Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/384 E. 2018/90 K. 21.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/384 Esas
KARAR NO : 2018/90
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 24/04/2017
KARAR TARİHİ : 21/02/2018
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekilinin 10/11/2016 tarihinde vermiş olduğu dava dilekçesini özetle; müvekkil şirket nezdinde sigorta poliçesi bulunan …’E ait … adresinde bulunan evinde 18/06/2016 tarihinde taban altı sıcak su borusunda kaçak olması sebebiyle hazar meydana geldiğini, yapılan ekspertiz incelemesi neticesinde davalı şirket eleminlarının da kabulü olduğunu, davalı şirketin hasarın kendi ayıplı işten kaynaklandığını kabul etmesi ancak sadece ayıbı giderip bu ayıplı iş neticesinde meydana gelen zararı gidermeye yanaşmadığını, bu hasar sebebiyle müvekkil şirket sigortalısının evinde meydana gelen hasarına ilişkin olarak sigorta policesi teminatı kapsamındaki hasarı ödenmiş fakat davalı tarafa gönderilen ihtar yazılarına rağmen davalı taraf bu bedeli müvekkil şirkete ödemeye yanaşmadığını, Tüm bu gerekçelerle fazlaya ilişkin hakkımız saklı kalmak kaydıyla davdanın kabulüne 6.278,00 TL tazminat alacağının ödeme tarihinden itibaren hesap edilecek kısa vadeli kredilere uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yöklütelmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekilinin 06/07/2017 tarihinde vermiş olduğu cevap dilekçesini özetle; Müvekkil şirket tarafından … mahallesinde bulunan, tapuda … ada,… parselde kayıtlı …Blok, … nolu bağımsız bölümün 1/2 hissesi …’e 1/2 hissesi …’e satıldığını, Söz konusu bağımsız bölümün 1/2 hissesine sahip olan …; Haziran 2016 ayında antrede su sızınsıtı olduğunu bildirdiğini, müvekkil şirketin hemen ilgilendiğini, …İle bağlantı kurarak kaçak tespiti yaptırdıklarını, parkelerde en ufak bir zararın olmadığını, Ancak… yatak odasındaki parkeleri söküp tamiratın bitmesinden sonra tekrar yerine döşeyeceklerini bildirdiğini, konuyla ilgili bilgi verilen … dairenin halı kaplı olan zeminini parke ile değiştirdiğini, bu nedenle parketlerin demontaj ve montajını kendi parke firmasına yaptıracağını söylediğini, ve parketlerin müvekkil şirket tarafından demontaj ve noktajının yapılmasına engel olduğunu, sigortalı dairesinin halı olan ilk zemin döşemelerini kendi isteği ile parke yaptırmış olup zarar verici olayın olumsuz etkileri yanında olumlu etkileri de araştıralarak gerçek zararın belirlenmesi gerektiğini, bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dosya mahkememize İstanbul …Tüketici Mahkemesinin … E., … K. Sayılı ilamı ile; “Dava dilekçesinden davacı ve davalının anonim şirket ortaklıkları olduğu, her ne kadar dava dışı 3. kişi konumunda bulunan … gerçek kişi olsa da halefiyet yolu ile tazminat talebine ilişkin davanın Türk Ticaret Kanunun hükümlerine göre görülmesi gerektiği, TTK 3.maddesi anlamında “ticari işletmeyi ilgilendiren işlem ve fiillerden bulunduğu, Yargıtay kararlarında da ağırlıklı olarak bu görüşün kabul edildiği, bu itibarla, açılan davanın TTK 4.maddesi anlamında ticari dava olduğu ve ticaret mahkemeleri tarafından yargılamanın yapılması gerektiği, TTK ve TKHK hükümlerinden anlaşılmış olup, özellikle TKHK 3/1-k maddesinde geçen tüketici tanımında yer alan tüzel kişi ifadesinin kar amacı gütmeyen vakıflar, dernekler ve özellikle tüketici örgütleri olduğu hususunda uygulamada birlik sağlandığı, davacının ve davalının tüketici sıfatını taşımadığı anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesi Esas No : … Karar No : … sayılı ilamında belirtildiği üzere; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Yargıtay … Hukuk Dairesi Esas No : …, Karar No : … sayılı ilamına göre “Davacı sigorta şirketi, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır.”
Yargıtay… Hukuk Dairesi Esas No : …, Karar No :… sayılı ilamında ” Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22.03.1944 Tarih E….K. … sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticarî dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır. Öte yandan, TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir.
Halefiyet gereği açılan davada dava dışı sigortalı ile davalı şirket arasında bağımsız bölüm alımına dair bir sözleşme mevcudiyeti söz konusu olduğundan davacının sigoratlısı tüketici olup uyuşmazlık temel ilişkiden kaynaklandığından davanın görev yönünden usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan, HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın görev yönünden usulden REDDİNE,
2-Mahkememize görevsizlikle dosya gelmiş olup karşı görevsizlik kararı verildiğinden mercii tayini konusunda dosyanın mahkemeler aynı yargı yerinde olduklarından kararımız kanun yoluna gidilmeksizin kesinleştiği takdirde HMK md. 21/1-c, HMK md. 22/2 gereğince İstanbul BAM ilgili dairesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Kararımız kanun yoluna başvurulup kesinleştiğinde HMK madde 20 uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde taraflarca talep edilmesi halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Tüketici Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE, gönderilmesine, şayet yasal iki haftalık süre içerisinde taraflarca talep edilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMESİNE,
4-HMK’nun 331/2 md. uyarınca harç, yargılama gideri ve gider avansının görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde talep üzerine harç yargılama gideri ve gider avansı konusunda mahkememizce karar OLUŞTURULMASINA,
Dair, verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip
¸e-imzalıdır
Hakim
¸e-imzalıdır