Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/256 E. 2018/635 K. 28.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/256
KARAR NO : 2018/635
DAVA : Ticari Şirket (Yönetim Kurulu kararının butlanı ve fesih istemli)
DAVA TARİHİ : 16/03/2017
KARAR TARİHİ : 28/06/2018
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Ticari Şirket davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili 16/03/2017 harç ikmal tarihli dilekçesi ile; davacı müvekkilinin davalı anonim şirketinde pay sahibi olduğunu, şirketin tescil edilen esas sözleşmesinin Ticaret Sicil Gazetesi’nin 13/11/2014 tarih ve … numarasında yayınlanmış olduğunu pay sahipliğinin burada gözüktüğünü, Şirket Ana Sözleşmesinin 5. Maddesine göre, şirketin sermayesinin A ve B Grubu hisse sahiplerinin sermaye paylarından oluştuğunu, sözleşmenin 8. Maddesine göre şirektin yönetimi ve dışarıya karşı temsili Yönetim Kurulu’na ait olduğunu, Yönetim Kurulu üyelerinin en az bir tanesi A Grubu ve en az bir tanesinin B Grubu olmak üzere seçilecek en az iki üyeden oluşacak bir yönetim kurulu tarafından yürütüldüğünü, Şirketin B Grubu hisse sahiplerinden Yönetim Kurulu üyesi… 14/02/2017 tarihinde şirket Genel Müdürü …’ya ve …’a B Grubu hisse sahiplerini temsilen ilk genel kurula kadar …’nun atınmasını talep ettiğine dair maili göndermiş olduğunu, …’nun da bu metni ve eklerinin Noterde Türkçeye çevirterek …’a 16/02/2017 tarihinde 2 kez gönderdiğini, ancak …’ın cevabını beklemeden 14/02/2017 tarihinde Yönetim Kurulu’nu toplayarak kendisinin ortağı olduğu … A.Ş ‘da çalışanı …’u Yönetim Kurulu üyesi olarak atayıp B Grubu hisse sahiplerini de temsil yetkisi vermiş olduğunu, bu kararın TTK Md.391 de yer aldığı şekilde şirket ana sözleşmesine, şirketin temel yapısına, organın devredilmez yetkisine aykırı bir karar olduğunu TBK Md.27 gereği batıl ve yok hükmünde bir karar olduğunu, zira şirketin yönetimi ve temsili A ve B Grubu imza yetkililerinin müşterek imzası ile olmak zorunda olduğunu, … da bunu bildiği için bahsi geçen maili gönderdiğini, bu sebeple 14/02/2017 tarihli Yönetim Kurulu kararının yokluğunun ve butlanının tespiti ile bu karara dayalı yapılan ve yapılacak işlemlerin tedbiren durdurulmasını da talep etmelerinin gerekli olduğunu, mahkeme kararına kadar Yönetim Kurulu kararının yürütmesinin uygulamasının durdurulması doğrultusunda tedbir kararı verilmesine, neticede TTK Md.530 gereği şirketin feshine, feshe kadar şirket işlerinin devam edebilmesi için B Grubu Yönetim Kurulu üyesi Muhamed Tamer …’ın talebi gibi şirket eski genel müdürü …’nun B Grubu adına imza atması için mahkememizce tedbiren atanmasına, masraf ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili 04/05/2017 havale tarihli dilekçesi ile; Türk Ticaret Yasası “Madde 390-(1) Esas sözleşmede aksine ağırlaştırıcı bir hüküm bulunmadığı takdirde, yönetim kurulu üye tam sayısının çoğunluğu ile toplanır ve kararlarını toplantıda hazır bulunan üyelerin çoğunluğu ile alır. Bu kural yönetim kurulunun elektronik ortamda yapılması halinde de uygulanır. ” hükmünün cari olduğunu, buna göre müvekkili şirketin yönetim kurulunun 5 kişiden oluştuğunu ve üye tamsayısının çoğunluğu yani 3 kişi ile toplanabileceğini ve karar alınabileceğini, bu itibarla organsızlık iddiasının kabul edilebilir olmadığını, vefat nedeniyle boşalan yönetim kurulu üyeliğinin doldurulmasa dahi yönetim kurulu toplanma ve karar alma yeteneğine sahip olduğunu, yönetim kurulunun kendi içerisinde iki ayrı grup imza yetkisi yaratmış olduğunu, TTK 370. Maddesinde işaret edilen kuralın esas sözleşmeye geçirilmesinden ibaret olduğunu A ve B Grubu hissedarlık ile a ve b grubu imaz yetkisinin apayrı şeyler olduğunu, davacı iddiaları içerisinde bir kısım ödemelerden bahsederek sanki oğlunun yönetim kurulu üyesi seçilmemesi nedenini bu ödemeler olduğunu ileri sürdüğünü, gerçekte ise zaten davacının oğlu olan genel müdür bu ödemeleri yapması gerektiği halde gerçekleştirmediği için durumun ve gerçeğin farkında olduklarını, bu nedenlerle resen dikkate alınacak hususlar ışığında, fazlaya dair tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, haksız ve mesnetsiz davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Talep, 14.02.2017 tariihli yönetim kurulu kararının yokluk ve butlanının tesbiti ve davacının ortağı bulunduğu Şirketin zorunlu organlarının olmaması nedeniyle feshine ilişkin bulunmaktadır.
Kesin yetki kuralı bakımından, şirketin mahkememiz yargı çevresi içeresinde bulunduğu saptanmıştır. Davaya konu 14.02.2017 tarihli yönetim kurulu kararı incelendiğinde; B grubu imza yetkesi olan yönetim kurulu üyesi …’un vefatı nedeniyle…’un ilk yapılacak genel kurul toplantısına kadar görev yapmak üzere B grubu yetkisi ile yönetim kurulu üyesi olarak atandığı anlaşılmaktadır.
Şirket esas sözleşmesinin 8.maddesinde; şirketin yönetim ve dışarıya karşı temsili Yönetim Kuruluna aittir. Şirket tarafından verilecek bütün belgelerin ve yapılacak sözleşmelerin geçerli olabilmesi için bunların şirket ünvanı veya kaşesi altına konmuş ve şirketi temsil ve ilzama yetkili kişi veya kişilerin imzasını taşıması gerekir. Yönetim kurulu üyelerinin en az bir tanesi A grubu ve en az bir tanesi de B grubu olmak üzere seçilecek en az iki üyeden oluşan bir yönetim kurulu tarafından yürütülür düzenlemesine yer verilmiştir.
Yine TTK’nun 363.maddesinde; kamu tüzel kişilerinin yönetimde temsiline dair 334.madde hükmü saklı kalmak üzere, herhangi bir sebeple bir üyeliğin boşalması halinde, yönetim kurulunun, kanuni şartları haiz birini, geçici olarak yönetim kurulu üyeliğine seçip, ilk genel kurulun onayına sunacağı ve bu yolla seçilen üyenin, onaya sunulan genel kurul toplantısına kadar görev yapacağı ve onaylanması halinde selefinin süresini tamamlayacağı hüküm altına alınmıştır.
Şirket Yönetim kurulu kararlarının butlanı TTK 391.madde de düzenlenmiş vesınırlı sayıda olmamak üzere özellikli bir kaç hal gösterilmek suretiyle bu hallerde yönetim kurulu kararlarının batıl olacağı ifade edilmiştir. Diğer yandan yönetim kurulu kararlarının iptali bakımından TTK’nun da bu yönde açık bir hükme yer verilmemiş ancak TTK 460.madde de ve sermaye arttırımına ilişkin olmak üzere ve yönetim kuruluna bu konuda esas sözleşme ile yetki verilmesi hallerinde, yönetim kurulu kararı aleyhine iptal davası açılabileceği hüküm altına alınmıştır. Bu noktada bilirkişi kurulunun, TTK 363.maddeye göre boşalan üyelik için geçici olarak yönetim kurulu üyesi atanması işlemi bakımından (yönetim kurulu kararının butlanı söz konusu olmadığı benimsenip, bununla birlikte) TTK’nun yukarda belirtilen 460/5.maddesini kıyas yoluyla ele alıp iptal sonucuna varması yerinde görülmemiştir. TTK 363.madde de öngörülen yetkinin yönetim kurulu tarafından kullanılmış olması (bizzat bilirkişi kurulu raporunda da yer verildiği üzere) anonim şirketin temel yapısına uymayan bir karar niteliğinde olmayıp, bütün pay sahiplerinin değil, sadece bazı pay sahiplerinin kişisel menfaatlerini etkileyebilecek nitelikte bir karar olmakla, boşalan üyelik için geçici üye atanmasına ilişkin yönetim kurulu kararı bakımından butlan halinin de söz konusu olamayacağı sonucuna varılmıştır. Ulaşılan bu sonuçtan sonra TTK 460.madde düzenlemesinden hareketle ve kıyas yoluyla yönetim kurulu kararının iptali gerektiği sonucuna ulaşalması gerek butlan müessesesinin özelliklerine ve gerekse yönetim kurulu kararının iptal koşullarına dair ve sadece belli bir alanda öngörülmüş bulunan bu düzenlemelere uygun bulunmamaktadır. Açıklanan bu durum karşısında yönetim kurulu kararının butlanı sözkonusu olmayıp, yine organ yokluğu nedenine dayalı fesih istemi de -keza uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli organlarından birinin mevcut olmaması hali de söz konusu olmadığından- yerinde değildir. Açıklanan tüm bu sebeplerle yerinde görülmeyen davanın reddine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Yerinde görülmeyen davanın reddine,
2- Alınması gereken 35,90 TL red karar ve ilam harcından peşin alınan 31,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 4,50 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafından yapılan 11,85 vekalet pul ve makbuz gideri, 11,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 22,85 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret tarifesi gereğince 2.180,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalı yana VERİLMESİNE,
6-Tarafların HMK 120 madde gereğince yatırdığı gider ve delil avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
Dair, karar taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …