Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/93 E. 2019/824 K. 11.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/93
KARAR NO : 2019/824

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 29/01/2016
KARAR TARİHİ : 11/11/2019

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 08/07/2015 günü saat 22.30 sıralarında yabancı uyruklu … adına kayıtlı, sürücü davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın müvekkili yaya …’na karşıdan karşıya geçmeye çalışırken tam kaldırıma çıkması sırasında çarpması neticesinde yaralanmasına ve sürekli maluliyetinin oluşmasına neden olan trafik kazasının meydana geldiğini, T.C. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma dosyasının müvekkilinin şikayetçi olmaması nedeni ile Kovuşturmaya Yer Olmadığına karar verildiğini, davacının yaşanan kaza sonrası 170 gün raporlu olarak tedavi gördüğünü, davalı … Bürosuna yazılı olarak 19.09.2015 tarihinde başvurunun kargo kanalı ile itetildiğini , davacının kaza öncesinde …Mağzacılıkta 21.08.2014 yılından beri çalıştığını , ancak yaşanan kaza sonrasında işverenin iş akdini iyileşmemesi ve çalışmayacaağı düşüncesi ile 29/12/2015 tarihinde iş akdini sonlandırdığını , ayrıca davacınnı SGK tarafından karşılanmayan yaklaşık 500-600 TL civarında yol harcamaları ve muhtelif harcamalraının bulunduğunu, bu kapsamda Sgk tarafından karşılanmayan harcamalar için fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00 TL müvekkilinin geçici iş göremezlik ve sürekli efor kaybı zararı olarak 2.500,00 TL olmak üzere şimdilik 3.000,00 TL maddi zarar ile 25.000,00 TL manevi zararının davalılardan (davalı sigorta şirketi poliçe kapsamında manevi tazminat taleplerini üstlenmiş ise) kaza tarihinden itibaren işleycek avans faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen tahsiline, yargoılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalı tarafa tahmiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

S A V U N M A /
Dava, davalı şirket nezdinde sigortalı bulunan araç sürücüsünün sebebiyet verdiği trafik kazasında davacının maluliyeti nedeniyle işgörmezlik tazminatı istemine ilişkin bir Tazminat davasıdır.
Davalı … Taşıtlar Bürosu vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacının maluliyetinin 08/07/2015 tarihli kazasına bağlı oluşup oluşmadığının tespiti ile ATK’dan rapor alınmasını, sorumluluklarının sürücü kusuru oranında ve kaza tarihindeki ZMSS sigorta poliçesi limitleri dahilinde olduğunu, davacının haksız diğer ulaşım giderleri ya da işten çıkartılmasına istinaden taleplerinin reddinin gerektiğini, manevi tazminat talepleri için kendilerinin sorumluluğunun bulunmadığını ve temerrütten söz edilemeyeceğini, avans faizinin uygun olmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Davalı …’a usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip tutanağının tebliğ edildiği, ancak süresinde herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.

G E R E K Ç E /
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı tazminat ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda hukuki ihtilaf, davacının kaza nedeni ile sürekli iş göremezlik durumunun oluşup oluşmadığı, var ise oranı, davalı yanın kusur durumu ve buna göre talep edebileceği tazminatın ne olduğu noktasında toplanmaktadır.
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine alınmış ve ayrıca taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi amacıyla bilirkişi incelemesi yaptırılarak raporlar alınmıştır.
Davacının İşgörmezlik Oranı: Davcının kaza sonrası tedavi gördüğü tüm sağlık kuruluşlarından getirtilen tıbbi belgeleri ile birlikte muayene olunarak aldırılan Adli Tıp Kurumu Başkanlığı … Üst Kurulu’nun 07/03/2019 tarihli raporuna göre davacının kaza nedeni ile % 13 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği, geçici işgörmezlik süresinin ise olay/kaza tarihinden itibaren 6 aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir.
Davacı yanın ATK raporunda tespit olunan iş gücü kaybı durumuna göre talep edebileceği tazminat olup olmadığı ve miktarının saptanması açısından kusur uzmanı Güven Kavadarlı ve hesap uzmanı Duygu Boydaş marifetiyle dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Alınan bilirkişi raporuna göre;
Kusur Oranı: Davalı şirkete sigortalı … yabancı plakalı otomobilin sürücüsü …’ın hatalı sevk ve idaresinin, asli kusurlu olarak % 100 oranında etkili bulunduğu, bildirilmiştir.
Aktüer Hesap: Maluliyet oranı ve kusur durumuna göre yapılan hesaplamada, davacının geçici ve kalıcı işgörmezlik süresine göre yapılan hesaplamada; talep edilebilecek geçici işgöremezlik maddi zararının 6.073,35 TL olduğu, davacıya SGK tarafından ödenen 5.968,40 TL tenzil edildikten sonra, talep edebileceği geçici iş görememezlik zararının 104,95 TL olabileceği, sürekli işgöremezlik maddi zararının ise 97.967,03 TL olduğu ve davacının toplam maddi zararının ise 98.071,98 TL anlaşılmıştır.
Davacı yan bilirkişi raporu doğrultusunda belirsiz alacak olan talebini yükseltmiştir.
Davacı vekili tarafından, 11/11/2019 tarihli celsede, 627,60 TL’lik sağlık harcamaları ve ulaşım giderlerine ilişkin taleplerinden feragat edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı tazminat ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacının maddi tazminat istemine ilişkin olarak yapılan değerlendirmede;
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49/1. Maddesine göre; “kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
Bu bağlamda, taraf iddia ve savunmaları, toplanan tüm deliller ve mahkememizce alınan kusura, maluliyete ve zarar miktarına ilişkin tüm raporlar birlikte değerlendirildiğinde, davalı şirkete sigortalı … yabancı plakalı otomobilin sürücüsü …, dava konusu kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğu, davacı …’nun ise herhangi bir kusurunun olmadığı, meydana gelen kaza sonucu, mahkememizce alınan ATK raporu ile davacının %13 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği, geçici işgörmezlik süresinin ise olay/kaza tarihinden itibaren 6 aya kadar uzayabileceği, kusur ve maluliyet durumu birlikte değerlendirilmek suretiyle alınan aktüer raporu ile de davacının zararının hesaplandığı, ayrıca hükme esas alınan, ATK maluliyet raporu ile Bilirkişi heyeti Kusur ve Aktüerya raporlarının ayrıntılı, gerekçeli ve hüküm kurmaya elverişli olduğu sonuç ve vicdani kanaatine ulaşılmış ve davacı vekilinin, 17/06/2019 havale tarihli ıslah dilekçesi doğrultusunda, davacının geçici ve sürekli iş görememezliğe ilişkin maddi tazminat taleplerinin kabulüne, davacının 543,60 TL tedavi gideri ve 84,00 TL yol giderleri olmak üzere toplam: 627,60 TL’lik davasının feragat nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davacının Manevi tazminat istemine ilişkin olarak yapılan değerlendirmede;
Manevi zarar kavramı; hukuka aykırı bir fiil sonucu kişinin şahıs varlığında (kişisel değerlerinde) uğradığı kayıpları ifade eder. Başka bir deyişle manevi zarar, kişinin duygusal dengesini bozan, yaşama sevincini ve keyfini azaltan, panik, korku, dehşet, yas, öfke, iğrenme, elem, küçük düşme, utanç duyma, moralsizlik, tedirginlik, ümitsizlik, yalnızlık hissi, aşağılık hissi, hayal kırıklığı gibi olumsuz duygusal sarsıntılar ve fiziksel acılardır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi gereğince hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.
Duyulan üzüntünün, çekilen elem ve ızdırabın parasal bir değer ile ifade edilmesi mümkün olmadığı için manevi zararın bir miktar para ile giderilebileceğini söylemek de mümkün değildir. Ancak haksız fiilden doğan bedeni ve ruhi ızdıraplar için bir miktar tazminata hükmedilmesi en azından bu ızdırapların hafifletilmesine yardım edebilir. (TUZTAŞ, Hüseyin, Trafik Kazalarından Doğan Cismani Zararlar ve Tazminat Davaları, http://www.sevgipinari.org, s.8)
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünde tutularak, 6098 sayılı B.K.’nun 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, T.M.K’nın 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hâkimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 27/12/2016 tarih, 2014/13109 Esas, 2016/11967 Karar sayılı Kararı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 27/12/2016 tarih, 2016/4703 Esas,2016/6597 Karar sayılı Kararı)
Yine doktrinde ve yerleşik içtihatlarda da belirtildiği gibi (Yargıtay 17. H.D. 11/12/2014 Tarih ve 2013/11966 Esas-2014/18407 Karar, Yargıtay 17. H.D.19/11/2013 Tarih ve 2012/15062 Esas-2013/16033 Karar sayılı kararı), cismani zarar kavramına, ruhi bütünlüğün ihlali, sinir bozukluğu veya hastalığı gibi hallerin de girdiği, bir kimsenin cismani zarara maruz kalması sonucunda onun ana babası gibi çok yakınlarından birinin de aynı eylem nedeniyle hukuken korunan ruhi ve asabi sağlık bütünlüğü ağır bir şekilde haleldar olmuşsa bu durumda yansıma yolu ile değil doğrudan doğruya zarara maruz kalmasının söz konusu olduğu, eşin/babanın yaralanması nedeniyle diğer eş ve çocukların manevi tazminat isteyebileceği kabul edilmiş olup, bu husus ayrıca Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 26/4/1995 Tarih ve 1995/11-122 Esas-430 Karar sayılı ilamında da açıkça belirtilmiştir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olayı değerlendirdiğimizde de, mahkememizce görülüp karara bağlanan davada, davacının meydana gelen kaza sonucu yaralandığı ve maluliyetinin doğduğu ve bu haliyle de davacının manevi tazminat isteyebileceği, manevi tazminata ilişkin tüm koşullarının somut olayda gerçekleştiği, davacının yaşı, tarafların kusur, sosyal ve ekonomik durumları, davacının kaza sonrası uğradığı maluliyet oranı, maluliyetine bağlı olarak uğradığı manevi çöküntü ve paranın satın alma gücü ile tüm dosya kapsamı ve TBK’nın 56. maddesindeki özel haller de dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne ile 15.000,00-TL manevi tazminatın, sigorta şirketi dışında kalan davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının maddi tazminat davasının KISMEN KABUL VE KISMEN REDDİ ile,
1-104,95 TL geçici iş göremezlik ve 97.967,03 TL sürekli iş görememezlik olmak üzere toplam: 98.071,98 TL maddi tazminatın (davalı sigorta şirketi … yönünden poliçe sorumluluk limiti ile sınırlı olmak üzere) davalı … açısından kaza tarihi olan 08/07/2015 tarihinden, davalı … açısından 02/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının 543,60 TL tedavi gideri ve 84,00 TL yol giderleri olmak üzere toplam: 627,60 TL ‘lik davasının feragat nedeniyle reddine,
3-Davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 15.000,00 TL manevi tazninatın davalı sigorta şirketi dışında kalan diğer davalı …’tan kaza tarihi olan 08/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine,
4-Alınması gereken 7.723,94TL nispi karar ve ilam harcının peşin ve ıslah ile alınan toplam: 422,64 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.301,30 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye GELİR YAZILMASINA, (davalı sigorta şirketinin bu miktarın 6.276,65 TL kısmından sorumlu olmasına)
-Davacı tarafından yatırılan 422,64 TL harç parasının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp, davacıya verilmesine,
5-Tarafların dava sonucundaki haklılık oranına ve harçtan davada kısmen de olsa haksız çıkan davalının sorumlu olması gerektiği prensibine göre yapılan oranlama uyarınca başvuru harcı 29,20 TL, posta gideri 496,00 TL, Adli Tıp Fatura gideri 2.020,85, bilirkişi ücreti gideri 1000,00 TL olmak üzere toplam: 3.546,05 TL’ nin 3.226,90 TL kısmının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp, davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın oranlamaya göre davacı üzerinde bırakılmasına (davalı sigorta şirketinin bu miktarın 2.801,37 TL kısmından sorumlu olmasına)
6-Davacı maddi tazminat davasında kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 10.595,76 TL ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
7-Manevi tazminat davasına ilişkin olarak davacı yan davada kendini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00 TL ücreti vekaletin davalı …’dan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
8-Davalı … Taşıtlar Bürosu davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla ve maddi tazminat davasının 627,60 TL ‘lik kısmının feragat nedeniyle reddine karar verilmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesine göre hesaplanan 627,60 TL ücreti vekaletin davacıdan alınıp, bu davalıya VERİLMESİNE,
9-HMK 120.maddesi uyarınca; taraflarınca yatırılan gider avansı ile varsa delil avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde yanlara İADESİNE,
10-HMK Yönetmeliğinin 58/1. Maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe çıkartılmasına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda HMK’nun 341/1 vd.maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip …

Hakim …
¸