Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/284 E. 2021/501 K. 28.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/284 Esas
KARAR NO:2021/501 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ:16/03/2017
KARAR TARİHİ:28/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında ticari ilişki söz konusu olduğunu, bu kapsamda düzenlenen fatura borcunun ödenmemesi üzerine giriştikleri icra takibine borçlu- davalının haksız yere itiraz ettiğini, itirazın iptali ile takibin devamına, % 20 icra inkar tazminatına hükmolunmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın tamamen haksız ve kötü niyetli açılmış olduğunu; fatura konusu işin yapılmadığını, davacı firmanın sözleşme gereği kendi yükümlülüklerini yerine getirmeden, eksik ve hatalı işlemler yapmış olmasına rağmen ödeme talep ettiğini, ödenmesini talep ettikleri … no.lu, 21.11.2016 tarihli faturada açıkça yazdığı üzere fatura konusu işin, … Devlet Hastanesi Bakım ve Devreye alma işi olduğunu, ancak davacı şirketin, klimaları devreye almadığını, davalı müvekkilini sürekli oyaladığını, en sonunda haksız ve kötü niyetli olarak dava konusu icra takibini başlattığını, davacının sözleşme yükümlülüklerine aykırı davrandığını, mail yazışmaları ile borcun kabul edilmediğini, Mail yazdığı belirtililen kişinin müvekkili şirket çalışanı olup, yetkilisi veya temsilcisi olmadığını ve bu kişinin borç kabul yetkisinin de bulunmadığını, müvekkili şirketi temsil ve ilzama yetkili olan kişilerin 3 kişi olup bu kişiler harici kişilerin beyanına itibar edilemeyeceğini, davacının taleplerinde haksız ve kötü niyetli olduğunu, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini belirterek; haksız ve kötü niyetli davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçeleri ve ekleri, cevabi yazı içerikleri, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyası mündericatı, mahkememizce ve talimat mahkemesince alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dosyamız mündericatında aslı yer alan, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı/alacaklının, davalı/borçlu hakkında, 24.999,99-TL asıl alacak ve 486,99-TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam, 25.486,98-TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi yaptığı ve davalı/borçlunun süresi içerisinde, borca, faize ve tüm fer’ilere itiraz ederek takibi durduğu görülmüştür.
Dava, ticari satış nedeniyle düzenlenen fatura alacağına dayanan icra takibine yapılan itirazın iptali, takibin devamı ve %20 icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Davaya konu somut olayda, dava konusu uyuşmazlığın; ticari ilişkiye istinaden düzenlenen faturalardan kaynaklanan alacak nedeni ile yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamı istemine ilişkin olması hasebiyle, davacının kendi ticari kayıtlarında dayanak belgeleri olmadan, alacaklı olarak gözükmesi, davalıdan alacağı bulunduğunu göstermeyecektir (Yargıtay 19. H.D. 09/02/2016 Tarih ve 2015/10255 Esas 2016/1919 Karar sayılı kararı).
Diğer yandan, fatura tek başına alacağın varlığını kanıtlamayacaktır (Yargıtay 19. H.D. 06/06/2018 tarih ve 2016/18445 Esas-2018/3268 Karar sayılı kararı).
Yine faturanın davalıya tebliğ edilmiş olması da, malın davalıya teslim edildiğinin belgesi değildir. Bu durumda malın teslimi konusunda ispat külfeti davacı yanda olup teslimi usulüne uygun teslim belgeleri ile kanıtlanmalıdır (Yargıtay 19.H.D.09/02/2016 Tarih ve 2015/10255 Esas 2016/1919 Karar sayılı kararı).
Dava konusu somut olayda öncelikle, ispat külfetinin hangi tarafta olduğunun tespit edilmesi gerekmektedir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde, müvekkilinin davacı/alacaklıya herhangi bir borcu olmadığını, davacı firmanın sözleşme gereği kendi yükümlülüklerini yerine getirmeden, eksik ve hatalı işlemler yapmış olmasına rağmen ödeme talep ettiğini beyan ederek, davacı ile müvekkili arasındaki akdi ilişkiyi kabul etmiş, ancak hizmetin gereği gibi verilmediğini beyan etmiş olup, bu haliyle somut olayda, hizmetin verildiğini ispat külfeti, açık faturaya dayanarak takip başlatan davacı/alacaklıdadır.
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine alınmış, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmış ve ayrıca taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi amacıyla bilirkişi incelemesi yaptırılarak raporlar alınmıştır.
Mahkememizce verilen 08/02/2018 tarihli ara kararı gereğince; davacı yan kayıtlarının incelenmesi yönünden talimat yoluyla bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmış olup, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/69 Talimat sayılı dosyasından tanzim edilerek mahkememiz dosyası arasına alınan bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle; “Davacı şirketin dosyaya bildirilen adresinde yapılan incelemede, 2016-2017 yılları defter ve kayıtları ibraz olunduğu, yapılan incelemede 213 sayılı V.U.K ve 6102 sayılı T.T.K 64 maddesine göre 2016-2017 yılları Yevmiye ve Kebir defterlerinin bilanço usulüne göre E-defter şeklinde tutulduğu, beratlarının sürelerinde gönderildiği, davacı tarafa ait 2016 yılı defterlerine göre, davalının 120 Alıcılar hesabı altında 120-21 -033 … olarak açık hesaba dayalı alacak hesabı bulunduğu bu hesaba göre ise taraflar arasındaki ilişkinin 21.06.2016 kayıt tarihinde başladığı, 2016 yılı içinde 218.299,99.-TL’lik 3 adet fatura karşılığında alacaklı olduğu, buna karşılık 3 adet toplam 193.300,00.-TL’lik çek alınarak alacaktan mahsup yapıldığı, yıl sonunda 218.299,99-193.300,00=24.999,99.-TL alacak bedelinin 2017 yılına devrettiği, 2017 yılı defter kayıtlarına göre ise; 2016 yılından devir gelen 24,999,99.-TL alacağın haricinde başka ticari işlemin bulunmadığı, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 24,999,99.-TL alacağı bulunduğu …” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Mahkememizce verilen, 14/11/2018 tarihli ara kararı gereğince; dava konusu olan … Devlet Hastanesi Bakım ve Devreye alma işi ile ilgili olarak; klimaların devreye alınması işinin yapılıp yapılmadığı hususunda taraf iddia ve savunmaları doğrultusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve rapor alınmış olup, bilirkişi … tarafından tanzim edilerek mahkememize ibraz olunan 25/12/2018 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle de; “…. santrallerinin devreye alma işi hem fiziksel olarak bahsedilen eksiklerin tamamlanması ve tekniğe uygun olarak çalıştırılması hem de bu yapılan işin belge ile Hastane idaresine teslim edilecek şekilde ispatlanması gereken bir konu olduğu, devreye almaların %99 olarak tamamlandığı tüm eksikliklerin giderildiğinin görüldüğü, ancak yasal prosödür gereği her bir … santrali için ayrı ayrı olmak üzere devreye alma belgesi ve garanti belgesi verilmesi gerektiği, davacı şirketin bu kısmı tamamlamış gözüktüğü, tamamlamış ise buna karşılıklı imzalı olarak devreye alma formlarıyla belgelemesi gerektiği, ayrıca ödeme alabilmesi için daha önce davalıdan almış olduğu teminat çekini iade etmesi gerektiği, … yetkililerinin bu durumu öne sürerek ödeme yapmadıklarını, ancak aralarında yaptıkları sözleşme gereği bu ödemeyi yapmamalarının protokole aykırı bir durum oluşturduğu…” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Tarafların bilirkişi kök raporuna olan itirazları ile hüküm kurmaya elverişli bir rapor alınması açısından heyete muhasip bir bilirkişi de eklenmek suretiyle ve ayrıca davalı yanın kayıtları da incelerek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişiler … ve … tarafından tanzim edilerek mahkememize sunulan 03/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle de; “… Davalı şirketin, 2016 ve 2017 yıllarında E-Defter uygulamasında olduğu, T.C. Maliye Bakanlığının (1) Sıra No’lu Elektronik Defter Genel Tebliğine göre; Gerçek ve Tüzel kişiler için “Elektronik defter tutma sürecinde hesap döneminin ilk ayının beratının alınması açılış onayı, son ayının beratının alınması ise kapanış onayı yerine geçecektir.” hükmü bulunmaktadır. Aynı tebliğe göre, Gerçek ve Tüzel kişiler için “Elektronik defter tutma sürecinde hesap döneminin son ayının beratının alınması kapanış onayı yerine geçecektir.” Hükmünün bulunduğu, buna göre şirketin 2016 ve 2017 yıllarına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdikleri yasal süresinde yaptırılmış olduğu ve usulüne uygun tutulduğunun görüldüğü, HMK 222. maddesi kapsamındaki koşulları taşıdığının belirlendiği, davalı tarafından sunulan 320.01.01.1096 … … İmalat hesabı incelendiğinde, davacının 2016 yılında tanzim ettiği toplam 218.299,99 TL tutarındaki faturasının davacı alacağı olarak kaydedildiği, karşılığında 2016 yılında toplam 193.300 TL tutarındaki 3 adet çek ödemesinin davacıya borç olarak kayıtlanması neticesinde 2016 yıl sonunda 24.999,99 TL davacı alacağının 2017 yılma devrettiği, 2017 yılında başkaca bir kayıt mevcut olmadığını, 08.02.2017 takip tarihi itibariyle 24.999,99 TL davacı alacağı olduğunun mevcut olduğu, talimat yoluyla alınan bilirkişi raporundaki ve taraflarınca incelenen davalı ticari defterleri uyarınca, 08.02.2017 takip tarihi itibariyle davalıdan 24.999,99 TL alacağı olduğunun belirlendiği…” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Gerek mahkememizce alınan bilirkişi raporları ve gerek se talimat yoluyla alınan bilirkişi raporlarının denetlenmesinde de, raporların hukuki yönleri ayrık olmak üzere, yapılan mali tespitler bakımından ayrıntılı ve gerekçeli oldukları anlaşıldığından, mali tespitler yönünden hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde de;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, ticari satış nedeniyle düzenlenen fatura alacağına dayanan icra takibine yapılan itirazın iptali, takibin devamı ve %20 icra inkâr tazminatı istemine ilişkin olduğu, bu bağlamda tüm delillerin toplandığı, davacı tarafça …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı sayılı icra dosyası üzerinden davalı borçlu aleyhine 24.999,99-TL asıl alacak ve 486,99-TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam, 25.486,98-TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya tebliğinin üzerine davalın süresinde asıl alacağa, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiği, alacaklı vekilinin yasal süresi içerisinde itirazın iptaline ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava ettiği, mahkememizce bilirkişi incelemesine ilişkin ara karar kurulduğu, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığı ve raporlar alındığı, dosyaya ibraz edilen, dosya kapsamına ve bilimsel gerçeklere uygun olan ve hukuki yönleri ayrık olmak üzere yapılan mali tespitler açısından ayrıntılı ve gerekçeli olduğu anlaşılan ve az yukarıda ayrıntılı özetleri yapılan, 01/08/2018 tarihli davacı defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan talimat raporu ile 03/02/2021 tarihli davalı defter ve kayıtları üzerinde mahkememizce alınan bilirkişi raporları sonucu, davacı yanın davalıdan takip tarihi itibariyle 24.999,99 TL alacaklı gözüktüğü, taraf defter ve kayıtlarının birbiri ile uyumlu olduğunun belirlendiği, davalı yanca her ne kadar müvekkilinin davacı/alacaklıya herhangi bir borcu olmadığı, davacı firmanın sözleşme gereği kendi yükümlülüklerini yerine getirmeden, eksik ve hatalı işlemler yapmış olmasına rağmen ödeme talep ettiği ve davanın reddine karar verilmesi talep edilmiş ise de, az yukarıda izah edilen defter ve kayıtlara ilişkin mali tespitler karşısında davalı yanın bu yöndeki savunmalarına itibar edilmediği ve aynı zamanda bilirkişilerin mali tespitler dışında yapmış olduğu tespitlere de itibar edilmediği ve ayrıca davalı yanca herhangi bir ödeme iddiasında bulunulmadığı, davacı yanca da davanın 24.999,99 TL alacak miktarı üzerinden harç yatırılmak suretiyle açıldığı ve sonuç olarak da davacının icra takibi itibariyle davalıdan talebi gibi 24.999,99-TL alacaklı olduğunun tespit edildiği ve davacının iş bu miktar üzerinden takip ve dava açmakta haklı ve hukuki yararı bulunduğu anlaşıldığından davanın talep gibi 24.999,99 TL asıl alacak yönünden kabulüne ve ayrıca, takip konusu asıl alacak likit olduğundan, itirazın iptaline karar verilen asıl alacağın %20 si oranında hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ İle;
1-Davalı-Borçlunun, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yönelik itirazının 24.999,99 TL asıl alacak yönünden İPTALİ ile; takibin, 24.999,99 TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA, asıl alacak olan 24.999,99 TL ye takip tarihinden itibaren yıllık %9 oranında yasal faiz UYGULANMASINA,
2-Hükmolunan alacağın % 20’si oranında hesaplanan, 4.999,99 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken 1.707,68 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 426,94 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.280,74 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR YAZILMASINA,
-Davacı tarafından ilk dava açılırken yatırılan 426,94 TL harç parasının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinden başvuru harcı 31,40 TL, posta gideri 635,50 TL, bilirkişi ücreti 1.100,00 TL olmak üzere toplam: 1.766,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
4-Davalı yan tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-HMK 120. maddesi gereğince; varsa taraflarca yatırılan gider avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa İADESİNE,
Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 28/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır