Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1010 E. 2021/225 K. 24.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/1010 Esas
KARAR NO:2021/225

DAVA:MENFİ TESPİT (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:17/11/2017
KARAR TARİHİ:24/03/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili; davacının … A.Ş. nin yetkilisi olduğunu, şirket ile davalı arasında … Cd.No:…/ …/ … adresinde mukim … markalı işletmenin yapılan anlaşma uyarınca 75.000,00-TL karşılığında davalı tarafa devredilmesi hususunda karar alındığını, söz konusu işletme devir sözleşmesinin 29.04.2016 tarihinde 75,000,00-TL bedelli olarak noter huzurunda akdedildiğini, anlaşma uyarınca davalı tarafından işletme devir sözleşmesinin imzalandığı tarihte … A.Ş. hesabına 75.000,00-TL ödeme yapıldığını, söz konusu ödeme sonucunda, taraflar arasında anlaşılan işletme devir bedelinin tam ödendiğini, davalı tarafça devir bedeli tam olarak ödenmiş olmasına rağmen şirket yetkilisi davacı … aleyhine “işletme devir için fazla ödenen bedel” açıklaması ile icra takibi başlatıldığını, fazla ödendiği iddia edilen bedelin 29.04.2016 tarihli işletme devir sözleşmesi ile ilgisinin bulunmadığını, söz konusu bedelin taraflar arası şahsi borç ilişkisinden kaynaklandığını, bu borç ilişkisi nedeni ile davalı tarafından davacıya 125.000,00-TL ödendiğini, davalı tarafın ticari ilişkisinin başlangıcından itibaren planlı ve kötü niyetli olduğunu, işletme devir sözleşmesinin imzalandığı tarihte anlaşılan 75.000,00-TL’lik bedelin davalı şirkete ödendiğini, ancak davalının anlaşılan bedeli tam olarak ödemiş olmasına rağmen işletme devir için ödenen fazla bedel açıklamasına sahip ve şahsi borç ilişkisinden kaynaklanmakta olan 125.000,00-TL asıl alacağın tahsili amacıyla şirketin yetkilisi davacı … aleyhine icra takibi başlattığını, davalının amacının işletmeyi bedelsiz almak olduğunu, davalı aleyhine ödenmeyen bir kısım bedellerin tahsili için icra takibi başlatıldığını, ancak davalının ödenen devir bedelini hileli bir şekilde geri almak için haksız takip yaptığını, devraldığı yere ait kira bedellerini ödemediği için dükkana ait ruhsatı alamadığını, sahte kira kontratı ile Belediye Ruhsat İşlerine başvurduğunu, sahte kira kontratı ile ruhsat aldığını, bunun belediyece fark edildiğini ve davalı hakkında cezai işlem için suç duyurusunda bulunulduğunu, davalı tarafın devir işleminin 29.04.2016 tarihinde gerçekleştirildiğini, şirket yetkili davacı aleyhine icra takibinin yaklaşık 8 ay sonra 13.12.2016 tarihinde başlatıldığını, 8 ayın 125.000,00-TL gibi yüksek bir bedelin fazla ödendiğinin fark edilmesi için makul bir süre olmadığını, devir işleminden 8 ay sonra takip başlatılmasının kötü niyetli olduğunu, davalının davacı aleyhine icra takibi başlatmasının amacının davacının sahibi olduğu taşınmazlara icra kanalı ile satışını sağlayıp değerinden düşük bedelle sahip olmak olduğunu beyanla, …. İcra MüdürlüğÜ’nün … esas sayılı takip dosyası nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitini, davalının %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili; davalı ile davacının eski ortağı ve yetkilisi olduğu … A.Ş. arasında 29.04.2016 tarihli işletme devir sözleşmesi imzalandığını, davalının sözleşme ile … Mah. … Cad. No:…/… …/ … adresindeki işletmeyi devir aldığını, devir sözleşmesi uyarınca 75.000,00-TL bedel karşılığında işletme hakkı ve içinde bulunan demirbaşların davalı …’ e devredildiğini, işletmenin yer aldığı taşınmazın da 6.000,00-TL bedel ile davalıya alt kiraya verildiğini, davacının dava dilekçesinde belirttiği gibi, devir sözleşmesi uyarınca ödenmesi gereken 75.000,00-TL devir bedelinin davalının abisi … tarafından 29.04.2016 tarihinde şirketin banka hesabına ödendiğini, … tarafından davacıya yapılan ilk ödemenin ise 25.04.2016 tarihinde davalı adına … Kapora açıklamasıyla yapıldığını, davacı … Bayramın yapılan ikinci ödemenin de 29.04.2016 tarihinde işletme devir sözleşmesinin imzalandığı gün yapıldığını, ödemelerin şahsi borç ilişkisinden olarak yapıldığı iddiasının asılsız olduğunu, yapılan ödemelerin … hesabına işletme devir sözleşmesi kapsamında geri alınmak üzere yapılan fazladan ödemeler olduğunu, davalının davacıya şahsi borcunun olmadığını, davalı tarafından kullanılan işletmenin taşınmaz maliki tarafından davalıya 31.08.2016 tarihinde taşınmazın boşaltılması için ihtar çekildiğini, davalının tahliye edilmesi için dava açıldığını, davalının ruhsat alabilmek için … Belediyesi Ruhsat Müdürlüğüne başvuru yaptığında taşınmaz malikinin 26.08.2016 tarihinde Ruhsat Müdürlüğüne başvuru yaparak, taşımazın kira sözleşmesinin ve taşınmaza ait alt kiracı muvafakati olmadığına dair dilekçe verdiğinin görüldüğünü, davalının uzun süre ruhsat alamadığını, davacının davalıyı şikayet ettiğini, davacının usulsüz ve gerçeğe aykırı beyanlarla devrettiği işletmenin yeni sahiplerini şikayet etmesinin kötü niyetli bir davranış olduğunu, davalının işyeri kiralarını taşınmazın maliki …’ a ödediğini, …’ a yapılmasının nedeninin dava dışı şirketin taşınmazı kiralama yetkisinin olmaması olduğunu, davacı aleyhine başlatılan icra takibinin kesinleştiğini, borçlu vekilinin 17.05.017 tarihinde icra dosyasına vekaletname sunduğunu, borca itiraz ettiğini, huzurdaki menfi tespit davasının ise 6 ay sonra açıldığını, davanın samimi olmadığını beyanla davanın reddini, davacının kötü niyetli olması nedeni ile davacı aleyhine %20 oranında tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava; İİK’nun 72/3. maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası olup, davacı yanca …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti talep edilmiştir.
Davacı yanca dava dilekçesi ekinde, dava dışı … A.Ş ile … arasında akdolunan 29/04/2016 tarihli işletme devir sözleşmesi, …. Noterliği’nin 29/04/2016 tarih ve … yevmiye numaralı işletmenin devri sözleşmesi ile … tarafından davacıya ve dava dışı … A.Ş’ne yapılan havalelere ilişkin dekont örnekleri ile aşamalarda dava dışı şirket tarafından davacıya verilen … Noterliğİ’nin 28/04/2016 tarihli ve … yevmiye numaralı vekaletname ibraz edilmiştir.
Davalı yanca da cevap dilekçesi ekinde, işletme sözleşmesi, sicil gazetesi örnekleri, Halil yamak tarafından çekilen ihtarname ve belediyeye yapılan başvuru örneği ile kira ödemesine ilişkin dekont örnekleri ibraz edilmiştir.
Dava konusu kapsamında …. İcra MüdürlüğÜ’nün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde, davalı alacaklı … tarafından davacı borçlu … aleyhine 125.000,00 TL alacağın tahsili talebiyle ilamsız icra takibi başlattığı, takibin kesinleştiği görülmüştür.
Tarafların dilekçelerinde bildirdiği … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … sayılı kıymet takdirine itiraz dosyası, … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası, …. İcra Müdürlüğü’nün …ve … Esas, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyalarının Uyap kayıtları ile Sarıyer Belediye Başkanlığı Ruhsat ve Denetim Müdürlüğü’nün bildirilen işlemlere yönelik kayıtları celbedilerek incelenmiştir.
Taraf delilleri toplanmış, sunulan dilekçe ve belgeler ile celbolunan dosya ve kayıtlar incelenmiştir.
Dava dışı … A.Ş’nin ticari defter ve dayanak kayıtlarını da kapsar şekilde yaptırılan bilirkişi incelemesinde; dava dışı … A.Ş’nin 2016 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, dava dışı şirketin 2016 yılı Yevmiye defterlerinde yapılan inceleme neticesinde, davalı ile olan cari hesap hareketlerini ticari defterlerine usulüne uygun olarak kaydetmiş olduğu, dava dışı şirketin ticari defter kayıtlarında davalı ile cari hesabına ait bakiye alacağının olmadığı, dava dışı şirketin ticari defter kayıtlarında 29.04.2017 tarihinde … ( davalının abisi ) tarafından … Bankası aracılığıyla şirket hesabına 74.975,00 TL ödemeye ait muhasebe kaydının bulunduğu, takdiri mahkemeye ait olmakla davalı tarafından davacının hesabına 25.04.2016 tarihinde … Grubuna Kaparo açıklaması ile 25.000,00 TL ve 29.04.2016 tarihinde 99.975,00 TL olan ödemelere ait dekontların görüldüğü, söz konusu ödemelerin 29.04.2016 tarihindeki işletme devir sözleşmesinden kaynaklı olarak ticari ilişkinin başladığı tarihte olduğu, ancak dava dışı şirketin ticari defterlerinde bu hususlarla ilgili muhasebe kayıtlarının olmadığı tespitlerinde bulunulmuştur. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraf vekillerince rapora karşı beyan ve itirazlarını içerir dilekçeler sunulmuştur.
Davacı tanığı … 26/11/2019 tarihli celsede; ” Ben … yanında 2014-2019 yılları arasında idari koordinatör olarak çalıştım, bu sene Haziran ayında işten ayrıldım, bu sebeple uyuşmazlık hakkında bilgim vardır, … …ın yanında aşçı olarak çalışmıştı bu yüzden aralarında muhabbet vardı, adı geçen şahıs yeğenleri olarak …, … ile tanıştırdı, … hanımla … arasında uzun süreli muhattaplık olduğu için bir samimiyet vardı ve yeğenlerinede güvenmiş olmalı ki … 125.000,00 TL borç para vermiş olduğunu duydum, … Hanım maddi olarak zorda kaldığında bu borcu istedi, adı geçen şahıslar tarafından işletmenin devriyle beraber bu borcu ödeyeceklerini söylemeleriyle birlikte … … Şubesinin devri yapıldı, bildiğim kadarıyla işletme 75.000,00 TL karşılığında satıldı ve aynı günde 125.000,00 TL borç para da … Hanıma ödendi” şeklinde, davacı vekilinin sorusu üzerine; “Kira bedelinin ödenmesi konusunda … Beyle karalaştırma yapılmıştı ancak … Bey ödemelerini yapmadı, … Hanım bu kira bedellerinin ödenmemesi yönüyle zorda kaldı ve arada geçen süreçte diğer tarafın takip açmış olduğunu da bu şekilde öğrendi diye biliyorum”, davalı vekilinin sorusu üzerine; “Borç para verilmesi hususunu ben … Hanımdan duydum, bizzat elden para verdiğini görmedim, ancak elden verdiği husunu biliyorum, bana gösterilen makbuz benim huzurumda düzenlenmemiştir, işletmenin devri sürecinde … birkaç kez işletmeye gelerek … Hanımla görüştüler, … Hanım bana … Beyle anlıştık kaporasını aldık işletmeyi devredeceğiz, devredilen işletmenin bulunduğu dükkanın mülkiyetinin kime ait olduğunu üzerinden çok zaman geçtiği için hatırlamıyorum” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı ile yakın akrabalığı nedeniyle çekinme hakkı hatırlatılmasına rağmen tanık olarak beyanda bulunmak isteyen davalı tanığı … 26/11/2019 tarihli celsede; “Davalı benim kardeşimdir, davaya konu uyuşmazlığın temelini oluşturan işletme devrine bizzat şahit oldum, kardeşim ile … Hanım … devri konusunda anlaştılar, bu konuda ilk başta 25.000,00 TL’lik bir kapora verildi, işletmenin noter kanalıyla devir gününde bizzat benim hesabımdan taraflar arasında yapılan kararlaşırmaya istinaden 75.000,00 TL şirket hesabına 100.000,00 TL … Hanımın şahsi hesabına bizzat benim hesabından gönderildi, işletmenin devir bedeli olarak taraflar 200.000,00 TL üzerinde anlaştılar, 100.000,00 TL’li bedel vergisel yönüyle sıkıntı yaşanmaması için … Hanımın talebi üzerine şahsi hesabına gönderildi, işletme devri yapılırken … Hanımın alt kira yetkisi olduğunu söylemişti, biz bunun üzerine belediyeden ruhsat talebinde bulunduk, belediye mal sahibi ile … Hanım arasındaki sözleşmede bu yönde bir yetki bulunmadığı, mal sahibinin muvafakatının gerektiğini bildirerek ruhsat talebimizi geri çevirdi, bizde bunun üzerine … Hanım ve mal sahibi ile biraraya gelerek konuştuk, mal sahibi … Hanımı da devir alan olarak … Beyi de burda görmek istemediğini, tahliye etmemiz gerektiğini söyledi, uzlaşma sağlanamadı ve tahliye davası açıldı, bunun üzerine … Hanımın devir aşamasındaki eğer ki mal sahibiyle bir sorun yaşanacak olur ise ödenen 200.000,00 TL bedeli geri iade edeceği şeklindeki beyanına istinaden sorunu çözmesi için talepte bulunduk, ancak … Hanım bize bu konuda yardımcı olmadı ve bedelide iade etmeyeceğini söyledi, belediye tarafından da işletme mühürlendi, taraflar bundan sonra muhatap alarak görüşemediler, bunun üzerine de … Hanıma icra takibi yapıldığını biliyorum” şeklinde, davacı vekilinin sorusu üzerine; “Davalı tarafça … Hanımla imzalanan kira sözleşmesi dışında herhangi bir sözleşme sunulmamıştır, belediyede mal sahibiyle aramızda herhangi bir sözleşme olmadığı için ruhsat talebimizi geri çevirmiştir”, davalı vekilinin sorusu üzerine; “Taraflar arasındaki işletme devir sözleşmesinde … Hanım üstlendiği yükümlülükleri yerine getirmedi yaşanılan problemlerde rağmen sözleşme konusu bedelde iade edilmedi” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı … 12/02/2020 tarihli celsede; ” Benim … İş Merkezinde… adı altında Restoranım vardı, hatırladığım kadarıyla 2016 yılında …’in amcacı olan … yanıma geldi, bana … ile görüşeceğini söyledi, bundan hemen sonra bana … Hanımın benimle görüşmek istediğini söyledi bende yanına çıktım, … işletmesi olduğunu söyledi, bende bahse konu işyeriyle kendi işyerimi takas edebileceğimi söyledim, … Hanım bana nakit paraya ihtiyacı olduğunu, takası kabul edemeyeceğini söyledi, bende ne kadara devredeceğini sordum, 250.000,00 TL civarında bir bedelle devredebileceğini söyledi, ben nakit almayı kabul etmedim, yaklaşık 1 hafta sonra … yeğenleriyle birlikte tekrardan geldi, … Hanımın yanına çıktılar, … işletmeyi devraldıklarını söylediler, ancak peşinat ödemesi için 25.000,00 TL kararlaştırıldığı, 5.000,00 TL’nin eksik olduğunu söylediler, bende 5.000,00 TL’yi onlara verdim, bana söyledikleri kadarıyla işletmeyi 200.000,00 TL’ye devralmışlar, ben de bedeli şirket hesabına ödenmesi gerektiğini söyledim, onlar … Hanımın şahsi hesabına göndereceklerini söylediler, yaklaşık 3-4 ay kadar işletmeyi …’in Yeğenleri işletti, devirden 3-4 ay sonra hayırlı olsuna gittim, bana mülk sahibiyle problem yaşadıklarını söylediler, anlattıkları kadarıyla mülk sahibi işletmeyi kendilerine kiraya vermediklerini, kendilerini tanımadıklarını ve işletmeyi boşaltması gerektiğini söylemiş, sonradan yaşananlara ilişkin görgüye dayalı bir bilgim bulunmamaktadır” şeklinde, davalı vekilinin sorusu üzerine; “Ödenen 200.000,00 TL işletmenin devrine ilişkindir, … Hanım ve … Bey arasında başkaca bir borç ilişkisinin bulunduğunu ben bilmiyorum”, davacı vekilinin sorusu üzerine; “200.00,00 TL karşılığında işletme devrinin yapılacağına dair görgüye dayalı bir bilgim yoktur, bunun … Hanımdan da duymadım, … ve Yeğenleri 200.000,00 TL karşılığında işletmeyi devraldığını söylediler, bu bilgim duyuma dayalıdır” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine başlatılan …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası kapsamında açılan menfi tespit davasında davacı borçlu tarafından icra takibine konu alacakların şahsi borç ilişkisinden kaynaklandığı ve geri istenemeyeceği iddiasında bulunulmuş, davalı alacaklı tarafından ise takip dosyasına konu alacağın dayanağı olan ödemelerin dava dışı … A.Ş ile akdolunan işletme devir sözleşmesi kapsamında geri alınmak üzere fazladan ödenen bedellerin iadesi olduğu savunulmuştur. Dosyaya mübrez sözleşmeden, dava dışı … A.Ş ile davalı … arasında dava dışı şirkete ait olan “…” adlı işletmenin devrine yönelik olarak …. Noterliği’nin 29/04/2016 tarihli ve … yevmiye numaralı işletmenin devri sözleşmesi imzalandığı, sözleşmede devir bedelinin 75.000,00 TL olarak belirtildiği, davacı …’ın sözleşmeyi dava dışı şirketin yetkilisi olarak şirket adına imzaladığı anlaşılmıştır. İlamsız icra takibine istinaden açılan menfi tespit davasında alacaklı olduğunu ispat külfeti davalı alacaklıda olup, öncelikle davalının alacak hakkına yönelik savunmalarının değerlendirilmesi gerekmiştir. Her ne kadar davalı yanca abisi … tarafından davacının hesabına gönderilen 25/04/2016 tarihindeki 25.000,00 TL ve 29/04/2016 tarihindeki 100.000,00 TL’nin işletme devri kapsamında geri alınmak üzere fazladan yapılan ödemeler olduğu savunulmuşsa da incelenen dekontlardan bu ödemelerin geri alınmak üzere ödenen bedeller olduğu anlaşılamadığı gibi buna ilişkin yazılı bir delil de dosyaya ibraz edilememiş, kaldı ki, davalı tanığı olarak beyanı alınan … tarafından, işletme devri noktasında tarafların 200.000,00 TL bedel üzerinde anlaştığı, vergisel yönde sıkıntı yaşanmaması noktasında devir sözleşmesinde bedelin düşük gösterildiği beyan edilmiştir. Takip/ dava konusu alacağın dayanağını oluşturan ödemeler iddia ve savunma kapsamında ihtilaflı halde bulunmakla birlikte alacak hakkını ispat külfeti davalı alacaklıda bulunduğundan ve alacak hakkının dayanağının ise … A.Ş ile akdolunan işletme devir sözleşmesi kapsamında ödenen bedelin iadesi olduğu bildirildiğinden, ancak, … A.Ş icra takibinde ve davada taraf olmadığından dava ve takip dosyası yönüyle taraf sıfatlarının irdelenmesi gerekmiştir. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 27/11/2013 günlü ve 2013/13-439 Esas, 2013/1595 Karar sayılı kararında; “Mahkemenin sıfat (husumet) yokluğunu kendiliğinden (re’sen) gözetmesi gerekir. Çünkü, sıfat yokluğu, bir def’i değil, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olan bir itirazdır. Hâkim, kendisine sunulan dava malzemesinden (davalı veya davacının bildirdikleri vakıalardan, yani dava dosyasından) bir itiraz sebebinin varlığını (sıfat yokluğunu) öğrenirse, bunu kendiliğinden (re’sen) gözetir. İşte bu nedenle, hâkim, sıfat yokluğunu kendiliğinden gözetir.” içtihadına yer vermiştir. Davalı tarafından aleyhine başlatılan icra takibine istinaden açılan menfi tespit davasında davacının ve davalının taraf sıfatı başka bir deyişle aktif ve pasif husumet ehliyeti bulunmaktaysa da taraf beyanları ve dosya kapsamındaki deliller kapsamında davalı tarafından davacı aleyhine başlatılan icra takibinde alacaklının ve borçlunun taraf sıfatına sahip olup olmadıklarının değerlendirilmesi gerekmiştir. Bu bağlamda, dava dışı … tarafından dava dışı … A.Ş ile davalı … arasında akdolunan işletme devir sözleşmesi kapsamında yapılan ödemelere ilişkin davalı adına ödemeyi yapan … tarafından bir itirazda bulunulmayıp, hatta bu hususun kabul ve teyit edilmiş olması nedeniyle davalı alacaklının takip dosyasında aktif husumet ehliyetinin bulunduğu kabul edilmiştir. Ancak işletme devir sözleşmesini dava dışı … A.Ş’nin yetkilisi olarak imzalayan ve bu nedenle şahsi olarak sözleşmeye taraf olarak kabul edilemeyecek olan davacı … hakkında, yalnızca hesabına para gönderilmesi nedenine dayanılarak, davacının şahsi sorumluluğunu gerektirecek başka bir sebebe veyahut vakıaya dayanmadan aleyhine başlatılan icra takibinde, davalı tanığı …’in beyanları da dikkate alındığında, sözleşmenin tarafı olan ve ayrı bir tüzel kişiliğe sahip dava dışı şirketin yokluğunda akdi ilişki ve bu ilişkiye istinaden ödenen bedellerin iadesi koşulları yönüyle değerlendirme yapılabilmesi ve icra takibine sıkı sıkıya bağlı olan davanın ve takibin tarafı olmayanları bağlar şekilde karar verilebilmesi olanağı da bulunmadığının, davacı borçlunun pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı, bu bağlamda davacının menfi tespit davasında haklı olduğu, öte yandan dava aleyhine sonuçlanması nedeniyle davalının icra inkar tazminatı istem koşulları ile her ne kadar başlatılan icra takibi haksız görülmüşse de davalı alacaklı tarafından hesabına para gönderilen davacı aleyhine takip başlatılması nedeniyle kötüniyetli olarak kabul edilemeyeceğinden davacının kötüniyet tazminatı istem koşullarının oluşmadığı sonucuna ve vicdani kanaatine ulaşılmış, davanın kabulüne, tarafların tazminat istemlerinin ise reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar kısa kararda delil olarak bildirilen takip dosyalarından olan “….. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı takip dosyası nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine” denilmiş ise de; dava konusu takip dosyasının …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası olduğu anlaşıldığından ve bu yöndeki maddi hatanın da her zaman düzeltilmesi mümkün olduğundan, kısa karardaki “…. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı takip dosyası” yazılan kısmın ” …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası” olarak düzeltilmesi gerekmiş, takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurma gereği hasıl olmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, icra takibinde borçlunun pasif husumet ehliyeti bulunmadığından “…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı” takip dosyası nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2-Şartları oluşmayan tazminat taleplerinin REDDİNE,
3-Alınması gereken 8.538,75-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 2.134,69-TL harcın mahsubu ile bakiye 6.404,06-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacının peşin harç olarak yatırdığı 2.134,69-TL’nın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacının yaptığı ilk masraf 50,50-TL, bilirkişi ücreti 700,00-TL, posta gideri 396,30-TL olmak üzere toplam 1.146,80-TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 15.825,00-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından sarfedilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
8-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, HMK 341 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.24/03/2021

Katip …
e-imzalıdır .

Hakim …
e-imzalıdır .