Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/475 E. 2020/224 K. 12.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/475 Esas
KARAR NO : 2020/224

DAVA : Tanıma Ve Tenfiz
DAVA TARİHİ : 23/05/2017
KARAR TARİHİ : 12/03/2020

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememize açılan; “Tanıma ve Tenfiz” davasının yapılan yargılaması sonunda;
D A V A /
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin, … aleyhine Almanya Mayen Asliye Mahkemesine (ortak ihtar mahkemesi) başvurarak alacak takibi (davası) açmış olduğunu, 14.04.2011 tarihinde düzenlenen ödeme emrinin 20.04.2011 tarihinde tebliğ edildiğini, akabinde mahkemece verilen kararın davalıya 25.05.2011 tarihinde tebliğ edildiğini ve verilen kararın 26.05.2014 tarihinde kesinleştiğini, 26.05.2014 tarihinde kesinleşen karar gereği esas alacağın 11.04.2011 tarihli ve … sayılı kefaletnameye istinaden 109.027,88 EURO, harç masrafın 428 EURO, faizin 98,37 EURO olmak üzere genel toplamın 109.558,03 olduğunu, 5718 sayılı MÖIIUK ve yasal düzenlemeler gereği, Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya arasında mütekabiliyetin olduğunu, ilamın Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olduğunu ve alacağa müteallik olup TC yasalarınca kamu düzenine aykırı bulunmadığını, tenfızi talep edilen kararın verildiği Almanya Mayen Asliye Mahkemesince yasalara uygun şekilde tebligat yapılarak davalının haberdar edildiğini ve MÖHUK m.54/1 (ç) bendi şartının da yerine getirildiğini dolayısıyla tenfizde yasal bir sakınca bulunmadığını belirterek; Almanya Mayen Asliye Mahkemesi (Rheinland-Pfalz ve Saarland eyaletleri ortak ihtar mahkemesine) (11-0215042-0-0 N Sayılı 28642/101811 Ukto.-l INSO) ilamının tenfizine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

S A V U N M A/
Tenfiz kararı için asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğunu, dolayısıyla görevsizlik söz konusu olduğunu, MÖHUK m. 51 gereğince tenfiz kararı vermeye yetkili mahkemenin müvekkilinin, davacı dilekçesinde de yer aldığı iizere, Türkiye’deki yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, İcra İflas Kanununa göre İhtiyati hacze de yetkili mahkemenin karar verebileceğini, Davacının 5718 sayılı MÖHUK m. 53/1-(a) gereğince tenfızi istenen ilamın fotokopisinin değil Apostil şerhli aslını mahkemeye sunması gerektiğini, Müvekkilinin Almanya’da ikamet ettiğini ancak dava dilekçesinin tebliğinin…’daki adresine gönderildiğini, Müvekkili …’in adresinin ekte sunulan icra emrinde ve mahkeme kararında yer aldığı gibi “…” olmadığını ve müvekkilinin bu adresle hiçbir ilgisi bulunmadığını, dolayısıyla yabancı ilamın tebligatının müvekkilinin gerçek olmayan adresine yapılmış olduğunu, verilen yabancı kararda müvekkilinin savunmasının alındığı yönünde de hiçbir açıklama olmadığını, savunma hakkının ihlal edildiğini ve dolayısıyla MÖHUK m. 54/l-(ç) hükmünde belirtilen tenfiz şartının sağlanmadığını, Davacının sunduğu belgede yer alan “Ödeme emri temelinde yukarıda belirlenen tutarlar nedeni ile icra emri verilmektedir.” ifadesinden de anlaşılacağı üzere, belgenin ilam niteliğinde olmadığını ve MÖHUK’a göre ancak mahkeme ilamlarının tcnfızinin söz konusu olabileceğini, İhtiyati haciz için, İcra İflas Kanunu m. 257 uyarınca borcun muaccel hale gelmesi ve ilama dayanması gerektiğini, ancak bunu gösteren bir belge veya ilamın da mahkemeye sunulmamış olduğunu, İcra İflas Kanunu m.261’de öngörüldüğü üzere, ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren on gün içerisinde karan veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinden istenebileceğini aksi halde kalkacağını, oysa davacının aldığı kararın 2011 yılında olduğunu ve kararın infazının 6 sene sonra yetkisiz ve görevsiz merciiden talep edildiğini. belirterek davanın reddini ve mahkemenin görevsiz ve yetkisiz olması nedeniyle davanın Sakarya Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmiştir.

G E R E K Ç E /
Talep, Almanya Mayen Asliye Mahkemesi (Rheinland-Pfalz ve Saarland eyaletleri ortak ihtar mahkemesine) (11-0215042-0-0 N Sayılı 28642/101811 Ukto.-l INSO) ilamının tenfizi istemine ilişkindir.
Yabancı olarak nitelendirilen mahkeme kararları ile hakem kararları ancak tanıma veya tenfiz edilebilme koşulu ile ülkemizde sonuç doğurabilir. Tanıma; icra kabiliyetinden ayrı olarak, yabancı mahkeme kararı ya da hakem kararının tanıma işleminin yapıldığı devlet tarafından kabul edilmesi anlamına gelmekte, tenfiz; yabancı mahkeme kararının ya da hakem kararının tenfiz işleminin gerçekleştiği ülkede icra kabiliyeti kazanmasını ifade etmektedir.
Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilen ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların ve hakem kararlarının Türkiye’de icra olunabilmesi, yetkili Türk Mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesi şartına bağlıdır (5718 sayılı MÖHUK m 50, mülga 2675 sayılı Kanun 34/1.m).Yine bu ön şart yanında 5718 sayılı Kanun 54.maddesinde(mülga 2675 sayılı Kanun’un 38.m) tenfizin şartları da sayılmış bulunmaktadır. Buna göre; Türkiye Cumhuriyeti ile ilamın verildiği devlet arasında mütekabiliyet esasına dayanan bir anlaşma veya o devletten Türk Mahkemelerinden verilmiş ilamların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiili uygulamanın bulunması, ilamın Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması, hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması, kendisine karşı tenfiz istenen tarafın savunma hakkına ilişkin usulü işlemlere uyulmuş olması ve Türklerin kişi hallerine ilişkin davalarda Türk Kanunlar İhtilafı kaidelerinin gösterdiği hukukun uygulanmış olması tenfiz kararı verilebilmesinin şartlarını oluşturmaktadır.
Tanıma ve tenfiz istemine konu kararın verildiği ülke olan Almanya ile ülkemiz arasında da fiili karşılılıklılık bulunduğu sabittir.
İlgili yabancı hukukun belirlenmesinde tarafların da yardımı alınmış, bu kapsamda hukuki görüş sunulmuş ve ayrıca bilirkişi kurulundan ayrıntılı rapor alınmıştır.
Öncelikle görev ve yetki açısından yapılan değerlendirmede; tenfiz talebine konu alacağın niteliği dikkate alındığında tenfiz isteminde görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesidir. Keza tenfiz talepli dava basit yargılama usulüne tabi olup, yetki itirazı da süresinde olmamakla yerinde değildir. Bu nedenlerle bilirkişi kurulunun aksi yöndeki görüşlerine itibar olunmamıştır.
Davaya konu yabancı mahkeme ilamı incelendiğinde; öncelikle bir yabancı hakem kararı olmadığı ve yine tenfizi istenen ilamın davalının müteselsil kefaletinden kaynaklanan sorumluluğu kapsamında Alman Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu 700. Maddesi uyarınca Alman Mahkemesince verilmiş ilam niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu düzenleme kapsamında davalı yana 20.04.2011 ve 09.05.2014 tarihlerinde iki kez tebligat yapıldığı, davalı tarafça buna karşın yargılamaya herhangi bir savunma ve karşı kanıt sunulmadığı anlaşılmaktadır. Davalının kefalet sözleşmesi kapsamında yükümlülüklerini ifa etmediği gerekçesiyle davacı tarafça Almanya Eyalet Mahkemesinde dava açılmış ve mahkemece davalı yana tebligat yapılmak suretiyle yargılama yapılıp, verilen kararın usulüne uygun şekilde kesinleştiği saptanmıştır. Bu itibarla tenfiz istemine konu ilamın hukuk davasına ilişkin bir yabancı mahkeme ilamı olduğu açıktır. Tenfiz istemine konu mahkeme kararı sözleşmeden kaynaklanan bir alacağa ilişkin olup, Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisine giren bir durum söz konusu değildir. Ayrıca ilamda Türk Kamu düzenini ihlal edici bir hüküm bulunmadığı gibi, davalıya resmi tebligatın yapılması suretiyle yargılamaya devam edilerek hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. İki ülke arasında Mahkeme kararlarının tenfizi bakımından tenfize konu kararın verildiği ülke hukukuna göre benzer nitelikteki Türk Mahkemesi kararlarının (Türk Hukukundakine eşit veya yakın şartlarla) hukuken tenfizinin mümkün olması halinde hukuki mütekabiliyetin gerçekleştiği kabul edilir. Bu anlamda kararın verildiği ülke hukukundaki tenfiz şartlarının Türk Hukukundakine eşit veya benzer ağırlıkta olması da gerekmektedir. Ayrıca hukuki mütekabiliyetin varlığı için fiili mütekabiliyetin gerçekleşmesi de şart değildir. Adalet Bakanlığı yazısı ve bilirkişi raporunda yer verildiği üzere; Almanya ile ülkemiz arasında karşılıklılık bulunduğu da sabittir. Almanya usul yasalarına uygun tebligat yapılmak suretiyle yargılamanın görülüp sonuçlandırıldığı ve aynı şekilde kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır. Açıklanan tüm bu sebeplerle Mahkememizce yapılan yargılama, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına nazaran talebe konu yabancı mahkeme ilamının tanınmasına ve tenfizine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile; Almanya Mayen Asliye Mahkemesi’nin 11.0215042-0-0 N sayılı (28642/101811 Ukto.-1 Inso Dosya no’lu), 25.05.2011 tarihli kararının TANINMASINA VE TENFİZİNE,
2-Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından davacının peşin olarak yatırdığı 31,40 TL’ nin mahsubu ile bakiye 23,00 TL’ nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, davacının peşin olarak yatırdığı 31,40 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı davada kendini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacının yaptığı ilk masraf 31,40 TL, posta gideri 51,50 TL, bilirkişi ücreti 1.500,00 olmak üzere toplam 1.582,90 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Tarafların HMK 120 madde gereğince yatırdığı gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır .

Üye …
e-imzalıdır .

Üye …
e-imzalıdır .

Katip …
e-imzalıdır .