Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1032 Esas
KARAR NO : 2023/115
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/11/2017
KARAR TARİHİ : 14/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile müvekkil şirket aleyhine icra takibi yapıldığını, takibe konu senet nedeniyle müvekkilinin alacaklıya bir borcu bulunmadığını, takibe konu senet nedeniyle İstanbul … İcra hukuk mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile dava açıldığını ancak dava 5 günlük şikayet süresinde açılmadığından süre yönünden reddine karar verildiğini, takibe konu 150.000,00 TL bedelli senedin sahte olduğunu senetteki imzaların ve yazıların müvekkiline ait olmadığını, takibe konu senetteki kaşede müvekkil şirkete ait kaşe olmadığını, şirketin kaşesi ile kullanılan kaşenin farklı olduğunu, davalı alacaklı kötü niyet tazminatından kurtulmak maksadı ile diğer borçlu firma …Ltd. ŞTİ’ yi lehtar olarak gösterdiğini, zira ticaret sicil kayıtları incelendiğinde diğer borçlu … Ltd. Şti adlı firma ile dava ve takip dışı …Ltd. Şti adlı firmanın aynı adreste olduğunu, …Ltd. Şti yetkilisinin… olduğunu, davalı alacaklı şirket yetkilisi …ile kardeş olduklarını ve senedi birlikte tanzim ettiklerini, yargılama sonunda iddialarının doğruluğunun ortaya çıkacağını beyanla, takibin durdurulmasına, icra veznesine yatacak paranın alacaklıya ödenmemesine dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini, takibe konu senet nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine, takibin iptaline, davalının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar ver,ilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Senedi keşide eden şahsın çek keşide etmeye yetkili olmasına rağmen ileride kötü niyetli imza itirazında bulunabilmek amacıyla kendi imzasından farklı bir imza atmış olabileceğini, veya TBK 547,548,551 maddeleri uyarınca şirket adına kambiyo taahhüdünde bulunmaya yetkili fakat ticaret siciline kayıtlı olmayan ticari mümessil ve ticari vekiller senet üzerindeki imzanın sahibi olabileceğini, bu hususların ancak yetkili şahısların araştırılması ve tespiti halinde imza örneklerinin bilirkişi marifeti ile incelenmesi neticesinde netlik kazanacağını, bununda imza incelemesi ile sonuçlanacağını, müvekkilinin senet üzerindeki imzanın davacının eli ürünü olup olmadığını bilmesinin mümkün olmadığını, dava ve takip dışı … Armatür .. Şirketinin scil adresi her ne kadar aynı adres ise de bu adres değişikliğinin 31/07/2017 tarihli ortaklar kurulu kararı ile… armatür … Şti deki müdürlük görevinden istifa ettiğini bu kararın 27/02/2017 tarihli ticaret sicil gazetesinde yayımlandığını bu nedenle davacının akrabalık bağına ilişkin iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunarak haksız davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi ve ekleri, İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası, İstanbul … İcra hukuk mahkemesinin … esas sayılı dosyasının uyap sureti ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davalı tarafından 08/06/2017 tarihinde davacı aleyhine 150.000,00 TL alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığı, dayanak belgenin davacı tarafından davalı lehine düzenlenmiş 28/02/2017 vade, 08/11/2016 tanzim tarih ve 150.000,00 bedelli bono olduğu olduğu görülmüştür.
Dava ve takip konusu bononun incelenmesinde, keşide tarihinin 08.11.2016, vade tarihinin 28.02.2017, bedelinin 150.000,00 TL, keşidecisinin dosyamız davacısı şirket, lehtarın… Tic Ltd. Şti., bononun arkasındaki ilk cironun… Ltd. Şti. Tarafından yapıldığı, sonrasında davalı şirketin cirosunun bulunduğu, ciro silsilesinde bir kopukluk olmadığı anlaşılmıştır.
Dava, dava ve takip konusu bono nedeniyle menfi tespit ve takibin iptali istemlerine ilişkindir.
Davalı vekilince, dava ve takip konusu bonodaki keşideci davacıya ait imzanın davacı şirket yetkililerine ait olmadığı ileri sürülmüş olup, davalı tarafçada bu iddia kabul edilmeyerek davanın reddi talep edildiğinden, bu kapsamda uzman bilirkişiden rapor alınması gerekli görülmüştür.
Mahkememizin 11/10/2022 tarihli celsesinin 2 nolu ara kararı ile ” Uyumazlık teknik çözüm gerektirdiğinden dosyanın grafoloji uzmanı bilirkişi …’ya tevdi ile dava ve takip konusu senetteki davacı şirket adına atılan imzaların davacı şirket yetkililerine ait olup olmadıklarının tespitinin istenilmesine,
Bilirkişi için 1.200,00’er TL ücret takdirine, bilirkişi ücretinin davacı tarafça 2 haftalık kesin süre içerisinde karşılanmasına, aksi takdirde bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacaklarının ihtarına (ihtarat yapıldı),” şeklinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, belirlenen bilirkişi ücretinin 2 haftalık kesin süre içerisinde davacı tarafça yatırılmasının, aksi halede bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacaklarının hazır olan davacı vekiline ihtar edildiği, davacı tarafça bilirkişi ücretinin verilen kesin sürede yatırılmamış olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu edilen bir hakkın ve buna karşı yapılan savunmanın dayandığı vakıaların (olguların) var olup olmadıkları hakkında mahkemeye kanaat verilmesi işlemine ispat denir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 187/1. maddesi;“İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümüne etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Vakıa (olgu) ise, 03.03.2017 tarihli ve 2015/2 E., 2017/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında; kendisine hukukî sonuç bağlanmış olaylar şeklinde tanımlanmıştır. İspatı gereken olaylar, olumlu vakıalar olabileceği gibi olumsuz vakıalar da olabilir.
Diğer taraftan hâkim, taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan vakıaların gerçekleşip gerçekleşmediğini, kural olarak kendiliğinden araştıramaz. Bir olayın gerçekleşip gerçekleşmediğini taraflar ispat etmelidir. Bir davada ispat yükünün hangi tarafa ait olacağı hususu ise HMK’nın “İspat yükü” başlıklı 190. maddesinde yer almakta olup; “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” şeklinde hüküm altına alınmıştır.
Yukarıda belirtilen maddenin birinci fıkrasında, ispat yükünün belirlenmesine ilişkin temel kural vurgulanmıştır. Buna göre, bir vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran taraf ispat yükünü üzerinde taşıyacaktır. İkinci fıkrada ise, karinelerin varlığı hâlinde ispat yükünün nasıl belirleneceği düzenlenmiştir
Bu hüküm, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) “İspat yükü” başlıklı 6. maddesinde yer alan: “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” ifadesine paralel olarak düzenlenmiştir.
Bilindiği üzere kambiyo senedi ( bono ) sebepten mücerret olup, bono nedeni ile borçlu olmadığının ispatı ancak yazılı delille mümkündür. Dava ve takip konusu bonoda ciro silsilesinin düzgün olduğu, davacının keşideci, davalının son hamil olduğu, bononun kayıtsız şartsız borç ikrarına havi olduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafça, dava ve takip konusu bonodaki imza ve yazılara itiraz edilerek, dava ve takip konusu bono nedeniyle menfi tespit ve takibin iptali istemlerinde bulunulmuş, olup TMK’nın 6. ve HMK’nın 190. maddelerine göre davada ispat yükümlülüğü davacı taraftadır. Davacı tarafın iddiasının ispatı bakımından mahkememiz dosyası kapsamında bilirkişi raporu temin edilmesi elzemdir. Mahkememizce seçilen bilirkişi delil avansının yatırılması hususunda davacı tarafa kesin süre tanınmış ve verilen süreden çok daha uzun bir süre geçmiş ise de, davacı tarafça sürelere ve ara karar gereklerine uyulmamış bilirkişi delil avansı yatırılmamıştır. Bu nedenlerle TMK’nın 6. ve HMK’nın 190. maddelerine göre davacı tarafça davanın ispatlanamadığı sonuç ve vicdani kanaatine varılarak davacı tarafça açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı tarafça, icra inkar tazminatı talebinde bulunulmuş ise de, uygulanan bir tedbir kararı bulunmadığından, davalı tarafın icra inkar tazminatı talebinin de reddine karar verilerek bu kapsamda aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacı tarafça açılan davanın REDDİNE,
2-Davalının icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE
3-Alınması gereken 179,90 TL nispi karar ve ilam harcının peşin olarak alınan toplam, 2.561,63 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.381,73 TL harcın davalıdan alınıp, Hazineye GELİR YAZILMASINA,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin göre taktir olunan 23.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp, davalıya VERİLMESİNE,
6-HMK 333. maddesi gereğince; taraflarca yatırılan gider avansı ile varsa delil avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
7-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/02/2023
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır