Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/976 E. 2018/744 K. 11.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/976
KARAR NO : 2018/744
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/10/2016
KARAR TARİHİ : 11/07/2018
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 14/03/2013 ve 01/10/2013 tarihleri arasında 2 adet (… Bankası Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi) imza edildiği, davalılara 1 den fazla kredi kartı kullandırıldığı, ve (… başlangıç seri nolu 25 adet, … başlangıç seri nolu 10 adet çek yaprağı verildiği) davalı şirketin kredi kartı ve çekleri ile ilgili borçlarını ödemediği, davalı şirket yetkilisi … müteselsil kefil olduğu, borcun tamamının yapılandırılmaya gidildiği, kendilerine 24/11/2015 tarihli ödeme yapmadığı, 16 adet çek yaprağının garanti bedelini bankaya depo etmediği, davalılara, …Noterliğinin 31/03/2016 tarih …yevmiye numaralı ihtarname gönderildiği, borcun 24 saat içinde ödemenin yapılması istendiği, ayrıca 16 adet çek yaprağının garanti bedellerinin banka şubesine yatırılmasının istendiği, davalı şirket hakkında İstanbul …İcra müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasıyla takip yapıldığı, davalı yetki itirazında bulunduğu, davalı şirket borca ve ferilere itiraz ettiği, borçlunun itirazının yerinde olmadığı, itirazın iptali için mahkemenizde dava açıldığı, duran takibin devamına, davalının kötü niyetli itirazı nedeniyle %20 icra inkar tazminatı ve ferilerine mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesini özetle; Davacı vekilinin dava dilekçesinde 28/12/2013 tarihinde maluliyetle sonuçlanan yaralamlı tarfik kazasına karıştığını belirttii … plakalaı araç 27/09/2013 başlangıç 27/09/2014 tarihleri arasında geçerli olmaz üzere … nolu Zorunlu Mali Mesuliyet Trafik Sigorta Poliçesi ile … adına maluliyet halinde kaza tarihi itibarıyla şahıs başına 250.000,00 TL’sine kadar azami sorumluluk hadleri ile müvekkil şirkete sigorta ettirildiğini, söz konusu maddi teminatmitarı davalı müvekkil sigora şirketinin işbu poliçeden doğan sorumluluğunun üst limiti olduğunu, davacı vekilinin maddi tazminat talebinin yerinde olmadığını, davaacı tarafından söz konusu kaza sonrasınd ayapılan başvuru üzerine müvekkil şirket nezdinde… nolu hasar dosyası açılmış ve konunun değerlendirildiğini, neticesinde daacının maluliyet oranına göre maddi zararı 33.397,67 TL olarak hesaplandığını, hesaplanan bu tazminat müvekkil sigorta şirketince kabul edildiğini, ve belirlenen tazminat rakamı dava dilekçesinde de ikrar edildiği üzere 21/05/2015 tarihinde vekiline ödendiğini, yapılan hesaplama ve ödeme usul ve yasaya uygun olarak yapıldığından davacı vekilinin fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmesini gerektiğini, davacı vekilinin temerrüt tarihinden itibaren avans faizi talebi de yerinde olmadığını, zira davalı müvekkil sigorta şirketi kendisine yapılan başvuru sonrasında tespit edilen maddi tazminat mimtarını davacıya ödendiğini, dolayısıyla müvekkil sigorta şirketinin sorumluluğunu yerine getirdiği ve temerrüde düşmediğini, bu nedenlerden dolayı davanın reddine, aksi h alde belirtilen şekilde hesaplama yapılarak hüküm tesis edilmesine, temerrüt tarihinden itibaren avans faizi talebinin reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
06/06/2018 Tarihli Bilirkişi raporuna göre; Taraflar arasında imzalananbir sözleşmenin bulunduğu, davacı şirket alacağın tahsili için davalıya ihtarname çekip 06/04/2016 tarihinde 36.970,43 TL toplam alacak üzerinden temerrüde düşürdüğü, sözleşme maddelerine göre %1,5 temerrüt faizin 01/08/2016 takip tarihine kadar, işlemiş faiz+88,58 Tl gider vergi+140,92 TL masraf: 38.971,43 TL sözleşmye göre toplam alacağı bu alacağa+12.300,00 TL gayri nakit depo edilen alacak dahil edilerek toplam 51.271,43 TL alacağı Davacı şirket vekilinin İstanbul …İcra müdürlüğünün… esas sayılı takip dosyasında, ihtarname ile 06/04/2016 tarihinde tespit edilen 36.970,43 TL asıl alacağa, 01/08/2016 takip tarihine kadar takip talebinde talep ettiği yıllık %27 temerrüt faiz hesabı 36.970,43 TL asıl alacak*%27 temerrüt faizin 3.188,70 TL işlemiş faiz, %5 gider vergisi, 159,43 TL ve 140,92 TL masraf dahil olmak üzere 40.459,48 TL sözleşmye göre toplam alacağı bu alacağa 12.300,00 TL gayri nakit depo edilen tutar ilave edildiğinde, toplam 52.759,48 TL alacağı olacağı, yönünde kanaat bildirilmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilaf genel kredi ve teminat sözleşmesine istinaden davalı şirkete verilen krediden kaynaklanan alacak olup olmadığı varsa miktarı üzerinde toplandığı anlaşılmakla;
Dosyada mevcut alanında uzman bilirkişi tarafından yapılan tespitlerde davacının davaya konu hukuki ilişki sebebiyle asıl alacak 36.970,43 TL, 3.188,70 TL işlemiş faiz, 159,43 gider vergisi, 140,92 TL masraf ve 12.300,00 TL gayri nakdi depo bedeli olmak üzere Toplam: 52.759,48 TL alacaklı olduğunun tespiti, davalının hesap durumu, müteselsil kefalet gereği kefilin borçtan sorumluluğu, yapılmış bir ödeme var ise bunun banka kayıtlarına geçmesinin gerekliliği dikkate alınarak ( Misal; Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/8328, Karar No: 2017/2710 sayılı ilamı) ve taraflarca belirlenen faiz doğrultusunda davacının davasının 2004 sayılı İİK md. 67 gereğince “genel hükümler dairesinde” kısmen ispat edildiği, fazlaya ilişkin 29,12 TL bakımından davanın ispat olunamadığı kanaatine varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. Alacak likit olup davalının takibe itirazı haksız bulunduğundan 2004 sayılı İİK md. 67/2 gereğince davacı yararına icra-inkar tazminatına karar verilmiştir.
İcra-inkar tazminatı ile ilgili olarak; Yargıtay … Hukuk Dairesi Esas No : … ve Karar No : …sayılı kararında “2004 sayılı İİK’nun 67. maddesinin 2. fıkrasında; “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötüniyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir” hükmüne yer verilmiştir.
Yargıtay Daire’leri ve Hukuk Genel Kurulu’nun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında İİK’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Borçlu, ne kadar borçlu olduğunu yada olmadığını her zaman kendi elinde olan delil ve bilgilerle bilme ve araştırma olanağına sahip olmayabilir. Borçlu, açıkça belli olmasa bile ne kadar borçlu olduğunu objektif kriterlere göre tespit edebiliyor veya edebilecek durumda yada tespit edebilmek için gerekli olan unsurlara ve bilgilere sahipse, alacak likit ve muayyen sayılır. Takibe konu alacağın yargılama faaliyetine ihtiyacı olup olmadığı takip talepnamesinde belirtilen rakamlarla, yargılama sonunda ortaya çıkan rakamların farklı ve takip talepnamesinden daha az olmasından da anlaşılabilir. İtirazın iptali davasına konu olan alacağın gerçek miktarının hesaplanması bilirkişi incelemesini gerektiriyorsa, takibe konu olan alacağın miktarı belli olmaktan çıkmıştır.” görüşüne yer verilmiştir. Her ne kadar dosyamızda bilirkişi incelemesi yapılmış ise de takipteki miktar ile çıkan miktarın kısmen aynı olması, uyuşmazlığın alacağın miktarı ile ilgili değil daha çok var olup olmadığı noktasında toplandığından incelemenin alacağın var olup olmadığı hususunda mahkememizce yaptırılmış olması, davalının banka kayıtlarından borç miktarı tetkik edip tespit etme imkanı bulunması sebepleriyle alacağın likit olduğu kanaatine varılmıştır.
H Ü K Ü M /
1-Davanın KISMEN KABULÜ, KISMEN REDDİ ile,
2-Davalının İstanbul… İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takibe itirazının kısmen İPTALİNE, takibin kaldığı yerden asıl alacak 36.970,43 TL, 3.188,70 TL işlemiş faiz, 159,43 gider vergisi, 140,92 TL masraf ve 12.300,00 TL gayri nakdi depo bedeli olmak üzere Toplam: 52.759,48 TL ve aynı faiz üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin 29,12 TL bakımından davanın REDDİNE,
3-Kabul edilen alacağın (52.759,48 TL) %20’ı tutarında icra inkar tazminatı olan 10.551,89 TL takdirine, takdir olunan bu icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gereken 3.604,00- TL nisbi ilam harcından peşin alınan 901,50- TL harcın mahsubu ile eksik kalan 2.702,50- TL harcın davalılardan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacının ilk dava açılırken peşin olarak yatırdığı 901,50- TL harcın davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacının yaptığı ilk masraf 40,30- TL, 500.00- TL bilirkişi ücreti, 205,00- TL posta gideri, olmak üzere toplam TL’nin red ve kabul oranına göre 744,88 TL ‘nın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 6.153,54- TL ücreti vekaletin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davacının HMK 120 madde gereğince yatırdığı gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; davacı vekili yüzüne karşı, davalılar taraf yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip
Hakim
¸e-imzalıdır