Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1105 E. 2020/316 K. 07.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/1105 Esas
KARAR NO :2020/316 Karar

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:14/12/2017
KARAR TARİHİ:07/07/2020

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememize açılan;” İtirazın İptali” davasının yapılan yargılaması sonunda;
D A V A /
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle: Taraflar arasında 21.02.2008 tarihinde “… … EMLAK KOMİSYONCULUĞU FRANCHISE SÖZLEŞMESl”nin akdedildiğini, sözleşmenin 6. maddesinin B bendinde “FRANCHISE İSİM ÜCRETİ” olarak Franchise başlangıç ücreti haricinde her ay 200 TL + KDV tutarında ücretin … tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığını, Müvekkilinin, işbu sözleşmenin yukarıda belirtilen maddesine dayanarak 01.08.2012 tarihinden 01.06.2016 tarihine kadar ödenmemiş olan Franchise İsim Ücretlerinin ve yasal faizinin tahsili amacıyla 26.01.2017 tarihinde ….İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosya ile toplam 13.696,38 TL’lik İcra takibi başlattığını, borçlunun 06.02.2017 tarihinde takibe, ödeme emrine, borca, faize, masraf ve diğer tüm ferilere itiraz ettiğini, Davalının yapmış olduğu itirazda, “Müvekkilimin söz konusu karşı taraf alacaklıya karşı hiçbir borcu bulunmamaktadır.” beyanlarında bulunduğunu, bu itirazları kabul etmediklerini, şöyle ki; Müvekkilinin işbu taraflar arasında imzalanmış olan sözleşmenin yürürlük tarihinden İtibaren sözleşmedeki tüm maddelerde üzerine düşen yükümlülükleri eksiksiz yerine getirdiğini, İcra takibinde talep etmiş oldukları “Franchise İsim Ücreti”nin sözleşmede açıkça kararlaştırılmış olduğunu, Ayrıca davalı borçlu tarafından yapılmış olan itirazda, borçlunun açıkça imzaya itiraz etmemiş olmasının taraflar arasında yapılmış olan sözleşmenin kabulü anlamına gelmekte olduğunu iddia ederek; İtirazın iptaline, takibin devamına, İİK.m, 67 gereği borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı borçlu aleyhine yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Taraflar arasında akdedilen 21.02.2008 tarihli “… Emlak Komisyonculuğu Franchise Sözleşmesinin 6. maddesinin B bendinde Franchise İsim Ücreti olarak Franchise Başlangıç Ücretinin belirlendiğini, Franchise İsim Ücreti olarak her ay 200 TL+KDV tutarında ücretin … tarafından ödeneceğinin düzenlendiğini, taraflarınca ödeneceği düzenlenen başlangıç ve aylık “Franchise İsim Ücretinin karşılığı, sözleşmenin gereği olan ve davacı tarafından yerine getirilmesi gereken yükümlülüklerin hiçbir surette yerine getirilmediğini, öyle ki dava dışı …’in başkanı olduğu İstanbul Emlak Komisyoncuları Odası bünyesinde ortak bir emlak portföy altyapısı kurmak düşüncesi ile davacı şirketi kurduğunu, yapılan toplantılar neticesinde emlak sektörünün öncüleri ile … Franchise Sözleşmelerinin imzalandığını, …’İn sürekli faaliyete geçeceği vaatleri ile müvekkili şirketin bekletildiğini, ancak beklentilerin sonuçsuz kaldığını, portföy altyapısı ve online satış ağı vaadinin fikir aşamasında kaldığını, davacı şirketin Oda bünyesinde kadük durumda kaldığını, durum bu iken davacının imzalanan sözleşmeyi kötüye kullanarak haksız ve hukuka aykırı bir biçimde zamanaşımı süresi de yaklaşmakta iken 26.01.2017 tarihinde sözleşmeden doğan alacağı için İcra takibi başlattığını, taraflarınca haksız ve kötü niyetli icra takibine itiraz edildiğini, Türk Borçlar Kanunu’nun karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde ifada sırayı düzenleyen 97. maddesinin “Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir.”demekte olduğunu, Yargıtay’ın TBK 97.maddesini somutlaştırdığı müstekar içtihatlarının da bu yönde olduğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin gereği olarak davacı “Franchise Veren”e bir takım yükümlülükler yüklendiğini, Franchise Veren’in …’ı … sistemiyle ilgili kendi emlak komisyonculuğu işlemleri, satışları, reklamları hususlarında hazırlamış olduğu metotlar ve teknikler bakımından bilgilendireceğini ve “…”a gerekli yardım ve desteği sağlamak üzere bir eleman görevlendireceğinin düzenlendiğini, davacı Franchise Verenin hiçbir zaman böyle bir eleman görevlendirmediğini, sözleşmeden doğan yükümlülüklerini hiçbir surette yerine getirmediğini, yine sözleşmede Franchise Veren’in müvekkili şirketin elemanlarına periyodik olarak satış eğitimi vereceği, bu eğitimlere konferans ve seminerlerin dahil edileceği, taraflar arasındaki iş ilişkisine atıfta bulunabilmek ve koordinasyonu sağlamak amacıyla kırtasiye ve malzeme tedariki yapılacağının Franchise Veren tarafından yükümlenmiş olduğunu, bu yükümlülüklerin imza edilmekten İbaret kaldığını; müvekkilinin, davacının yalnızca imza aşamasında kalan yükümlülüklerine karşılık başlangıçta veya aylık olarak Franchise İsim Ücretini de ödemediğini, Sözleşmenin 7. maddesinin K bendinde Franchise Veren’in … Sistemi ile ilgili kurallar belirlediği ve bu kural ve prosedürlerin “EK D” olarak sözleşmeye ilave edildiği belirtilmişse de, böyle bir ek sözleşmeden kaynaklı edimlerin yerine getirilmemesi nedeniyle hiçbir zaman düzenlenmediğini, yine sözleşmenin 7. maddesinin M bendinde Franchise Veren’in sözleşme kapsamında belirlediği hizmet kalitesinin ölçülebilmesi amacıyla …’ın müşterilerine anket yollanacağının düzenlendiğini, sözleşmenin taraflarca yürürlüğe konulmamış olması nedeniyle imza tarihinden bu yana müşterilere herhangi bir anket yollanmadığını, Yalnızca yukarıdaki bu hususların dahi taraflar arasında imza edilmiş sözleşmeden kaynaklı yükümlülüklerin yerine getirilmediğini açık ve net bir biçimde göstermekte iken, davacının haksız ve kötü niyetli olarak icra takibi başlattığını, Davacının, Sözleşmenin 6. maddesinin B bendinde düzenlenen ve ödenmeyen aylık Franchise İsim Ücretlerinin bulunduğundan bahsetmişse de aynı maddede düzenlenen Franchise Başlangıç Ücretinin ödenip ödenmediğinden söz etmediğini, sözleşmenin yürürlüğe konulduğundan bahisle aylık Franchise isim Ücreti’ni talep eden davacının sözleşmenin başlangıcında ödenecek Franchise Başlangıç Ücreti’nin ödendiğine ilişkin hiçbir belge de İbraz etmediğini, sözleşmede başlangıçta ödenecek bir ücreti ödenmediğinden bahsedilmezken, zamanaşımı süresi yaklaşan aylık ücretlerin ödenmediğinden söz edilmesinin davacının elindeki sözleşmeden faydalanarak, kötü niyetli bir biçimde takip başlattığını en açık ve net biçimde ortaya koymakta olduğunu, bu durumun da taraflar arasında akdedilen sözleşmenin yalnızca imza edilmekten ibaret kalmış olduğunu gösterdiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 2008 yılında imzalanmış olmasına rağmen davacı tarafın 2012 yılından bu yana olan ücret talebinde bulunduğunu, davacının madem yükümlülüklerini yerine getirdi neden 2012 yılı öncesini de talep etmediğini, bunun da davacı tarafın kötü niyetini açıkça gösterdiğini ileri sürerek; davanın reddine, davacı hakkında reddolunan miktar üzerinden %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, DEĞERLENDİRME VE G E R E K Ç E /
Dava; İİY’ nin 67 maddesi uyarınca açılmış; “İtirazın İptali” davası niteliğindedir.
Taraf delilleri toplanmış, taraflar arasındaki sözleşme, icra dosyası celp edilmiştir.
Celp edilen …. İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyası incelendiğinde: Davacı- alacaklı tarafından, davalı- borçlu aleyhine Franchise Sözleşmesi İsim Ücreti Maddesine istinaden 13.696.38 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlunun takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında tanzim edilen sözleşme dosya arasına alınmış, incelenmiştir. Bu sözleşmeye göre; Davacının “Franchise Veren” davalının ise “…” olduğu, Türk Patent Enstitüsünde kayıtlı “…” ismini kullanma hakkının münhasıran elinde tutan Franchise Veren’in bu ismin kullanma hakkını, münhasır olmayacak şekilde …’a vereceği, sözleşme süresinin 10 yıl olup başlangıç tarihinin 21.02.2008 olduğu, sözleşmenin 5. Maddesinde Franchise alana sunulacak hizmetlerin sayıldığı, 6-A Maddesine göre, Franchise başlangıç ücretinin alınmayacağı, 6-B maddesine göre Franchise İsim Ücretinin aylık 200 YTL+KDV olarak belirlendiği anlaşılmıştır.
Davanın mahiyeti itibariyle tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırtılmış, tanzim edilen raporda özetle: İnceleme sırasında sadece ticari defterler ibraz edildiğini,, davalı şirket ile olan ticari ilişkinin ayrıntısını gösteren muavin defter dökümü ise sunulmadığını, bu nedenle, inceleme sırasında yalnızca yevmiye defteri açılış ve kapanış maddelerinde bakiye tespiti gerçekleştirildiğini, rapor düzenlenme tarihine kadar davalı şirkete ait muavin defter dökümleri veya başkaca bir belge sunulmadığını, yapılan incelemede; 01.01.2012 tarihli açılış maddesinde davalı şirketin 2011 yılından devreden borç bakiyesinin 26,84 TL olduğu, anılan bakiyenin sonraki yıllara devrettiği, 31.12.2016 tarih, 213 sayılı yevmiye kapanış maddesinde de bakiyenin aynı olduğu görüldüğünü, davacının ise, cari hesap bakiyesi ile ilgili talebi bulunmadığını, sözleşmenin yürürlüğe konulup konulmadığı, davacının sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği, tanık beyanları ile ilgili hususların takdirinin mahkemeye ait olduğunu, davacının alacaklı olduğunun kabulü halinde davacı alacağı; (2.832 + 2.832 + 2.832 + 2.596) 11.092,- TL asıl ve (1.041,17 + 782,75 + 524,75 + 253,35) 2.601,60 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 13.693,60 TL olarak hesaplandığı belirtilmiştir.
Dinlenen davacı tanıkları beyanlarında, bildikleri kadarı ile davacı tarafın yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davalı tarafın ise aidatlarını ödemediğini beyan etmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre yapılan değerlendirmede;
Taraflar arasında, münhasıran kullanma hakkının davacı tarafa ait olduğu “…” isminin kullanma hakkının münhasır olmayacak şekilde davalı tarafa verilmesi ve davacı yanca davalı yana bir kısım hizmetler sunulması, karşılığında davalı yanın aylık 200 YTL+KDV ücret ödemeyi üstlendiği Franchise sözleşmesi imzalanmıştır.
Davacı taraf, kararlaştırılan aylık ücretlerin ödenmediğinden bahisle …. İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyası ile davalı aleyhine icra takibine girişmiş, itiraz üzerine takip durmuş ve 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde iş bu dava açılmıştır.
Taraflar arasında imzalanmış olan franchise sözleşmesi iki taraflı sözleşmelerden olup her iki tarafa da hak ve borçlar yüklemektedir.
Davacı taraf, sözleşme yükümlülüklerinin eksiksiz yerine getirdiğini ancak kararlaştırılan aylık ücretlerin davalı tarafça ödenmediğini iddia etmektedir. Davalı taraf ise davacı tarafın sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmediği savunmasında bulunmaktadır.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. İspat yükü davacı alacaklı taraftadır. Davacı taraf sözleşme ile kararlaştırılan yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğini ispatlamak zorundadır.
Dosyamızda alınan bilirkişi raporuna göre, davacı tarafın incelemeye tüm ticari defter ve kayıtlarını sunmamış olduğu, defterlerin kanuna uygun tutulmadığı ve dolayısı ile sahibi lehine delil niteliğine haiz olmadığı tespit edilmiştir. Bu defterlerin sahibi aleyhine ise delil niteliğine haiz olduğu 6100 sayılı HMK’nın 222/4 maddesi gereğidir. İcra takip talebi ile talep edilen alacakların davacı tarafça incelemeye sunulan kayıtlarında görülmediği anlaşılmıştır.
Bunun yanında dinlenen davacı tanıklarının beyanları soyut nitelikte olup davacı yanın sözleşme kapsamındaki hizmetleri eksiksiz bir şekilde verdiği hususunu ispatlar mahiyette değildir. Davacı yanca da bunlar dışında başkaca delil sunulmamıştır.
Bu nedenler ile davacı tarafın sözleşme ile yükümlendiği hizmetleri davalı yana eksiksiz sunduğu hususları ispatlanamamıştır.
Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde ifada sırayı düzenleyen TBK’nın 87. Maddesine göre kendi borcunu ifa etmeyen taraf karşı taraftan borcunu ifa etmesini bekleyemeyecektir.
Tüm bu nedenler ile davacı tarafın davasını ispatlanamadığı sonuç ve kanaatine ulaşılmış, davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE;
2-Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 233,90 TL peşin harçtan mahsubu ile mahsup edilen bedelin hazineye irat kaydına, davacı tarafından fazla yatırılan 179,50 TL’ nin karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacı yana İADESİNE,
3-Yargılama masraflarının davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde sunulacak dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
07/07/2020

Katip …
e-imzalıdır .

Hakim …
e-imzalıdır .