Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1141 E. 2018/1169 K. 10.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1141 Esas
KARAR NO : 2018/1169
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 26/12/2017
KARAR TARİHİ: 10/12/2018
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan alacak davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkili …Sanayi Sitesinde Otomobil Hurdacılığı ve Yedek Parça Satım işiyle uğraşmakta olduğunu, davalıda İstanbulda yedek parça sattığını, müvekkili davalıdan satın alacağı oto parçalarına istinaden ödeme yaptığını ancak davalı ödemesini aldığı ürünleri, yedek parçaları müvekkile göndermediğini, davalıya birçok kez ticaret yapan müvekkilin en son ödemesine karşın davalı yedek parçaları göndermediğini, davalı alınan ücret karşılığında teslim etmesi gereken yedek parçaları teslim etmediğini, bu hususta müvekkilin yedek parça ücretine binaen davalının hesabına yapmış olduğu havale dekontlarını sunduğunu, haklı davanın alacağının tahsilini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı şirkete usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip tutanağının tebliğ edildiği, ancak süresinde herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E /
Açılan davada uyuşmazlık davacının davalıya otomobil yedek parçası alımı karşılığında ödeme yaptığı ancak bu ödeme karşılığında davalının ödemeye konu malları kendisine teslim etmediği iddiası olduğu tespiti yapılmıştır.
Bilirkişi raporuna göre; incelenen davacı şrikete ait 2016 takvim yılı ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde tasdik edildiğini, davacı şirketin 2016 yılı ticari defterlerinin 6102 sayılı T.T.K. Hükümlerine gör eusulüne uygun tutulduğunu ve yasadaki tekemmülü kaydı ile kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğunu, 26/12/1992 tarih ve … mükerrer sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 1 seri nolu muhasebe sistemi uygulama genel tebliğinde yapılan düzenlemelere göre davacı şirketin dava dilekçesinde yedek parça alımı için davalının banka hesabına yaptığını iddia ettiği ödemelerin tasdikleri yasal defterlerinde 159-Verilen sipariş avansları hesabına kayıt edilmiş olması gerekse de davacı şirketin tarafına sunulan yasal defter kayıtlarında davalıya yapıldığı iddia edilen ödemeler için 159- verilen sipariş avansları 259-verilen avanslar hesabı ya da yasal defterlerde bulunan diğer hesaplarda herhangi bir kayıt tutar tespit edilmediğini, davalı yan tarafından dava konusu olan ödöneme ilişkin olarak herhangi bir yasal defter muhasebe kaydı muhasebe fişi defter tasdik bilgisi, ticari belge vb. sunulmadığı ve bu nedenle davalı tarafa ait kayıtlar üzerinde konuya ilişkin inceleme yapılamadığını belirtmiştir.
Ticari defterle ilgili olarak; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2).Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Nitekim Yargıtay 15. Hukuk Dairesi Esas No : 2016/3858, Karar No : 2017/2944 sayılı ilamında ” Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir.” görüşüne yer verilmiştir. Mahkememizce taraf defterlerinin incelenmesine dair ara karar gereği alanında uzman bilirkişi tarafından davacı defterleri üzerinde yapılan incelemede davaya konu ödemelerin davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı tespiti yapılmıştır. Bu haliyle davacının defterlerinde kayıtlı olmayan bir alacak bakımından davalı için HMK md. 200-222 uyarınca ihtarat gereği yalnızca davalı aleyhine bir sonuç çıkarmak mümkün olmayıp davacının iddiası bakımından defter kayıt durumunun ispata medar olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yargıtay… Hukuk Dairesi Başkanlığı Esas No :… Karar No: …sayılı ilamına göre; “TBK.nun 77-82 (BK.nun 61-66) maddeleri gereğince sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre taraflar karşılıklı olarak ancak verdiklerini geri alma hakkına sahiptirler. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için, bir tarafın mal varlığının diğer tarafın malvarlığı aleyhine çoğalması gerekir. İade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tesbit edilmesi gerekir. TMK.nun 6.maddesine göre; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” TMK.’nun bu hükmü 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190/1.maddesinde bir başka biçimde yinelenmiş olup; “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir” denilmiştir. Dosyada sureti mevcut banka dekontu bakımından bu ödemenin davaya konu edilen alım-satım ilişkisi bakımından mı ? yoksa tarafların süregelen ticari ilişkisi gereği daha önceye dair alım-satım ilişkisi gereği yapılmış bir ödeme olma olasılığı yanında tarafların bir sözleşme ilişkisi kurup kurmadıkları, davacı defter kayıt durumuna göre önceden yapılmış bir ödeme varsa bunun tarafların sözleşme ilişkisi bakımından delil olma ihtimali bulunurken bilirkişi tespitlerine göre bu yönde bir kayıt olmamasıyla tarafların sözleşme ilişkisinin ispatının da söz konusu olmadığı, dekont açıklamasında da ödemenin neye dayalı olarak yapıldığının belirtilmemiş olması, davalı davaya cevap vermeyip münkir sayıldığından ve ispat yönünü ters çeviren bir ikrar da bulunmadığından davacının davasını ispat edemediği kanaatine varılmıştır. Yargıtay … Hukuk Dairesi Esas No: …, Karar No: … sayılı ilamında da “Kural olarak havale ödeme vasıtası olup, var olan bir borcun ödendiğini gösterir. İfade edilen karinenin aksini havaleyi gönderen kişinin ispat etmesi gerekir. Bu durumda ödünç ilişkisini ispat etme yükümlülüğü davacıya aittir. Davacının delil olarak dayandığı havale dekontunda gönderilen paranın ne için gönderildiğine dair açıklama olmadığı gibi yukarıda belirtildiği şekilde nafaka borcunun ödenmesi amacıyla da gönderildiği yolunda tek başına kanaat uyandırmaya elverişli değildir. Bu haliyle söz konusu dekont, iddiayı kanıtlamaya yeterli olmadığı gibi yazılı delil başlangıcı olarak da kabul edilemez.” içtihadına yer verilmiştir. Her ne kadar davacı taraf tanık dinletme talebinde de bulunmuş ise de HMK md. 200’de ispat sınırı ve istisnaları bakımından davalıdan sadır olmuş bir yazılı delil başlangıcı da bulunmadığından davacının bu talebi dinlenememiştir.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İspat olunmayan davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90-TL harçtan peşin alınan 341,55-TL’den mahsubu ile fazla yatan 305,65-TL’ nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Taraflarca HMK 120 madde gereğince yatırdıkları gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara İADESİNE,
Dair; davacı vekili yüzüne karşı, davalı taraf yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
E-İMZALIDIR
Hakim …
E-İMZALIDIR