Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1134 E. 2019/357 K. 19.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1134 Esas
KARAR NO : 2019/357
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 25/12/2017
KARAR TARİHİ: 19/04/2019
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan menfi tespit davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
AÇILAN DAVA VE İDDİA:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Davanın değerinin şimdilik 9.743,96-TL olduğu, davacı … ile davalı şirket arasında 2009 yılında ait bir ticari ilişki bulunmadığını, 02/04/2009 tarihinde davalı tarafından davacıya karşı haksız bir şekilde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davacıya usulüne uygun olarak yapılmış ödeme emri tebligatı bulunmadığını ve icra dosyasındaki ödeme emri tebligatının iptal edilmesi gerektiğini, tebligat üzerinde yazılı tarih anlaşılamadığını, davacıya usulüne uygun olarak yapılmış herhangi bir tebligat bulunmadığını, davacının kendisi aleyhine açılan takipten 06/12/2017 tarihinde haberdar olduğunu ve 11/12/2017 tarihinde de borca ve ferilerinin tümüne itiraz ettiğini, davacı ile davalı şirket arasında 2009 yılında herhangi bir ticari ilişki de bulunmadığını, davalı şirketin yaptığı bu takibin haksız ve kötü niyetli olduğunu, 22/06/2009 tarihinde Gaziosmanpaşa İcra Müdürlüğü’ne …talimat dosyası ile çıkılan hacizde borçlunun adresinde bulunamadığı, bu adresin borçlunun mernis adresi olmadığını, davacı ile davalı arasında 2009 yılı ile ilgili bir ticari ilişkinin bulunmadığına dair ticari defter ve kayıtlarının incelemesini talep ettiklerini, bu nedenlerle, kötüniyetle açılan takibin durdurulması akabinde iptaline, İstanbul …İcra Dairesi… esas sayılı icra dosyasına konu tebliğ tarihi belli olmayan ödeme emrinin usulüne uygun olmadan tebliğ edildiğinin tespitine ve ticari herhangi bir ilişkinin varlığının bulunmaması sebebiyle takibin iptaline, stanbul… İcra Dairesi … esas sayılı icra dosyasına dayanak teşkil eden cari hesaptan ötürü davacının borcu olmadığının tespitine, kötü niyetli hareket ederek davacının ticari hayatına onarılmaz zararlar veren davalı şirketin % 20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEPLER:
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Davacı takip borçlusunun davalı şirkete herhangi bir borcunun olmadığını iddia etmekte ise de taraf ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi neticesinde alacağın varlığı sübut bulacağını, davacı taraf, dava dilekçesinde her ne kadar tebligatın usulsüz olduğuna yönelik beyanlarda bulunmuş ve netice-i talep kısmında da ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini tespitini talep etmiş ise de tebligatın usulüne uygun yapılıp yapılmadığının tespiti ticaret mahkemesinin görev alanı dışında kaldığından davacının bu konudaki talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, bu nedenlerle, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, % 20 inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama, masraf ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, MAHKEMECE YAPILAN NİTELENDİRME VE VARILAN SONUÇ :
Davada talep, davacının İstanbul … İcra Müdürlüğü… Esas sayılı takip dosyası ve dayanak cari hesaptan ötürü davalıya borçlu olmadığının tespiti, takibin iptali ve kötüniyet tazminatı istemine ilişkindir.
Tarafların Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca hasrettikleri delilleri toplanmıştır. Ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizce bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, alınan bilirkişi raporunda özetle; “Davacının 2008 yılına ait ticari defteri üzerinde yapılan incelemede ticari defterler kayıtları, ticari işlemlerin doğru ve kesin olarak tespitine imkan vermeyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık olması nedeniyle ihticaca salih olmadığından 2008 yılı sonu (31/12/2008) itibariyle davalıya olan borcuna ilişkin herhangi bir bilgi, kayıt ve veriye ulaşılamadığından icra takip tarihi ve dava tarihi itibariyle davacının ticari defterlerinde davalıya borcunun tespiti yapılamadığından davalının ticari defterleri esas alınarak değerlendirme yapılması gerektiği, Türk Ticaret Kanunu ile Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca usulüne uygun olarak tutulan 2008-2009-2010-2011-2012-2013-2014-2015-2016-2017-2018 yılına ait ticari defterlerin davalının lehine delil vasfına haiz olduğu, icra takip tarihi ve dava tarihi itibariyle davalının ticari defterlerinde davalının davacıdan faiz hariç 20.390,76-TL tutarında anapara alacağının olduğu, yani davacının davalıya faiz hariç 20.390,76-TL tutarında anapara borcunun bulunduğu, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takip talebinde takip tarihiden itibaren yıllık % 27 avans faizi isteminde bulunduğundan ve aradaki mal teslimi işleminin ticari iş kapsamında yapıldığından davalının 20.390,76-TL tutarındaki anapara alacağına yasal faiz hesaplaması gerektiği” bildirilerek rapor sunulmuştur.
Ticari defterle ilgili olarak; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2).Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Nitekim Yargıtay 15. Hukuk Dairesi Esas No : 2016/3858, Karar No : 2017/2944 sayılı ilamında ” Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. ” görüşüne yer verilmiştir.
Dosyamızda yapılan bilirkişi incelemesinde her iki taraf ticari defter ve kayıtları incelenmiştir. Her ne kadar davacı tarafça menfi tespit iddiası ile dava açılmış ise de davacının davaya konu ilişki döneminde tutulan ticari defter ve kayıtların ticari işlemlerin doğru ve kesin olarak tespitine imkan vermeyecek derecede noksan olması nedeniyle davacı lehine delil vasfının bulunmadığı kabul edilmiştir. Diğer yandan Türk Ticaret Kanunu ve Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre usulüne uygun tutulan davalı defterlerinde ve hesap kayıtlarında davalı tarafın icra takibine konu miktarı kapsar şekilde alacaklı olarak görünüyor olması nedeniyle genel hükümlere göre ispat olunamayan davanın reddine karar verilmiştir. Her ne kadar davanın reddine karar vermek gerekmişse de dava konusu takibe ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmediğinden ve davalının işbu dava sebebiyle alacağına geç kavuşmuş olmasından da bahsedilemeyeceğinden İİK 72/4 şartları oluşmadığından davalının tazminat taleplerinin de reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Yerinde görülmeyen davanın REDDİNE,
2-Davalının tazminat talebinin İİK 72/4 şartları oluşmadığından REDDİNE,
3-Alınması gereken 44,40-TL harcın peşin alınan 166,41-TL’den mahsubu ile fazla yatan 122,01-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve taktir olunan 2.725,00-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalı yana VERİLMESİNE,
6-Taraflarca HMK 120 madde gereğince yatırdıkları gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
Dair; davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı taraf yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …