulunmuşlar ve 09.03.2020 tarihli ıslah dilekçeleri ile son alınan bilirkişi ek raporuna göre maddi tazminat taleplerini her iki davacı için toplam 20.688,08 TL’ye yükseltmişler, bu bedelin 22.05.2015 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmişler, ıslah harcını yatırmışlardır.
Davalı taraflar davanın reddini talep etmiştirlerdir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 49. Maddesinde; Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil ile başkasına zarar verenin bu zararı gidermekle yükümlü olduğu, 53. Maddesinde; ölüm halinde uğranılan zararların, cenaze giderleri, ölüm hemen gerçekleşmemiş ise tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar olduğu, 54. Maddesinde; Tazminat talep edilebilecek bedensel zarar kalemlerinin, tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olduğu, 56. Maddesinde; Hakimin , bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özelliklerini göz önünde tutarak zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebileceği düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85. Maddesinde; Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı, 91. Maddesinde; İşletenlerin bu kanunun 85 . Maddesinin 1. Fıkrasına göre olan sorumlulukların karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu, 97. Maddesinde; Zarar görenin ZMMS sigortacısına başvurabileceği; 99. Maddesinde; trafik sigortacısının, hak sahibinin başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içinde ZMMS kapsamındaki miktarları ödemek zorunda olduğu, 109. Maddesinde de; Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin taleplerin , zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrenmesinden itibaren iki yılın her durumda kaza tarihten itibaren 10 yılın geçmesiyle zaman aşımına uğrayacağı, davanın cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve ceza kanunun bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş ise bu sürenin maddi tazminat talepleri içinde uygulanacağı, düzenlenmiştir.
Somut olayda;Davacıların çocuğu olan … … 22/05/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybetmiştir. Kazaya karışan ve davalılar …’in sürücüsü, …’in malik ve işleteni olduğu … plakalı araç davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS ile sigortalanmıştır. Sigorta poliçe azami teminat tutarı 290.000,00 TL.’dir
Bilirkişi heyeti kök ve ek raporlarında yapılan değerlendirmelere göre, meydana gelen kazada Yaya…’ in, % 60 oranında kusurlu olduğu, sürücü …’ in % 40 oranında kusurlu olduğu , dava dışı sürücü …’un ise kusursuz olduğu tespit edilmiştir.
Kusur yönünden alınan raporlara itiraz edilmiş ise de ceza dosyasında alınan ATK Trafik İhtisas Dairesi raporunda da kusur oranları belirtilmeden sürücü …’inn tali derecede, …’in asli derecede kusurlu olduğu tespit edildiğinden, mahkememizce alınan raporlarda ise kusur oranları tespit edildiğinden temelde raporlar arasında bir çelişki bulunmadığından yeniden kusura ilişkin rapor alınmasına gerek görülmemiş ve kusur yönünden alınan bu raporlara itibar edilmiştir.
Maddi tazminat istemlerine ilişkin yapılan değerlendirmede; Denetime elverişli bulunan bilirkişi heyetinin 14/11/2019 tarihli son ek raporuna göre, davalı sürücünün %40 kusur karşılığı hesaplanan tazminat tutarlarından davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemelerin güncel değerinin indirilmesi sonucu talep edilebilecek maddi tazminatın davacı baba yönünden 7.779,22 TL, davacı anne yönünden ise 12.908,86 TL olmak üzere toplam 20.688,08 TL olduğu tespit edilmiş olup mahkememizce bu rapora itibar edilmiştir.
Meydana gelen kazaya %40 kusuru ile sebebiyet veren davalı sürücü … kusur sorumluluğu kapsamında, davalı … ise bu aracın maliki ve işleteni olması nedeniyle nedeniyle davacıların karşılanmayan maddi zararından sorumlu olacaklardır. Davalı sigorta şirketi kazaya sebebiyet veren aracı kaza tarihi itibarı ile ZMMS poliçesi ile sigortalayan sigorta şirketidir. ZMMS Poliçesi ile işletenin veya sürücünün kusurlu davranışı teminat altına alınmaktadır. ZMMS teminatı sunan davalı sigorta şirketi poliçede gösterilen teminatlar dahilinde kalmak kaydıyla 3. kişilerin maruz kaldığı gerçek zararlardan sorumludur. Davacıların tespit edilen zararı sigorta poliçesi azami teminat limiti içerisinde kalmaktadır.
Bu kapsamda, davalıların, davacı … için 7.779,22 TL, davacı… için 12.908,86 TL olmak üzere toplam 20.688,08 TL bakiye destekten yoksun kalma tazminatından yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler göre sorumlu olacağı, bu tazminat yönüyle temerrütün davalı sigorta şirketi yönünden ödeme tarihi olan 06.02.2017 tarihinde, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 22.05.2015 tarihinde oluşacağı, kazaya karışan … plakalı aracın kullanım amacının hususi olması, ticari amaçla kullanıldığı ispat edilemediğinden temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceği sonuç ve kanaatine ulaşılarak davacıların maddi tazminat talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Manevi tazminat yönüyle yapılan değerlendirmede; Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.
Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir.
Dava konusu kazada, davacıların oğlunun öldüğü, bu kapsamda olay nedeniyle, davacıların acı ve elem yaşayacağı, bir üzüntü duyacağı, manen yıkıma uğrayacağı bir gerçektir.
Davacı taraf, meydana gelen kaza nedeniyle sigorta şirketi dışındaki davalılardan her bir davacı için ayrı ayrı 10.000,00 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Yukarıda açıklanan yasa maddeleri ve ilkeler doğrultusunda manevi tazminat talebi değerlendirilmiştir. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalı yanların sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle davacı tarafça duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla her bir davacı için talep edilen 10.000,00 TL manevi tazminatın makul ve uygun olacağı, temerrütün kaza tarihi olan 22.05.2015 tarihinde oluştuğu, temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceği, sigorta şirketi dışındaki davalıların kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın sürücüsü ve malik-işleteni olmaları nedeniyle takdir edilen manevi tazminat bedelinden sorumlu oldukları sonuç ve kanaatine ulaşılmış, davacıların manevi tazminat istemlerinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Tüm bu nedenler ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Maddi tazminat talebi bakımından DAVANIN KABULÜ ile; Davacı … için 7.779,22 TL, davacı… için 12.908,86 TL olmak üzere toplam 20.688,08 TL destekten yoksun kalma tazminatının, davalı … A.Ş yönünden 06.02.2017 tarihinden diğer davalılar yönünden 22.05.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan alınarak davacılara ÖDENMESİNE,
2-Manevi tazminat talebi bakımından DAVANIN KABULÜ ile; Davacı … için 10.000,00 TL, davacı… için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 20.000,00 TL manevi tazminatının, 22.05.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den alınarak davacılara ÖDENMESİNE,
3-Maddi tazminat yönünden alınması gereken 1.413,20 TL karar ve ilam harcından davacılar tarafından peşinen ve ıslah ile yatırılan 428,65 TL ‘ nin mahsubu ile bakiye 984,55 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA, davacılar tarafından peşinen ve ıslah ile yatırılan 428,65 TL ‘ nin tüm davalılardan alınarak davacılara ödenmesine,
4-Manevi tazminat davacı yönünden alınması gereken 1.366,20 TL karar ve ilam harcının davalı sigorta şirketi haricindeki davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
5-Davacılar tarafından yapılan 31,40 TL başvurma harcı parası, 427,00 TL müzekkere ve davetiye posta masrafı, 2.200,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam; 2.658,40 TL’ yargılama masrafının tüm davalılardan alınarak davacılara ödenmesine,
6-Maddi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin tüm davalılardan alınarak davacılara ödenmesine,
7-Manevi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin sigorta şirketi haricindeki davalılardan alınarak davacılara ödenmesine,
8-HMK 120 maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı yana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalılar … ve … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.24/02/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza