Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/504 E. 2021/371 K. 17.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/504
KARAR NO:2021/371

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:20/10/2014
KARAR TARİHİ :17/05/2021

Davacı yanca davalı yan aleyhine açılan davanın yapılıp sona erdirilen açık yargılaması sonunda,
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
AÇILAN DAVA VE İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının Ocak, Şubat 2012 yılında … Limited Şirketinin … Şubesinde şoför olarak işe başladığı 18/10/2002 tarihinde şirketin sorumlusu kargo şirketinin bankosunda görevli olan davalılardan …’ü şoför olarak, davacıda o hafta çok yoğun çalıştığından yanında yük indirmesini yardımcı olması için beraberce … şirkete ait depoya yükledikleri malları boşaltmaya gönderdiğini, davacı ve davalılardan …’ün … istikametinde yol alırken davacının o haftaki yoğun çalışma temposu nedeniyle çok yorgun olduğundan … gişelerini geçtikten sonra uyuduğunu sonra büyük çarpma sesiyle gözlerini açtığını, açar açmazda ne olduğunu anlayamadan kendisini kaybettiğini, bu kaza nedeniyle ciddi şekilde hasar aldığını belirterek işverenlerin kusur durumlarının yeniden tespit edilerek fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak üzere iktisadi geleceğinin tehlikeye düşmesi ve maddi olarak uğradığı ve uğrayacağı her türlü zarar sebebiyle 1.000,00 TL belirsiz alacağı olan, maddi tazminat ile 20.000,00 TL manevi tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEPLER:
Davalı … Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle ; Öncelikle husumet itirazında bulunduğu, esas yönünden ise davalı şirketin kazanın meydana gelişinde kusuru bulunmadığını, kazanın kusurlu olduğu iddia edilen … ile davalı şirket ile arasında her hangi bir ilişki bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirket yaptığı ödeme sonucu ibra edildiğini, fahişlik söz konusu olmadığından ibranamenin iptali talep edilemeyeceğini, ilgili kaza nedeniyle hesaplanan tüm tazminatın davacıya ödendiğini, davalı şirketin sorumluluğunun kalmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı …’e usulüne uygun tebligatın yapıldığı, duruşmalara gelmediği, davaya da her hangi bir cevap vermediği anlaşılmıştır.
İhbar olunan … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yan yaşanılan kaza neticesinde davalı sigorta şirketinden bir kısım ödeme aldığını, yaşanan kaza nedeniyle ihbar edilen müvekkilinin kusuru olmasa da davacı kendi kusurlu olmasına rağmen herhangi bir hasar varsa bunun sigorta şirketi tarafından ödenmesi gerektiğini, bu sebeple; müvekkili hakkındaki davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dosyanın incelenmesinde; İş bu davanın ilk olarak; …. İş Mahkemesinde açıldığı, ilgili mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen 21/01/2016 gün ve … esas, … karar sayılı görevsizlik kararı üzerine mahkememize geldiği ve mahkememizin … esas numarasına kaydının yapıldığı, mahkememizce 07/11/2016 gün ve … esas, … karar sayılı kararı ile karşı görevsizlik kararı verildiği, oluşan durum itibariyle her iki mahkeme arasındaki görev uyuşmazlığının çözümlenmesi bakımından dosyanın re’sen istinafa gönderildiği, BAM 37. HD’nin 04/05/2017 tarih, 2017/825 Esas-2017/836 Karar sayılı kararı ile mahkememizin yargı yeri olarak belirlendiği, dosyanın yeniden mahkememize geldiği ve mahkememizin 2017/504 esasına kaydının yapılarak işin esasının incelenmesine geçildiği anlaşılmıştır.
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçeleri ve ekleri, beyan dilekçeleri, cevabi yazı içerikleri, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Davaya konu somut olayda, davalı …’nın … plakalı aracın sürücüsü, diğer davalı … (…)’nın ise … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle ZMM sigortacısı olduğu anlaşılmıştır.
… plakalı aracın tescil kayıtları incelendiğinde de, kaza tarihi itibariyle dava dışı 3. Kişi olan … adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Ayrıca diğer davalılar, … Ltd. Şti. Ve … Ltd. Şti. … şubesinin ise, kazaya karışan araçlar, sürücü ve davacı ile bir ilişkisinin bulunmadığı, sadece dava dışı 3. Kişi …ile Acentelik ilişkisinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin ilişkindir.
Somut olayda hukuki ihtilaf ise; davacının kaza nedeni ile sürekli ve geçici maluliyetinin bulunup bulunmadığı, varsa oranı, tarafların kusur durumu, tarafların meydana gelen zarardan sorumlu olup olmadıkları, taraflara husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği ve davacının maddi ve manevi tazminat talep edip edemeyeceği noktalarında toplanmaktadır.
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine alınmış, ATK’dan maluliyet raporu ile bilirkişi heyetinden Aktüer ve Kusur raporları alınmıştır.
Davacı yanın toplanan tüm tıbbi belgeleri ile Adli Tıp Kurumu Başkanlığı …. İhtisas Kurulu’ndan muayene olunarak aldırılan raporunda; “… … oğlu 1957 doğumlu …’ın 18.10.2012 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak: E cetveline göre:%50.0 (yüzdeellinoktasıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin dosyada mevcut tıbbi belgelere ve gelişen komplikasyonlara göre olay tarihinden itibaren 24 (yirmidört) aya kadar uzayabileceğinin kabulu gerektiği oy birliği ile mütalaa olunur.
..” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Davacıların, kusur durumları ile ATK raporunda tespit olunan maluliyet durumuna göre talep edebileceği tazminat olup olmadığı ve miktarının saptanması açısından, kusur uzmanı … ve hesap uzmanı … marifetiyle dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve rapor alınmış olup;
Dava konusu olayda tarafların kusur oranının tespiti açısından alınan kusur bilirkişisi raporunda;
“… plaka numaralı kamyonetin sürücüsü, davalı …’ün hatalı sevk ve idaresinin, tam ve takdiren % 100 (yüzde yüz) oranında etkili bulunduğu,
… plaka numaralı kamyonun dava dışı sürücüsü …’in etkili herhangi bir hatalı davranışının sabit görülmediği”,
Davacının varsa talep edebileceği tazminat miktarının tespiti yönünden alınan Aktüer raporunda ise;
” 5510 sayılı Yasanın 13. maddesine göre, iş kazası olduğu kanaatine varıldığından; Yüksek Mahkemece SGK’ ya müzekkere yapılarak davacıya yapılan geçici iş göremezlik ödemesi var ise bu ödemenin tutarının; bağlanan sürekli iş göremezlik geliri var ise bu gelirin İlk Peşin Sermaye Değerinin (İPSD) sordurulması ve hesaplanan maddi zarar tutarlarından tamamının tenzili gerekeceği,
Davacının varsa … geçici iş göremezlik ödemesi öncesi geçici iş göremezlik maddi zararının 19.519,37 TL olduğu,
Davacının varsa … … tenzili öncesinde sürekli işj göremezlik maddi zararının 161.188,47 TL olduğu,
Temerrüt başlangıcının davalı sigorta şirketi yönünden 20.10.2014 tarihi, davalı sürücü yönünden 18.10.2012 kaza tarihi olduğu” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Mahkememizce davalı yan itirazları ile SGK’dan gelen yazı cevabı da irdelenmek suretiyle bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenerek mahkememize sunulan 15/12/2020 tarihli ek raporun incelenmesinde özetle de; ” … … plaka numaralı kamyonetin sürücüsü, davalı …’ün hatalı sevk ve idaresinin, tam ve takdiren % 100 (yüzde yüz) oranında etkili bulunduğu, … plaka numaralı kamyonun dava dışı sürücüsü …’in etkili herhangi bir hatalı davranışının sabit görülmediği, ödeme tarihindeki verilerek göre yapılan inceleme neticesinde davacıya yapılan ödemenin yetersiz olduğunun tespit edildiği, davacının geçici iş göremezlik ödemesi var ise geçici iş göremezlik ödemesinin tamamının tenzilinin gerekeceği, davacının nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararının 99.882,48 TL olduğu, temerrüt başlangıcının davalı sigorta şirketi yönünden 28/04/2014 kısmı ödeme tarihi, davalı sürücü yönünden 18/10/2012 kaza tarihi olduğu …” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Mahkememizce gerek ATK dan alınan 27/07/2018 tarihli Maluliyet raporu ve gerekse bilirkişi heyetinden alınan kusur, hesap raporlarının denetlenmesinde, raporların hukuki yönleri ayrık olmak üzere, maluliyete kusura ve zarara yönelik olarak yapılan tespitler bakımından ayrıntılı ve gerekçeli olduğu ve özellikle aktüer bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada, davadan önce yapılan ödemenin, ödeme tarihinden rapor tarihine kadar işlemiş yasal faiziyle güncellenerek hesaplanan tazminattan tenzil edilmiş olmasının da isabetli olduğu, yine ATK’dan alınan maluliyet raporunun da kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken yönetmelik hükümlerine uygun olarak tanzim edildiği anlaşıldığından, hükme esas alınmalarına karar verilmiştir.
Davacı yanın, 18/01/2021 tarihli dilekçe ile bilirkişi raporu doğrultusunda taleplerini artırarak, geçici iş görmezlik zararını 19.519,37 TL’ye, sürekli iş göremezlik zararını da 99.882,48 TL’ye çıkartmış olduğu ve buna ilişkin harcı da tamamladığı anlaşılmıştır.
Davalı sigorta şirketi tarafından bilirkişi raporuna beyan ve itiraz dilekçesinde her ne kadar, 6111 sayılı yasanın 59. Maddesine göre, geçici işgörememezlik zararlarının SGK tarafından karşılanacağı iddia edilmiş ise de; KTK 98. maddesinde SGK’nun sorumlu olduğu tedavi giderleri açıkça sayılmıştır. Bu giderler kapsamında geçici iş göremezlik tazminatının bulunmadığı açıktır. Bu doğrultuda poliçenin ve genel şartların tarafı olmayan SGK’yı yasal düzenleme olmaksızın tüm sağlık gideri teminatı kapsamındaki tazminat kalemlerinden sorumlu tutmak mümkün olmayacaktır. Ayrıca sigorta şirketleri tarafından poliçe bazında KTK 98. maddesindeki sayılanlar kapsamında SGK’ya katkı payı aktarımı yapıldığı nazara alındığında, KTK 98. madde kapsamı dışında sağlık giderleri teminatı içinde kalan tazminat kalemlerine ilişkin sigortalıdan alınan prim ücretleri sigorta şirketlerinin uhdesinde kalmaktadır. Bu doğrultuda sigorta şirketlerinin KTK 98. madde dışında kalan sağlık gideri teminatı kapsamındaki geçici iş göremezlik tazminatından poliçe limiti ile sorumluluğu devam edecektir ve ayrıca kaldı ki sağlık giderleri teminatı açıklayan Genel Şartların A.5.b bendinin son cümlesinde, “Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona ermiştir” ifadesiyle sigorta şirketinin sorumluluğunun sona ermesini KTK’nın 98. maddesine bağlamıştır. Ancak kanun koyucu tarafından yeni Genel Şartlarda ki bu düzenleme doğrultusunda KTK’nın 98.maddesinde değişiklik yapılarak, ” geçici iş göremezlik tazminatı madde kapsamına alınmadığı, açıkça SGK tarafından karşılanacağı ve Sigorta Şirketleri ve Güvence Hesabının sorumluluğunun sona erdiği” yönünde değişiklik yapılmadığından Genel Şartların A.5.b bendinin son cümlesi kadük kalmıştır/yürürlüğe girmemiştir. Başka bir ifadeyle halen yürürlükte bulunan KTK’nın 98. maddesinde, yeni Genel Şartlardaki sağlık giderleri teminatına ilişkin düzenleme doğrultusunda Sigorta Şirketlerinin sorumluluğunun sona ereceğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmadığından 98. madde hükmü dışında kalan teminatlar (belgesiz sağlık giderleri, geçici bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik tazminatı) bakımından sorumlulukları devam edeceğinden, geçici işgörememezlik zararının da davalı şirketin sorumluluğu kapsamı içerisinde değerlendirilmesi gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine ulaşılmış ve davalı tarafın bu yöndeki savunmalarına itibar edilmemiştir.
Ayrıca davacı yanca her ne kadar davacının Ocak, Şubat 2012 yılında … Limited Şirketinin … Şubesinde şoför olarak işe başladığı iddia edilmiş ise de, dosyaya celp olunan SGK kayıtları ve beyan dilekçeleri incelendiğinde davacının, davalılar, … Ltd. Şti. Ve … Ltd. Şti. … şubesine ilişkin herhangi bir çalışma kaydının bulunmadığı, dava dışı ihbar olunan …yanında çalışma kaydının bulunduğu, …ile … Ltd. Şti. Arasında da, Acentelik sözleşmesi bulunduğu, bunun dışında davalılar … Ltd. Şti. Ve … Ltd. Şti. … şubesinin, kazaya karışan araçlar, sürücü ve davacı ile bir ilişkisinin bulunmadığı, bu haliyle yapılan değerlendirmede de, davalılar … Ltd. Şti. Ve … Ltd. Şti. … şubesine husumet yöneltilmesini gerektirir herhangi bir yasal dayanak bulunmadığı anlaşıldığından, iş bu davalılar yönünden açılan maddi manevi tazminat davasının pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Tüm bu açıklamalar ışığında, taraf ve iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Davalılar … Ltd. Şti. Ve … Ltd. Şti. … şubesine ilişkin yapılan değerlendirmede;
Davacı yanca her ne kadar davacının Ocak, Şubat 2012 yılında … Limited Şirketinin … Şubesinde şoför olarak işe başladığı iddia edilmiş ise de, dosyaya celp olunan SGK kayıtları ve beyan dilekçeleri incelendiğinde davacının, davalılar, … Ltd. Şti. Ve … Ltd. Şti. … şubesine ilişkin herhangi bir çalışma kaydının bulunmadığı, dava dışı ihbar olunan …yanında çalışma kaydının bulunduğu, …ile … Ltd. Şti. Arasında da, Acentelik sözleşmesi bulunduğu, bunun dışında davalılar … Ltd. Şti. Ve … Ltd. Şti. … şubesinin, kazaya karışan araçlar, sürücü ve davacı ile bir ilişkisinin bulunmadığı, bu haliyle yapılan değerlendirmede de, davalılar … Ltd. Şti. Ve … Ltd. Şti. … şubesine husumet yöneltilmesini gerektirir herhangi bir yasal dayanak bulunmadığı anlaşıldığından, iş bu davalılar yönünden açılan maddi manevi tazminat davasının pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Diğer Davalılar, … ve … (…) yönünden yapılan değerlendirmede;
Davacının maddi tazminat istemine ilişkin olarak yapılan değerlendirmede;
6098 sayılı TBK’nın 54. maddesinde, vücut bütünlüğünün ihlali halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddi zararın türlerinin; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar şeklinde düzenlendiği, bu bağlamda, taraf iddia ve savunmaları doğrultusunda tüm delillerin toplandığı, toplanan tüm deliller ve mahkememizce alınan kusura, maluliyete ve zarar miktarına ilişkin tüm raporlar birlikte değerlendirildiğinde de, davalı sigorta şirketine sigortalı … plakalı aracın sürücüsü ve aynı zamanda diğer davalı olan …’ün meydana gelen kazada % 100 oranında kusurlu olduğu, meydana gelen kaza sonucu, mahkememizce alınan ATK raporu ile davacı …’ın, 18.10.2012 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak: E cetveline göre: %50.0 (yüzdeellinoktasıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin de dosyada mevcut tıbbi belgelere ve gelişen komplikasyonlara göre olay tarihinden itibaren 24 (yirmidört) aya kadar uzayabileceği ve ayrıca kusur ve maluliyet durumu birlikte değerlendirilmek suretiyle alınan aktüer raporu ile de davacının zararının hesaplandığı, ayrıca hükme esas alınan, ATK maluliyet ile Kusur ve Aktüerya ve hekim raporlarının ayrıntılı, gerekçeli ve hüküm kurmaya da elverişli olduğu ve hükme esas alınmalarına karar verildiği, davalı sigorta şirketi tarafından her ne kadar, 6111 sayılı yasanın 59. Maddesine göre, geçici iş görememezlik zararlarının SGK tarafından karşılanacağı iddia edilmiş ise de, yukarıda yazılı gerekçelerle davalı tarafın bu yöndeki savunmalarına itibar edilmediği, bu haliyle yapılan değerlendirmede de, davacının davalılar … ve … (…) yönünden açılan maddi tazminat davasının kabulü ile, 19.519,37 TL geçici iş göremezlik ve 99.882,48 TL sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam 119.401,85 TL’nin davalı … (…) yönünden 28/04/2014 tarihinden diğer davalı … yönünden de 18/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesi gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine ulaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davacının manevi tazminat istemine ilişkin olarak yapılan değerlendirmede ise;
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi gereğince hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.
Duyulan üzüntünün, çekilen elem ve ızdırabın parasal bir değer ile ifade edilmesi mümkün olmadığı için manevi zararın bir miktar para ile giderilebileceğini söylemek de mümkün değildir. Ancak haksız fiilden doğan bedeni ve ruhi ızdıraplar için bir miktar tazminata hükmedilmesi en azından bu ızdırapların hafifletilmesine yardım edebilir. (TUZTAŞ, Hüseyin, Trafik Kazalarından Doğan Cismani Zararlar ve Tazminat Davaları, http://www.sevgipinari.org, s.8)
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünde tutularak, 6098 sayılı B.K.’nun 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, T.M.K’nın 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hâkimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 27/12/2016 tarih, 2014/13109 Esas, 2016/11967 Karar sayılı Kararı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 27/12/2016 tarih, 2016/4703 Esas,2016/6597 Karar sayılı Kararı) Tüm bu açıklamalar ışığında somut olayı değerlendirdiğimizde de, mahkememizce görülüp karara bağlanan davada, davacının meydana gelen kaza sonucu yaralandığı ve %50 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği, iyileşme (iş göremezlik) süresinin de dosyada mevcut tıbbi belgelere ve gelişen komplikasyonlara göre olay tarihinden itibaren 24 (yirmidört) aya kadar uzayabileceği ve bu haliyle de davacının, manevi tazminat isteyebileceği, manevi tazminata ilişkin tüm koşullarının somut olayda gerçekleştiği, davacının yaşı, tarafların kusur, sosyal ve ekonomik durumları, davacının kaza sonrası uğradığı maluliyet oranı, maluliyetine bağlı olarak uğradığı manevi çöküntü ve paranın satın alma gücü ile tüm dosya kapsamı ve TBK’nın 56. maddesindeki özel haller de dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne ile 10.000,00-TL manevi tazminatın, davalı …’ten tahsili ile davacıya verilmesine ve fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin de reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
İhbar olunan …yönünden yapılan değerlendirmede ise;
…’in davada ihbar olunan sıfatına haiz olması nedeniyle lehine veya aleyhine olacak şekilde herhangi bir hüküm tesis edilmemiştir.
H ÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davalılardan … Ltd. Şti. ve … Ltd. Şti … Şubesi yönünden açılan maddi manevi tazminat davasının PASİF HUSUMET YOKLUĞUNDAN REDDİNE, 2-Diğer davalılar … ve … (…) yönünden açılan maddi tazminat davasının KABULÜ ile 19.519,37 TL geçici iş göremezlik ve 99.882,48TL sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam 119.401,85 TL’nin davalı … (…) yönünden 28/04/2014 tarihinden diğer davalı … yönünden de 18/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davalılardan … yönünden açılan manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 18/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte Davalı … ten alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin REDDİNE,
3-Alınması gereken 8.839,44 TL nisbi karar ve ilam harcının peşin ve ıslah sonrası alınan toplam: 2.094,25 TL harçtan mahsubu ile bakiye 6.745,19 TL harcın davalılar … ve … (…) müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
-Davacı tarafından yatırılan 2.094,25 TL harç parasının davalılar … ve … (…)’dan alınıp, davacıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinden başvuru harcı 25,90 TL, posta gideri, 670,00 TL, Adli Tıp Fatura gideri 687,00 TL, bilirkişi ücreti gideri 1. 400,00 TL olmak üzere toplam: 2.7982,90 TL’nin 1.062,32 TL kısmının davalılar … ve … (…)’dan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı davada kendisini kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; maddi tazminat istemi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 15.293,18 TL vekalet ücretinin davalılar … ve … (…)’dan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davacı manevi tazminat davasında kendisini kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; manevi tazminat istemi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.08.0,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Davalı … Ltd.Şti. Ve davalı … Ltd.Şti. davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla ve her iki davalı yönünden de husumet ehliyeti yokluğundan davanın reddine karar verildiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya VERİLMESİNE,
9-HMK 120. maddesi gereğince varsa, taraflarca yatırılan gider avansı ile varsa delil avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
10-HMK Yönetmeliğinin 58/1. Maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacı vekili ile Davalılardan …, … ve İhbar olunan …vekillerinin yüzüne karşı diğer davalı … ün yokluğunda HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 17/05/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır