Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/876 E. 2018/1185 K. 11.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/925
KARAR NO : 2018/1285
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 16/09/2015
BİRLEŞEN ORDU 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NİN
2015/1430 ESAS SAYILI DOSYASINDA
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ: 02/12/2015
KARAR TARİHİ: 27/12/2018
Davacılar tarafından davalılar aleyhine açılan Menfi Tespit davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
A S I L D A V A /
Davacılar vekili 16/09/2015 harç ikmal tarihli dilekçesi ile; davalı yanın, müvekili …’ın oğlu …’ın … Şti de eski iş ortağı olduğunu, müvekkilinin oğlunun ortağı ve sahibi bulunduğu söz konusu şirkete ortak olmak istediğini ve ortaklık payı olarak 130.000,00 $ verdiğini, ancak davalı yanın bir süre sonra şirket ortaklığından çıkmak istediğini ve davalı tarafa ortaklık payının iadesine istinaden müvekkili … ve … tarafından imzalandığını 130.000,00 $ tutarlı senet verildiğini, davalı tarafın başka firmalarla iş yapacağını belirtmesi ve başka firmalarında kendisinden çek istediğini belirtmesi üzerine, müvekkili tarafından verilen dava konusu 130.000,00 $ tutarlı senetin karşılığı olarak 4 adet toplam 240.000,00 TL tutarlı muhtelif çeklerin …Şti. tarafından … adına düzenlenmiş ve davalı tarafa imzası karşılığında teslim edildiğini, söz knusu çeklerin tamamının mevcut ödeme günlerinde ödediğini ve müvekkilince söz konusu çeklerin teslim alındığını, davalı yana verilmiş olan çeklerin ödenmesinden dolayı söz konusu senete ait müvekkillerinin hiçbir borcunun kalmadığını, ancak davalı yanın şimdiye kadar teslim etmesi gereken seneti iade etmediğini, karşılıklı güven duygusu ve müvekkilinin tecrübesizliği sebebiyle senetlerin geri alınmadığını, açıklanan bu nedenlerle müvekkillerinin ileride telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasının önlenmesi bakımından, öncelikle işbu senet hakkında davalı yan ile üçüncü kişilere ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalarının kabulü ile müvekkillerinin davalıya borçlu olmadıklarının ve verilen senedin bedeli ödenmekle hükümsüz kaldığına yönelik tespit kararı verilmesine, verilen senetlerin bedeli ödenmekle hükümsüz kaldığından senetlerin iptaline ve senetin iadesine karar verilmesini, masraf ve yargı giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine, taraflarına vekalet ücretine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili 04/11/2015 havale tarihli dilekçesi ile; dava dilekçesindeki iddiaların tamamının gerçek dışı olduğunu, dilekçedeki tek gerçek ifadenin müvekkilinin…Şti isimli şirketin eski ortağı olduğunun, davacılarında bu şirkette ortak dahi olmadığını, iddia edildiği gibi ortaklıktan ayrılma nedeni ile müvekkiline verilmiş bir senet ne de bu senet karşılığı verilmiş çeklerin olmadığını, dava dilekçesinde ne bir senet sureti ne de bu senedin varlığına ilişkin somut ifadenin bulunmadığını, olmayan bir şeye karşı beyanda bulunulamayacağından bu konuda beyanda dahi bulunamadıklarını,davacı tarafın sunduğu 15/03/2013 tarihli belgenin müvekkili tarafından düzenlenmediği gibi onun tarafından da imzalanmadığını, bu belgenin sahte olarak düzenlenmiş olduğunu, davacılar tarafından ibraz edildiğinden haklarında suç duyurusunda bulunulacağını, davada iddia edilen beyanların gerçek dışılığı, sunulan belgenin sahteliği davacının kötü niyetinin göstergeleri olduğunu, davanın hangi saikle açıldığının dahi anlaşılamadığını, ancak müvekkilini uğraştırmak, taciz etmek için açıldığının aşikar olduğunu, bu nedenle kötü niyetle açılan dava nedeni ile %20 tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasına, taraflarına vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B İ R L E Ş E N D A V A /
Davacılar … ve … vekili Av. …’ın mahkememize vermiş olduğu 02/12/2015 tarihli dava dilekçesinde özetle, müvekkillerinin 26/07/2012 tanzim tarihli, 10/09/2012 vade tarihli, borçluları … ve …, alacaklısı … olan 130.000 Amerikan Doları bedelli senet nedeniyle davalı …’e borçlu olmadığını, bu senette lehtar olan …’un müvekkili …’ın oğlu olan …’ın …Şti.’ndeki eski ortağı olduğunu, …’un …’ın şirketine ortak olmak için ortaklık payı olarak ona 130.000 Amerikan Doları verdiğini, …’un bir süre sonra şirket ortaklığından ayrılmak istemesi üzerine müvekkilleri Birol ve … tarafından …’a 130.000 Amerikan Doları bedelli senet verildiğini, …’un başka şirketlerle iş yapacağını belirterek müvekkillerinden çek istemesi üzerine müvekkilleri tarafından …’un isteği üzerine15/03/2013 tarihli protokol düzenlenerek iş ortağı …’e …Bankası A.Ş….Şubesine ait 30/08/2013 tarihli 3135939 seri nolu 60.000,00-TL bedelli, 30/09/2013 tarihli, 3135940 seri nolu 60.000,00-TL bedelli, 30/10/2013 tarihli, 3135941 seri nolu 60.000,00-TL bedelli ve 30/11/2013 tarihli, … seri nolu 60.000,00-TL bedelli dört adet çek verildiğini, bu çeklerin bedellerinin ödeme günlerinde müvekkilleri tarafından ödenerek çeklerin teslim alındığını, ancak yapılan protokol gereğince …’a verilen senedin müvekkillerine iade edilmesi gerekirken iade edilmeyerek, davalı …’e ciro edildiğini, müvekkillerinin …’a vermiş oldukları çeklerin bedelini tamamen ödemiş olmaları nedeniyle bu şahsa hiçbir borçları kalmadığını, …’un kötü niyetli davranarak bedeli ödenmiş olan senedi müvekkillerini zarara uğratmak amacıyla davalı …’e ciro ettiğini, … ile … arasında hiçbir ticari ilişki bulunmadığını, davalı …’ün Ordu … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile müvekkilleri hakkında icra takibinde bulunduğunu, icra takibine karşı Ordu İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında şikayet yoluna gidildiğini ve takibin bu mahkemece tedbiren durdurulduğunu, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyasında seneti davalı …’e ciro eden … aleyhine menfi tespit davası açtıklarını belirterek, davanın İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile birleştirilerek, davanın kabulü ile 26/07/2012 tanzim tarihli, 10/09/2012 vade tarihli, borçluları … ve …, alacaklısı … olan 130.000 Amerikan Doları bedelli senet nedeniyle davalı …’e borçlu olmadıklarının ve senetin hükümsüz kaldığının tespitine ve davalının % 20 den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı … vekili Av. … 08/02/2016 tarihli dilekçesinde özetle, müvekkilinin dava konusu seneti …’dan ciro yoluyla aldığını, davacıların iddiasının senet bedelinin önceki hamil …’a ödendiğine ilişkin olduğunu, davacıların senetteki imzayı inkar etmediklerini ve müvekkiline ödeme yaptıklarına dair herhangi bir belge sunmadıklarını, davacılar ile senet alacaklısı … arasındaki hukuki ilişkinin müvekkilini ilgilendirmediğini, kambiyo senedinin niteliği gereği mücerret borç ikrarı olduğunu ve senetin kimin elinde ise bedelinin ona ödenmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Asıl ve birleşen davalarda talep, bono nedeniyle karşı tarafa borçlu olmadığının tesbiti istemine ilişkindir. Birleşen davanın açıldığı Ordu … Asliye Hukuk( Ticaret) Mahkemesi … Esas, … Karar sayılı ilamı ile dosyanın, dosyamızla bileştirilmesine karar vermiştir. Menfi tesbit talebine konu miktara nazaran (ve asıl ve birleşen davalarda aynı senedin dava konusu olması da dikkate alınarak) eksik harç ikmal ettirilmiştir. Davacı taraf, davalı …’un limited şirket ortağı olmak için 130.000,00 USD ödeme yaptığını ve bir süre sonra ortaklıktan çıkmak istemesi üzerine davalı …’a 130.000,00 USD bedelli bono verildiğini, davalının talebi üzerine de, verilen bono bedeli için davalıya dört adet çek verildiğini, çek bedellerinin ödendiğini ancak bononun iade alınmadığını beyanla menfi tesbit talebinde bulunmuştur. Davalı … ise, davacıların anılan şirkette ortak dahi olmadıklarını ve çeklerde lehdarın da başka bir şahıs olduğunu, belgedeki imzanında kendisine ait olmadığını savunmuştur. Bono incelendiğinde; tanzim edenlerin davacılar … ve …, lehdarın davalı …, senet bedelinin 130.000,00 USD ve tanzim tarihinin 26.07.2012, ödeme tarihinin 10.09.2012 olduğu, TTK’nun 688. Maddesi uyarınca yasada öngörülen ve aranan unsurları içerdiği, imza ya da tahrifat yönünden bir iddia ve itirazda bulunmadığı keza, ciro sonucu, birleşen dosya davalısı …’ün yetkili hamil sıfatıyla ve Ordu …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile de takibe konu edildiği görülmüştür. Davacı yan, bono yerine dört adet çek verildiği iddiası bakımından da 15.03.2013 tarihli ve imzanın adı geçen davalıya ait olduğunu iddia ettiği belgeye dayanmıştır. Anılan belgede; 130.000,00 USD senet karşılığında ekli listede fotokopileri bulunan dört adet çekin alındığı belirtilerek, çeklere ilişkin bilgilere yer verilip, bahsi geçen senedin iade edileceği belirtilmek suretiyle, davacının isim ve imzasının bulunduğu görülmektedir. Davalı belgedeki imzanın kendisine ait olmadığını savunmuş olmakla, davalının belge tarihine nazaran önceki tarihli ve imzasının bulunduğu belge asılları celbedilmek ve imza örnekleri de alınmak suretiyle gerek Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi ve gerekse Jandarma Kriminal Laboratuarı’ndan alınan ayrıntılı raporlarda (adli tıp raporunda, başlangıç hareketi bakımından ‘benzerlik’ görülmekle birlikte ifadesine yer verilmiş olmakla beraber), sonuç olarak her iki raporda imzanın tersimi basit, karekteristik özellik içermeyen, taklidi kolay imza olması nedeniyle …’a ait olup olmadığı bakımından kanaat belirtilmesinin mümkün olamayacağı bildirilmiştir. Aynı yöndeki bilirkişi raporlarında imzanın davalıya aidiyeti yönünden yapılmış bir tesbit bulunmamaktadır.
Bono ödeme vaadi niteliğinde bir kambiyo senedi olup, bağımsız borç ikrarını içerir. Bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, kural olarak o vakıayı isbat yükü altındadır. Senede karşı senetle isbat kuralı karşısında, senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı savunma olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler HMK 290.maddede yer alan meblağdan daha az bir miktara ilişkin olsa bile ancak senetle(kesin delille)isbatlanabilir. Bu durum karşısında ve isbat yükü davacı tarafta bulunmakla, dört adet çekin, anılan bono bedeli için davalıya verildiği ve bononun bedelsiz kaldığı yönündeki davacı iddia kanıtlanamamıştır. Bono alacaklı elinde olup, bu durum bedelin ödenmediğine de karine teşkil eder ve bunun aksinin aynı nitelikte belge ile isbatlanması gerekir. Açıklanan tüm bu nedenlerle ve kötüniyet tazminatı bakımından yasal koşulların mevcut olmaması karşısında, asıl ve birleşen davaların ve kötüniyet tazminatı talebinin reddine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Yerinde görülmeyen asıl ve birleşen davaların REDDİNE,
Kötü niyet tazminatı taleplerinin REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90 TL ve birleşen dava bakımından alınması gereken 35,90 TL olmak üzere toplam 71,80 TL harcın, peşin+tamamlama harcı olarak alınan (6.580,70+birleşen davada 27,70 TL=) 6.608,40 TL’den mahsubu ile fazla yatırılan 6.536,60 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara İADESİNE,
3-Davacıların asıl ve birleşen dosya bakımından yaptığı yargılama giderlerinin üzerlerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı … tarafından yapılan vekalet harcı ve pul gideri toplam 10,60 TL yargılama giderinin ve davalı … tarafından yapılan vekalet ve pul gideri 6,80 TL yargılama giderinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile ayrı ayrı adı geçen davalılara verilmesine,
5-Asıl ve birleşen davalarda davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve taktir olunan 29.520,04 TL ücreti vekaletin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile asıl ve birleşen dosya davalılarına VERİLMESİNE,
6-Tarafların HMK 120 madde gereğince yatırdığı gider/delil avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …