Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/528 E. 2018/297 K. 11.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/528
KARAR NO : 2018/297
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/06/2017
KARAR TARİHİ : 11/04/2018
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 12/11/2016 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı hususi engelli aracın karşıdan karşıya geçmek isteyen yaya davalıya çarpması neticesinde yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza tespit tutanağına göre kazanın oluşmasında davalının kusurunun olup, araç sürücüsünün ise herhangi bir kusurunun olmadığının tespit edildiğini, kazaya karışan aracın zararının sigorta poliçesi kapsamında müvekkili şirket tarafından karşılandığını, sigortalılarına ödenenen ve davalının kusur oranına isabet eden 6.178.-TL’nin ödenmesi için davalıya rücu talebinin iletildiğini, ihtara rağmen herhangi bir ödeme yapılmaması üzerine giriştikleri icra takibine borçlu – davalının haksız yere itiraz ettiğini, itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı yana tebligat yasası hükümlerine uygun şekilde dava dilekçesi ve duruşma günü bildirildiği halde; davalı yan duruşmaya gelmemiş, cevap ve delil bildirmemiş ve bu nedenle davacı yanın iddialarını reddetmiş kabul edilmiştir.
G E R E K Ç E /
Yargıtay …Hukuk Dairesi Esas No : … Karar No : … sayılı ilamında belirtildiği üzere; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Yargıtay … Hukuk Dairesi Esas No : …, Karar No : … sayılı ilamına göre “Davacı … şirketi, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır.”
Yargıtay … Hukuk Dairesi Esas No : …, Karar No :… sayılı ilamında ” Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22.03.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticarî dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır. Öte yandan, TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir.
Halefiyet gereği açılan davada dava dışı sigortalı ile davalı gerçek kişi arasında bir mutlak ticari iş bulunmaması, sigortalı ile davalının tacir olmaması, aralarındaki uyuşmazlığın haksız fiil olarak kabulü ile bu şekilde ihtilafın çözüme kavuşturulması gerekliliği uyarınca davanın görev yönünden usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile
1-Mahkememizin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nun 114/1-ç ve 115/2 maddeleri uyarınca; davanın görev yönünden usulden REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde HMK madde 20 uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde taraflarca talep edilmesi halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE, gönderilmesine, şayet yasal iki haftalık süre içerisinde taraflarca talep edilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331/2 md. uyarınca harç, yargılama gideri ve gider avansının görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde talep üzerine harç yargılama gideri ve gider avansı konusunda mahkememizce karar OLUŞTURULMASINA,
Dair, verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer taraf yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır