Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1119 E. 2021/164 K. 08.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/1119
KARAR NO:2021/164

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:19/12/2017
KARAR TARİHİ:08/03/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından fatura alacağından kaynaklı davalı taraf aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlu tarafından asıl alacağa ferilerine ve faizine itirazda bulunulduğu, icra müdürlüğünce takibin durdurulduğunu, müvekkil şirket lojistik ve kargo sektöründe hizmet görevin firmalardan olduğunu, bu itibarla davalı borçlu taraf ile müvekkil şirket arasındaki ticari ilişki gereği müvekkil şirket üzerine düşen bütün yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen davalı tarafın edimlerini ifa etmekten kaçınarak takip konusu faturalarını ödemediğini, davalının takip konusu borcu kabul etmesine rağmen yaptığı bu itirazın yalnızca alacağın tahsilini geciktirmek amacıyla haksız ve kötü niyetli olduğunu, açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile itirazın iptali ile takibin devamına, takibe kötü niyetli itirazda bulunan davalının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini dava masraf ve yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı yana usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip tutanağının tebliğ edildiği, ancak süresinde herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı, ancak icra dosyasına sunulan itiraz dilekçesi ile asıl alacağa, faize ve tüm fer’ilere itiraz ettiği anlaşılmıştır.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevabi yazı içerikleri, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası sureti, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dosyamız mündericatında sureti yer alan, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı/alacaklının, davalı/borçlu hakkında, 277,75-TL kayıp ürün bedeli, 34.993,05 TL kayıp ürün bedeli, 534,96 TL işlemiş faiz , 1.438,83 TL kayıp ürün bedeli, 22,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam, 37.266,59-TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi yaptığı ve davalı/borçlunun süresi içerisinde, borca, faize ve fer’ilere itiraz ederek takibi durduğu görülmüştür.
Dava, yurtiçi kara taşıması esnasında meydana gelen hırsızlık neticesinde oluşan zararın tazmini amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali, takibin devamı ve icra-inkar tazminatı istemlerine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nın;
“Taşıyıcının sorumluluğu” ana madde başlıklı, “Zıya veya hasar ile gecikmeden doğan zarardan sorumluluk” alt başlıklı 875. Maddesi;
“(1) Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur.
(2) Zararın oluşmasına, gönderenin veya gönderilenin bir davranışı ya da eşyanın özel bir ayıbı sebep olmuşsa, tazminat borcunun doğmasında ve kapsamının belirlenmesinde, bu olguların ne ölçüde etkili olduğu dikkate alınır.
(3) Gecikme hâlinde herhangi bir zarar oluşmasa da taşıma ücreti gecikme süresi ile orantılı olarak indirilir; meğerki, taşıyıcı her türlü özeni gösterdiğini ispat etmiş olsun.” hükmünü,
“Sorumluluktan kurtulma” alt madde başlıklı 876. Maddesi; “Zıya, hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse, taşıyıcı sorumluluktan kurtulur.” … hükmünü,
“Özel hâller” madde başlıklı 878. maddesi;
“(1) Zıya, hasar veya teslimdeki gecikme, aşağıdaki hâllerden birine bağlanabiliyorsa taşıyıcı sorumluluktan kurtulur:
a) Sözleşme veya teamüle uygun olarak üstü açık bir aracın kullanılmış olması yahut güverteye yükleme yapılması.
b) Gönderen tarafından yapılan yetersiz ambalajlama.
c) Eşyanın gönderen veya gönderilen tarafından işleme tabi tutulması, yüklenmesi veya boşaltılması.
d) Eşyanın; özellikle kırılma, paslanma, bozulma, kuruma, sızma, olağan fire yoluyla kolayca zarar görmesine yol açan doğal niteliği.
e) Taşınacak paketlerin gönderen tarafından yetersiz etiketlenmesi.
f) Canlı hayvan taşıması.
g) 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu ile diğer kanun ve düzenlemelerde yer alan hükümlerin taşıyıcının sorumluluktan kurtulmasını haklı gösterdiği hâller.” … hükmünü
“Yardımcıların kusuru” madde başlıklı 879. maddesi;
“(1) Taşıyıcı;
a) Kendi adamlarının,
b) Taşımanın yerine getirilmesi için yararlandığı kişilerin, görevlerini yerine getirmeleri sırasındaki fiil ve ihmallerinden, kendi fiil ve ihmali gibi sorumludur.” hükmünü ve yine 6102 sayılı TTK’nın, “Tazminatta esas alınacak değer” madde başlıklı 880. Maddesi de;
“(1) Taşıyıcı, eşyanın tamamen veya kısmen zıyaından dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğunda, bu tazminat, eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre hesaplanır.
(2) Eşyanın hasara uğraması hâlinde, onun taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki hasarsız değeri ile hasarlı değeri arasındaki fark tazmin edilir. Zararı azaltmak ve gidermek için yapılacak harcamaların birinci cümleye göre saptanacak değer farkını karşıladığı karine olarak kabul edilir.
(3) Eşyanın değeri piyasa fiyatına göre, bu yoksa aynı tür ve nitelikteki malların cari değerine göre tayin edilir. Eşya, taşımak üzere teslimden hemen önce satılmışsa, satıcının faturasında taşıma giderleri mahsup edilerek gösterilen satış bedelinin piyasa fiyatı olduğu varsayılır” hükmünü içermektedir.
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine alınmış, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmış ve ayrıca taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi amacıyla gerek davacı ve davalı defter ve kayıtları üzerinde ve gerek se sektör bilirkişi aracılığıyla bilirkişi incelemesi yaptırılarak raporlar alınmıştır.
Mahkememizce, davacı yan ticari defter ve kayıtları üzerinde SMMM bilirkişi aracılığıyla alınan 27/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Davacı firmaya ait defterlerin usulüne uygun düzenlenmiş olduğu, davalı … Aldırmaya ait ticari defter ve belgeler inceleme günü hazır bulundurulmadığından davalı firmaya ait ticari defter ve belgeler üzerinde inceleme yapma imkanı bulunmadığını, takip tarihi itibariyle davacı firmanın davalıdan 36.709,63 TL alacaklı olduğu davalının icra takibi ile temerrüte düştüğü, takip tarihine kadar işlemiş faiz tutarının bulunmadığı” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Davalı yan ticari defter ve kayıtları üzerinde, … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Talimat sayılı dosyası üzerinden alınan bilirkişi raporunda özetle de; “Dosya kapsamında davalı tarafa ait ticari defter ve belgelerinin bulunmadığı, ticari defter ve belgelerin dosya kapsamına sunulması hususunda davetiye çıkarılıp çıkarılmadığı hakkında bilgi edinilemediği, Davacı tarafından düzenlenen faturaların, dava dışı şirket tarafından davacı tarafa düzenlenen faturaların yansıtma faturası olarak düzenlendiği, ancak bu faturaların davalı tarafa teslimine ilişkin bilginin dosya kapsamında bulunmadığı, Tarafların sorumluluklarının tespit bakımından, dosya kapsamında taraflar arasında veya davacı ile dava dışı taraf arasında düzenlenmiş taşıma sözleşmesinin görülemediği, fatura ve içeriğinin davalı tarafa teslimine ilişkin belge bulunmadığı, Taraflar arasında ödeme sürelerinin sözleşme ile belirlendiğine ilişkin bilginin bulunmadığı, davacı tarafından düzenlenen faturalarda ödeme tarihlerinin belirtilmediği görülerek, davacı tarafından davalı tarafa düzenlenen 36.709,63 TL tutarlı faturalar için, icra takibinde belirtildiği şekilde fatura tarihinden faiz başlangıcı yerine, TTK 1530. maddesi kapsamında fatura tarihini takip eden 30. günden takip tarihine kadar geçen süre için Faiz = (Asıl Alacak x Gün x Faiz Oranı)/36.500 formülü ile 278,48 TL faiz hesaplanabileceği, faturanın mal veya hizmet teslim alan kişinin ödeyeceği tutarı gösteren belge olması nedeni ile mevcut duruma göre alacak tutarının net olarak tespit edilemediği, nihai tutarın davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi veya taşıma nedeni ile davalı taraf sorumluluğunun belirlenmesi ile tespit edilebileceği” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Yine mahkememizin 09/12/2019 tarihli celsesinde verilen ara kararla, dosyanın, Taşımacılık ve Eşya Değer Tespiti Konusunda Uzman bilirkişiye tevdi ile; davacı vekili tarafından ayrıntıları verilen dava konusu faturalar içeriğinde yer alan malların taşınmak üzere teslim alındığı 26/12/2016 tarihi itibariyle gerçek değerinin tespiti ile rapor düzenlenmesinin istenilmesi şeklinde ara karar kurulduğu, bilirkişi tarafından 11/06/2020 tarihli raporun tanzim edilerek mahkememize sunulduğu, raporun incelenmesinde özetle de; “Dava konusu zıyaı uğrayan emtiaların dava dosyasına sunulu faturaları dikkate alındığında, bu emtia fiyatlarının kadri maruf olduğu, Uyuşmazlığa konu davada 6102 sayılı TTK hükümleri uygulama alanı bulacağı, Davalı alt taşıyıcı …nın dava dışı …San. Ve Tic. A.Ş.’ne ait emtia eşyaları tam ve hasarsız teslim aldığı, ancak taşıdığı emtia özen borcunu göstermeyerek edimini ifa etmediğini, bu eyleminden dolayı TTK M.875/1, TKM.879/1-A atfı ile TTK m.886/1 hükmü uyarınca taşıdığı emtianın kısmı zıyaı ile hasarına sebebiyet verdiği değerlendirildiğinde, davacı yanın davalıdan zıyaı uğrayan emtiaların hasar alacağını talep edebileceği hususunun sayın mahkeme takdirinde olduğu” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Bilirkişi raporlarının denetlenmesinde, raporların hukuki yönleri ayrık olmak üzere, yapılan tespitler bakımından ayrıntılı ve gerekçeli oldukları ve özellikle de sektör bilirkişi tarafından, zıyaı uğrayan eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı zamandaki değerine göre yapılan hesaplamanın mevzuat hükümlerine ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşıldığından, hükme esas alınmalarına karar verilmiştir.
Ayrıca, davalı vekili tarafından her ne kadar, müvekkili …’nın söz konusu hırsızlık olayında bir kusuru olmadığı ve herhangi bir bağlantısının da bulunmadığı, bu nedenle de yalnızca araç sahibi olmasından dolayı müvekkilinin bu durumdan sorumlu tutulabilmesinin mümkün olmadığı beyan edilmiş ise de; 6102 sayılı TTK’nın “Yardımcıların kusuru” madde başlıklı 879. Maddesinde yer alan;”(1) Taşıyıcı; a) Kendi adamlarının, b) Taşımanın yerine getirilmesi için yararlandığı kişilerin, görevlerini yerine getirmeleri sırasındaki fiil ve ihmallerinden, kendi fiil ve ihmali gibi sorumludur” hükmü gereği, davalı yanın bu yöndeki savunmalarına itibar edilmemiş ve yargılamaya devam olunmuştur.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde de;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, yurtiçi kara taşıması esnasında meydana gelen hırsızlık neticesinde oluşan zararın tazmini amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali, takibin devamı ve icra-inkar tazminatı istemlerine ilişkin olduğu, bu bağlamda tüm delillerin toplandığı, davacı tarafça …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı sayılı icra dosyası üzerinden davalı-borçlu aleyhine, 277,75-TL kayıp ürün bedeli, 34.993,05 TL kayıp ürün bedeli, 534,96 TL işlemiş faiz, 1.438,83 TL kayıp ürün bedeli, 22,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam, 37.266,59-TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya tebliğinin üzerine davalının süresinde asıl alacağa, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiği, alacaklı vekilinin yasal süresi içerisinde itirazın iptaline ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava ettiği, mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılarak raporlar alındığı, alınan raporların hukuki yönleri ayrık olmak üzere, yapılan tespitler bakımından ayrıntılı ve gerekçeli oldukları ve özellikle de sektör bilirkişi tarafından, zıyaı uğrayan eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı zamandaki değerine göre yapılan hesaplamanın mevzuat hükümlerine ve dosya kapsamına uygun olduğunun anlaşıldığı ve raporların hükme esas alınmalarına karar verildiği, davalı vekilinin müvekkilinin sorumlu olmadığına ilişkin savunmasına ise az yukarıda yazılı gerekçelerle itibar edilmediği ve yargılamaya devam olunduğu, ayrıca davacı tarafça her ne kadar takip öncesi faiz istenmiş ise de davalının takipten önce, TBK’nın 117. maddesi uyarınca usulüne uygun olarak temerrüde düşürülmediği, ayrıca buna ilişkin herhangi belge de sunulmadığı anlaşıldığından, takip öncesi işlemiş faiz yönünden itirazın iptali talebinin reddine, asıl alacak yönünden açılan davanın kabulüne ve ayrıca davaya konu olayın tazminat hukukunu ilgilendirmesi ve tazmini gerekecek bedelin de mahkememizce saptanmış olması ve böylece tazminat alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşımadığı anlaşıldığından, davacı yanın icra inkar tazminatı isteminin de reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-Davalı- Borçlunun, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yönelik itirazının KISMEN İPTALİ ile; takibin, 277,75 TL 31/01/2017 tarihli kayıp ürün bedeli, 34.993,05 TL 31/01/2017 tarihli kayıp ürün bedeli ve 1.438,83 TL 31/01/2017 tarihli kayıp ürün bedeli olmak üzere toplam: 36.709,63 TL yönünden, takip talebindeki şartlarla AYNEN DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Koşulları oluşmaya icra inkar tazminatı isteminin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 2.507,63-TL karar ve ilam harcından 636,43-TL peşin yatırılan harcın mahsubu ile geriye kalan 1.871,20-TL eksik harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Davacı tarafça yatırlan 636,43 TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 31,40-TL yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan 1.800,00 TL bilirkişi ücreti ve 247,00 TL Talimat ile posta masrafı olmak üzere toplam 2.078,40 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 2.047,22-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geriye kalan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.506,44 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak, davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 557,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya VERİLMESİNE,
8-Tarafların, varsa, HMK 120. maddesi gereğince, yatırdıkları gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
9-HMK Yönetmeliğinin 58/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde İSTİNAF KANUN YOLU AÇIK olmak üzere karar verildi. 08/03/2021

Katip …

Hakim …