Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/996 E. 2018/1274 K. 27.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/996
KARAR NO : 2018/1274
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ: 04/10/2016
KARAR TARİHİ: 27/12/2018
Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan Şirketin İhyası davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili 04/10/2016 harç ikmal tarihli dilekçesi ile; davalı… Şirketi’nin … Ticaret Sicilinde …ticaret sicilinde kayıtlı iken 30/12/2014 tarihinde ticaret tasfiye haline girmiş ve sonunda 18/04/2014 tarihinde şirketin kapandığını, adı geçen şirketten müvekili tarafından haksız olarak ödenmiş olan 6.750,00 TL istirdatı için dava açıldığını ve bu dava sonunda davalı şirketin tasfiye haline girmiş olduğunu ve kapandığının öğrenildiğini, kapatma kararının davalı şirketin borcu olmadığı sonucu karar altına alındığını, asılnda davalı şirketin müvekkiline borcu bulunduğunu, istirdat davası devam eden İstanbul … Sulh Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı davanın 27/09/2016 günlü celseesinde verilmiş ara kararı ile davalı şirketin ihyası için ticaret mahkemesinde dava açılması hakkında taraflarına kesin süre verilmesi üzerine dava açıldığını, şirketin tasfiyesinin kaldırılması ile yeniden ihyasına karar verilmesini, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Yasal hasım olması nedeniyle Davanın yöneltildiği, …Ticaret Sicil müdürlüğü vekili 26/07/2018 havale tarihli dilekçesi ile; müvekkili sicil müdürlüğünün, davaya konu olayın cereyan ettiği dönemde yürürlükte bulunan 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu m.34 ve Ticaret Sicil Tüzüğü m.28 hükümleri çerçevesinde işlem yaptığını, vadesi gelmeyen borçlardan “ihtilaflı veya şarta bağlı” borçların notere tevdii ya da kafi bir teminat ile karşılanması gerektiğini, bu yapılmadan şirketin tasfiye süreci sonuçlandırılıp, bakiye mevcut pay sahiplerine dağıtıldığını ve şirket kaydının sicilden terkin edilmiş ise, terkin işleminin iptali ile şirket tüzel kişiliği ihya olunarak tasfiye sürecine yeniden geçilebileceğini, tasfiye memurunun iddia edilen eksik işlemlerini, müvekkili sicil müdürlüğünün tespit etmesinin mümkün olmadığını, müvekkili sicil müdürlüğü, dava açılmasına sebep olacak herhangi bir işlem yapmadığını, tasfiye sürecinde, eksik olarak yapıldığı iddia edilen işlemlerin muhatabı tasfiye memurları olduğunu, bu nedenle yasal hasım konumunda bulunan müvekkilinin yargılama masraflarından olduğunu, arz ve izah edilen nedenlerle, müvekkili yönünden açılan davanın reddine, yargılama giderleri/vekalet ücretinin diğer tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Tasfiye memuru …’ın 02.02.2010 tarihinde vefat ettiği nüfus kaydı ile saptanmış, üçüncü kişi sıfatı ile mirasçısı … vekili dosyaya ibraz ettiği beyanında özetle; müvekkilinin davada taraf olarak yer almadığını, kendisine husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkilinin taraf sıfatının bilunmadığını beyanla davanın müvekkili yönünden usulden reddine karar verilmesine talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Davada uyuşmazlığın ticaret sicilden tasfiye sonucu terkin olunan şirketin ihyası gerekip gerekmediği noktasında toplandığı, HMK 114 ve 116 maddelerde yer alan ilk itirazlar bakımından incelenecek bir itiraz bulunmadığı, kesin yetki kuralı bakımından da ihyası istenen şirketin mahkememiz yargı çevresi içerisinde kaldığı görülmüştür.
İhyası talep olunan Tasfiye Halinde …Şti’nin … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün …sicil numarasında kayıtlı bulunmaktadır. Şirketin 18/04/2006 tarihinde ve tasfiye sonucu terkin edilerek, tüzel kişiliğinin sonlandırıldığı anlaşılmaktadır. eTTK ve 6102 sayılı TTK’da yer alan bu konudaki düzenlemelere bakıldığında; eTTK 447. madde hükmü gereğince, tasfiye halinde bulunan şirketin tüm borçları ödendikten sonra, kalan mevcudu, esas sözleşmede aksine bir düzenleme mevcut değilse pay sahipleri arasında ödedikleri sermaye ve paylara bağlı imtiyaz hakları oranında dağıtılacağı öngörülmüştür. Keza terkin işlemi ve dava tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK 543.maddesinde aynı yönde benzer ( borçlar ödendikten sonra önce ödenen pay bedellerinin iadesi yönündeki yeni hükmü dışında) benzer bir düzenleme yapılmıştır.
Yine dava tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan ve eTTK’nda doğrudan bir karşılığıda bulunmayan 6102 sayılı TTK’nun 547. Maddesinde (Ek Tasfiye) başlığı ile; tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlanıdırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebiyecekleri hükmüne yer verilmiştir. Anılan 547.madde hükmünün, eski TTK döneminde karşılığı bulunmayıp, ancak eski TTK döneminde uygulama ve içtihat yoluyla gerçekleştirilen ek tasfiye kararları yeni yasa ile yasal bir dayanakta kazanmıştır. Keza anılan hüküm ile şirket ortaklarının da ek tasfiye isteminde bulunabilecekleri açıkça hüküm altına alınmıştır. TTK 547.maddesinde ek tasfiyeye dair yer alan bu düzenleme bakımından, kanunun gerekçesi incelendiğinde ilk tesbit edilebilecek olan hususun; öncelikle ek tasfiye kararının geçici bir tedbir kararı olduğu ve yeni bir hukuki durum meydana getirmediği hususlarına yapılan vurgudur. Yine anılan madde gerekçelerinde ek tasfiyeyi gerektiren hallerin neler olabileceği, sınırlı sayıda olmaksızın gösterilmiş ve özellikli bu durumlar arasında şirketin bir davada davalı olarak bulunması hali ek tasfiye kararı verilmesi için özellikli durumlar arasında sayılmıştır.
Davacı taraftan haksız olarak ödendiği iddiasıyla İstanbul … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında (asliye hukuk mahkemesince daha önce görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle 21.11.2011 tarihinde) istirdat talebiyle dava açıldığı ve mahkemece davacıya ihya davası açması için süre verildiği anlaşılmaktadır.
Tasfiye; şirket leh ve aleyhindeki davaların intacı, alacakların tahsili, borçların tamamen ödenmesi ve kalanın son bilanço gereği ortaklar arasında hisseleri nisbetinde bölüştürülmesi işlemlerini zorunlu olarak içerir.
Derdest davanın varlığı, bu kapsamda ihya için davacı yana mahkemece süre verilmiş olması, davadan kaynaklanan hukuki durumun sonuca bağlanması ve tüm sonuçlarıyla uyuşmazlığın tamamen sona erdirilmesi için şirketin ihyası gerektiği anlaşılmaktadır. Açıklanan bu nedenlerle; yukarıda belirtilen derdest davanın varlığı dikkate alınarak, mahkememize açılmış şirketin ihyası istemli davanın yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. Diğer yandan yasal hasım konumunda bulunan davalı sicilin yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının mümkün olmayacağı, şirket tasfiye memurunun vefat ettiği ve bu duruma nazaran, tasfiye memuru atanmasına, bu suretle davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile, … Ticaret Sicili’nin …sicil numarasında kayıtlı Tasfiye Halinde …Şirketi’nin (İstanbul …Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası bakımından ve bu davada şirketin temsili ve davanın tüm hukuki sonuçlarıyla sınırlı olmak üzere) İHYASINA, tasfiye memuru olarak Mali Müşavir …’ın (TC No: …) ATANMASINA,
Ticaret sicilde TESCİL VE İLANINA,
Tasfiye memuru için şimdilik 2.500,00 TL ücret taktirine, ücretin (İstanbul …Sulh Hukuk Mahkemesi dosyasında davanın sonucunda, davacı yanın haklı çıkması ve kararın bu yönde kesinleşmesi halinde ihya olunan şirket tarafından davacıya ödenmesi kaydıyla) şimdilik davacı tarafça karşılanmasına,
2-Alınması gereken 35,90 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 6,70 TLeksik harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafça yapılan giderlerin üzerinde BIRAKILMASINA,
54-Tarafların HMK 120 madde gereğince yatırdığı gider-delil avanslarından var ise kalan miktarın karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …