Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/228 E. 2021/266 K. 05.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/228
KARAR NO:2021/266

DAVA:Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:08/03/2017
KARAR TARİHİ:05/04/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Alacak davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 01.01.2016 tarihinde 1 yıl süre ile geçerli olacak Hizmet Karşılığı iş Ortaklığı/Gelir Paylaşımı Sözleşmesi”nin akdedildiğini, ilgili sözleşmenin 31.12.2016 tarihinde “süre bitimi” sebebiyle sona erdiğini, İşbu sözleşme uyarınca müvekkilinin davalı nezdinde sağlayacağı sağlık hizmetlerine istinaden, kendisine her ay KDV dâhil 12.500,00 TL tutarında “sabit bedel” ödemesinin yapılacağını, yine müvekkilinin davalıya sağlayacağı hizmetler karşılığında işbu sözleşmede belirtildiği şekilde hakediş cirosunun hesaplanacağını, hesaplanan cironun %20’sinin hakediş bedeli olarak kabul edileceğini, bu kapsamda; Hakediş bedelinin sabit bedel olan 12.500,00 TL’yi geçmesi durumunda müvekkiline sabit bedel ödemesi yapılmayarak sadece hakediş bedelinin ödeneceğini, Hakediş bedelinin sabit bedel olan 12.500,00 TL’nin altında kalması durumunda ise müvekkiline hakediş bedelinin ödenmeyeceğini, sadece sabit bedel ödemesinin yapılacağını, müvekkilinin 1 yıllık sözleşme süresi boyunca tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini; ancak davalı tarafın sözleşme hükümlerini ihlal ettiğini, sözleşmede belirtilen usul ve esaslara uygun bir biçimde hesaplanması gereken hakediş cirolarını müvekkiline bir yıllık sözleşme süresi içerisinde hiçbir ay bildirilmediğini, sabit bedel ödemelerinin ise eksik ve düzensiz bir şekilde yapıldığını, şöyle ki hakediş bedelinin 12 ay boyunca sabit bedelden düşük olarak kabul edildiğinde dahi müvekkilinin davalı nezdinde aşağıdaki tabloda da belirtildiği üzere 66.129,10 TL alacağının bulunmakta olduğunu, bu hususun ekte sunulan banka dekontları ile de sabit olduğunu, müvekkilinin davalı nezdindeki alacak miktarı belirsiz olup; bu miktar davalının aylık hakedişleri gösteren bilgi ve belgeleri sunması sonucunda tam olarak tespit edilebileceğini, sözleşme hükmü ile de sabit olduğu üzere, İlgili aylara ait hakediş cirolarının sabit bedeli geçmesi durumunda müvekkilinin alacak miktarının, her ay için 12.500,00 TL esas alınarak yapılan hesaplamadan daha fazla olacağını, ayrıca, her ne kadar …. Noterliği’nin 01.02.2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile işbu alacağın 2 (iki) iş günü içerisinde ödenmesi, 2016 yılının tüm aylarına ait hakediş cirolarının bildirilmesi, bu hususa ilişkin olan tüm evrakların gönderilmesi ve ilgili aylara ait hakediş bedellerinin sabit bedeli geçmesi durumunda yapılmış olan ödemeler eksik bir şekilde gerçekleşmiş olacağından eksik olan tutarın da yine ödenmesinin davalıya ihtar edilmişse de, herhangi bir ödeme yapılmadığı gibi ihtarnameye cevap dahi verilmediğini iddia ederek; fazlaya ve faize ilişkin her türlü haklar saklı kalmak kaydıyla; davalı nezdindeki alacağın bir yıllık sözleşme süresine ait hakediş cirolarının hesaplanması/bildirilmesi sonucunda netleşeceğinden şimdilik 30.000,00 TL üzerinden açılan işbu belirsiz alacak davasında; alacak miktarının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere şimdilik 30.000,00 TL alacağın davalıdan temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; her ne kadar davacı şirket ile 01.01.2016 tarihinde “Hizmet Karşılığı İş Ortaklığı/Gelir Paylaşımı Sözleşmesi” akdedilmiş ise de, tarafların bu sözleşmeyi hiçbir zaman yürürlüğe koymadıklarını, dolayısıyla davacının iş bu sözleşme nedeni ile müvekkili şirketten hiçbir hak ve alacağının bulunmadığını, zira davacı şirketin bu sözleşme sebebiyle müvekkili şirkete sağlık hizmeti sağlamadığını, müvekkili şirketin de sağlık hizmeti almadığını, dilekçe ekindeki Ticaret Sicil kayıtlarından da görüleceği üzere, davacı şirketin tek ortağı ve yetkilisinin Dr. … … olduğunu, davaya konu sözleşmenin “Şirketin Hak ve Yükümlülükleri” başlıklı 6. maddesinin, 6.1 numaralı alt maddesinde; “Sağlık Kuruluşu bünyesinde yerine getirilmesi gereken hizmet, bizzat Sağlık Kuruluşu ile Şirket arasındaki bu sözleşmede adı geçen doktor/doktorlar tarafından verilecektir…” hükmünün yer aldığını, sözleşmenin ekinde ise Şirket (davacı) tarafından Sağlık Kuruluşu (davalı müvekkil şirket) bünyesinde görevlendirilecek doktorun Dr. … … olduğunun belirtildiğini, ancak davacı şirket ile iş bu sözleşme akdedilmeden önce Dr. … …’nun müvekkili şirket bünyesinde işçi-işveren ilişkisi içerisinde bir iş sözleşmesi kapsamında sigortalı olarak çalışan bir doktor olduğunu,Dr. …’nun müvekkili şirket tarafından işletilmekte olan Özel …’de ortopedi ve travmatoloji uzmanı olarak 07.01.2015 -31.03.2016 tarihleri arasında 4A’lı, 31.03,2016 tarihinden iş/hizmet akdini istifa ile sonlandırdığı 13.08.2016 tarihine kadar da 4B’li olarak çalıştığını, Dr. …’nun müvekkili şirket tarafından işletilmekte olan özel …’de 4A’lı olarak çalışmakta iken vermiş olduğu dilekçe ile 4B’li olarak çalışmak istediğini belirttiğini, statüsü değişeceğinden SGK primi ödemesinin de sonlandırılmasını talep ettiğini, buna istinaden müvekkili şirketçe gerekli işlemlerin yapıldığını, bu kapsamda Dr. … ile 4B’li olarak çalışmak üzere 31.03.2016 tarihli Hekim Sözleşmesinin yapıldığını, Dr. …’nun bu sözleşmeyi şahsı adına imzaladığını, Dr. …’nun davacı şirketin yetkilisi olarak hareket etmesi ya da taraflar arasında davacının iddia ettiği gibi bir ticari ilişkinin söz konusu olması halinde 4B’li olmak üzere 31.03.2016 tarihli hekim sözleşmesini imzalamayacağını, aksi düşüncenin hayatın olağan akışına uygun olmadığını, Dr. …’nun, müvekkili şirket bünyesinde bu şekilde istifa ettiği 13.08.2016 tarihine kadar çalıştığını, istifasının ardından müvekkili şirketçe davacının istifa nedeni ile işten çıkışının yapıldığını, … Kaymakamlığı İlçe Sağlık Müdürlüğü’ne ve SGK Başkanlığı …Müdürlüğü … Sağlık Sosyal Güvenlik Merkez Müdürlüğü’ne Dr. …’nun 13.08.2016 tarihi itibariyle işten ayrıldığına dair bildirimlerde bulunulduğunu ileri sürerek; davanın ve dava dilekçesindeki tüm taleplerinin reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin de karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçeleri ve ekleri, cevabi yazı içerikleri, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dava, hizmet nedeniyle alacak istemine ilişkindir.
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine alınmış, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmış ve ayrıca taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi amacıyla bilirkişi incelemesi yapılarak rapor alınmıştır.
Bilirkişiler YMM …, Hastane Yönetimi Uzmanı … ve Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Dr. …’den oluşan kurul eliyle tanzim edilen 29/05/2019 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle;”…01.01.2016 Tarihli Sözleşmenin yürürlüğe koyulup koyulmadığı, davalı şirketçe Dr. M. …’na ödenen ücretlerin ve fatura karşılığında davacı şirkete ödenen tutarların anılan sözleşme kapsamında yapılıp yapılmadığı, dava dışı … A.Ş.’nin davalı şirketle irtibatlı olup olmadığı, Dr. M. …’nun bahsi geçen sözleşme kapsamında dava dışı şirkette çalışıp çalışmadığı, dava dışı şirket tarafından davacı şirkete ödenen tutarların anılan sözleşme kapsamında yapılıp yapılmadığı hususlarının hukuki değerlendirmeyi gerektirdiği, Davacı şirket iddialarının kabulü halinde; heyetimizce yapılan hakediş hesaplamaları, Dr. M. …’na ve davacı şirkete yapılan ödemeler ve sabit bedel tutarı olan 12.500,- TL’lik tutar dikkate alındığında; Dr. …’nun davalı şirkette 4/A kapsamında çalıştığı Ocak, Şubat, Mart/2016 döneminde 20.359,34 TL, 4/B kapsamında çalıştığı 31.03.2016-13.08.2016 arasındaki dönemde 13.525,76 TL, 4/B kapsamında dava dışı … A.Ş.’de çalıştığı 13.08.2016-31.12.2016 arasındaki dönemde 32.244,- TL olmak üzere davacı şirket alacağının toplam 66.129,10 TL olacağı, açılan davada; şimdilik kaydı ile 30.000,- TL alacağın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilinin talep edildiği, ihtarnamede tebliği şerhi bulunmadığından, faiz hesaplamasının yapılamadığı,,,” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Bilirkişi heyeti raporunun denetlenmesinde de, raporun hukuki yönleri ayrık olmak üzere, yapılan tespitler bakımından ayrıntılı ve gerekçeli olduğu anlaşıldığından, hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Dosya kapsamında yer alan belgeler ve alınan bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere, davalı davacı şirketin tek yetkilisi ve ortağı olduğu Dr. …’nun davalı şirkette 2015-2016/8 dönemlerinde çalıştığı, 2016/Ocak-Şubat ve Mart dönemlerine ait toplam 17.140,66 TL’lik ödemelerin davalı şirket tarafından Dr. …’na yapılmış olduğu, yine davalı şirketçe 2016/Nisan-Mayıs ve Haziran ödeme açıklaması ile davacı şirket hesabına toplam 48.974,24 TL ödendiği anlaşılmış olup, bu haliyle yapılan değerledirmede de davalı yanın taraflar arasında akdedilen 01.01.2016 Tarihli Sözleşmenin yürürlüğe konulmadığı şeklindeki beyanına itibar edilmemiştir.
Ayrıca davacının ortağı olduğu şirketin davalı işletmeye verdiği hizmetlerle ilgili olarak, davalı şirketçe 2016/Nisan-Mayıs ve Haziran ödeme açıklaması ile davacı şirket hesabına toplam 48.974,24 TL ödenmiş olması ve iş bu ödemelerin de davacının ortağı olduğu şirkete yapılmış olması nedeniyle, davacı şirket ile davalı işletme arasında ticari ilişki bulunduğu anlaşılmıştır.
Yine dosyada yer alan davalı ve dava dışı … şirketlerinin sicil kayıtları incelendiğinde de her iki şirketin de yetkililerinin ve yönetim kurulu üyelerinin aynı kişiler olduğu anlaşılmıştır.
Ve yine mahkememizce bilirkişi heyetinden alınan ve hukuki yönleri ayrık olmak üzere, yapılan tespitler bakımından ayrıntılı ve gerekçeli olduğu anlaşılan bilirkişi heyeti raporu ile davacı şirketin yetkilisi ve tek ortağı olduğu Dr. …’nun davalı şirkette 4/A kapsamında çalıştığı Ocak, Şubat, Mart/2016 döneminde 20.359,34 TL, 4/B kapsamında çalıştığı 31.03.2016-13.08.2016 arasındaki dönemde 13.525,76 TL, 4/B kapsamında dava dışı … A.Ş.’de çalıştığı 13.08.2016-31.12.2016 arasındaki dönemde 32.244,- TL olmak üzere toplam 66.129,10 TL alacaklı olduğu tespit edilmiş olup, bu haliyle yapılan değerlendirmede de, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı şirket ile davalı işletme arasında ticari ilişkinin bulunduğu, bu ilişki kapsamında davacı şirketin ortağı ve tek yetkilisi olan Dr. … tarafından verilen hizmet kapsamında davacı şirket tarafından faturalar tanzim edildiği, bu kapsamda davalı şirket tarafından bir kısım ödemeler yapılmış ise de, halen ödenmemiş hakkediş alacaklarının olduğu sonuç ve vicdani kanaatine ulaşıldığından, taleple de bağlı kalınarak 30.000,00 TL’nin, davacı yanca gönderilen ihtarnamede verilen 2 iş gününe ilişkin süre de gözününde bulundurularak, temerrüt tarihi olan 08/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABÜLÜ ile;
1-Taleple bağlı kalınarak 30.000,00 TL’nin temerrüt tarihi olan 08/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE, davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı TUTULMASINA,
2-Alınması gereken 2.049,30 TL nispi karar ve ilam harcının peşin alınan 512,33 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.536,97 TL harcın davalılardan tahsili ile Hazineye GELİR YAZILMASINA,
-Davacının ilk dava açarken yatırdığı 512,33 TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinden başvuru harcı 31,40 TL, posta gideri 365,00 TL, bilirkişi ücreti gideri 3.000,00 TL olmak üzere toplam, 3.396,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya VERİLMESİNE,
5-HMK 120. maddesi gereğince; davacı tarafından yatırılan gider avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
6-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 05.04.2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır