Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/46 E. 2018/769 K. 18.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/46 Esas
KARAR NO : 2018/769
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/01/2017
KARAR TARİHİ : 18/07/2018
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekilinin 13/01/2017 tarihinde vermiş olduğu dava dilekçesini özetle; 16/06/2016 günü saat 11:00 sıralarında, … ili … ilçesi, … köyü mevkiinde, davalı sürücü … yönetiminde, D-765-02 Devlet karayolunu takiben … cihetinden gelip, … istikametine doğru seyretmekte iken Devrekani kavşağına gelen, diğer davalı …Şti. Adına kayıtlı, … plaka numaralı, … marka, …tipi … model, beyaz renkli minibüsle, sürücü … sevk ve idaresinde adı geçen kavşağın, minibüsün gidişine göre sağındaki kolundan … yolundan gelerek … kavşağına çıkış yapalan … plaka numaralı, … marka … model otomobil, kavşakta çarpıştığını, Kaza sonucunda…plaka numaralı otomobilin sürücüsü, davacıların murisi …’in hayatını kaybettiğini, bu taşıtta yolcu olarakbulunan davacı … ve davacı… … ile … plaka numaralı minibüsün sürücüsü… ve bu taşıtta yolcu olarak bulunan … muhtelif şekillerde yaralandığını, Kazaya karışan … plaka numaralı minibüsün karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmadığı gerekçesiyle; trafik kazası sonucunda hayatını kaybeden murislerinin desteğinden yoksun kalan müvekkiller için fazlaya dairtüm hakların saklı kalmak kaydıyla tahkikat sonucunda dava değerinin tam ve kesin olarak belirlenmesininmümkün oldğu anda artırılmak üzere destek kaybından doğan, maddi kayıplarının karşılğı olarakher bir müvekkil için ayrı ayrı 100.00 TL olmak üzere toplam 400.00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecekyasal faizi ile birlikte …ndan tahsiline, müvekkillerden … için 150.000 TL,… … için 100.000 TL olmak üzere toplam 250.000- TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …Şirketi ve…’dan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkillere ödenmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletinkarşı tarfa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı …vekilinin vermiş olduğu cevap dilekçesini özetle; Müvekkil şirket başvuru sahibine ibraname mukabilinde ödemedebulunarak kazadan kaynaklanan tüm sorumluluğunu yerine getirmiş olup, başkaca bir sorumluluğunun bulunmadığını,16/06/2016 tarihinde meydana gelen kaza neticesinde davacıların varisleri …’in vefat ettiği belirtilerekmüvekkilşirkete yapılan tazminatbaşvurusu üzerine 136570 nolu hasar dosyası açılmış olup, hasar dosyasının açılmasını takiben başvuru sahiplerine/davacılara sigortasız aracın %100 kusur oranı ile yapılan tazminathesabında destekkaybının her bir varis için toplamda 87.855_TL olduğunun tespit edildiğini, Aktüer tarafından yapılan hesaplamada Eş … ve oğlu… …, annesi …, babası …, paylarına karşılık gelen tutarla ayrı ayrı hesaplanmak suretiyle, toplamda iş bu 87.855,00 TLtazminat tutarı 20/12/2016 tarihinde anne ve babanın hesabına olmak üzere ayrı ayrı ödenmiş olup, yapılan ödeme mukabilinde müvekkil şirket başvuru saliplerince davacılara ibra edildiğini, zarar görenin kazaya sebep olan sürücünün aracında ve hiçbir güvenlik önlemi almaksızın koruyucu ekipman kullanmadan seyahat ederek, zararı doğuran fiile raz olduğu ve zararın artmasında etkili olduğunun açık olduğu, bu nedenle tazminatın tamamen kaldırıması gerektiğini, aksi halde hesaplanan tazminattan hakkaniyete uygun bir indirim yapılması gerektiğini, açıklanan bu nedenlerden dolayı; kusur durumununtespiti açısından ceza davası sonucunun bekletii mesele yapılmasını, davacı tarafa vefat sebebiyle… tarafından bağlanmış olan gelirlerin tespitini, da vacının davasının ispati halinde müvekkil şirketin öncelikle ferilerden sorumlu tutulmaması, olmaz ise, asıl alacak yargılama giderleri ve avukatlık ücreti açısından ayrı ayrı polie limiti ile sorumlu tutulmasını, faizin en erken dava tarihinden başlatılmasını, davanın reddedilen kısmı açısından yargılama giderleri ve ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmilini, talep etmiştir.
Davalı …’ın vermiş olduğu cevap dilekçesini özetle; İstanbul Mahkemelerinin trafik kazasından kaynaklı maddi-manevi tazminat davalarında yetkili bulunmadığını, usule ilişkin itirazının bulunduğunu, kazanın meydana gelmesinde ölenin bulunduğu …plakalı araç müstakilen kusurlu bulunduğunu, kavşağa girerken anayoldan gelen araçlara bakmadığını, tam kusurlu olarak kavşağa girdiğini ve kazanın meydana geldiğini, konu hakkında yürütülen soruşturma davacıların içerisinde bulundğu aracın tamsuruklu oludunu doğruladığını, davacıların tazminat taleplerinin yerinde bulunmadığını, Ölen …’in asgari ücretle çalışan biri olduğunu, sadece kendi çekirdek ailesini geçindirebileceğini, dolayısıyla anne-babasına destek olması düşünülemeyeceği, anne babasın da kendi maaşlarının bulunduğunu, müteveffanın desteğine ihtiyaçlarının olmadığını, sağ kalan …’in de ücretli olarak çalıştığını, onun içinde de şimdilik 100 TLdestekten yoksun kalma tazminatı talep etmesi maddi gerçeğe ve somut duruma aykırı olduğunu, Davacılardan …ve …’untalep ettikleri 100.000-150.000 TL manevi tazminatların da fahiş olduğunu, müteveffanın da kazada ağır derecede kusurlu bulunduğunu, talep ettikleri manevi tazminatlardan da mütevaffaya isabet eden kusur oranını düşürümesi gerektiğini, bu nedenlerden dolayı; davacıların hukuki dayanaktan yoksun dava talebinin öncelikle usule ilişkin itirazları nedeniyle reddine, esasa girilecekse sübut bulmayan davalarının reddine karar verilmesini yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına kararverilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Bilirkişi raporuna göre; …plaka sayılı otomobilin sürücüsü, davacıların murisi …’İN davranışının, birinci derecede ve takdiren %70 oranında etkili olduğu, Davalı adına kayıtlı … plaka numaralı minibüsün sürücüsü, davalı …’ın hatalı davarınışının,ikinci derecede ve takdiren %30 oranında etkili bulunduğu, Tazminat miktarı bakımından; Müteveffanın hak sahiplerine ilişkin olaraksöz konusu kaza nedeniyle davadan önce davalı sigorta şirketine yapılan müracaat üzerine, davacının isteyebileceği tazminat miktarının sırasıyla; davacı Eşi …’e 7.186,00 TL ve annesi Halime …’e 10.347,00 TL olmak üzere toplam 87.855,00 TL olarak hesaplandığı ve 20/12/2016 tarihinde ödendiği, tazminat ödeme tarihi 20/12/2016 Tarihi itibariyle müteveffanın; Eşi …’e ilişkin olarak ödenebilir tazminat tutarı 70.769,81 TL, Oğlu…’a ilişkin olarak ödenebilir tazminat tutarı 10.024,88 TL, Babası …’e ödenebilir tazminat tutarı, 12.267,46 TL, Annesi …’e ilişkin olarak ödenebilir tazminat tutarı 18.861,70 TL olmaküzere hak sahibi eş ve çocuğu ile anne ve babasına ödenebilir tazminat tutarı toplamı 111.923,84 TL olarak hesaplandığı, Davacı eşi …’e Oğlu… …’e, Babası …’e Annesi …’e ilişkin olarak hesaplanan zarar arasında fahiş fark nispetsizlik olması nedeniyle, davalı …nın tazminat ödeme sorumluluğunu yeterince yerine getirmediği, rapor tanzim tarihi 06/03/2018 tarihi itibariyle müteveffanın: haksahibi Eşi …’e ilişkin olarak ödenebilir tazminat tutarı 89.828,08 TL, Oğlu…’a ilişkin olarak ödenebilir tazminat tutarı 12.974,95 TL, Babası …’e ödenebilir tazminat tutarı,16.187,75 TL, Annesi …’e 24.273,96 TL olmak üzere haksahibi eş ve çocuğu ile anne ve babasına ödenebilir tazminat tutarı toplamı 143.264,74 TL olarak hesaplandığı, rapor tanzim tarihi 06/03/2018 tarihi itibariyle müteveffanın; Eşi …’e ilişkin olarak ödenebilir tazminat tutarı20.214,79 TL, Oğlu…’a ilişkin olarak ödenebilir tazminat tutarı 4.505,08 TL, Babası …’e ödenebilir tazminat tutarı,8.208,66 TL, Annesi …’e12.785,00 TL olmak üzere hak sahibi eş ve çocuğu ile anne ve babasına ödenebilir bakiye tazminat tutarı toplamı 45.713,53 TL olarak hesaplandığı, davacı vekili tarafından 400.00 TL maddi tazminat talep edildiği, kaza tarihi itibariyle karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinin azami teminat limiti 310.000,00 TL olduğu yönünde sonuç ve kanaat bildirilmiştir.
Açılan davada uyuşmazlığın davacılar desteği olduğu iddia olunan müteveffanın trafik kazası sonucu ölümünde davalı sürücü’nün kusurlu olup olmadığı, varsa oranı, davalı sürücünün kullanmış olduğu aracın ZMMS’ni yapan davalı sigorta şirketinin ve işleten davalı… isimli şirketin sorumluluğu, destekten yoksun kalma tazminat ve manevi tazminat şartları oluşup oluşmadığı ve miktarına dair olduğu tespiti yapılmakla;
Maddi Tazminat talebi bakımından;
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Esas No : …, Karar No: … sayılı ilamında ” Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi gereği, aynı kanunun 85. maddesinde belirtilen, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda, poliçe limiti dahilinde işletenin sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere, mali sorumluluk sigortası yaptırılması zorunludur. Zorunlu mali sorumluluk sigortasının yaptırılmaması durumunda Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi gereği, zorunlu mali sorumluluk sigortasının kaza tarihindeki limitleri dahilinde işletenin üçüncü kişilere karşı sorumluluğunu …karşılayacaktır.” içtihadına yer verilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. Maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”; 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir. TBK’nun 49. maddesinde “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmü düzenlenmiştir.
Araç işletenin tehlike sorumluluğu bakımından; Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/21877, Karar No: 2017/4332 ve 20.4.2017 tarihli kararında “Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır. Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Esas No : 2014/10467, Karar No: 2016/11082 sayılı ilamında da”Destekten yoksun kalma tazminatı, B.K’nun 45/II. maddesinde düzenlenmiş olup; “Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir.” şeklinde hükme bağlanmıştır. Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK’nun 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir. Borçlar Kanunu’nun 45.maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür.
Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 1982/412 K. sayılı kararı).
Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.03.1978 tarih ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde de: “Destekten Yoksun Kalma Tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” hususu vurgulanmış; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.11.2005 gün ve 2005/4-648 E.-2005/691 K. sayılı ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir. Önemle vurgulanmalıdır ki, Borçlar Kanunu’nun 45/III. maddesine göre destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir. Destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecek kişiler, mirasçılardan başka kişiler de olabileceği hususunda da herhangi bir ihtilaf yoktur. Murisin trafik kazasından kaynaklanan bir sorumluluğu söz konusu olduğunda ve koşulları oluştuğunda mirasçıları bundan sorumlu olduğu halde, aynı olay nedeniyle destekten yoksun kalan ve fakat mirasçı olmayan kişiler bundan sorumlu değildir (HGK.nun 15.06.2011 gün ve 2011/17-142 E. -411 K. sayılı ilamı).” içtihadına yer verilmiştir.
Dosyada muhteviyatı doğrultusunda ZMMS’lı olmayan davalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %30 oranında kusurlu olduğunun mahkememiz bilirkişileri tarafından tespiti, davalı sürücünün %30 oranında kusurlu olduğunun mahkememizce kabulü, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 85/1 maddesi uyarınca davalı …nın kusur oranında ve poliçe limiti dahilinde tespit olunan tazminat miktarının sorumluluk kapsamında kalıyor olması, diğer davalı… isimli şirketin işleten sıfatıyla sürücünün kusurundan sorumlu olması, davacıların desteğinin yaşamını yitirmesi, dosyada mevcut kolluk vasıtasıyla yapılan araştırma raporu, uyap nüfus kayıtları, SGK kayıtları nedeniyle destekten yoksun kaldıkları anlaşılmakla ve poliçe limiti bakımından bilirkişilerce hesaplanan miktar üzerinden davanın davalıların müşterek ve müteselsilen sorumluluğu üzerinden kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Manevi Tazminat talebi bakımından;
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Esas No :…, Karar No : … sayılı ilamında da belirtildiği üzere ” Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı BK. md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Davacı Hanife için 20.000,00 TL,… için 15.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 16.06.2016 tarihinden itibaren yasal faiziyle beraber davalılar… Endüstri ve…’tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin 215.000,00 TL bakımından yerinde görülmeyen talebin reddine karar verilmiştir. Davalı sürücünün kazanın meydana gelmesinde %30 kusurlu olup asli kusurlu olanın müteveffa oluşu, manevi tazminatın zenginleşme aracı olmaması, davalıların maddi durumu, yüksek tazminata hükmedilmesi halinde davalıların maddi durumunun akamete uğrayacağı, davacı ölenin eşi olup evlendikleri yılından bu yana evli olan eşini kaybetmenin verdiği elem ve ızdırap, yine diğer davacının babalarını bu şekilde kaybetmiş olmaları ile bundan sonraki hayatlarına baba sevgi ve desteği olmadan geçirecek olmaları, ortak hatıralar nazara alınarak manevi tazminata talep miktarı altında karar verilmiştir.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I- Maddi tazminat talebi bakımından;
Talebin KABULÜ ile, Dosyada mevcut bilirkişi raporuna göre davacı Hanife için 20.214,79 TL, … için 8.208,66 TL,… için 4.505,08 TL, Halime için 12.785,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle beraber davalı …ndan alınıp davacılara verilmesine,
II-Manevi tazminat talebi bakımından;
Talebin KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile,
Davacı Hanife için 20.000,00 TL,… için 15.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 16.06.2016 tarihinden itibaren yasal faiziyle beraber davalılar… Endüstri ve…’tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin 215.000,00 TL bakımından yerinde görülmeyen talebin reddine,
Maddi tazminat yönünden alınması gereken 3.122,69- TL ile manevi tazminat yönünden hesap olunan 2.390,85 TL harç toplamı 5.513,54 TL harçtan peşin alınan 1.015,25 TL harcın mahsubu ile kalan 4.498,29 TL harcın davalılardan ( davalı …için 3.122,69- TL’ye kadar sınırlı olmak üzere) tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacının ilk dava açılırken peşin olarak yatırdığı 1.015,25-TL harcın davalılardan alınarak davacılara VERİLMESİNE,
Davacının yaptığı ilk masraf 31,40-TL, 1.800-TL bilirkişi ücreti, 302,00- TL posta gideri, vekalet harcı ve pulu gideri, 11,85- TL ücreti olmak üzere toplam 2.145,25-TL’nin davalılardan alınarak davacılara VERİLMESİNE,
Davacılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince maddi tazminat yönünden hesap ve takdir olunan 5.378.49-TL avukatlık ücretinin davalılardan alınarak, davacılara VERİLMESİNE,
Manevi tazminat yönünden ise 4.200.00 TL avukatlık ücretinin davalılar… ve…’tan alınarak, davacılara VERİLMESİNE,
Davacının HMK 120 madde gereğince yatırdığı gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; davacı vekil yüzüne karşı, davalı taraf yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip
Hakim