Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/276 E. 2018/1230 K. 18.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/276
KARAR NO : 2018/1230
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 22/03/2017
KARAR TARİHİ: 18/12/2018
Davacı yanca davalı yan aleyhine açılan davanın yapılıp sona erdirilen açık yargılaması sonunda,
AÇILAN DAVA VE İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 2014 yılından beri devam eden döviz ve Türk Lirası bazlı cari hesap çalışması mevcut olduğunu, taraflar arasında imzalanan 29/12/2014 tarihli sözleşme ve 19/06/2015 tarihli siparişlerle ilgili yapılan mail yazışmalarında da görüleceği üzere müvekkili ile davalı arasında kur farkı ve vade farkı çalışılacağı hususunda tarafların anlaşma sağladığını, sözleşmede fiyatların 6 ay vadeli olduğunu satış tarihinden itibaren vade dikkate alınarak ödeme tahsil edilir şeklinde madde bulunduğunu, bu nedenle usd satışlara karşılık verilen TL ödemelerde çekin vade günündeki kur dikkate alınarak kur farkı çalışılacağının belli olduğunu, taraflar arasındaki gerek yazılı gerekse sözlü sözleşmelerde 6 ay, 8 ay gibi vadelerin kararlaştırıldığını, bu ticari ilişki sonucunda davalının müvekkiline 174.0001,69 TL borcunun bulunduğunu, tahsili için giriştikleri icra takibine borçlu – davalının haksız yere itiraz ettiğini, itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEPLER:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında herhangi bir cari hesap, kur ve vade farkı sözleşmesinin mevcut olmadığını, davacının sözleşme olarak beyan ettiği şeyin, tek taraflı bir irade beyanı olduğunu ve müvekkili tarafından kabul edilmediğini, taraflar arasında akdedildiği iddia edilen sözleşmede müvekkiline ait kaşe ve imzanın mevcut olmadığını, taraflar arasında mutabık kalınmış bir kur ve vade farkı sözleşmesinin olmadığını, dolaysıyla bir kur farkının da mevcut olmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, MAHKEMECE VARILAN NİTELENDİRME VE SONUÇ:
Tarafların Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca hasrettikleri delilleri toplanmıştır.
Ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmıştır.
Somut olayda hukiki ihtilaf davacının cari hesaptan , kur farkından ve vade farkından kaynaklanan alacağı bulunup bulunmadığı ve miktarı noktasındadır.
Bir ticari ilişki sebebiyle vade farkı talep edilebilmesi için bu konunun taraflar arasında akdedilen sözleşmede yer alması veya bu yönde yanlar arasında belirtilmiş bir uygulamanın mevcut olması ya da, mal satışı ile ilgili olarak düzenlenen faturalarda vade farkı talep edileceğine dair fatura içeriğinden sayılabilecek bir kayda itiraz edilmemiş olması gerekir.
Taraflar arasında vade farkına ilişkin bir sözleşme bulunmadığı gibi vade farkı uygulanması ile ilgili bir teamülün varlığı da kanıtlanamamıştır. Vade farkına hükmedilebilmesi için sözü edilen “teamül” taraflar arasında bu yönde bir uygulamanın ihtilafsız dönemde, diğer bir anlatımla daha önceki ödemelerde benimsenmiş olması anlamındadır
Tarafların ticari kayıtları incelendiğinde
Vade farkı ile ilgili anlaşma bulunmadığı ( anlaşmada fiyatların 6 aylık olduğu, satış tarihinden itibaren vade dikkate alınarak ödemenin tahsil edileceği ibaresenin belirsiz bir ibare olduğu, çünkü net fatura tarihi ve net teslim tarihi belli olmadığı gibi tarafların yazışmalarına göre 8 ay vadeli mal tesliminin de bulunduğu görülmekle, açık ve net şekilde vade farkı anlaşmasından söz edilemeyeceği kabul edilmiştir. Ayrıca
İhtilafsız dönemde vade farkı uygulanıp ödeme yapılmış olmadığı görülmektedir.
Kur farkı açısından ise ; sözleşmede açıkça kur farkı tahsil edilecektir yönünde ibare bulunmaktadır. Yazışmalarda da e-mail kaıytlarında davalı yanın kabulü mevcuttur.
Bu nedenle kur farkı ve cari hesap yönünden ticari kayıtları incelendiğinde ; davacının kur farkından kaynaklanan 40.791,10 TL alacağı ile cari hesaptan kaynaklanan 9.130,27 TL alacağı olduğu, takibin bu nedenle toplam 49.921,37 TL üzerinden devamı gerektiği anlaşılmış ve davanın kısmen kabulü yönünde aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle ve dosya içeriğine göre;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, davalı yanın İstanbul …İcra Müdürlüğünün… esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 49.921,37 TL üzerinden devam olunmasına, takipten itibaren bu miktara değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
2-%20 nispetinde hesaplanan 9.984,20 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 3.396,10 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 2.101,51 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.294,59 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR YAZILMASINA ,
4-Tarafların dava sonucundaki haklılık oranına ve harçtan davada kısmen de olsa haksız çıkan davalının sorumlu olması gerektiği prensibine göre yapılan oranlama uyarınca peşin harç ve başvuru harcı toplamı: 2.132,91 TL, posta gideri 134,00 TL, bilirkişi ücreti gideri 850,00 TL ki toplam: 3.116,91 TL’nin 2.417,36 TL kısmının davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın oranlamaya göre davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı yan davada kendini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.841,35 TL nispi ücreti vekaletin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı yan davada kendini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 12.676,40 TL nispi ücreti vekaletin davacıdan alınıp, davalıya VERİLMESİNE,
7-HMK 120.maddesi gereğince; davacı tarafından yatırılan gider avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik 341/1 vd.maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.
Katip …
Hakim …