Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1103 E. 2020/570 K. 21.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/1103 Esas
KARAR NO:2020/570

DAVA :MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT
DAVA TARİHİ:20/05/2015
KARAR TARİHİ:21/10/2020

Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 21/10/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazasında bedensel olarak ağır şekilde yaralandığını ve maluliyetinin oluştuğunu, davalı …’un 1.33 promil alkollü olarak kazaya sebep olduğunu, davalı …’in ise uygunsuz yere aracı park eden sürücü olduğunu, davalı sigorta şirketlerinin ise kazaya karışan araçları ZMMS ile sigortalayan şirketler olduğunu, müvekkilin bir dizi ameliyatlar geçirdiğini ve hayati tehlike atlattığını, iyileşmesinin günler sürdüğünü, kendi mesleğini artık icra edemez hale geldiğini, manevi anlamda bir yıkıma uğradığını, müvekkilinin kaza sonrasında gözünün çıktığını, kafatasının kırıldığını, yüzünde yüzünü boydan boya kaplayan bir yırtık meydana geldiğini, müvekkilinin artık koku alamadığını, müvekkilinin kaza sonrasında bir başkasının kullanığı araca binemeyecek duruma geldiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla 500 TL maddi ve 100.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili sigorta şirketi tarafından sigortalı bulunduğunu, söz konusu poliçelere göre teminatın sakatlanma halinde kişi başı 225.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, davacı tarafından imzalanan ibraname ve …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına karşılık davacı adına olan hesaba 27.560,00-TL ve 2.699,00-TL ödendiğini, davacı tarafın imzaladığı ibraname ile 27.560,00-TL alacağı olduğunu kabul ettiğini ve fazlaya ilişkin hakkı kalmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; meydana gelen kazada müvekkilinin yaralandığını, konuyla ilgili … adına dava açılmasını talep ettiğini, dava sonucunda davalı …’un 4 ay karşılığı 120 gün adli para cezası ile cezalandırılması ve yapılan indirim sonrası hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğini ve 5 yıl denetimli serbestlik verildiğini, huzurdaki davanın 2 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu ve bu sürenin dolduğunu, müştekinin polis ifadelerinde, iddianamede ve ceza mahkemesi kararında görüleceği üzere müvekkile kusur izafe edilmesini kabul etmediklerini beyan ederek müvekkil aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını bu nedenle reddi gerektiğini, kaza nedeniyle müvekkili şirket tarafından davacıya 10/04/2015 tarihinde 20.468,67 TL ödeme yapıldığını, dava konusu kazanın meydana gelmesinde müvekkili şirket sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığını, davacının maddi tazminat taleplerinin müvekkili şirketi sigorta poliçesinin dışında kaldığını ve bu yönde sorumluluğunun bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, davacının işbu kaza ile ilgili olarak almış olduğu raporda maluliyet oranının yüksek olduğunu, raporu kabul etmediklerini, kazanın oluşumuna göre hatır taşıması ve davacının da alkollü olması sebebiyle kusura katılımının mevcut olduğunu, müvekkilinin dava sonrasında davacıya maddi manevi olarak destek olduğunu, davacının kaza tarihinde çalışmadığını, bu nedenle emsal ücret araştırmasının kabul edilmediğini, talep edilen manevi tazminat talebinin fahiş miktarda olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava, 21/10/2012 tarihinde meydana gelen kaza sonucu uğranılan maddi ve manevi zararların tazmini istemine ilişkindir.
Dava dosyasına ilişkin …. Asliye Hukuk Mahkemesi, 20/06/2017 tarihli ve … Esas, … Karar sayılı kararıyla görevsizlik kararı vermiş ve dosya mahkememize tevzi edilerek yukarıda belirtilen esasa kaydı yapılmıştır.
Davacı yanca delil olarak kaza tespit tutanağı, engelli sağlık raporu, hastane kayıtları ve kazaya ilişkin yürütülen ceza dosyasına ilişkin bir kısım kayıtlar ibraz edilmiştir.
Görevsizlik kararı veren mahkeme tarafından tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırmaları yaptırılmış, davacının kaza nedeniyle tedavi gördüğü bildirilen hastanelerden tedavi evrakları ve ceza dosyasına ilişkin kayıtlar getirtilmiş, usulünce bildirilen tanıkların beyanları alınmıştır.
Davalı … A.Ş vekili, 14/09/2015 tarihli dilekçesi ile davacı yanla 12/08/2015 tarihli sulh protokolü düzenlendiği, yapılan ödemeyle tarafların birbirlerini dava konusu olay sebebi ile ibra ettiği, protokol gereğince vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığı beyan edilmiştir.
Davacı vekilince sunulan 12/10/2015 tarihli dilekçeyle de davalı … A.Ş ile sulh olunduğu, adı geçen davalı yönüyle davadan vazgeçtikleri beyan edilmiştir.
Adli Tıp Kurumu … Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 29/03/2017 tarihli ve … sayılı raporunda; … kızı, 1984 doğumlu …’in 21.10.2012 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı arızası nedeniyle, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası Grup1 kabul olunarak: Gr1 IV(6…….10)A %14X1/2=%7, Gr1 I (1B…….10)A %14, Balthazard formülüne göre %20,02, E cetveline göre %17,2 (yüzdeonyedinoktaiki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iş göremezlik süresinin kaza tarihinden itibaren 12 (oniki) aya kadar uzayabileceği mütalaa olunmuştur.
Kazanın oluşumundaki kusur durumu ve davacının talep edebileceği tazminat miktarının tespiti noktasında bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, makine mühendisi, aktüerya uzmanı ve nöroloji uzmanından oluşan heyet tarafından sunulan bilirkişi raporunda; 21/10/2012 tarihinde saat 02:35 sıralarında, sürücü … yönetiminde bulunan ve içerisinde … ile …’ın yolcu olarak bulunduğu … plakalı araç ile … ili İzmit ilçesinde tek yönlü araç trafiğine sahip 7,00 mt. ölçülen genişlikte ve iki şeritli … caddesinde sol şeridi takiben seyretmekteyken, … Bankası hizasında … isimli mağaza önlerine geldiğinde burada yol kenarında önlemsiz olarak park etmiş vaziyette bulunan ve çalışma yapmakta olan sürücü … yönetimindeki … plakalı (platformlu vinç) kamyon aracın sol arka kısım ve destek pistonu kısımlarına çarptığı, bu esnada piston ayağının … plakalı aracın ön sağ tarafındaki ünitelerine geçmesi sonucunda her iki araçta maddi hasarlarla ve yaralanmalarla neticelenen trafik kazası meydana geldiği, …’un alkolmetre ile yapıldığı bildirilen kontrolde 1,33 promil değerinde alkollü olduğu, kaza tespit tutanağı, alkol raporu, alınan ifadeler ile tanık beyanları kapsamında sürücü …’un … ilinde … caddesi üzerinde seyri esnasında, süratini KTK 52/a,b uyarınca aracının teknik özelliklerine, yol, hava ve trafik durumuna göre ayarlaması, dikkatli ve tedbirli sürmesi, yolun sağ tarafında park etmiş vaziyette durmakta olan vinç makinesini görüp fark etmesi ve fren yaparak yavaşlama ve durma önlemi alması gerekirken ve de mümkünden almış olduğu tespit edilen 1,33 promil değerindeki alkolün etkisi ile yol kenarında durmakta olan vinç aracını geç fark etmesi ile direksiyon hakimiyetini kaybederek sağ tarafa doğru yönelerek, aracının ön kısımları ile yolun sağ tarafında park etmiş vaziyette durmakta olan vinç aracına çarpmış olmasında birinci derecede ve %75 oranında kusurlu olduğu, … plakalı vinç aracının operatörü …’in vinç aracını reklam panosu asma çalışması yapmak üzere yol kenarında park ettiği durumda, yol üzerinde seyreden araçları uyarmak amacı ile vinç arka ve ön kısmına gerekli ışıklı işaret levhaları koyması, yolda işaretçi elemanları görevlendirmesi gerekirken, kaza tutanağındaki tespitten anlaşıldığı üzere bu önlemleri almamış olması nedeniyle ikinci derecede kusurlu olduğu, olayda yaralanan yolcular … ve …’ın kusursuz oldukları, Adli Tıp Kurumu … İhtisas Kurulu’nun raporundaki tespitlere, davacı yanca sunulan maaş bordrolarına nazaran davacının kazancının asgari ücretin 2,54 katı olduğu anlaşılmakla bu tutar üzerinden yapılan hesaplamaya ve kazaya sebebiyet veren araçların kusur durumları ile sigorta şirketleri tarafından yapılan kısmi ödemelerin güncellenerek tenzili sonucuna göre davalılardan … ve … A.Ş’nin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu tutarın 61.608,91 TL olduğu, davalılardan … ve …’nın sorumlu olduğu tutarın 226.700,24 TL olduğu, bu tutardan teminat kapsamında kalan 184.814,90 TL’lık kısımdan … ve …’un müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, teminat kapsamını aşan 41.885,34 TL zarardan …’un sorumlu olduğu tespitlerinde bulunulmuştur.
Rapora itirazlar kapsamında davalı sigorta şirketlerinden davacı adına yapılan kısmi ödemelere ilişkin dekont ve eki belgeler celbedilerek ek bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti ek raporunda; kusur yönünden kök raporun aynen korunmakla beraber itiraza konu hususların değerlendirilmesinin teknik, fizikî ve fiîlî olarak mümkün olmadığı, hukuki olarak müterafik kusur indirimin mahkemenin takdirinde olduğu, tazminat yönünden yapılan itirazlar incelendiğinde, davalının ücret yönünden itirazları değerlendirilerek asgari ücret esas alınarak hesaplama yapılacağı, davalının yapılan ödeme yönünden itirazları değerlendirilerek yapılan ödeme güncellenerek zarardan tenzil edileceği, davalının aktif-pasif ayrımı yönünden itirazlarının yerinde olmadığı kanaati ile kök rapora aynen iştirak edildiği, davalı sigorta şirketleri tarafından yapılan ödemenin güncellenerek zarardan tenzil edildiği, davacının … şirketi ile davalı … yönünden talep edebileceği iş göremezlik zararının bulunmadığı, … ve … yönünden davacının hesaplanan iş göremezlik zararından yapılan ödemenin de güncellenerek tenzili sonrası davacının talep edebileceği bakiye iş göremezlik zararının 73.841,80 TL olduğu tespitlerinde bulunulmuştur.
Davacı vekilince 03/12/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile bilirkişi raporunda tespit edilen 73.841,80 TL maddi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan … ve … A.Ş’den tahsili talep edilmiştir.
Yargılama devam ederken davacı vekili 30/09/2020 tarihli dilekçesi ile davalı … ile yapılan 12/08/2015 tarihli sulh protokolü kapsamında bu davalı yönünden davanın konusuz kaldığı, ıslah talebine konu maddi tazminat tutarının da davalı … tarafından ödendiği, … ve sigortacısı …’dan maddi tazminata ilişkin tazminat, faiz, masraf ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığı, maddi tazminatın tümüyle dava neticelenmeden ödenmiş olması sebebiyle konusuz kaldığı beyan edilmiş, manevi tazminat talebi bakımından karar verilmesi talep edilmiştir.
Maddi tazminat talepleri bakımından tarafların beyanları ile dosyaya sunulan sulh protokolleri kapsamında uyuşmazlığın sulh yoluyla sonuçlandırıldığının anlaşılması, davanın tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği bir uyuşmazlığa ilişkin olması ve davacı vekilinin vekaletnamesinde açıkça sulh yetkisinin bulunması nedeniyle maddi tazminat talepleri bakımından tüm taraflar yönünden davanın konusunun kalmadığına kanaat getirilmiş, oluşan duruma göre HMK 313-315. maddeleri kapsamında konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. Öte yandan sulh olunan taraflar yönünden karşılıklı olarak vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmaması, protokol dışı olan davalıların ise müşterek ve müteselsil sorumlu oldukları diğer davalılar tarafından yapılan ödemelerle borçtan kurtulması sebebiyle maddi tazminat talepleri bakımından tüm taraflar yönüyle lehe veyahut aleyhe vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemiştir.
Davalı … ve … vekilleri tarafından cevap dilekçelerinde zamanaşımı def’inde bulunulmuşsa da davacının yaralandığı dosya kapsamı itibariyle sabit olmakla bu yöndeki manevi tazminat talebi bakımından TBK 72 ve KTK 109/2 maddeleri kapsamında ceza zamanaşımının uygulanması gerektiğinden, kaza ve dava tarihine nazaran da ceza zamanaşımı henüz dolmadığından davalıların zamanaşımı def’ileri yerinde görülmemiş, manevi tazminat talebinin esastan değerlendirilmesi gerekmiştir.
Manevi zarar, kavram olarak hukuka aykırı bir fiil sonucu kişinin şahıs varlığında (kişisel değerlerinde) uğradığı kayıpları ifade eder. Başka bir deyişle manevi zarar, kişinin duygusal dengesini bozan, yaşama sevincini ve keyfini azaltan, panik, korku, dehşet, yas, öfke, iğrenme, elem, küçük düşme, utanç duyma, moralsizlik, tedirginlik, ümitsizlik, yalnızlık hissi, aşağılık hissi, hayal kırıklığı gibi olumsuz duygusal sarsıntılar ve fiziksel acılardır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi gereğince hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir. Duyulan üzüntünün, çekilen elem ve ızdırabın parasal bir değer ile ifade edilmesi mümkün olmadığı için manevi zararın bir miktar para ile giderilebileceğini söylemek de mümkün değildir. Ancak haksız fiilden doğan bedeni ve ruhi ızdıraplar için bir miktar tazminata hükmedilmesi en azından bu ızdırapların hafifletilmesine yardım edebilir. (TUZTAŞ, Hüseyin, Trafik Kazalarından Doğan Cismani Zararlar ve Tazminat Davaları, http://www.sevgipinari.org, s.8) Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünde tutularak, 6098 sayılı B.K.’nun 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, T.M.K’nın 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hâkimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 27/12/2016 tarih, 2014/13109 Esas, 2016/11967 Karar sayılı Kararı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 27/12/2016 tarih, 2016/4703 Esas,2016/6597 Karar sayılı Kararı) Tüm bu açıklamalar ışığında manevi tazminat talebi bakımından somut olayı değerlendirdiğimizde, mahkememizce görülüp karara bağlanan davada, 1984 doğumlu davacı …’in 21/10/2012 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle E cetveline göre %17,2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılması, iyileşme süresinin 12 aya kadar uzayabileceğinin tespit edilmiş olması, kazanın oluşumunda davacının kusuru bulunmamakla birlikte davalı …’un birinci derecede ve %75, diğer davalı …’in ise ikinci derecede ve %25 oranında kusurlu olması ve kaza nedeniyle davacı …’in ağır bedensel zarara maruz kalmasına nazaran TBK 56. maddesi kapsamında manevi tazminata ilişkin tüm istem koşullarının somut olayda gerçekleştiği, dava dilekçesinde manevi tazminat talep edilirken müştereken ve müteselsilen talepte bulunulmamakla ve hangi davalıdan ne miktarda tazminat talep edildiği açıkça bildirilmemekle davalılardan eşit miktarda ve 50.000,00’er TL manevi tazminat talep edildiği, davacı …’in maluliyet oranı, iyileşme süresi, yaşı, tarafların kusur ile sosyal ve ekonomik durumları, davacının kaza ve tedavi sürecinde uğradığı manevi çöküntü ile tüm dosya kapsamı ile hak ve nesafet kuralları çerçevesinde ve davacının davalı …’un alkollü olduğunu bildiği halde aracına binmesi hususu da dikkate alınarak, manevi tazminat talebinin takdiren 56.000,00 TL yönüyle kısmen yerinde olduğu, talep şekline nazaran da davalıların kusurları oranında manevi tazminattan sorumlu olduğu sonuç ve vicdani kanaatine varılmış, oluşan duruma göre tüm talepler bakımından aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Maddi tazminat talebi bakımından konusuz kalan davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Manevi tazminat talebi bakımından davanın KISMEN KABULÜ ile, 56.000,00 TL manevi tazminatın (davalı …’un %75 kusuruna isabet eden 42.000,00 TL’ndan, davalı …’in %25 kusuruna isabet eden 14.000,00 TL’ndan sorumlu olması kaydıyla) kaza tarihi olan 21/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte adı geçen davalılardan belirtilen miktarlarda alınarak davacıya VERİLMESİNE, bu yöndeki fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken maddi tazminat davası bakımından 54,40 TL ve manevi tazminat davası bakımından 3.825,36-TL olmak üzere toplam 3.879,76 TL nispi karar ve ilam harcından peşin ve ıslah harcı olarak alınan 2.968,79-TL’nin mahsubu ile bakiye 910,97‬-TL harcın 683,22 TL’nın davalı …’tan, 227,75 TL’nın davalı …’den tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacı tarafından peşin ve ıslah harcı olarak yatırılan 2.968,79-TL’dan, maddi tazminat davası bakımından alınması gereken 54,40 TL’nın mahsubu ile bakiye 2.914,39 TL harç parasının 2.185,79 TL’nın davalı …’tan, 728,60 TL’nın davalı …’den alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Maddi tazminat davası yönünden bir kısım taraflarca karşılıklı olarak vekalet ücreti ve yargılama gideri talebinde bulunulmadığından ve yargılama devam ederken yapılan ödemeyle dava diğer taraflar yönüyle de konusuz kaldığından maddi tazminat davası bakımından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, yapılan yargılama masraflarının yapan taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Manevi tazminat davası bakımından davacı yanca yapılan 38,30-TL ilk masraf, 600,00 TL kusur bilirkişine ödenen ücret, 614,50 TL ATK rapor masrafı, 61,00-TL talimat ve tanık masrafı, 364,10 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 1.677,90-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplan 1.409,44-TL’nın davalılar … ve …’den müteselsilen (davalı …’in bu miktarın 469,81-TL’ndan sorumlu olması kaydıyla) alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davalı … tarafından yapılan 100,00-TL yargılama giderinin aleyhine açılan manevi tazminat davasının kabul ve red oranına göre 16,00-TL’nın davacıdan tahsili ile adı geçen davalıya VERİLMESİNE, arta kalan kısmın üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Davalı … aleyhine açılan manevi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davanın kabul edilen miktarı yönünden hesap ve takdir edilen 6.260,00 TL vekalet ücretinin davalı …’tan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
8-Davalı … aleyhine açılan manevi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davanın reddolunan miktarı yönünden hesap ve takdir edilen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a ÖDENMESİNE,
9-Davalı … aleyhine açılan manevi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davanın kabul edilen miktarı yönünden hesap ve takdir edilen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
10-Davalı … aleyhine açılan manevi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 10/2. maddesi de dikkate alınarak davanın reddolunan miktarı yönünden hesap ve takdir edilen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’e ÖDENMESİNE,
11-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından sarfedilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
12-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; Davacı vekili, davalılar … ve … vekili yüzüne karşı, diğer taraf yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
21/10/2020

Katip …
e-imzalıdır .

Hakim …
e-imzalıdır .