Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/899 E. 2018/305 K. 16.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/899
KARAR NO : 2018/305
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/09/2016
KARAR TARİHİ : 16/04/2018
Davacı yanca davalı yan aleyhine açılan davanın yapılıp sona erdirilen açık yargılaması sonunda,
AÇILAN DAVA VE İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın … şubesi ile davalı arasında imzalanan sözleşme ile adı geçen borçluya kredi kartı verildiğini, kredi kartı borcunun ödenmemesi üzerine sözleşmenin müvekkili bankaya verdiği yetkiye istinaden kredi hesaplarının 16.011,42 TL borç bakiyesi olarak tespit edildiğini ve bu hususun ihtarname ile davalıya bildirildiğini, ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi üzerine giriştikleri icra takibine davalının haksız yere itiraz ettiğini, itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEPLER:
Davalı yana tebligat yasası hükümlerine uygun şekilde dava dilekçesi ve duruşma günü bildirildiği halde; davalı yan duruşmaya gelmemiş,cevap ve delil bildirmemiş ve bu nedenle davacı yanın iddialarını reddetmiş kabul edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, MAHKEMECE VARILAN NİTELENDİRME VE SONUÇ:
Temerrüt faizi için istenmiş olan yıllık %30,24 faiz oranını, takip tarihi itibarıyla 5464 sayılı Kanun 26/3 maddesine uygun bulunduğu, Asıl alacak olarakistenmiş olan 15.038,59 TL nin taleple bağlılık ilkesi gereği yasal normlara göre uygun bulunduğu, İşlemiş akdi faiz olarak 953,52 TL talep edebileceği, İşlemiş faiz oranını olarak talep edilmiş 132,99 TL nin yerinde olduğu, Bsmv olarak 54,32 TL talep edebileceği, ihtarname masrafı 6,70 TL talep edebileceği, 01/07/2016 tarihli ihtarnamede temerrüt tarihi anlaşılamadığından, 26/07/2016 takip tarihinden sonra asıl alacağa temerrüt faizi işletebileceği kanaatine varılmıştır.
Dosyada mevcut alanında uzman bilirkişi tarafından yapılan tespitlerde davacının davaya konu hukuki ilişki sebebiyle asıl alacak 15.038,59 TL, işlemiş akdi faiz 953,52 TL, işlemiş faiz oranı olarak 132,99 TL, temerrüt tarihi ile ihtarnamenin tebliğ tarihi belirlenemediğinden takip tarihinden itibaren temerrüt faizinin istenebileceğinin belirlenmiş olması, kredi kartı sözleşmesi ve hesap kat ihtarnamesi, davalının hesap durumu, yapılmış bir ödeme var ise bunun banka kayıtlarına geçmesinin gerekliliği dikkate alınarak davacının davasının 2004 sayılı İİK md. 67 gereğince “genel hükümler dairesinde” ispat edildiği kanaatine varılarak davanın işlemiş temerrüt faizi alacak kalemi dışında kabulüne karar vermek gerekmiştir. Alacak likit olup davalının takibe itirazı haksız bulunduğundan 2004 sayılı İİK md. 67/2 gereğince davacı yararına icra-inkar tazminatına karar verilmiştir.
İcra-inkar tazminatı ile ilgili olarak; Yargıtay … Hukuk Dairesi Esas No : …ve Karar No : … sayılı kararında “2004 sayılı İİK’nun 67. maddesinin 2. fıkrasında; “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötüniyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir” hükmüne yer verilmiştir.
Yargıtay Daire’leri ve Hukuk Genel Kurulu’nun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında İİK’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Borçlu, ne kadar borçlu olduğunu yada olmadığını her zaman kendi elinde olan delil ve bilgilerle bilme ve araştırma olanağına sahip olmayabilir. Borçlu, açıkça belli olmasa bile ne kadar borçlu olduğunu objektif kriterlere göre tespit edebiliyor veya edebilecek durumda yada tespit edebilmek için gerekli olan unsurlara ve bilgilere sahipse, alacak likit ve muayyen sayılır. Takibe konu alacağın yargılama faaliyetine ihtiyacı olup olmadığı takip talepnamesinde belirtilen rakamlarla, yargılama sonunda ortaya çıkan rakamların farklı ve takip talepnamesinden daha az olmasından da anlaşılabilir. İtirazın iptali davasına konu olan alacağın gerçek miktarının hesaplanması bilirkişi incelemesini gerektiriyorsa, takibe konu olan alacağın miktarı belli olmaktan çıkmıştır.” görüşüne yer verilmiştir. Her ne kadar dosyamızda bilirkişi incelemesi yapılmış ise de takipteki miktar ile çıkan miktarın tamamen aynı olması, uyuşmazlığın alacağın miktarı ile ilgili değil var olup olmadığı noktasında toplandığından incelemenin alacağın var olup olmadığı hususunda mahkememizce yaptırılmış olması, davalının banka kayıtlarından borç miktarı tetkik edip tespit etme imkanı bulunması sebepleriyle alacağın likit olduğu kanaatine varılmıştır.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle ve dosya içeriğine göre;
1-Davanın KISMEN REDDİ, KISMEN KABULÜ ile,
Davalının İstanbul …İcra müdürlüğünün … esas sayılı takipe itirazının kısmen iptaline, takibin kaldığı yerden asıl alacak olarak 15.038,59 TL , işlemiş akdi faiz olarak 793,52 TL, BSMV olarak 53,32 TL, 6,70 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam: 15.892,13 TL ve aynı faiz üzerinden devamına ,fazlaya ilişkin 419,22 TL bakımından davanın reddine,
2-Kabul edilen alacağın (15.892,13 TL) %20 tutarında icra inkar tazminatı olan 3.178,42 TL takdirine, takdir olunan bu icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 1.071,58 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 278,56 TL kısmın mahsubu ile bakiye 793,02 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR YAZILMASINA,
4-Tarafların dava sonucundaki haklılık oranına ve harçtan davada kısmen de olsa haksız çıkan davalının sorumlu olması gerektiği prensibine göre yapılan oranlama uyarınca peşin harç ve başvuru harcı toplamı: 307,76 TL, posta gideri 85,50 TL, bilirkişi ücreti 800,00 TL ki toplam 1.193,26 TL’nin 1.166,69 TL kısmının davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın oranlamaya göre davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı yan davada kendini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.180,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
6-HMK 120.maddesi gereğince; davacı tarafından yatırılan gider avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair; Dtaraf vekillerinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde; mahkememize ya da mahkememize gönderilmke üzere herhangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip
e-imzalıdır
Hakim
e-imzalıdır