Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/542 E. 2021/77 K. 09.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/542 Esas
KARAR NO:2021/77

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:14/06/2017
KARAR TARİHİ:09/02/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan alacak davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle: Davalı ile müvekkili şirket arasında, davalının maliki bulunduğu … Alışveriş Merkezi’nin içerisindeki mağazaların kiralanmasına ilişkin olarak 16.06.2011 tarihli Pazarlama Yetki Sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirerek 78.454,40 Euro alacağa hak kazanmış olduğunu, davacının bu alacağı ile ilgili olarak 78.218 Euro karşılığı TL bazında 21.09.2012 tarihli 93.162,00 TL+ KDV tutarında ve 09.04.2013 tarihli 61.489,00 TL+ KDV tutarında 2 adet fatura düzenlediğini, davalının bu borcu karşılığı davacıya 04.01.2013 tarihinde 30.000,00 TL, 31.01.2013 tarihinde 10.000,00 TL, 04.03.2013 tarihinde 10.000,00 TL, 09.04.2013 tarihinde 10.000,00 TL ve 05.07.2013 tarihinde 20.000,00 TL, olmak üzere toplam 95.000,00 TL ödemiş olduğunu, sözleşmenin 3. Maddesi gereği yapılan ödemelerin her biri ödeme tarihindeki Merkez Bankası döviz satış kuru esas alınarak Euro’ya dönüştürülmesi ile davalının ödediği toplam bedelin 39.932,83 Euro olduğu ve bakiye kalan 38.285,17 Euro’nun davalı tarafından ödenmediğini, sözleşmenin 3. Madde hükmüne göre ödemelerin müvekkiline, kiracının kira sözleşmesini imzaladığı tarihten itibaren 3 iş günü içinde yapılacağın kesin olduğu, yine aynı madde gereği uygulanacak gecikme faiz oranının da aylık %1 olarak belirlenmiş olduğunu, bu nedenlerle mevcut alacaklarının son fatura tarihi olan 12.04.2013 tarihinden 3 gün sonrası tarih olan 15.04.2013 tarihinden itibaren işleyecek aylık %1 faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili kurumun iş yeri adresinin …’te bulunduğu, bu sebeple yetkili mahkemenin … Asliye Hukuk (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesi olduğunu, davanın yetki yönünden reddinin gerektiğini, davacının taleplerinin zaman aşımına uğramış olduğunu, esasa ilişkin olarak ise, davacı tarafından hizmet sözleşmesi karşılığı düzenlenen faturaların meblağının müvekkili firmaca kısmen kabulle, davacıya hak ettiği hizmet karşılığı oranında ödeme yapılmış olduğunu, davacının müvekkili firmanın işlettiği … ilindeki … AVM adlı iş yerinde kiracı olarak kalacağını taahhüt ettiği ve sözleşme imzalamış olduğu firmaların bir kısmının sözleşme tarihlerinin bitimini beklemeyip kira ücretlerini de ödemeden AVM’den habersiz olarak ayrılmış olduklarını, … adlı işletmenin ise faaliyete bile geçmediğini, davacının özen borcunu yerine getirmediğini bu nedenle iddia ettiği alacağa hak kazanmadığını, kur faklarının taraflar arasında mutabakatla faturalandınlması gerektiği halde tek taraflı olarak kur farkı hesaplanarak oluşan farkın müvekkilinden talep edildiğini belirterek davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava; Taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi, ticari ilişki nedeniyle düzenlenen faturalar kapsamında alacak istemine ilişkindir.
Tarafların delilleri toplanmış, taraflar arasındaki sözleşme sureti celp edilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Davalı şirketin ticari defterleri üzerinde talimat yoluyla yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde hazırlanan 17.09.2020 havale tarihli raporda özetle; Davalı şirketin ticari defterlerinin usulüne uygun olarak zamanında tasdik edilmiş oldukları, taraflar arasında 16.06.2011 tarihinde PAZARLAMA YETKİ SÖZLEŞMESİ imzalanmış olduğu, davacı tarafından davalıya kesilen 2 adet fatura ve davalı tarafın yaptığı 6 adet geri ödemeye bakıldığında belli bir dönem her iki şirketin yıllara dayanan bir ticari ilişkisinin olduğu, bu sözleşmenin 3. maddesinde davacı şirketin davalı şirkete temin ettiği kiracılar ile davalı şirketin kira sözleşmesini imzalamasını müteakiben üç gün içinde ücretini hak eder ibaresinin bulunduğu, buna istinaden 21.09.2012 tarihli 93.162,00 TL + KDV ve 09.04.2013 tarihli 61.489,00 TL + KDV tutarlı iki adet fatura kestiği ve bu alacağı hak etmiş gibi göründüğü, ancak sözleşmenin 2.2 maddesine göre kiracıların 6 ayını dahi doldurmadan iş yerlerini terk etmeleri ve davacının yerlerine yeni kiracılar temin etmediği durumda davacının görevini layıkıyla yerine getirmediğinin anlaşılacağı, davalının muavin defterinin incelenmesinde, davalı şirketin davacı şirkete 87.488,18 TL borçlu gözüktüğünün tespit edildiği bildirilmiştir.
Davacı kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen 18.12.2020 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacı tarafından davalıya 21.09.2012 tarihli 109.931,16 TL (KDV DAHİL) ve 09.04.2013 tarihli 72.557,02 TL (KDV DAHİL) tutarlı iki adet fatura kesildiği, faturaların toplam TL bedelinin 182.488,18 TL Euro karşılığının 78.224,87 Euro olduğu, davacı firmanın davalı firmadan 04.01.2013 tarihinde 30.000,00 TL, 31.01.2013 tarihinde 10.000,00 TL, 04.03.2013 tarihinde 10.000,00 TL, 19.04.2013 tarihinde 10.000,00 TL, 08.05.2013 tarihinde 15.000,00 TL ve 05.07.2013 tarihinde 20.000,00 TL, olmak üzere toplam 95.000,00 TL tahsilat yapmış olduğu, yapılan tahsilatın Euro karşılığının 39.768,25 Euro olduğu, davacı tarafından davacı ticari defter kayıtlarında yer alan tahsilat bilgileriyle, dosyada mübrez banka dökümlerinde yer alan bilgilerin birbirleriyle uyumlu olduğu, davacı tarafından davalı adına toplam 182.488,18 TL (karşılığı 78.224,87 Euro) tutarında fatura düzenlendiği, buna karşılık davacının davalıdan toplam 95.000,00 TL (karşılığı 39.768,25 Euro) tutarında tahsilat yaptığı, neticede davacının davalıdan 87.488,18 TL (karşılığı 38.456,62 Euro) alacaklı olduğu, bu tutarın 31.12.2014 tarih, 726 nolu yevmiye kapanış maddesinde de aynen yer aldığı, davalı firma kayıtlarının incelenmesi sonucu hazırlanan 17.09.2020 tarihli bilirkişi raporunda da, davalının davacıya 87.488,18 TL borçlu gözüktüğü, davacı tarafından davalı adına 2 adet fatura düzenlendiği, davacının fatura alacağını hak etmiş gibi göründüğü anacak kiracıların 6 ayını dahi doldurmadan iş yerlerini terk etmeleri ve davacının yerlerine yeni kiracılar temin etmediği durumda davacının görevini layıkıyla yerine getirmediğinin anlaşılacağının tespit edildiği, taraflar arasında 16.06.2011 tarihinde imzalan Pazarlama Yetki Sözleşmesinin 2.2 maddesinde “…’te yer alan AVM İçinde açılış tarihi olan …. Tarihinden sonra 6 ay süresi ile herhangi bir sebeple boşalan herhangi bir yer için … yeniden kiralama hizmetini bila bedel verecektir.” , 3 nolu maddesinde “bir yıllık Euro bazındaki kira bedeli göz önüne alınarak hesaplanacak toplam KDV hariç yıllık kira bedelleri üzerinden Euro bazında KDV hariç %10 ücret alınacağı, faturanın tanzim tarihindeki TCMB döviz satış kuru dikkate alınarak düzenleneceği, fatura ödemesinin ödeme günündeki geçerli döviz satış kuru üzerinden yapılacağı, kur farkının karşılıklı mutabakatla faturalandırılacağı, ödemelerin kiracının kira sözleşmesini imzaladığı tarihten itibaren 3 iş günü içerisinde nakden ve defaten yapılacağı, vadesinde yapılmayan ödemelere Euro bazındaki hak ediş bedeline aylık %1 gecikme faizi uygulanacağı, kiracıların ödeme yapmamasının …’e ödeme yapılmasını engellemeyeceği” hususlarının kararlaştırıldığı, netice olarak; Davacı şirkete ait ibraz edilen ticari defterlerin usulüne uygun düzenlenmiş olduğu, davacının davalıdan 38.456,62 Euro tutarında alacaklı olduğu, davacı alacağına dava tarihine kadar işlemiş olan gecikme faizinin 19.230,42 Euro olduğu görüşü bildirilmiştir.
İddia, savunma, dosya kapsamında toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporlarının değerlendirilmesinde;
Davalı ile davalı arasında, davalının maliki bulunduğu … Alışveriş Merkezi’nin içerisindeki mağazaların kiralanmasına ilişkin olarak 16.06.2011 tarihli Pazarlama Yetki Sözleşmesi imzalandığı, bu Sözleşmesinin 2.2 maddesinde “…’te yer alan AVM içinde açılış tarihi olan …. tarihinden sonra 6 ay süresi ile herhangi bir sebeple boşalan herhangi bir yer için … yeniden kiralama hizmetini bila bedel vereceği” , 3 nolu maddesinde “bir yıllık Euro bazındaki kira bedeli göz önüne alınarak hesaplanacak toplam KDV hariç yıllık kira bedelleri üzerinden Euro bazında KDV hariç %10 ücret alınacağı, faturanın tanzim tarihindeki TCMB döviz satış kuru dikkate alınarak düzenleneceği, fatura ödemesinin ödeme günündeki geçerli döviz satış kuru üzerinden yapılacağı, kur farkının karşılıklı mutabakatla faturalandırılacağı, ödemelerin kiracının kira sözleşmesini imzaladığı tarihten itibaren 3 iş günü içerisinde nakden ve defaten yapılacağı, vadesinde yapılmayan ödemelere Euro bazındaki hak ediş bedeline aylık %1 gecikme faizi uygulanacağı, kiracıların ödeme yapmamasının …’e ödeme yapılmasını engellemeyeceği”, 7. Maddesinde de “işbu sözleşmenin Türk yasalarının hükmü altında olup İstanbul Merkez Mahkemelerinin ve İcra Dairelerinin kaza yetkisine tabi olacağı” hususlarının kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
Davacı vekilince, müvekkili şirket tarafından bu sözleşme kapsamında verilen hizmet karşılığı davalı adına düzenlenen faturalardan dolayı bakiye kalan 38.285,17 Euro’nun davalı tarafından ödenmediği, sözleşmenin 3. Madde hükmüne göre ödemelerin müvekkiline, kiracının kira sözleşmesini imzaladığı tarihten itibaren 3 iş günü içinde yapılacağın kesin olduğu, yine aynı madde gereği uygulanacak gecikme faiz oranının da aylık %1 olarak belirlenmiş olduğunu, bu nedenlerle mevcut alacaklarının son fatura tarihi olan 12.04.2013 tarihinden 3 gün sonrası tarih olan 15.04.2013 tarihinden itibaren işleyecek aylık %1 faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı vekilince ise, Müvekkili kurumun iş yeri adresinin …’te bulunduğu, bu sebeple yetkili mahkemenin … Asliye Hukuk (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesi olduğu, davacının taleplerinin zaman aşımına uğramış olduğu, davacı tarafından hizmet sözleşmesi karşılığı düzenlenen faturaların meblağının müvekkili firmaca kısmen kabulle, davacıya hak ettiği hizmet karşılığı oranında ödeme yapılmış olduğu, davacının müvekkili firmanın işlettiği … ilindeki … AVM adlı iş yerinde kiracı olarak kalacağını taahhüt ettiği ve sözleşme imzalamış olduğu firmaların bir kısmının sözleşme tarihlerinin bitimini beklemeyip kira ücretlerini de ödemeden AVM’den habersiz olarak ayrılmış oldukları, … adlı işletmenin ise faaliyete bile geçmediği, davacının özen borcunu yerine getirmediği, bu nedenlerle iddia ettiği alacağa hak kazanmadığı, kur farklarının taraflar arasında mutabakatla faturalandınlması gerektiği halde tek taraflı olarak kur farkı hesaplanarak oluşan farkın müvekkilinden talep edildiği belirtilerek davanın davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Öncelikle davalı tarafın mahkememizin yetkisine ve zaman aşımına yönelik yaptığı itirazların değerlendirilmesi gerekmiştir. Buna göre;
Taraflar arasında sözleşme kapsamında ticari bir ilişkinin bulunması, dava konusunun para borcu olması, TBK’nın 89. Maddesine göre para borçlarının götürülecek borçlardan olması, davacı alacaklının adresi itibarı ile ve taraflar arasındaki sözleşmenin 7. Maddesinde düzenlenen yetki şartı uyarınca mahkememizin yetkili olduğu, davalı yanın mahkememizin yetkisine yönelik yaptığı itirazın yerinde olmadığı değerlendirilerek reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında sözleşmeye dayalı alacak davası söz konusu olup bu tür davalar TBK’nun 146. Maddesi uyarınca 10 yıllık genel zaman aşımına tabi olup, taraflar arasındaki sözleşme tarihinin 2011, fatura tarihlerinin 2012, 2013 yılları, dava tarihinin 2017 yılı olduğu değerlendirildiğinde 10 yıllık zaman aşımı süresinin dolmadığından davalı yanın zaman aşımı itirazının reddine karar verilmiştir.
Alınan bilirkişi raporlarına göre, her iki tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, tarafların ticari defterlerinin kanuni delil niteliğine haiz oldukları, her iki tarafın ticari defter ve kayıtlarının birbiri ile örtüştüğü, her iki tarafın ticari defter ve kayıtlarına göre davacının davalıdan
87.488,18 TL (karşılığı 38.456,62 Euro) alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Davacı tarafından kesilen faturaların kur farkından dolayı kesilen fatura olduğu, davacının sözleşme hükümlerine aykırı hareket ettiği, sözleşmenin 2.2 maddesi uyarınca 6 ay içinde boşalan yerler için yeniden ücret talep edildiği, yada hiç kiracılık ilişkisi kurulmayan yerden dolayı talepte bulunulduğu hususlarında dosyamıza bir delil belge sunulmamıştır. Davalı tarafça bu hususlar ispatlanamadığı gibi kendi defterlerinde de kayıtlı bulunan 87.488,18 TL (karşılığı 38.456,62 Euro) borcun istenebilir olmadığı yada ödendiği hususları da ispatlanamamıştır. Ayrıca kira bedellerinin kiracılar tarafından ödenmemesi durumunun davalı tarafından davacıya yapılacak ödemelerin yapılmasını engellemeceği de açık olarak sözleşmede düzenlenmiştir. Bu sebepler ile davacının davalıdan 87.488,18 TL (karşılığı 38.456,62 Euro) alacaklı olduğu, davacı yanın talebinin 38.285,17 Euro olduğu, taleple bağlılık ilkesi gereği davacının davalıdan 38.285,17 Euro alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşmede, her ne kadar fatura bedellerinin kiracının kira sözleşmesini imzaladığı tarihten itibaren 3 iş günü içerisinde ödeneceği kararlaştırılmış ve davacı tarafça bu kapsamda son fatura tarihinden 3 gün sonrası olan 15.04.2013 tarihinden itibaren faiz talep edildiği belirtilmiş ise de, dosyamıza kira sözleşmelerine ilişkin bilgilerin sunulmadığı, bu kapsamda temerrütün 15.04.2013 tarihinde oluştuğu hususunun davacı tarafça ispatlanamadığı, temerrütün dava tarihinde oluştuğu, sözleşmenin 3. maddesinde gecikme halinde aylık %1 gecikme bedeli talep edileceği düzenlendiğinden 38.285,17 Euro alacağa dava tarihinden itibaren işleyecek aylık %1 oranında faiz talep edilebileceği değerlendirilmiştir.
Tüm bu nedenler ile davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KABULÜ İLE; 38.285,17 Euro ‘nun dava tarihinden itibaren işleyecek aylık %1 oranında faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken 10.333,13 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 2.582,58 TL’ nin mahsubu ile bakiye 7.750,55 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA, davacı tarafından peşinen karşılanan 2.582,58 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvurma harcı parası, 329,50 TL müzekkere ve davetiye posta masrafı, 1.200,00 TL bilirkişi ücreti, olmak üzere toplam; 1.560,90 TL’ yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 18.320,49 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
6-HMK 120 maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde re’ sen davacı yana İADESİNE,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde sunulacak dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.09/02/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza