Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/446 E. 2019/804 K. 08.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/446 Esas
KARAR NO : 2019/804

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 15/05/2017
KARAR TARİHİ : 08/11/2019

Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine mahkememize açılan; “İtirazın İptali” davasının yapılan yargılaması sonunda;
D A V A /
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin, ortakları…A.Ş. ve…Şti. olan … İnşaat-…Ortaklığı ’na aralarındaki ticari ilişkiye istinaden irsaliyeli faturalar karşılığında ayrı ayrı mal sattığını ve mal teslimini eksiksiz olarak yerine getirmiş olduğunu, faturaların kaydının bulunduğu cari hesap gereği de davalı şirketlerden toplamda 97.567,80 TL alacağı bulunduğunu, cari hesap alacağına istinaden davalılar tarafından ödeme yapılmaması üzerine bakiye alacağın tahsili amacıyla da 27.02.2017 tarihinde davalı şirketler aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalıların borca vc icra dairesinin yetkisine itiraz ettiğinden, icra takibinin durdurulduğunu, ancak yapılan itiraz haksız ve kötüniyetli olduğunu, Davalıların müvekkiline karşı herhangi bir borcunun bulunmadığını belirterek itirazda bulunduğundan, mal satımı ve teslimi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığının açık olduğunu, diğer yandan davalılar borcuna itiraz etmişse de itiraz tarihinden sonra müvekkiline 21.985,97 TL ödeme yaptığını, bu sebeple davalıların borcun varlığı ile fatura içeriği malların teslim alındığını kabul ettikleri açık olup, davalılardan alınan ödemenin icra dosyasına da bildirildiğini, tarafların ticari defterler ve kayıtlan üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesiyle de takip dosyasındaki bakiye miktar kadar müvekkilinin alacaklı olduğu ortaya çıkacağını, daha önce herhangi bir borcu bulunmadığı yönünde itirazda bulunup daha sonra ödemede bulunan davalıların itirazında kötü niyetli olduğu açık olduğunu, davalılar icra takibi tarihi ile değil, TTK’nun 1530/4-a maddesi uyarınca ödenmeyen faturaların davalı-borçlular tarafından alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda mütemerrit sayılacağından, bu tarihten kısmi ödeme tarihine kadar takip çıkışı miktar üzerinden faiz ödeme borcu devam ettiğini, icra takibine konu faturalar müvekkil ile davalıların ticari işletmeleri arasında mal tedariki amacıyla düzenlediğinden TTK’nun 1530/2 ve 1530/3 maddeleri gereği şart edilmemiş olsa bile ihtara dahi gerek kalmadan davalılar mütemerrit sayılacağını belirterek; davalıların İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasına yapmış oldukları itirazın iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatına, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.

S A V U N M A /
Davalı… İnşaat şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkil aleyhinde 27.02.2017 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası kapsamında başlatılan takip haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin davacıya takip talebinde belirtilen tutarda bir borcu bulunmadığını, müvekkil ile davacı arasındaki iş ilişkisi sebebiyle davacıya, usulüne uygun şekilde gönderdiği tüm faturaların bedellerinin ödenmiş; fatura içeriğindeki malzemeler de müvekkili tarafından alınmış olup, Ne var ki, takibe ve davaya konu fatura müvekkili şirkete tebliğ edilmediğini, takibe konu 75.581,83 TL tutarındaki fatura içeriğinin müvekkil şirketle bir alakası bulunmadığını, fatura içeriğindeki malzemelerin müvekkili tarafından davacıdan istenmediğini, işbu malzemeler müvekkil tarafından kullanılmamış, müvekkilin anılan malzemeleri satın alma talebi hiçbir zaman olmadığım, Kaldı ki, fatura içeriğindeki malzemelerin inşaat alanına teslim edildiğine ilişkin de hiçbir veri bulunmadığını savunmuş, davanın reddine, %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
Diğer davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkil aleyhinde 27.02.2017 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası kapsamında başlatılan takip haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin davacıya takip talebinde belirtilen tutarda bir borcu bulunmadığını, müvekkil ile davacı arasındaki iş ilişkisi sebebiyle davacıya, usulüne uygun şekilde gönderdiği tüm faturaların bedellerinin ödenmiş; fatura içeriğindeki malzemeler de müvekkili tarafından alınmış olup, Ne var ki, takibe ve davaya konu fatura müvekkili şirkete tebliğ edilmediğini, takibe konu 75.581,83 TL tutarındaki fatura içeriğinin müvekkil şirketle bir alakası bulunmadığını, fatura içeriğindeki malzemelerin müvekkili tarafından davacıdan istenmediğini, işbu malzemeler müvekkil tarafından kullanılmamış, müvekkilin anılan malzemeleri satın alma talebi hiçbir zaman olmadığım, Kaldı ki, fatura içeriğindeki malzemelerin inşaat alanına teslim edildiğine ilişkin de hiçbir veri bulunmadığını savunmuş, davanın reddine, %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.

G E R E K Ç E /
İstem İİY’ nin 67 maddesi çerçevesinde davalının mezkur icra dosyasın yapmış olduğu itirazın iptaline ilişkin olup, ihtilaf batınen taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının iddia ettiği alacağının varlığı ve miktarı noktalarındadır.
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş, yapılan incelemede; Davacı- alacaklı tarafından davalı- borçlular aleyhine 97.567,80 TL üzerinden icra takibi başlatıldığı, davalı-borçlular tarafından icra takibe itirazda bulunulduğu, davacı- alacaklı vekilinin icra dosyasına sunmuş olduğu beyan ile 03/03/2017 tarihinde haricen 21.985,97 TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
Davalılar icra müdürlüğünün ve mahkemenin yetkisine itirazda bulunmuşlarsa da davaya konu uyuşmazlık kapsamında para borcunun alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilecek olması sebebiyle, yetki itirazlarının TBK 89 ve HMK 10. maddeleri uyarınca reddine karar verilmiştir.
Davanın mahiyeti itibariyle davalı iş ortaklığı ticari defterleri üzerinde talimat vasıtasıyla yaptırılan bilirkişi incelemesinde; Davalı …Şti. ve…A.Ş. iş ortaklığının 2016 ve 2017 yılı defterlerinin açılış tasdiklerinin ve 2016 yılı yevmiye defteri kapanış tasdikinin yasal süresinde yapıldığı, 2017 yılı yevmiye defteri kapanış tasdikinin yapılması için raporun hazırlandığı tarih itibariyle süresinin mevcut olduğu, defterlerin birbirlerini teyit ettiği, davacının düzenlemiş olduğu 6 adet fatura toplamı 294.985,97 TL’ nin iş ortaklığı defterlerine davacının alacağı olarak kayıt edilmiş olduğu, huzurdaki davanın konusu olan davacının 01.05.2016 tarihli…nolu KDV dahil 75.581,83 TL bedelli faturanın ise İş Ortaklığı defterlerinde kayıtlı olmadığı, iş ortaklığı defterine kayıtlı olan 6 fatura karşılığında davacıya toplam (100.000 + 100.000 + 35.000 + 20.000 +18.000=) 273.000,00 TL ödendiği, sonuç olarak davacı/alacaklı şirket, iş ortaklığı defterlerinde icra takip ve dava tarihleri itibariyle iş ortaklığından 21.985,97 TL bakiye alacaklı olduğunu, diğer yandan dosyada mevcut davacı … (…) firması defterlerindeki … İş ortaklığı ile ilgili defter kayıtlarını gösteren muavin defter çıktılarına göre, karşılıklı kayıtlar, davacının 01.05.2016 tarihli … no.lu KDV dahil 75.581,83 TL bedelli faturası dışında tamamen birbiri ile uyumlu olduğu, mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda davacı firmanın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde davacı firmanın cari hesap dökümünden de görüldüğü üzere davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 75.581,83 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir.
İddia, savunma, toplanan deliller ile alınan bilirkişi raporlarının kül halinde değerlendrilmesi sonucu; taraflar arasında süregelen ticari ilişki bulunduğu, takip dosyasına yapılan kısmi ödeme de dikkate alınarak davaya konu uyuşmazlığın 20/05/2016 tarihli ve 011715 sıra numaralı, 75.581,83 TL’ lik faturadan kaynaklandığı anlaşılmıştır. Davalı taraf bahse konu faturanın ve faturaya konu malın teslim alınmadığını ve faturada ismi olan kişinin teslime yetkili olmadığını savunmuştur. Davacı tarafça dosyaya sunulan belgelerden ihtilaf konusu irsaliyeli faturanın iş ortaklığı çalışanı olan … tarafından tebliğ alındığı anlaşılmış olup, adı geçen şahsın SGK kayıtları celp edilip incelendiğinde faturanın teslim alındığı tarihi de kapsar şekilde (20/05/2015- 09/06/2016 tarihleri arasında) davalı iş ortaklığının sigortalı çalışanı olduğu görülmüştür. Benzer uyuşmazlıklarda Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 5/5/2011 tarihli ve 2010/10867- 2011/6243 Esas- Karar sayılı kararında aynen; ” … Mahkemece yapılan yargılama sonunda, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeni ile davacı tarafından davalı firmaya kereste satılıp malların davalı şirket elamanına teslim edildiği ancak mal bedelinin ödenmediği bu nedenle davacının takibe geçtiği gerekçesiyle davanın kabulü ile % 40 tazminata karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle dava konusu malları davalı şirket adına teslim alan kişinin davalıların sigortalı çalışanı olmasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, …” aynı dairenin 2/2/2011 tarih ve … Esas- Karar sayılı kararında; “… Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda fatura içeriği malların davalı şirketin çalışan dava dışı …’a teslim edildiği ancak davalının fatura bedelini ödemediği, Türk Ticaret kanunu’ nun 20/2 maddeleri uyarınca basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü altında bulunan davalının fatura konusu malların bedelini ve bu malların çalışana teslim edilmesi halinde sorumlu olacağını bilebilecek yeterli bilgiye sahip olması gerektiği gerekçesiyle davalının icra takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 23.240.10 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda ve %21 oranını aşmamak üzere reeskont faizi işleterek takibin devamına, % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiş
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, …” karar vermiştir. Takip/davaya konu fatura, irsaliyeli fatura olup mal teslimini de içermektedir. Davalı yan faturanın sigortalı çalışana teslimine açıkça itirazda bulunmayıp, bu kişinin teslime yetkili olmadığını, tebligat almaya yetkili kişinin muhasebe müdürü olduğunu, zaten önceki faturaların da davacı yanca bu kişiye teslim edildiğini savunmuştur. Taraflar arasında mal teslimini de kapsayan irsaliyeli faturanın muhasebe müdürüne teslimi/tebliğine ilişkin kararlaştırma veyahut teamülün bulunduğu dosya kapsamından anlaşılamamakla, bu yönde bir kararlaştırmanın veyahut teamülün ticari hayatın hızlılığını da sekteye uğratacağı tartışmasızdır. Kaldı ki, davacı vekilince dosyaya sunulan kayıtlardan davalı iş ortaklığı adına dava dışı …Şti tarafından keşide edilen irsaliyeli faturanın da sigortalı çalışan …’in isim ve imzasıyla teslim alındığı anlaşılmakla davalının bu yöndeki savunmaları yerinde görülmemiştir. Davalı yan ilerleyen aşamalarda cevap dilekçelerinde bu yönde bir savunma bulunmamakla birlikte Tunahan Kahramaner’in davalı iş ortaklığının alt-işverenlerinden …Şti. çalışanı olduğunu bildirmişse de adı geçen çalışanın fatura tarihini kapsar şekilde iş ortaklığının çalışanı olduğunun SGK kayıtlarında açıkça görülmesi sebebiyle bu yöndeki savunmasına da itibar edilmemiştir. Tüm bu sebeplerle sigortalı çalışana yapılan teslim aksi ispat olunamadığından davalının sorumluluğu için yeterli görülmüş; davalı tarafın ödeme savunmasında bulunmaması, nitekim ticari defter ve dayanak kayıtlar üzerinde yapılan incelemelerde ödeme yapıldığının da tespit olunmaması sebebiyle davacının fatura bedeliyle uyumlu olarak alacak talebinde haklı olduğu, davalılar tarafından icra takibine yapılan itirazın yerinde olmadığı kanaatine varılmış; davalı yanca açıkça yemin deliline dayanılmamış olması da gözetilerek dava tarihinden önce haricen ödenen 21.985,97 TL düşülerek dava konusu edilen bakiye 75.581,83 TL üzerinden davanın kabulüne ve itirazın iptaline karar verilmiş, öte yandan alacağın likit ve itirazın haksız olması karşısında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilerek yargılama sonuçlandırılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, davalı yanın İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının 75.581,83 TL asıl alacak yönüyle İPTALİNE, takibin asıl alacağa değişen ve artan oranlarda avans faizi yürütülmesi suretiyle kaldığı yerden DEVAMINA,
2-Hükmolunan alacağın %20’si nispetinde hesaplanan 15.116,36 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 5.162,99 TL karar ve ilam harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 912,85 TL’ nin mahsup edilerek bakiye 4.250,14 TL’ nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 912,85 TL’ nin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvurma harcı parası, 424,00 TL müzekkere ve davetiye posta masrafı, 2.100,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam; 2.555,40 TL yargılama masrafının davalılardan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 8.664,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
6-HMK 120 maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan masrafın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; Davacı ve davalı Hasemoğlu vekili yüzüne karşı, diğer davalı yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …

Hakim …