Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/254 E. 2020/348 K. 07.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/254
KARAR NO:2020/348

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:25/05/2015
KARAR TARİHİ:07/09/2020

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında Mali Müşavirlik Hizmetine ilişkin 31.01.2013 tarihli sözleşme akdedildiğini, sözleşmeye istinaden davalı yana hizmet sunulduğunu, davalı yanca sözleşmenin haksız nedenle feshedildiğini, alacaklarının tahsili için giriştikleri icra takibine borçlu- davalının haksız yere itiraz ettiğini , itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile 31.01.2013 tarihinde imzalan 1 yıllık sözleşme ile 01.01.2013-31.12.2013 tarihleri arasına yönelik olarak hizmet alınmaya başlandığını, 2014 yılına yönelik olarak hizmet alınmayacağının davacıya gerek sözlü gerekse de noter aracılığıyla bildirildiğini, dolaysıyla davacının 2014 yılına ilişkin verilmeyen hizmet bedeline yönelik ücret talebinin haksız olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi ve ekleri, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası, cevabi yazı içerikleri, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
İş bu dava dosyası hakkında mahkememizce, … Esas-… Karar ve 08/02/2016 tarihli görevsizlik kararı verilerek dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, taraflarca kararın süresinde temyiz edilmemesi üzerine hükmün kesinleşmesine müteakip dosyanın … Tevzi Bürosuna gönderildiği, buraca yapılan tevzi işlemi neticesinde ise, dosyanın …. Asliye Hukuk Mahkemesine tevzi edildiği, ilgili mahkemece … Esas, …Karar ve 31/05/2016 tarihinde verilen görevsizlik kararı üzerine dosyanın yargı yeri belirlenmek üzere re’sen Yargıtaya gönderildiği, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 27/02/2012 tarih ve 2017/737 Esas-2017/1590 Karar sayılı kararı ile mahkememizin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verildiği, bunun üzerine de dosyanın mahkememize geldiği ve 2017/254 esas numarasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
Dosyamız mündericatında aslı yer alan, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı/alacaklının, davalı/borçlu hakkında, 3.835,00-TL asıl alacak ve 456,44-TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam, 4.291,44-TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi yaptığı ve davalı/borçlunun süresi içerisinde, borca itiraz ederek takibi durduğu görülmüştür.
Dava, mali müşavirlik hizmet sözleşmesine dayalı alacağın tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Sözleşme özgürlüğü çerçevesinde kişiler kanun tarafından düzenlenmiş olan sözleşme tiplerinden ayrı karma veya nev’i şahsına münhasır sözleşmeler yapmak ve bunların koşullarını diledikleri gibi tespit etmek, buyurucu ve yasak koyan kurallara, ahlâk ve âdaba aykırı olmamak şartıyla kanun tarafından düzenlenmiş olan sözleşme tipini değiştirmek ve konusunu yasal sınırlar içinde tayin etmek hakkına sahiptirler. Dolayısıyla bu özgürlük, sözleşmeyi yapma, sözleşmenin karşı tarafını seçme, sözleşmenin içeriğini düzenleme ya da değiştirme, sözleşmeyi ortadan kaldırma ve nihayet sözleşmenin tabi olacağı şekli belirlemeyi de kapsamakta olup, Borçlar Hukuku’nun temelini oluşturan bireysel sözleşme, öneri, karşı öneri ve kabul gibi irade açıklamalarının uygunluğu ve uyuşmasının sağlanması, sözleşme hükümlerinin tartışma ve pazarlık konusu yapıldığı sözleşmedir.
Ve yine hukukumuzda, sözleşme serbestisi ilkelerinin yanında sözleşmeye bağlılık ilkesinin de (…) kabul edildiği, bu kurala göre, sözleşmenin yapıldığı andaki gibi aynen uygulanması ve hükümlerine riayet edilmesi gerektiği, sözleşmeye bağlılık ilkesinin, hukuki güvenlik, doğruluk ve dürüstlük kuralının da bir gereği olarak, sözleşme hukukunun temel ilkelerinden birisi olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda, taraflar arasında 31/01/2013 tarihli Mali Müşavirlik Hizmetine ilişkin sözleşme imzalandığı hususu ihtilafsızdır.
Taraflar arasında akdedilen 31/01/2013 tarihli sözleşmenin 4.16. maddesinde, tarafların haklı nedenlerle veya karşılıklı rızaları ile aralarındaki sözleşmeyi her zaman fesih edebilecekleri, sözleşmenin iş sahibi tarafından feshi halinde sözleşmede belirtilen sürelerin bedelinin tamamının meslek mensubu ortaklık bürosu veya şirkete iş sahibince ödeneceği, haklı nedenin olmaması halinde sözleşmenin sonraki dönemlerde de yenilenmiş olarak devam edeceği, 8. maddesinde de sözleşmenin, 01/01/2013-31/12/2013 tarihlerine ilişkin süreyi kapsadığı, sözleşmenin karşılıklı olarak fesih edilmediği sürece yürürlükte olduğu hüküm altına alınmıştır.
Yine dosyamız mündericatında yer alan …. Noterliği’nin 21/02/2014 tarih ve … yevmiye nolu İhbarnamesi incelendiğinde, davalı yanca davacı yana aldıkları mali müşavirlik hizmetini, gördükleri lüzum üzerine 2014 yılı mali dönemi için almayacaklarının bildirildiği görüldü.
Dava, mali müşavirlik hizmet sözleşmesine dayalı alacağın tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine alınmış ve bilirkişiden raporlar alınarak dosyamız arasına katılmıştır.
Muhasip bilirkişi YMM … tarafından tanzim edilerek dosyaya ibraz olunan bilirkişi kök raporunun incelenmesinde özetle; “Taraf defterlerinde 31.12.2013 tarihi itibariyle 590 TL olan davacı alacak bakiyesinde tam mutabakat bulunduğu, ancak davacının 2013 yılı Aralık ayı alacağı nedeniyle 295 TL talep ettiği, davalı feshinin haklı olup olmadığı, 2013 yılına ait sözleşmenin 2014 yılı için de yürürlükte olup olmadığı hususlarının hukuki değerlendirmeyi gerektirdiği, davalı feshinin haksız, sözleşmenin 2014 yılı için de geçerli olduğunun kabulü halinde davacı alacağına 3.540 TL nin ilave edileceği, davacı tarafça keşide edilen ihtarnamede tebliğ şerhinin bulunmadığı, bu nedenle işlemiş faiz hesaplamasının yapılamadığı”, ek raporun incelenmesinde özetle de; “Kök raporda değişiklik yapılmasını gerektirir belge ve bilginin bulunmadığı” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde de;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, mali müşavirlik hizmet sözleşmesi alacağından doğan cari hesaba yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamı ve %20 icra inkâr tazminatı istemine ilişkin olduğu, bu bağlamda tüm delillerin toplandığı, davacı tarafça …. Icra Müdürlüğünün … Esas sayılı sayılı icra dosyası üzerinden davalı borçlu aleyhine 3.835,00 TL asıl alacak ve 456,44 TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam: 4.291,44 TL alacak sebebiyle ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya tebliğinin üzerine davalın süresinde asıl alacağa ve ferilerine itiraz ettiği, alacaklı vekilinin yasal süresi içerisinde itirazın iptaline ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava ettiği, taraflar arasında 31/01/2013 tarihli Mali Müşavirlik Hizmetine ilişkin sözleşme akdedildiği, taraflar arasında akdedilen 31/01/2013 tarihli sözleşmenin 4.16. maddesinde, tarafların haklı nedenlerle veya karşılıklı rızaları ile aralarındaki sözleşmeyi her zaman fesih edebilecekleri, sözleşmenin iş sahibi tarafından feshi halinde sözleşmede belirtilen sürelerin bedelinin tamamının meslek mensubu ortaklık bürosu veya şirkete iş sahibince ödeneceği, haklı nedenin olmaması halinde sözleşmenin sonraki dönemlerde de yenilenmiş olarak devam edeceği, 8. maddesinde de sözleşmenin, 01/01/2013-31/12/2013 tarihlerine ilişkin süreyi kapsadığı, sözleşmenin karşılıklı olarak fesih edilmediği sürece yürürlükte olduğunun hüküm altına alındığı, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin sözleşme serbestisi ilkesi kapsamında akdedildiği, ancak hukukumuzda, sözleşme serbestisi ilkelerinin yanında sözleşmeye bağlılık ilkesinin de (…) kabul edildiği, bu kurala göre, sözleşmenin yapıldığı andaki gibi aynen uygulanması ve hükümlerine riayet edilmesi gerektiği, sözleşmeye bağlılık ilkesinin, hukuki güvenlik, doğruluk ve dürüstlük kuralının da bir gereği olarak, sözleşme hukukunun temel ilkelerinden birisi olduğu, ancak somut olayda, her ne kadar davalı yanca davacı yana gönderilen 21/02/2014 tarihli ihbarnamede, aldıkları mali müşavirlik hizmetini, gördükleri lüzum üzerine 2014 yılı mali dönemi için almayacakları bildirilmiş ise de, gerek ihbarnamenin önceki sözleşmenin süresinin dolduğu 31/12/2013 tarihinden sonraki bir tarih olan 21/02/2014 tarihinde gönderilmiş olması ve gerek se ihbarnamede görülen lüzum şeklinde genel bir fesih sebebine dayanılmış olması nedeniyle davalının sözleşmeyi, tek taraflı olarak haklı nedenle sonlandırmadığı ve sözleşmenin sonraki dönem için de yenilendiğinin anlaşıldığı ve dolayısıyla da davacının da bu kapsamda sözleşmenin yukarıda açıkça yazılan ilgili hükümler gereği yeni döneme yönelik bedelin tamamını talep edebileceği sonuç ve vicdani kanaatine ulaşıldığından davanın asıl alacak yönünden kabulüne, ayrıca takip konusu alacağın likit olduğu (Benzer konuda Bknz. Yargıtay 13. H.D. 02/05/2019 tarih ve 2016/13728 Esas-2019/5621 Karar sayılı ilamı) ve davalı/borçlunun takibe itirazının haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından hükmolunan itirazlı alacağın %20’si üzerinden takdir olunan 767,00 TL icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve ayrıca davacı tarafça her ne kadar takip öncesi faiz istenmiş ise de, davalının takipten önce TBK’nın 117. maddesi uyarınca usulüne uygun olarak temerrüde düşürülmediği, ayrıca buna ilişkin herhangi belge de sunulmadığı anlaşıldığından, takip öncesi işlemiş faiz yönünden itirazın iptali talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-Davalı borçlunun …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazın 3.835,00-TL asıl alacak miktarının iptali ile takibin bu miktar (3.835,00-TL asıl alacak) üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9 ve değişen oranlarda yasal faiz uygulanmasına,
2-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Hükmolunan alacağın %20 si oranında hesaplanan 767,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gereken 261,96 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 51,83 TL nispi harcın mahsubu ile bakiye 210,13 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR YAZILMASINA,
-Davacı tarafından yatırılan 51,83 TL harç parasının davalıdan alınarak, davacıya ÖDENMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinden başvuru harcı 27,70 TL, posta gideri 171,00 TL posta gideri, bilirkişi ücreti gideri 600,00 TL bilirkişi ücreti gideri olmak üzere toplam: 798,70 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre yapılan hesaplamaya göre 710,84 TL ‘nin davalıdan alınarak, davacıya VERİLMESİNE , bakiye kısmın oranlamaya göre davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesine göre hesaplanan 3.835,00 TL nispi ücreti vekaletin davalıdan alınarak, davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden ve davanın kısmen kabulüne karar verildiğinden reddedilen kısım yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca taktir olunan 456,44 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
8-HMK 120. maddesi gereğince; davacı tarafından yatırılan gider avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
9-Aslı dosyamız arasında yer alan, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının karar kesinleştiğinde İADESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 341/2 maddesi gereği miktar itibari ile KESİN olmak üzere karar verildi. 07.09.2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır