Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/449 E. 2021/635 K. 27.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/449 Esas
KARAR NO:2021/635 Karar

DAVA:Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ:10/05/2017
KARAR TARİHİ:27/09/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Sigorta davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 27/10/2015 tarihinde trafik kazası geçirdiğini, kaza sonucunda engelli kaldığını… Birliği Genel Sekreterliği … Eğitim ve Araştırma Hastanesine engelli sağlık kurulu raporu almak için 16/06/2016 tarihinde başvurduğunu ve yapılan muayene sonucu % 37 Oranında sürekli olarak engelli olduğuna dair rapor verildiğini, kaza yapılan aracın ZMMS olmadığından ötürü … hesabına tarafından yapılan aktüerya hesap sonucunda 64.324,00 TL ödendiğini, müvekkil … arabasına bindiği kişinin alkollü veya ehliyetsiz sürücü olduğunun bilinmemesinin mümkün olmadığını aynı şekilde kişinin alkollü olup olmadığının anlaşılması içinde dışarıda belli olması gerekmekte olduğunu … Hesabı somut olayda basiretli davranmadığını üstün körü bir aktüerya raporu ve hukuki dayanaktan yoksun bir hukuki incelemeyle oldukça düşük bir tazminat öngördüğünü yapılan indirimlerin hukuki dayanaktan yoksun olduğu Mahkemenizce yapılacak inceleme ve bilirkişi raporlarıyla bu hususun sabit olacağını yargılama ve bilirkişi raporu sonrası ıslah edeceklerinin alacakları ile birlikte şimdilik kaydıyla 3.000,00 TL olduğunu yapılan aktüer sonucu taleplerinin artacaklarını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun olmadığını davanın reddi gerektiğini, dava konusu olayla ilgili olarak müvekkilinin davacı yana 25/08/2016 tarihinde 64.324,00 TL maluliyet tazminatının ödendiğini, müvekkilinin geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olmadığını, şayet aleyhlerine bir tazminata hükmedilecek ise tazminat miktarına konu olan aktüerya raporu taraflarınca ibraz edilen aktüerya raporunun düzenleme tarihi ile aynı olacak şekilde tanzim edilmesi gerektiğini, müvekkili aleyhine tesis edilecek bir tazminat miktarının var ise bu miktarın davacıya ödeme yapmış oldukları tarih esas alınarak hesaplanması gerektiğini, davacı tarafın alkollü sürücü tarafından sevk ve idare edilen araca bilerek bindiğini, davacı lehine tesis edilecek tazminatta müterafik kusur indirimi ve ayrıca davacının kazaya karışan araçta hatır için taşındığını ve hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, davanın reddini, aksi durumda kusur ve tazminat yönünden bilirkişi incelemesi yapılamasına karar verilmesini yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını savunmuştur.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi ve ekleri, cevabi yazı içerikleri, ATK ve bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dava; kaza tarihi itibariyle ZMMS sigortası bulunmayan aracın neden olduğu trafik kazası sonucunda meydana gelen yaralanmaya bağlı olarak eksik ödenilen tazminatının, davalı … Hesabı’ndan tazmini isteğine ilişkindir.
… Hesabı’na, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasından yararlanma olanağının ortadan kalkmış olması durumunda, 5684 Sayılı Yasa’nın 14/2. maddesi gereğince kazaya neden olan motorlu aracın kimliği belirsiz ise, kaza sırasında geçerli poliçesi yoksa veya eksikse, poliçeyi düzenleyen sigorta şirketi iflas etmişse veya ruhsatı iptal edilmişse, çalınan veya gasp edilen araçlardan dolayı işleten sorumlu tutulamıyorsa başvurulabilecektir (Yargıtay 17.H.D. 09/03/2021 Tarih ve 2020/2282 Esas-2021/2440 Karar sayılı kararı).
Yine … Hesabı’nın, … Hesabı Yönetmeliğinin 9. maddesine göre, trafik sigortası bulunmayan araçların neden olduğu zararları teminat altına aldığı aşikar olup, somut olayda kazaya zarara sebep olan … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle ZMM sigortasının bulunmadığı ve davalı … hesabının da somut olayda davalı taraf sıfatının bulunduğu anlaşılmış olup, bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine alınmış, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmış ve ayrıca taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi amacıyla raporlar alınmıştır.
Davacı yanın toplanan tüm tıbbi belgeleri ile Adli Tıp Kurumu Başkanlığı …. İhtisas Kurulu’ndan aldırılan, 11/12/2019 tarih ve …-101.01.02-2019/…/.. nolu raporunda özetle; “… Davacı …’ın 07/10/2015 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 30/03/2018 tarih ve 28603 sayılı resmi gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere verilecek Sağlık Kurulu Raporları hakkında yönetmelik dikkate alındığında, Omurgaya ait sorunlarda özürlülük oranları Tablo 1.7’ye göre (2 lomber vertebra transver proces kırığı) % 5 ve %5 olup Balthaazrd formülüne göre %9.75 olduğu, Kas İskelet sistemi Alt Ekstremite uzunluk farklılıkları, Tablo 3.3’e göre Alt ekstremine özürlülüğü %5 tablo 3.2’ye göre %3 olduğu Balthazard formülüne göre %12.45 olduğu kişinin tüm vücut engellik oranının %12 olduğu iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği” şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Kusur durumları ile ATK raporunda tespit olunan maluliyet durumuna göre talep edebileceği tazminat olup olmadığı ve miktarının saptanması açısından, bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve bilirkişi heyeti tarafından 08/06/2020 tarihli rapor tanzim edilerek mahkememize ibraz edilmiş olup, raporun incelenmesinde özetle; “… plakalı kamyonetin sürücüsü Hasan Şahin’in kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğu, davacı …’ın alkollü olduğunu, bildiği sürücünün aracına binmiş olmasından dolayı kendisi için hesaplanacak tazminat tutarından Mahkemenin Sayın Hakiminin uygun göreceği oranda müterafik kusur indirimi uygulayabileceği, davalı tarafından davacıya 25/08/2016 tarihinde 64.324,00 TL tazminat ödendiği, davalı tarafından yapılan ödemenin güncellenerek zarardan tenzil edildiği, davacının talep edebileceği bakiye sürekli iş göremezlik zararının kalmadığı davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik zarının 11.065,03 TL olduğu” şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Davacı yanın bilirkişi raporu doğrultusunda dava talebini artırarak, 11.065,00 TL’ye çıkartmış olduğu, buna ilişkin harcını da tamamladığı anlaşılmıştır.
Taraf vekillerince her ne kadar ATK maluliyet raporu ile aktüer ve kusur raporlarına itiraz edilmiş ise de, mahkememizce ATK’dan alınan maluliyet raporu ile kusur ve aktüer raporlarının denetlenmesinde, raporların hukuki yönleri ayrık olmak üzere, yapılan tespitler bakımından ayrıntılı ve gerekçeli oldukları anlaşıldığından, taraf vekillerinin itirazlarına itibar edilmemiştir.
Ayrıca somut olayda davalı taraf her ne kadar; geçici iş görememezlik tazminatından sorumlu olmadığını iddia etmiş ise de; 6098 Sayılı TBK’nun 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybının, bedensel zararlar kapsamında sayıldığı, geçici iş göremezlik zararlarının da bu kapsamda olduğu, sürücü ve işletenin, zarar görenin geçici iş göremezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı Yasanın 90. maddesi gereğince (sigortanın sorumluluğu TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve geçici iş göremezlik zararları da 2918 Sayılı Kanunun 92. Maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından) davalı sigorta şirketinden talep edilebileceği, diğer yandan geçici iş göremezlik zararı tedavi gideri olmadığı gibi SGK’nun sorumluluğunu düzenleyen, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde geçici iş göremezlik zararlarının SGK’nun sorumluluğunda olduğuna ilişkin düzenlemenin de yer almadığı, ayrıca Yargıtay 17. Hukuk Dairesi tarafından da geçici iş göremezlik zararlarının tedavi gideri kapsamında görülmediği, Yargıtay 10. H.D.’nin 2016/10172 Esas- 2019/10217 Karar Sayılı ve 24.12.2019 tarihli kararında da; “6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemede; trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, geçici iş göremezlik ödemeleri yasa kapsamı içerisinde bulunmamaktadır.” denilerek, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin içtihatlarından farklı bir değerlendirme yoluna gidilmediği ve sonuç olarak da davalının, geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olduğu anlaşıldığından, davalı yanın bu yöndeki savunmasına itibar edilmemiştir.
Yine davalı yanın, davacı tarafın alkollü sürücü tarafından sevk ve idare edilen araca bilerek bindiği ve bu nedenle davacı lehine tesis edilecek tazminatta müterafik kusur indirimi ve ayrıca davacının kazaya karışan araçta hatır için taşındığını ve hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğine ilişkin savunmada bulunmuş olup;
a-Davalının müterafik kusur savunmasına ilişkin yapılan incelemede;
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde sözkonusu olan müterafik kusur, Türk Borçlar Kanunu’nun 52. maddesinde düzenlenmiş olup, bu kapsamda somut olay incelendiğinde; davacı asilin kazadan 3 gün sonra Suluova İlçe Jandarma Komutanlığı’nda vermiş olduğu; “Olayın meydana geldiği gün saat 3:45 sıralarında Hasan Şahin Tokat’ın Zile ilçesine gelerek, çalışmakta olduğum … gazinosundan beni aldı. Ben olay günü alkol almıştım. Hasan Şahin’de alkollü idi. Ayrıca … tarafından 2 adet bira alarak yolda içmiştir” şeklindeki beyanından da açıkça anlaşılacağı üzere, davacının dava dışı müteveffa araç sürücüsünün alkollü olduğunu bildiği ve bunu bilerek araçta yolculuk ettiği ve ayrıca kendisin de alkollü olduğu ve bu haliyle de, zararın meydana gelmesinde veya artmasında kendisinin de kusurunun bulunduğu anlaşıldığından, davalının müterafik kusur indirimi yapılması talebi mahkememizce kabul görmüş ve bilirkişi tarafından belirlenen tazminat miktarı üzerinden %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmıştır.
b-Davalının Hatır Taşıması savunmasına ilişkin yapılan incelemede ise;
Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK’nin 51. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmakla birlikte, hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde, taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanmasının önemli olduğu, burada yararın ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebileceği, ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde, hatır taşımasından söz edilemeyeceği, bu haliyle yapılan değerlendirmede de, davaya konu somut olayda,davacı asilin kazadan 3 gün sonra … İlçe Jandarma Komutanlığı’nda vermiş olduğu; “Olayın meydana geldiği gün saat 3:45 sıralarında … … … … ilçesine gelerek, çalışmakta olduğum … gazinosundan beni aldı. … Beni …’da bulunan evime bırakmak için yola koyulduk…” şeklindeki beyanından da açıkça anlaşılacağı üzere, davacının olay günü kaza yapan araca evine bırakılmak amacıyla bindiği, yapılan taşımanın herhangi bir menfaat karşılığı olmadığı, ayrıca taraflar arasında da herhangi bir yakınlık bulunmadığı ve tamamen davacının arzusu ve isteği sonucu bu taşımanın yapıldığı, yapılan taşımada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin herhangi bir çıkarının veya yararının da bulunmadığı anlaşıldığından, davalının hatır taşıması indirimi yapılması talebi mahkememizce kabul görmüş ve bilirkişi tarafından belirlenen tazminat miktarı üzerinden %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılmıştır. (Somut olayda, hem müterafik kusur ve hem de hatır taşıması indirimi yapıldığından, bilirkişi tarafından belirlenen toplam tazminat miktarı üzerinden toplam %40 oranında indirim yapılmıştır.)
Davalı yanın Hak Düşürücü süreye yönelik itirazına ilişkin yapılan değerlendirmede;
Davaya konu somut olayda, davalı yanca her ne kadar Hak Düşürücü itirazında bulunulmuş ise de, Makbuz ve ibranamenin düzenlendiği tarih ile dava tarihi arasında, 2918 Sayılı Yasanın 111. maddesinde öngörülen iki yıllık hak düşürücü sürenin dolmadığı ve davanın iki yıllık süre geçmeden açıldığı anlaşıldığından,davalı yanın bu yöndeki savunmasına itibar edilmemiştir.
Davalı Yönünden Vekalet Ücreti ve Yargılama Giderlerine İlişkin Değerlendirme:
Davaya konu somut olayda, her ne kadar davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; yasal düzenleme gereği; yani TBK’nın 51 ve 52. maddesinden kaynaklanan takdiri indirimler (hatır taşıması-müterafik kusur) nedeniyle, davanın kısmen reddine karar verildiğinden, yapılan indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmemiş ve ayrıca yargılama giderleri yönünden de, aynı sebeple taraflar arasında paylaştırmaya gidilememiş ve aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası kurulmuştur.
Tüm bu açıklamalar ışığında, taraf ve iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Mahkememizde açılan davanın, kaza tarihi itibariyle ZMMS sigortası bulunmayan aracın neden olduğu trafik kazası sonucunda meydana gelen yaralanmaya bağlı olarak eksik ödenilen tazminatının, davalı … Hesabı’ndan tazmini isteğine ilişkin olduğu, 6098 sayılı TBK’nın 54. maddesinde, vücut bütünlüğünün ihlali halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddi zararın türlerinin; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar şeklinde düzenlendiği, bu bağlamda, taraf iddia ve savunmaları doğrultusunda tüm delillerin toplandığı, kusur ve maluliyet durumu birlikte değerlendirilmek suretiyle alınan aktüer raporu ile de davacının zararının hesaplandığı, ayrıca hükme esas alınan, ATK maluliyet ile Kusur ve Aktüerya raporlarının ayrıntılı, gerekçeli ve hüküm kurmaya da elverişli olduğu ve hükme esas alınmalarına karar verildiği, davalı tarafça her ne kadar, geçici iş görememezlik tazminatından sorumlu olmadığı iddia edilmiş ise de, az yukarıda yazılı gerekçelerle davalı tarafın bu yöndeki savunmalarına itibar edilmediği, davalı şirketin müterafik kusur ve hatır taşıması indirimine ilişkin savunmalarının ise, yine az yukarıda yazılı gerekçelerle haklı görüldüğü ve 6098 sayılı TBK’nın 51 ve 52. maddeleri uyarınca, toplam tazminat miktarından, Yargıtay yerleşik uygulamaları gereği %40 oranında (hatır taşıması + müterafik kusur) indirim yapılmasına karar verildiği, ayrıca davalı yanca her ne kadar Hak Düşürücü itirazında bulunulmuş ise de, Makbuz ve ibranamenin düzenlendiği tarih ile dava tarihi arasında, 2918 Sayılı Yasanın 111. maddesinde öngörülen iki yıllık hak düşürücü sürenin dolmadığı ve davanın iki yıllık süre geçmeden açıldığı anlaşıldığından, davalı yanın bu yöndeki savunmasına itibar edilmediği ve ayrıca davacı yanca faiz başlangıç tarihi konusunda herhangi bir talepte bulunulmadığından dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verildiği ve yine ayrıca davaya konu somut olayda, her ne kadar davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş ise de; yasal düzenleme gereği; yani TBK’nın 51 ve 52. maddelerinden kaynaklanan takdiri indirim nedeniyle, davanın kısmen reddine karar verildiğinden, yapılan indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmemiş ve yargılama giderleri yönünden de, aynı sebeple taraflar arasında paylaştırmaya gidilememiş ve aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-6.639,00 TL tazminatın (geçici iş göremezlik) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya VERİLMESİNE,
-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Alınması gereken 453,51 TL karar ve ilam harcından peşin ve ıslah ile alınan toplam 189,04 TL nispi harcın mahsubu ile bakiye 264,47 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR YAZILMASINA,
-Davacı tarafından peşin ve ıslah olarak yatırılan toplam 189,04 TL harç parasının davalıdan alınarak, davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinden başvuru harcı 31,40 TL 1.600,00 TL bilirkişi ücreti, 787,00 TL Adli Tıp Faturası 248,00 TL, posta gideri olmak üzere toplam: 2.666,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak, davacıya VERİLMESİNE,
7-HMK 120. maddesi gereğince varsa, taraflarca yatırılan gider avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa İADESİNE,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı yanın yokluğunda HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 27/09/2021

Katip …

Hakim …