Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/225 E. 2018/647 K. 02.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/225 Esas
KARAR NO : 2018/647
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/03/2017
KARAR TARİHİ : 02/07/2018
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesini özetle; müvekkili… A.Ş. İle…A.Ş. Arasında ticari iş ilişkisi kurulduğunu, satım ve servis işlemleri yapıldığını, yapılan bu işlemlere karşılık olarak piripak faturaları ödemediğini, müvekkili şirketin defalarca uyarısına rağmen ödenmeyen meblağa yönelik davalı şirket aleyhine İstanbul … İcra müdürlüğünde … Esas sayılı dosya ile 18.981,81-TL tutarında faiz ve masraflar hariç fatura alacaklarına ilişkin icra takibi başlatıldığını, TL tutarında faiz ve masraflar hariç fatura alacaklarına ilişkin icra takibi başlatıldığnıı, davalı taraf 13.02.2017 tarihinde ödeme emrine ve tüm ferilerine ilişkin itirazda bulunduğunu tarafımızca başlatılan icra takibinin durdurulmasını talep ettiğini, davalı taraf ile müvekkili şirket arasında ürün satımı ve servis hizmeti verilmiş olup bu kapsamda taraflar arasında ticari ilş ilişkisi kurulduğunu, bu doğrultuda ekte belirtilen 4 adet e-fatura kesildiğini ve karşı tarafa gönderildiğini tarafça faturalara ilişkin herhangi bir itirazda bulunulmayarak faturalar kabul edildiğini, bununla birlikte ardından davalı tarafça kısmi ödeme de yapılmış ancak geriye işbu dava konusu bakiye alacak kaldığını, bu nedenle davalı borçlunun İstanbul … İcra Müdürlüğü… Esas sayılı icra takibine karşı itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, davalı borçlunun %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine, her türlü yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı şirkete usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip tutanağının tebliğ edildiği, ancak süresinde herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E /
Her ne kadar davacı dilekçesinde gösterdiği gerekçelerle dava açmış ise de davanın esasını teşkil eden ” faturaya, cari hesaba dayalı alacak iddiası ile icra takibine yapılan itirazın iptali” talebi bakımından mahkememizce istenebilecek miktarın tespiti ve davacı tarafından delil olarak dayanılan ticari defterlerin incelenmesini gerektiren bir konu olması ve açıkça dava dilekçesinde içeriğinde bu delile dayanılmış olması nedeniyle bilirkişi inceleme hususunda ara karar oluşturup, ara karada bilirkişi görevlendirilip bilirkişi için gerekli olan masraf bakımından kesin süre verilmesine karşın bu süre içinde giderin tamamlanmasına rağmen mahkememizce hazır bulunan davacı vekiline defterlerin inceleme günü mahkememiz kaleminde hazır edilmesi veya süresinde yerinde inceleme yetkisi talep edilmesi için inceleme gününe kadar kesin süre verilmiş ancak taraf vekillerinin kesin süre içinde defterlerini ibraz etmedikleri, süresinde yerinde inceleme talep etmedikleri, yine süresinde mazeret sunmadıkları kaldı ki mazeret sunulsa dahi kesin süre olması hasebiyle mahkememizin de süre ile bağlı olması, davacı vekili tarafından sonradan dosyaya sunulan arabuluculuk görüşme tutanağında ise duruşmaya katılan avukatın imzası olmasına karşın davacı tarafın birden fazla avukat ile temsil olunduğu anlaşılmakla ticari defterler üzerinde inceleme yapılamamış ve verilen ihtarat gereği davacı taraf bu delille dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığından ve dava bu şekilde ispat olunamadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Kesin süreye ilişkin ara kararının verilmesiyle karşı taraf lehine usulü kazanılmış hak doğmaktadır. Bu ilkenin doğal sonucu, yargısal kesin süreyle sadece tarafların değil, hakimin de bağlı olduğu, dolayısıyla hakimin bu tür bir ara kararından dönmesinin hukuken geçersiz bulunduğudur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12.12.2012 gün ve … E., … K. sayılı ilamında da bu ilkeler benimsenmiştir. Gider avansının yatırılmaması halinde açılan dava, dava şartı yokluğundan reddedilir (Yön. m. 45/3); delil avansının yatırılmaması halinde ise, o delilden vazgeçilmiş sayılır(Yön. m. 45/3). Bir davanın açılmasıyla başlayan yargılama faaliyetinde karara ulaşmak bakımından mahkeme ve taraflarca yapılması gereken belirli işlemler bulunmakta olup, her işlemin belli bir zaman aralığında yapılması gerekmektedir. Usul hükümleri ile normatif bir değer kazanan bu zaman aralıklarına süre denilmektedir. Böylece usul işlemlerinin yapılması zamansal olarak tarafların ya da mahkemenin arzularına, inisiyatifine bırakılmamış olmaktadır.
Kesin süreye ilişkin ara kararının verilmesiyle karşı taraf lehine usulü kazanılmış hak doğmaktadır. Bu ilkenin doğal sonucu, yargısal kesin süreyle sadece tarafların değil, hakimin de bağlı olduğu, dolayısıyla hakimin bu tür bir ara kararından dönmesinin hukuken geçersiz bulunduğudur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12.12.2012 gün ve … E., …K. sayılı ilamında da bu ilkeler benimsenmiştir. Gider avansının yatırılmaması halinde açılan dava, dava şartı yokluğundan reddedilir (Yön. m. 45/3); delil avansının yatırılmaması halinde ise, o delilden vazgeçilmiş sayılır(Yön. m. 45/3). Bir davanın açılmasıyla başlayan yargılama faaliyetinde karara ulaşmak bakımından mahkeme ve taraflarca yapılması gereken belirli işlemler bulunmakta olup, her işlemin belli bir zaman aralığında yapılması gerekmektedir. Usul hükümleri ile normatif bir değer kazanan bu zaman aralıklarına süre denilmektedir. Böylece usul işlemlerinin yapılması zamansal olarak tarafların ya da mahkemenin arzularına, inisiyatifine bırakılmamış olmaktadır.
Mevcut delillere göre değerlendirme yapıldığında ise dosyada mübrez bir fatura bulunduğu, cari hesap olmasına karşın ispat bakımından bu hesabın mali müşavir tarafından incelenmesi gerektiği ancak yukarıda verilen izahat gereğince incelemenin yapılamamış olması, faturanın taraf ticari defterlerindeki kayıt durumunun bilinememesi, icra dosyasında yer alan faturalar e-fatura olup davalı tarafa tebliği ve gerekirse vergi kayıtları üzerinde BS-BA formu bakımından incelemenin yapılmasının zorunlu olması, faturanın sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekmesi, (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27.06.2003 tarih ve… E., … K. sayılı ilamı), yalnızca fatura ve tek taraflı cari hesap durumunun alacağın genel hükümlere göre ispatına yeterli olmadığı nedenleriyle davanın ispat olunamadığı kanaatine varılmıştır. Talep olmadığından ve takibi yapmakta alacaklı-davacı taraf kötüniyetli olmadığından kötü niyet tazminatına karar verilmemiştir.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İspat olunamayan davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90-TL harçtan peşin alınan 324,17-TL’den mahsubu ile fazla yatan 288,27-TL ‘ nin karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafından yapılan 5,20-TL vekalet harcı giderinin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve taktir olunan 2.277.72-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalı yana VERİLMESİNE,
6-Taraflarca HMK 120 madde gereğince yatırdıkları gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara İADESİNE,
Dair; davacı vekili yüzüne karşı, davalı yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır