Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/252 E. 2021/742 K. 25.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/252 Esas
KARAR NO:2021/742 Karar

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :15/03/2017
KARAR TARİHİ: 25/10/2021

Davacı yanca, davalılar aleyhine açılan davanın yapılıp sona erdirilen açık yargılaması sonunda;
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 26.11.2012 günü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı özel … otobüsünün, … Caddesi üzerindeki İETT durağı yakınında yolcu indirme- bindirme işlemi yapmak için yolun en sağ şeridinde durması gerekirken, trafik güvenliğini tehlikeye sokacak şekilde yolun orta şeridinde durduğu esnada, sağ tarafını kontrol etmeden kontrolsüz bir biçimde hareket ettiği ve hak sahibi müvekkiline
çarparak 1-2 metre sürüklediği ve ağır yaralanmasına sebebiyet verdiği, kazanın oluşumunda … plakalı aracın sürücüsünün kusurlu bulunduğu, … 61. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile yapılan ceza yargılaması neticesinde; …’ın hakkında mahkumiyet hükmü tesis edildiği, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, davacı müvekkilin; … … Hastanesi Özürlü Sağlık Kurulundan almış olduğu 13/04/2015 tarih ve .. No’lu raporuna göre beden gücü kayıp oranının %74 olduğu, davalı … Gıda Turizm İth. İhr. ve Tic. Ltd. Şti. adına kayıtlı bulunan … plakalı aracın, kaza tarihinde … sayılı ZMSS poliçesi ile davalı sigorta şirketi tarafından sigortalı olduğu, kaza sebebiyle oluşan maluliyete ilişkin olarak tazminat talebi ile davalı sigortaya başvuruda bulunulmuş ise
de, herhangi bir ödeme yapılmadığı, davalı sürücü ve davalı işleten tarafından davacı müvekkilinin manevi zararlarının da karşılanması gerektiği, açıklanan nedenlerle; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile; davacının maluliyetinin ve maddi zararının belirsiz alacak davası (HMK m.107) hükümlerine göre belirlenerek, belirlendiği anda arttırılmak üzere; 100,00-TL geçici işgücü kaybı, 100,00-TL sürekli işgücü kaybı, 50,00-TL bakıcı gideri olmak üzere; şimdilik toplam 250,00-TL maddi tazminatın; davalı sigorta yönünden olay tarihindeki sigorta teminat limiti aşılmamak üzere, davalı sigortaya başvuru tarihini takip eden 8. iş günü sonundan itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte; diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline; davacı …’nun söz konusu haksız fiil neticesinde duyduğu elem ve ıstırabın bir nebze hafifletilmesi için 20.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sürücü ve davalı işletenden müştereken ve müteselsilen tahsiline, tazminat alacağının teminat altına alınması amacı ile kazaya karışan … plakalı aracın trafik tescil kaydına, aracın başkalarına devir, temlik veya üzerinde bir hak tesisi önlemek amacı ile tedbir şerhi konulmasına; tazminat alacağının teminat altına alınması amacı ile davalı sürücü ve işletenin var ise taşınmazlarının UYAP sisteminden tespiti ile adlarına kayıtlı taşınmazın mevcut olduğu durumda kayıtlarına başkalarına devir, temlik veya üzerinde bir hak tesisi önlemek amacı ile tedbir şerhi konulmasına; yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin davalılara müşterek ve müteselsilen tahmiline
karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEPLER:
Davalı sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle;
Dava dilekçesinde dava konusu, değeri ve talep sonucunda dilekçenin unsurları bakımından çelişki ve eksiklik halleri söz konusu olduğu, dava açılırken yargılama harçlarının mahkeme veznesine yatırılması zorunluluğuna rağmen harç ikmal yükümlülüğü yerine getirilmediği, uyuşmazlık konusu bedel davacı
tarafça açıkça belirlenmiş olması nedeni ile kısmi dava açmakta hukuksal yararı bulunmadığı gibi, yine davanın konusu ve davacının açık talebi karşısında, ortada belirsiz alacak davasının koşullarının da bulunmadığı gerekçesiyle HMK’nın 114/h maddesi uyarınca, davanın hukuksal yarar yokluğu nedeniyle
reddine karar verilmesi gerektiği, bakıcı masrafları açısından alacağının miktarı veya değeri belirlenebildiğinden, bakıcı masrafları açısından belirsiz alacak davası ve tespit davası açılamayacağından, iş bu davanın söz konusu talepler açısından reddi gerektiği, sigortacıya başvuruyu dava ön şartı olarak öngörüldüğünden, dava açılmadan önce yerine getirilmeyen dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddi gerektiği, … 61. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının kesinleşmesinin beklenilerek; bekletici mesele yapılmasına karar verilmesini talep ettikleri,
davanın zamanaşımı yönünden reddi gerektiği, müvekkil sigorta şirketi kapsamında, … plakalı aracın başlangıç ve bitiş tarihi 2012-2013 olmak üzere … sayılı ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğu, ZMMS gereğince davacı …’nun asli kusuru ile kaza meydana geldiğinden talep
edilen tazminat teminat dışında olduğu, zararlandırıcı olay ve neden-sonuç ilişkisi incelendiğinde davacının asli kusurlu olduğu, geçici maluliyet açısından talebin reddi gerektiği, daimi maluliyetin varlığı kabul edilse dahi davacının 1973 doğumlu ve ev hanımı olan davacının çalışma gücündeki kaybın veya azalmanın oranı “0” olarak kabul edilmesi gerektiği, zarar görenin ev hanımı olması sebebiyle gelir durumunda zarar söz konusu olmadığı, bakıcı giderleri açısından yasanın değişen maddesi ile sigorta şirketlerinin yerini sosyal güvenlik kurumu aldığından müvekkil şirketin sorumluluğunun söz konusu olmadığı, eksik belge ile yapılan başvuruda temerrüt oluşmayacağından faiz başlangıcı ancak dava tarihi olarak kabul edilebilir ve uygulanması gereken faiz türünün avans değil, yasal faiz olması gerektiği, izah edilen mahkemece re’sen göz önüne alınacak sebepler ışığında tüm talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla; dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, davanın zamanaşımı yönünden reddine, …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasına, davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine, dair karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … Gıda Turizm İth. İhr. ve Tic. Ltd. Şti. ile diğer davalı … vekili cevap dilekçesinde Özetle; Müvekkil firmaya ait … plakalı aracın, şehir içi yolcu taşımacılığında kullanıldığı, kazanın oluştuğu gün de, müvekkili … tarafından idare edildiği, park edilen araçlar sebebiyle, müvekkilin, idaresindeki otobüsü durağa yanaştıramadığı, davacı tarafın, 11 metre ilerideki trafik ışıklarında beklemek yerine yola birden bire atlayarak bu kazaya sebebiyet verdiği, müvekkilin tali kusurlu bulunmasının hakkaniyete uygun olmadığı, müvekkil şirkete ait kazaya karışan … plakalı aracın, Motorlu Kara Taşıtları Birleşik Kasko Sigortası Poliçesi ile … Şirketi tarafından sigortalandırıldığı, bu sebeple; Mahkemece ödenmesine karar verilebilecek maddi tazminat miktarının ZMSS poliçesinde gösterilen üst limitin üstünde olma ihtimali ve manevi tazminatın ZMSS tarafından karşılanmıyor oluşu göz önüne alındığında iş bu miktarların
karşılanabilmesi için davanın … Şirketi’ne ihbar edilmesi gerektiği, izah edilen sebeplerle; öncelikle davanın Motorlu Kara Taşıtları Birleşik Kasko Sigortası Poliçesi yaptırılan … Şirketine ihbarını, müvekkilin olayda kusurları bulunmadığından
davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyamızda delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi ve ekleri, beyan dilekçeleri, cevabi yazı içerikleri, kaza tespit tutanağı, Adli Tıp 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen maluliyet raporu, Bilirkişi heyetinden alınan Kusur ve Aktüer raporu, Hekim bilirkişisi raporu, …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası mündericatı ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Davaya konu somut olayda, davalı …’ın … plakalı aracın sürücüsü, diğer davalı … Gıda Turizm İth. İhr. ve Tic. Ltd. Şti.’nin … plakalı aracın işleteni ve diğer davalı … A.Ş. (Birleşmeden önceki Unvanı: … Sigorta A.Ş.)’nin ise; … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle ZMM sigortacısı olduğu anlaşılmıştır.
Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin ilişkindir.
Somut olayda hukuki ihtilaf ise; davacının kaza nedeni ile sürekli ve geçici maluliyetinin bulunup bulunmadığı varsa oranı, tarafların kusur durumu, tarafların meydana gelen zarardan sorumlu olup olmadıkları ve davacının maddi tazminat (geçici ve sürekli işgöremezlik ile bakıcı gideri) ve manevi tazminat talep edip edemeyeceği, edebilecek ise miktarının ne olduğu noktalarında toplanmaktadır.
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine alınmış, ATK’dan maluliyet raporu ile bilirkişi heyetinden Aktüer ve Kusur raporları alınmıştır.
Davacı yanın toplanan tüm tıbbi belgeleri ile Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu’ndan aldırılan 25/02/2019 tarihli raporunda özetle; “… Halis kızı 1973 doğumlu …’nun 26.11.2012 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanması nedeniyle, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak: Gr1 XII (9Aa.56)A %60 Gr1 XI (4Aa.25)A %29, Balthazard formülüne göre %71.6 (yüzdeyetmişbirnoktaaltı), E cetveline göre %72 (yüzdeyetmişiki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin 26.11.2012 tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği, oy birliği ile mütalaa olunur” şeklinde tespitler yapıldığı anlaşılmıştır.
Davalı … A.Ş. (Birleşmeden önceki unvanı: … Sigorta A.Ş.) vekili tarafından her ne kadar ATK’dan alınan 25/02/2019 tarihli rapora yönelik itirazlarda bulunulmuş ve ATK Genel Kurulu’ndan rapor alınması talep edilmiş ise de; mahkememizin 11/02/2020 tarihli celsesinde sigorta vekilinin ATK Genel Kurulu’ndan rapor alınması isteminin, ATK İkinci İhtisas Kurulu’ndan alınan maluliyet raporunun, dosya kapsamına uygun, ayrıntılı ve gerekçeli olduğu anlaşıldığından reddine karar verilmiş ve aynı celsenin 2 nolu ara kararı ile de; dosyanın, daha önce görevlendirilen bilirkişi heyetine tevdi ile 22/11/2019 tarihli ara karar kapsamında rapor alınmasına karar verilmiş ve bilirkişiler kusur konusunda uzman … ile aktüer uzmanı … tarafından 16/03/2020 tarihli rapor tanzim edilerek mahkememize ibraz edilmiş olup, raporun incelenmesinde özetle de; Dava konusu olayda tarafların kusur oranının tespiti açısından alınan kusur bilirkişisi raporunda; “…. Asliye Ceza Mahkemesi’ne sunulan ve bilirkişi Doç. Dr. …tarafından hazırlanan Bilirkişi Raporunda, sürücü …’ın tali, Yaya …’nun asli kusurlu olduğunun belirtildiği, belirtilen kanaate uyulduğu, Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesinin, 06.05.2015 tarih ve …-… sayılı Bilirkişi Raporunda; Sanık sürücü …’ın tali derecede kusurlu olduğu, Müşteki yaya …’nun asli derecede kusurlu olduğu kanaatinin bildirildiği ve belirtilen kanaate uyulduğu ve sonuç olarak da; Yaya …’nun meydana gelen trafik kazasında %75 (YÜZDE YETMİŞ BEŞ) ORANINDA KUSURLU OLDUĞU, … plakalı otobüsün sürücüsü …’ın ise; meydana gelen trafik kazasında %25 (YÜZDE YİRMİ BEŞ) ORANINDA KUSURLU OLDUĞU”;Davacının varsa talep edebileceği tazminat miktarının tespiti yönünden alınan Aktüer raporunda ise;”Davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik zararının 1.769,79 TL OLDUĞU,Davacının talep edebileceği sürekli iş göremezlik zararının 127.465,87 TL OLDUĞU, dosya kapsamında davacının ne kadar süre ile bakıcı gideri ihtiyacı olduğuna ilişkin bir doktor raporu bulunmadığından değerlendirme yapılamadığı” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Mahkememizce celse arasında, SGK’ya müzekkere yazılmış ve davacı yana rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı hususu sorulmuş ve ayrıca mahkememizin 01/02/2021 tarihli celsesinde; “…davacı yanca dava açılırken 500 TL bakıcı gideri talep edildiği, bu istemden feragat ettiği veya vazgeçtiğine ilişkin herhangi bir beyan sunulmadığı halde ATK maluliyet raporu alındığı sırada bakıcı gideri isteminin sehven atlandığı görüldü” şeklinde tespit yapılmış ve yapılan tespit kapsamında, aynı celsenin 2 nolu ara kararı ile; “Dosyanın resen seçilecek bir hekim bilirkişisine tevdii ile; davacının ATK maluliyet raporunda tespit edilen iyileşme (geçici iş göremezlik) süresi içerisinde bakıcıya ihtiyacı olup olmadığının, var ise süresinin ne olduğunun ve ayrıca bakıca gideri miktarının tespiti ile rapor alınmasına karar verillmiş”, hekim bilirkişi tarafından da 15/02/2021 tarihli rapor tanzim edilerek mahkememize ibraz edilmiş olup raporun incelenmesinde özetle de; “… Şirketi adına kayıtlı … plakalı özel … otobüsü, … idaresinde iken, 26.11.2012 de saat 11.46 da … Caddesi … otobüs durağına yolcu indirmek bindirmek için yanaşdığı, kalkışı sırasında önünden karşıya geçmeye çalışan yaya …’yu görmeyerek çarptığı ve yaralamalı kazaya sebep olduğu, sürücüde alkol tespit edilmediği, …’nun kaza sonrası şuuru kapalı olarak … üniversitesi … Tıp Fakültesi Hastanesine kaldırıldığı, hastane girişindeki raporlara göre, iki yanlı akciğer kontüzyonu, sağ böbrek hasarı, iki yanlı iliak kemik kırığı, kafa fraktürü, iki yanlı uyluk kemiğinde kırık tespit edildiği, sağ böbreğindeki hasar ve kanama sebebiyle ameliyatla sağ böbreğinin alındığı, sağ bacağının da diz üstünden kesildiği, sol bacak kemiği kırığı dışardan external fiksatör ile tespit edilmiş, operasyon sonrası kişi yoğun bakıma alındığı, kişinin multitravmaya bağlı rahatsızlıkları toparlayana dek, bir müddet hastanede yatarak tedavi gördüğü, hastane çıkış tarihinin dosya içeriğinde çıkış epikrizi bulunamadığından net olarak bilinemediği, Adli Tıp 2. İhtisas Kurulunun 15.2.2019 /… nolu raporuna göre %72 özür oranı aldığı, … Hastanesi 13.4.2015 /… nolu rapora göre özür oranı 94 74 verilmişse de, raporda trafik kazası ile ilişkili olmayan sınır mental kapasite ve bilateral orta derecede sensorinöral işitme kaybı deyer almakta olduğu, femurfuyluk) kırıklarının iyileşmesinin 3-6 ay sürdüğünün bilinmediği, aynı zamanda kişinin bir böbreğinin alındığı, akciğerinden ezilme geçirdiği, sağ bacağının diz üstünden kesildiği, iki yanlı kalça kemik kırıkları da göz önüne alındığında, multitravma ve yara iyileşmeleri, psikojenik travması da düşünülürse, iyileşme süreci içerisinde muhtemel 6 ay-9 ay süreyle bakıcıya ihtiyacı olduğu, Bakıcı ücretinin 2012 de o günkü geçerli olan rayiç bedel üzerinden yüce mahkeme tarafından takdir edilmesinin uygun olacağı” şeklinde tespit yapılmıştır.
Mahkememizin 27/08/2021 tarihli ara kararı ile iş bu kerre; “Dosyanın 16/03/2020 tarihli raporu düzenleyen bilirkişi heyetine tevdi ile; Hekim bilirkişiden alınan 15/02/2020 tarihli rapor ile tespiti yapılan hususlarda (bakıcı gideri) değerlendirilmek suretiyle ek rapor düzenlenmesinin istenilmesine” karar verilmiş ve Bilirkişi … tarafından tanzim edilerek mahkememize sunulan 06/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle de; “…Karayolları Trafik Kanunu’nun bazı maddelerinde değişiklik yapan, 09.06.2021 Tarihinde TBMM ‘de Kabul edilerek 19.06.2021 tarihinde Resmi Gazete ‘de yayınlanan kanunun yürütmesi ile ilgili “Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu” tarafından hesap tarihi itibariyle henüz bir Yönetmelik Yayınlamadığı için, Rapor/Hesap tarihi esas alınarak yapılan hesaplamada en güncel yüksek yargı kararlarından olan T.C. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/3292 Esas-2021/1848 Karar sayılı İlamı ve T.C. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/14963 Esas-2021/2953 Karar Sayılı İlamı da dikkate alınarak; ilgili kurumlarca görüş değişikliği yapılıncaya kadar yaşam tablosu olarak TRH-2010 Yaşam Tablosu kullanılarak Progresif Rant Yöntemine göre hesaplama yapıldığı, dosya kapsamında yer alan evraklar incelendiğinde de davalı … Sigorta A.Ş. Ve dava dışı SGK tarafından davacıya yapılan herhangi bir geçici veya sürekli iş göremezlik ödemesinin bulunmadığının görüldüğü ve bu nedenle davacının zararından herhangi bir indirimin söz konusu olmadığı, dosyaya eklenen Dr. … imzalı 25.04.2041 tarihli bilirkişi raporuna istinaden; takdir ve nihai karar Sayın Mahkeme’ye ait olmak üzere davacı kazazede … için 6-9 Ay süre ile ayrı ayrı olmak üzere kaza tarihinden bakıcı ihtiyacının son bulduğu tarihe kadar yürürlükte olan Brüt Asgari Ücret esas alınarak Bakıcı Gideri hesaplandığı, davacı … ‘nun hesaplanan; Geçici İş Göremezlik zararının 1.149,83 TL olduğu, Sürekli İş Göremezlik zararının 205.231,24 TL olduğu, 9 Ay dikkate alındığında Bakıcı Gideri zararının 2.227,43 TL olduğu, 6 Ay dikkate alındığında da Bakıcı Gideri zararının 1.701,44 TL olduğu…” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Mahkememizce gerek ATK dan alınan 25/02/2019 tarihli Maluliyet raporu ve gerek se kusur, hesap ve hekim bilirkişilerinden alınan raporlarının denetlenmesinde, raporların hukuki yönleri ayrık olmak üzere, maluliyete kusura ve zarara yönelik olarak yapılan tespitler bakımından ayrıntılı, gerekçeli ve dosya kapsamına uygun olduğu ve özellikle aktüer bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/14963 Esas-2021/2953 Karar Sayılı İlamı da dikkate alınarak; TRH-2010 Yaşam Tablosu kullanılması ve Progresif Rant Yöntemine göre hesaplama yapılmış olmasının da isabetli olduğu, yine ATK’dan alınan maluliyet raporunun da kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken yönetmelik hükümlerine uygun olarak tanzim edildiği anlaşıldığından, hükme esas alınmalarına karar verilmiştir.
Davacı yanın, 05/10/2021 havale tarihli dilekçe ile bilirkişi raporu doğrultusunda taleplerini artırarak, geçici iş görmezlik zararını 1.049,83 TL’ye, sürekli iş göremezlik zararını 205.131,24 TL’ye ve bakıcı giderini de 2.177,43 TL’ye çıkartmış olduğu ve buna ilişkin harcı da tamamladığı anlaşılmıştır.
Yine davacı yanca, bila tarihli dilekçe ile; “…davaya karışan araca ait, … Şirketi nezdinde oluşturulan … numaralı kasko poliçesi kapsamında Araç İşleteni ile Araç Sürücüsü Bakımından, manevi tazminat, manevi tazminata ilişkin vekalet ücreti, manevi tazminata ilişkin yargılama masrafı bakımından ve de iş bu borç, yükümlülük, faiz ve taahhütleri bakımından sulh olunduğunun” bildirildiği ve aynı şekilde 04/10/2021 tarihli celsede de; “…manevi tazminat istemi yönünden tazminatımızı dava dışı … ile sulh olmak suretiyle aldık, manevi tazminat yönünden dava konusuz kalmıştır, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesini ve ayrıca manevi tazminata ilişkin olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti talebimiz de bulunmamaktadır” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalı sigorta şirketi tarafından cevap dilekçesinde, 6111 sayılı yasanın 59. Maddesine göre, geçici işgörememezlik zararlarının SGK tarafından
karşılanacağı, 1973 doğumlu ve ev hanımı olan davacının çalışma gücündeki kaybın veya azalmanın oranı “0” olarak kabul edilmesi gerektiği, zarar görenin ev hanımı olması sebebiyle gelir durumunda zararının söz konusu olmadığı, bakıcı giderleri açısından yasanın değişen maddesi ile sigorta şirketlerinin yerini sosyal güvenlik kurumu aldığından müvekkil şirketin sorumluluğunun söz konusu olmadığı, davanın zaman aşımından reddi gerektiği savunmasında bulunulmuş olup, savunmalar kapsamında yapılan değerlendirmede;6111 sayılı yasanın 59. Maddesine göre, geçici işgörememezlik zararlarının ve bakıcı giderinin SGK tarafından karşılanacağına ilişkin savunma yönünden; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesinde, bedensel zarar kapsamına giren zarar türleri sayılmış olduğu, kazanç kaybının da tazmini gereken zararlardan olduğu, anılan yasal düzenlemeyle, sadece çalışma gücündeki sürekli ve kalıcı kayıp halinde değil, belirli süreli kayıp halinde oluşan zararın da tazmini gerektiğinin açıkça kabul edildiği, ayrıca, 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesinde, Sosyal Güvenlik Kurumu’nca karşılanacak sağlık hizmeti bedellerinin neler olduğunun açıklanıp sınırlandırıldığı, KTK’nın 98. maddesi gereği SGK Başkanlığı’nın sorumlu olduğu sağlık giderlerinin, trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarında yapılan tıbbi tedaviye ilişkin sağlık hizmet bedellerinden ibaret olduğu, SGK’nın hangi sağlık giderlerinden sorumlu olduğunun kanunla belirlenmiş olduğu, normlar hiyerarşisinde daha altta olan genel şartlar ile kanun kapsamının değiştirilip genişletilemeyeceğinin aşikar olduğu, açıklanan tüm maddi ve hukuki vakıalar kapsamında yapılan değerlendirmede de; Anayasa Mahkemesinin, KTK 90/İ maddesinin iptali de göz önüne alınıp, TBK’nın 54. maddesi ile KTK’nın 98. maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kazadaki yaralanmadan kaynaklanan geçici işgöremezlik zararından sorumluluk, zarara neden olanlar ile bu kişilerin sorumluluğunu poliçe ile üstlenen sigorta şirketine ait olduğundan ve Sigorta Şirketlerinin sorumluluğunun sona ereceğine ilişkin bir yasal düzenleme de bulunmadığından, belgesiz sağlık giderleri, geçici bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik tazminatı bakımından davalı sigorta şirketinin de sorumlu olduğu anlaşılmış ve davalı tarafın bu yöndeki savunmalarına itibar edilmemiştir.
Ev hanımı olan davacının çalışma gücündeki kaybın veya azalmanın oranı “0” olarak kabul edilmesi gerektiği, zarar görenin ev hanımı olması sebebiyle gelir durumunda zararının söz konusu olmadığı şeklindeki savunma yönünden; Davacının ev hanımı olmasının geçici iş göremezlik tazminakı talep etmesine engel olmadığı, yalnızca meslek sahipleri ve çalışıp kazanç elde etmekte olanlar değil, uğranılan kaza nedeniyle günlük işlerini yapamayan veya yapmakta zorlanan (daha fazla güç sarfeden) diğer kişiler de maddi tazminat (geçici iş göremezlik tazminatı) talep edebileceği sonuç ve vicdani kanaatine ulaşıldığından, davalı tarafın bu yöndeki savunmalarına itibar edilmemiştir.
Davanın zaman aşımından reddi gerektiği şeklindeki savunma yönünden ise; 6098 Sayılı TBK’nun 49. maddesinde haksız fiil tanımlanmış, 72. maddesinde de haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan zararının tazmini istemiyle açacağı davaların zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl ve herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunduğu belirtilmiş ve aynı şekilde, 2918 Sayılı KTK’nun 109/1 maddesinde de; zaman aşımı süresinin başlangıç ve bitiş tarihleri hususunda TBK’daki düzenlemeye paralel düzenlemeler getirilmiş, ancak 109. maddenin 2. Fıkrasında; “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğarsa” ifadesi ile kanun koyucu taraf ayrımı yapmaksızın (davacı, davalı veya dava dışı 3.kişi) haksız fiilin cezayı gerektirmesi halinde, uzamış ceza zaman aşımının uygulanacağını ifade etmiş olup, bu haliyle yapılan değerlendirmede de, davaya konu somut olayda kaza tarihinin 26.11.2012 olduğu, davanın ise uzamış zaman aşımı süresi (somut olayda; 8 yıl) dolmadan 15/03/2017 tarihinde açıldığı anlaşıldığından, davalı tarafın bu yöndeki savunmalarına da itibar edilmemiştir.
Tüm bu bağlamda, taraf ve iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde de;
Mahkememizde açılan davanın, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, taraflar arasındaki hukuki ihtilafın ise; davacının kaza nedeni ile sürekli ve geçici maluliyetinin bulunup bulunmadığı varsa oranı, tarafların kusur durumu, tarafların meydana gelen zarardan sorumlu olup olmadıkları ve davacının maddi tazminat (geçici ve sürekli işgöremezlik ile bakıcı gideri) ve manevi tazminat talep edip edemeyeceği, edebilecek ise miktarının ne olduğu noktalarında toplandığı, somut olayda, davalı …’ın … plakalı aracın sürücüsü, diğer davalı … Gıda Turizm İth. İhr. ve Tic. Ltd. Şti.’nin … plakalı aracın işleteni ve diğer davalı … A.Ş. (Birleşmeden önceki Unvanı: … Sigorta A.Ş.)’nin ise; … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle ZMM sigortacısı olduğu, mahkememizce kusur incelemesi yaptırılarak rapor alındığı, alınan raporda davacı …’nun meydana gelen trafik kazasında %75 oranında aslı, davalılardan
… plakalı otobüsün sürücüsü …’ın ise; meydana gelen trafik
kazasında %25 oranında tali kusurlu olduğunun tespit edildiği, bu haliyle mahkemimizce alınan kusur raporunun incelenmesinde, raporun hukuki yönleri ayrık olmak üzere, yapılan tespitler bakımından ayrıntılı ve gerekçeli olduğu ve hükme esas alınmasına karar verildiği, meydana gelen kaza sonucu, mahkememizce alınan ATK raporu ile davacının %72 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği, kusur ve maluliyet durumu birlikte değerlendirilmek suretiyle alınan aktüer raporu ile de davacının zararının hesaplandığı, ayrıca hükme esas alınan, ATK Maluliyet raporu ile kusur, hesap ve hekim bilirkişilerinden alınan raporlarının denetlenmesinde, raporların hukuki yönleri ayrık olmak üzere, maluliyete kusura ve zarara yönelik olarak yapılan tespitler bakımından ayrıntılı, gerekçeli ve dosya kapsamına uygun olduğu ve özellikle aktüer bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/14963 Esas-2021/2953 Karar Sayılı İlamı da dikkate alınarak; TRH-2010 Yaşam Tablosu kullanılması ve Progresif Rant Yöntemine göre hesaplama yapılmış olmasının da isabetli olduğu, yine ATK’dan alınan maluliyet raporunun da kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken yönetmelik hükümlerine uygun olarak tanzim edildiği ve ayrıca davalıların araç işleteni, sürücüsü ve ZMM şirketi olarak meydana gelen kazadan dolayı talep olunun maddi tazminatlardan az yukarıda izah edildiği üzere müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları sonuç ve vicdani kanaatine ulaşıldığından, davacının maddi tazminat davasının, tüm davalılar yönünden kısmen kabulüne, 205.231,24 TL sürekli iş göremezlik, 1.149,83 TL geçici iş göremezlik ve 1.701,44 TL bakıcı gideri olmak üzere 208.082,51 TL nin davalı sigorta yönünden dava tarihinden diğer davalılar yönünden de kaza tarihi olan 26/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ve fazlaya ilişkin maddi tazminat isteminin tüm davalılar yönünden ayrı ayrı reddine, manevi tazminata ilişkin olarak da; yine az yukarıda izah edilen nedenlerden dolayı karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-Davacının, davalılardan … ve …. A.Ş. Yönünden açılan manevi tazminat davasının konusuz kaldığı anlaşıldığından, KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacının maddi tazminat davasının tüm davalılar yönünden KISMEN KABULÜ ile; 205.231,24 TL sürekli iş göremezlik, 1.149,83 TL geçici iş göremezlik ve 1.701,44 TL bakıcı gideri olmak üzere 208.082,51 TL’nin, davalı sigorta yönünden dava tarihinden, diğer davalılar yönünden de kaza tarihi olan 26/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE,
-Davacının fazlaya ilişkin maddi tazminat isteminin tüm davalılar yönünden ayrı ayrı REDDİNE,
3-Alınması gereken 14.232,93 TL nisbi karar ve ilam harcından peşin ve talep artırım sonrası alınan 780,82 TL harçtan mahsubu ile bakiye 13.453,11 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
-Davacılar tarafından ilk dava açılırken yatırılan 780,82 TL harç parasının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacıların yaptığı yargılama giderlerinden başvuru harcı 31,40 TL, posta gideri ile bilirkişi ücreti gideri 2.460,10 TL olmak üzere toplam: 2.491,50 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp, davacılara VERİLMESİNE,
5-Davacı yan maddi tazminat davasında kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 23.035,10 TL vekalet ücretinin davalılardan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalılar maddi tazminat davasında kendisini vekille temsil ettirmiş ve maddi tazminat davasının da kısmen reddine karar verilmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2. maddesine göre hesaplanan 1.077,60 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp, davalılara VERİLMESİNE,
7-Manevi tazminat davası yönünden, davacı ve davalılar lehine ve aleyhine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
8-HMK 120. maddesi gereğince; taraflarca yatırılan gider avansı ile varsa delil avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
9-HMK Yönetmeliğinin 58/1. Maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacı ve davalı M-Aydın ile Abdulmuhdi vekilinin yüzüne karşı diğer davalı yanın yokluğunda HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde İSTİNAF KANUN YOLU açık olmak üzere karar verildi. 25.10.2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır