Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/20 E. 2019/419 K. 15.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/20 Esas
KARAR NO : 2019/419
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/01/2017
KARAR TARİHİ: 15/05/2019
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesini özetle; Davacı vekilinin Sayın Mahkemenize hitaben düzenlediği 06.01.2017 harç ikmal tarihli dava dilekçesinde: Müvekkili banka davalı-borçlu … Şirketi’ne “ihtiyaç Kredisi, Muhtelif Borç Hesabı” kredileri açılıp kullandırıldığını, … ve … da bu borçtan müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduklarını» Borçluya … Noterliğinden keşide edilen 03,05.2016 tarihli, 23916 sayılı hesap kat ihtarnamesiyle borcun ödenmesi ihtar edilse de ihtarın sonuçsuz kaldığını, bu nedenle müşterek borçlu, müteselsil kefillere 03.05.2016 tarihli, 23917 sayılı hesap kat ihtarnamesi gönderildiğini, borcun ödenmemesi üzerine İslanbul …İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası ile borçlular aleyhine icra takibi başlatıldığını, borçlular tarafından 17.05.2016 tarihli dilekçesi ile borca ve tüm fertlerine itiraz edildiğini, Yapılan bu itiraz ile takibin durduğu ve durmuş ve müvekkili banka alacağım tahsil edemediğini, bu nedenle mahkemenizden yapılmış olan haksız itirazın iptali ile duran takibin devamını, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
G E R E K Ç E /
Taraflar arasındaki ihtilaf üç adet genel kredi sözleşmesine istinaden davalı şirkete verilen krediden kaynaklanan alacak olup olmadığı varsa miktarı ve diğer davalı gerçek kişilerin kefalet hükümlerine göre sorumlulukları üzerinde toplandığı anlaşılmakla;
Bilirkişi raporuna göre; Davacı bankanın, Takip tarihi 10,05.2016 itibariyle davalı Kredi borçlusu… Şirketi ile kefiller … ve… dan, İhtiyaç Kredisi hesabından 27.451,14,-TL asıl alacak, 192,71,-TL İşlemiş faiz, faizin %5’i 9,64-TL BSMV ve 426,22,-TL İhtar Protesto masrafı olmak üzere toplam 28.079,71,-TL alacaklı olduğunu, davacı bankanın, Takip tarihi 10.05.2016 itibariyle davalı Kredi borçlusu … Şirketi ile kefiller … ve…Man, Diğer Kredi hesabından 97,29,-TL asıl alacak, 0,70,-TL İşlemiş faiz, faizin %5’i 0,04,-TL Bsmv olmak üzere toplam 98,03-TL alacaklı olduğunu, davacı bankanın tüm davalılardan tespitlerimiz üzerinde kalan 28.326,94-TL’lik taleplerinin yerinde olmadığını, takip tarihi 10.09.2008’den borç tamamen ödeninceye kadar, tüm davalılardan 27,548,43-TL (27,451,14+97,29-TL) matrah ürerinden %40 temerrüt faizi ve faizin %5’i BSMV talep edilebileceğini, tarafların masraf, vekalet ücreti ve benzeri diğer taleplerinin mahkemenin takdirinde olduğunu belirtmiştir. Bilirkişi ek raporuna göre; önceki bilirkişi raporundan ayrılmayı gerektirecek bir durum olmadığını, ancak bu konudaki takdirin mahkemenin takdirinde olduğunu belirtmiştir.
Dosyada mevcut alanında uzman bilirkişi tarafından yapılan tespitlerde davacının davaya konu hukuki ilişki sebebiyle takip tarihi itibariyle her iki kredi hesabından ayrı ayrı 27.451,14 TL ve 97,29 TL asıl alacak, 192,71 TL ve 0,70 TL işlemiş faiz alacağı, 9,64 TL ve 0,04 TL BSMV, 426,22 TL olmak üzere Toplam: 28.177,74 TL alacaklı olduğunun ve gayrinakdi alacak bulunmadığının tespiti, davalının hesap durumu, yapılmış bir ödeme var ise bunun banka kayıtlarına geçmesinin gerekliliği dikkate alınarak ( Misal; Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/8328, Karar No: 2017/2710 sayılı ilamı) ve taraflarca belirlenen faiz doğrultusunda davacının davasının 2004 sayılı İİK md. 67 gereğince “genel hükümler dairesinde” kısmen ispat edildiği, fazlaya ilişkin 149,20 TL bakımından davanın ispat olunamadığı kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir. Davalı gerçek kişilerin genel kredi sözleşmelerine müştereken ve müteselsilen kefil olarak imza atmış olmaları, yargılama safahatında imza veya yazı sıhhatine dair bir savunma bulunmaması ve TBK md. 581 vd. uyarınca şeklen kefaletin geçerli olduğu ve kefillerin de borçtan sorumlu oldukları kanaatine varılmıştır.
Alacak likit olup davalının takibe itirazı haksız bulunduğundan 2004 sayılı İİK md. 67/2 gereğince davacı yararına icra-inkar tazminatına karar verilmiştir. İcra-inkar tazminatı ile ilgili olarak; Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Esas No : 2014/7674 ve Karar No: 2014/20655 sayılı kararında “2004 sayılı İİK’nun 67. maddesinin 2. fıkrasında; “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötüniyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir” hükmüne yer verilmiştir.
Yargıtay Daire’leri ve Hukuk Genel Kurulu’nun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında İİK’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Borçlu, ne kadar borçlu olduğunu yada olmadığını her zaman kendi elinde olan delil ve bilgilerle bilme ve araştırma olanağına sahip olmayabilir. Borçlu, açıkça belli olmasa bile ne kadar borçlu olduğunu objektif kriterlere göre tespit edebiliyor veya edebilecek durumda yada tespit edebilmek için gerekli olan unsurlara ve bilgilere sahipse, alacak likit ve muayyen sayılır. Takibe konu alacağın yargılama faaliyetine ihtiyacı olup olmadığı takip talepnamesinde belirtilen rakamlarla, yargılama sonunda ortaya çıkan rakamların farklı ve takip talepnamesinden daha az olmasından da anlaşılabilir. İtirazın iptali davasına konu olan alacağın gerçek miktarının hesaplanması bilirkişi incelemesini gerektiriyorsa, takibe konu olan alacağın miktarı belli olmaktan çıkmıştır.” görüşüne yer verilmiştir. Her ne kadar dosyamızda bilirkişi incelemesi yapılmış ise de takipteki miktar ile çıkan miktarın kısmen aynı olması, uyuşmazlığın alacağın miktarı ile ilgili değil var olup olmadığı noktasında toplandığından incelemenin alacağın var olup olmadığı hususunda mahkememizce yaptırılmış olması, davalının banka kayıtlarından borç miktarı tetkik edip tespit etme imkanı bulunması sebepleriyle alacağın likit olduğu kanaatine varılmıştır.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ, KISMEN REDDİ ile,
2-Davalıların İstanbul … İcra müdürlüğünün … Esas sayılı takibe itirazının KISMEN İPTALİNE, takibin kaldığı yerden asıl alacak her iki kredi hesabından ayrı ayrı 27.451,14 TL ve 97,29 TL asıl alacak, 192,71 TL ve 0,70 TL işlemiş faiz alacağı, 9,64 TL ve 0,04 TL BSMV, 426,22 TL olmak üzere Toplam: 28.177,74 TL ve faiz üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin yerinde olmayan 149,20 TL bakımından davanın REDDİNE,
3-Kabul edilen alacağın (28.177,74 TL) %20’ı tutarında icra inkar tazminatı olan 5.635,55 TL takdirine, takdir olunan bu icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Alınması gereken 1.924,82-TL nisbi ilam harcından peşin alınan 342,13-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 1.582,69-TL harcın davalılardan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacının ilk dava açılırken peşin olarak yatırdığı 342,13-TL harcın davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacının yaptığı ilk masraf 42,80-TL, 600,00-TL bilirkişi ücreti, 205,25-TL posta gideri ücreti olmak üzere toplam 848,05-TL’nin red ve kabul oranına göre 843,58-TL ‘nın davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalının yaptığı 9,20-TL vekalet harç giderinin red ve kabul oranına göre 0,05-TL ‘nin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.381.33-TL ücreti vekaletin davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 149,20- TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalı gökcan inş’a VERİLMESİNE,
8-HMK 120 madde gereğince yatırdığı gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
Dair; davacı ve davalı gökcan inş. vekili yüzüne karşı, diğer davalılar yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip
E-İMZALIDIR
Hakim
E-İMZALIDIR