Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/421 E. 2019/195 K. 08.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/421
KARAR NO : 2019/195
DAVA : Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 05/05/2017
KARAR TARİHİ: 08/03/2019
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
AÇILAN DAVA VE İDDİA:
Davacılar vekilinin 05/05/2017 tarihli dava dilekçesi özetle; Davacı murisi…’ın 07/07/2014 tarihinde …bank A.Ş. Bankası’ndan 160.000,00-TL tarım kredi çekmiş olup bu çekilen krediye teminat olarak bir adet gayrimenkul ipoteği ve iki adet şahıs kefaleti gösterildiğini, bu kredi karşılığında kendisine davalı sigorta şirketi tarafından hayat sigortası yapıldığı ve bunun karşılığında yedi yıllık olarak 7.417,20-TL sigorta parası kesildiğini, murisin 11/12/2016 tarihinde vefat ettiğini, öldüğü tarihte 84 ay üzerinden çekmiş olduğu kredinin 28 ayını ödediği ve geriye 54 ay ve toplamda 130.864,06-TL borcu kaldığını, davacıların bakiye kredi borcunun ödenmesi başvurusu yaptıklarında sigorta şirketinin 08/03/2017 tarihli cevap yazısında murisin poliçenin düzenlenmesi sırasında sağlık beyanı ile ilgili soruların tümüne hayır cevabı verdiği, ancak mütevaffa…’ın 5 yıldır diyabet ve hipertansiyon hastası olduğu ve kendisinin bu hastalıklara bağlı olarak beyin kanaması sonucunda vefat ettiği gerekçesiyle sigorta tazminatını ödemekten imtina ettiğini, murisin mirasçıları olan davacılar tarafından …Devlet Hastanesi’ne yapılan başvuru sonucunda düzenlenen 15/03/2017 tarihli raporda müteveffa… isimli hastanın hastanede yattığı sürece beyin kanaması geçirmediği iskemik SVH nedeniyle 11/12/2016 tarihinde vefat ettiği belirtildiğini, davacıların hastanenin verdiği rapora binaen sigorta şirketine tekrar başvurduğunu, sigorta şirketinin 18/03/2017 tarihinde verdiği cevap yazısında müteveffa…’ın sigorta poliçesinin başlangıç tarihinden önce rahatsızlığının bulunduğu, bu hastalığının beyan etmesi halinde sigorta kapsamına alınmayacağı ve sigorta başvurusu reddedileceği gerekçesiyle buşvuruyu reddettiğini, sigorta başvuru formundan da anlaşılacağı üzere sigorta başvuru formunun sağlık beyanı formu kısmı muris…’a hiçbir soru sorulmadan maktu bir şekilde daktilodan doldurulduğunu, muris…’ın ölümü ile söz konusu şeker hastalığı arasında bir illiyet bağı olmadığını, bu durumun alınacak uzman raporu ile de anlaşılacağını, bu sebeplerle davanın kabulüne, davacıların murisin kalan borcu olan 130.864,06-TL’nin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, mahkeme masrafları ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEPLER:
Davalı vekilinin 11/01/2018 tarihli cevap dilekçesi özetle; Müteveffa sigortalı…’ın …bank A.Ş. …Şubesi’nden kullandığı kredi ile ilgili olarak , davalı şirket nezlindeki kredi grup hayat sigortası kapsamına girmek için 07/07/2014 tarihli … numaralı …bank A.Ş. Uzun süreli kredi grup hayat sigortası başvuru bilgilendirme formunu imzaladığını ve sağlık beyan formunu doldurarak hiçbir hastalığı olmadığı yönünde beyanda bulunduğunu, davalı şirketin sigortalının sigorta başvuru ve sağlık beyan formundaki bu beyanlarını esas alarak mevcut risk kabul yönetmeliği kapsamında değerlendirme yaptığını ve sigorta teminatı verme doğrultusunda karar aldığını, sonuçta 07/07/2014 başlangıç ve 07/07/2021 bitiş tarihli …numaralı…bank A.Ş. Finansör işletme uzun süreli kredi grup hayat sigortası imzalandığını, davalı şirketin sigortalının vefat ettiğinin kendisine bildirilmesi üzerine tazminat değerlendirmesinin yapılması için gerekli bilgi ve belgeleri ilgililerden topladığını, bu belgelerden … Hastanesi kayıtlarının incelenmesi neticesinde sigortalının vefat tarihinden önce 5 yıldır diyabet ve hipertansiyon hastalığının mevcut olduğu, bu hastalıklar nedeniyle tedavi gördüğü ve davalı sigorta şirketine bayan etmediği adı geçen hastalıkların sonucunda gelişen beyan kanaması sonucu vefat ettiğinin tespit edildiğini, bunun üzerine davacılara sigortalının poliçenin imzalanması sırasında doğru beyanda bulunmamış olduğunun tespit edildiği izah edilerek beyan yükümlülüğüne aykırı davranılması nedeniyle poliçeden doğan vefat teminatının ödenemeyeceğinin bildirildiğini, bu nedenlerle aktif dava ehliyetinden yoksun davanın usulden reddine, hukuki mesnetten yoksun davanın reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, MAHKEMECE YAPILAN NİTELENDİRME VE VARILAN SONUÇ:
Davada talep, hayat sigorta sözleşmesinden kaynaklanan maddi tazminat istemidir. Mahkememizce öncelikle HMK 1. maddesi uyarınca kamu düzeninden ve HMK 114/c ve 115/1. maddeleri uyarınca dava şartı olan olan görev hususu açısından yapılan incelemede;
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesinde tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi ve 3/1-l maddesinde tüketici işlemi de; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek ve tüzel kişiler ile tüketici arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmıştır.
Aynı Kanun’un 73/1.maddesinde; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevli kılınmıştır.
Yine, 6502 sayılı Kanun 83/2.maddesine göre; taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasına ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği düzenlenmiş bulunmaktadır.
Davanın dayanağı hayat sigorta sözleşmesi olup tarımsal kredi sözleşmesi değildir. Hayat sigorta sözleşmelerinin niteliği gereği, sigortalı tarafın mesleği ne olursa olsun(tacir, esnaf, işçi, memur vs.) gerçek kişi ve tüketici olması dışında bir seçenek yoktur. Nitekim davacılar tacir olmadığı gibi davacıların murisi de sigorta şirketi ile yapılan sözleşmede tüketici konumundadır. Dava, 6502 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açılmıştır. Medeni yargılama hukukunda görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup HMK’nda da dava şartları arasında gösterilmiştir. HMK’nın 1.,2. , 6102 sayılı TTK’nın 4 ve 5 maddeleri ile 6502 sayılı Kanunun 3.,49., 73., ve 83. Maddeleri uyarınca görevli mahkeme tüketici mahkemesidir.
HMK 114/1-c maddesi gereğince, mahkemenin görevli olup, olmadığına ilişkin dava şartının, HMK 115. maddesi gereğince davanın her aşamasında re’sen dikkate alınması zorunlu olup, mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2. maddesi uyarınca mahkememizin görevsizliğine, davanın görev yönünden usulden reddine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın HMK 114/1-c ve 115/2.maddeleri uyarınca görev yönünden USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın görevli olan İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331 mad. uyarınca Harç, yargılama gideri ve gider avansının görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde talep üzerine harç yargılama gideri ve gider avansı konusunda mahkememizce karar oluşturulmasına,
4-HMK 20.maddesi gereğince; karar tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtaratına,
Dair; davacı vekili ve davalı … Finans vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …