Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/871 E. 2021/106 K. 22.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/871 Esas
KARAR NO:2021/106

DAVA:Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:26/08/2016
KARAR TARİHİ:22/02/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
DAVA :
Davacı vekilinin cevap dilekçesinde; Davalı münfesih acentesi ile arasında 13/11/2007 tarihinde düzenlenen acentelik sözleşmesinin 31/11/2012 tarihinde kendileri (sigorta şirketi ) tarafından feshedilmesi üzerine acentelik faaliyetinin sonlandığını, 3112/2012 tarihli fetihnamede, Acentelik sözleşmesi gereğince Sigorta Şirketi kayıtlarına göre tahakkuk etmiş bulunan ve muaccel hale gelmiş borcun en geç 7 gün içinde ödenmesini talep ettikleri halde, herhangi bir ödeme yapılmadığını,07/05/2015 tarihli ihtarname ile acenteye 103.131,12 TL borcu olduğunun (07/05/2015 tarihine kadar yapılan kayıtlara göre) bildirilerek 5 gün içinde ödenmesini talep ettikleri halde herhangi bir ödeme yapılmadığını, acenteden alacaklarına karşılık, …. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası başlattıkları ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takibe acentenin ve ipotek verinin itiraz ederek ipoteğin paraya çevrilmesini engellediklerini, Acentelik sözleşmesine (madde 25) göre taraflar arasındaki anlaşmazlıklarda şirketin defter ve kayıtlarının yegane delil olacağını kabul edildiğini bildirmiştir, açıklamalar doğrultusunda sigorta şirketinin acenteden alacaklı olması sebebiyle alacak miktarının şirketin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi sonucu ortaya çıkacağını ileri sürerek, asıl alacağın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL nin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı yan yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmamış olup, yasal süresi dolduktan sonra sunulan beyan dilekçesinde özetle; Sigorta şirketine borcu olmadığını ve acente defterlerinde borç görülmediğini, ipotek veren … tarafından şirkete (70-80 bin TL civarında) ödemeler yapıldığını, şirketin … bankası … Şubesindeki hesabına borcu söndüren ödemeler yapıldığını bildirmiş ve bu ödemlere ait dekontların ve tüm hesap dökümlerinin müzekkere yazılarak istenilmesini, acente hesapları ile sigorta şirketinin … bankası … şubesindeki hesabı arasındaki tüm hesap dökümlerinin müzekkere yazılarak istenilmesini, davanın reddini yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, Beyan dilekçeleri ve ekleri, Bilirkişi raporu, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası, cevabi yazı içerikleri ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dosyamız mündericatında yer alan, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, Takip tarihinin 10/03/2016 tarihi, Alacaklısının; …., Borçlularının; … Hizmetleri Ltd. Şti. İle … olduğu, Takibin, İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yoluyla İcra Takibi olduğu, takip dayanağı ipoteğin, dosyamız davacısı …. İle dosyamız davalısı… Ltd. Şti. Arasında akdedilen ve diğer borçlu … tarafından müşterek ve müteselsil kefil sıfatı ile imzalanan 13/11/2007 tarihli Acentelik Sözleşmesi’nin teminatı olarak verilen, 23/03/2011 ipotek tarihli ve … yevmiye nolu taşınmaza ilişkin olduğu, takibin halen derdest olduğu anlaşılmıştır.
Dava, Acentelik Sözleşmeden kaynaklı alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine katılmış, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmış ve mahkememizin 12/02/2018 tarihli ara kararı ile, iddia, savunma ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle davacının davalıdan alacak talep edip edemeyeceği, varsa miktarı konusunda ayrıntılı ve denetime elverişli rapor düzenlenmesi amacıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve rapor alınmış olup, bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilerek mahkememize sunulan 18/05/2018 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle; “Yapmış oldukları inceleme açıklama ve ekli belgelere göre acentenin sigorta şirketine borçlu olduğu kanaatine varıldığı, sigorta şirketinin resmi defter, yardımcı defter ve kayıtlarının (acente hesabına ilişkin borç ve alacak kayıtları da dahil), Hazine Müsteşarlığının tebliğine (davacı … şirketinin hesap ve kayıtları bölümünde bahsedilen) uygun bir şekilde tutulduğu, tebliğ uyarınca acentenin hesap bakiyesi fesih tarihi olan 31/12/2012 tarihi itibariyle “Kanuni ve idari takipteki alacaklar hesabında takip edilmeye başlandığı, diğer taraftan sigorta şirketinin resmi defteri TTK hükümlerine göre ispat belgesi olan defterler niteliği taşıdığı, şirket kayıtlarının ispat aracı niteliğinde olması sebebiyle, Acente tarafından sunulan dilekçede yer alan beyanların kabul edilmesinin ancak net ve müspet bir delil sunulması, iddia edilen borcun ödendiğine dair banka ödeme dekontu/makbuzu/belgelerinin bizzat ibraz edilmesi ile olabileceği, ayrıca bu ödemelerin hangi poliçe borçlarına ait yapılmış olduğunu bildirmesi ve belgelemesi gerektiği, taraflar arasında mutabakat yapma zorunluluğunun hem Acentelik sözleşmesi hem de Sigorta Acenteleri Yönetmeliği’nde düzenlenmiş olduğu, sigorta şirketinin kayıtlarına itiraz eden acentenin faaliyeti süresince herhangi bir mutabakat itirazına rastlanılmadığı, sigorta şirketinin acentenin borcunu ödememesi üzerine, 15/01/2013 tarihinde icra yoluyla teminatı nakde çevirme yoluna başvurduğu ve icranın durdurulması üzerine de 26/08/2016 tarihinde de iş bu davanın açıldığı, yapılan hesaplamalar sonucu Acentenin Sigorta şirketine 07/05/2015 tarihi itibariyle olan 103.131,12 TL prim borcunun 31/12/2017 tarihi itibariyle 108.140,31 TL olduğu” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Bilirkişi heyeti raporunun denetlenmesinde, raporun hukuki yönleri ayrık olmak üzere, yapılan tespitler bakımından ayrıntılı ve gerekçeli olduğu anlaşıldığından, hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından, 16/04/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile 5.000 TL olan dava değeri 98.131,12 TL arttırılmak suretiyle 103.131,12 TL’ye çıkartılmış ve arttırılan kısım yönünden de ıslah harcı yatırılmıştır.
Davalı vekili tarafından, gerek yasal süresi geçtikten sonra sunulan cevap dilekçesinde ve gerek se ıslaha karşı sunulan beyan dilekçesinde Zamanaşımı def’inde bulunulmuş ise de; Acenteliği düzenleyen 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 102. maddesindeki kanuni tanım gereğince, ticari mümessil, ticari vekil, satış memuru veya işletmenin çalışanı gibi işletmeye bağlı bir hukuki konuma sahip olmaksızın, bir sözleşmeye dayanarak, belirli bir yer veya bölge içinde sürekli olarak ticari bir işletmeyi ilgilendiren sözleşmelerde aracılık etmeyi veya bunları o tacir adına yapmayı meslek edinen kimseye acente denilmekte olup, TTK’nın acenteliği düzenleyen maddelerinde hüküm bulunmayan hâllerde aracılık eden acentelere 6098 sayılı
Türk Borçlar Kanunu’nun simsarlık sözleşmesi hükümleri, sözleşme yapan acentelere komisyon hükümleri ve bunlarda da hüküm bulunmayan hâllerde vekâlet hükümlerinin uygulanacağı, TBK’nın zamanaşımını düzenleyen 147/1-5. Maddesi gereğince de, vekâlet, komisyon ve acentalık sözleşmelerinden, ticari simsarlık ücreti alacağı dışında, simsarlık sözleşmesinden doğan alacaklar için beş yıllık zamanaşımı süresinin öngörüldüğü, zamanaşımının kesilme sebeplerini düzenleyen TBK’nın 154. maddesi gereğince de; borçlunun borcunu ikrar etmesi, özellikle faiz ödemesi, kısmen ifada bulunması, rehin vermesi, kefil göstermesi veya alacaklının dava veya def’i yoluyla mahkemeye veya hakeme başvurması, icra takibinde bulunması ya da iflas masasına başvurması durumlarında zamanaşımının kesileceği, ayrıca, TBK’nın 157/2. Maddesi gereğince, zamanaşımının, icra takibiyle kesilmesi halinde, alacağın takibine ilişkin her işlemden sonra yeniden işlemeye başlayacağı, bu bağlamda yapılan değerlendirmede de somut olayda, 07/05/2015 tarihli noter ihtarnamesi ile davacı tarafından iddia edilen alacağın muaccel hale getirildiği, 10/03/2016 tarihinde de, dosyamız davacısı …. İle dosyamız davalısı… Ltd. Şti. Arasında akdedilen ve diğer borçlu … tarafından müşterek ve müteselsil kefil sıfatı ile imzalanan 13/11/2007 tarihli Acentelik Sözleşmesi’nin teminatı olarak verilen, 23/03/2011 ipotek tarihli ve … yevmiye nolu taşınmaza ilişkin olarak …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından takip başlatıldığı, başlatılan takip sonucu, takip tarihi itibariyle (10/03/2016) zamanaşımının kesildiği ve böylece yeniden işlemeye başlayacak zamanaşımı süresinin ise 10.03.2021 tarihinde sona ereceği, mahkememizde açılan davanın açılış tarihinin 26/08/2016, ıslah tarihinin ise 16/04/2019 tarihi olduğu anlaşıldığından, gerek dava açılış ve gerek se ıslah tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin henüz dolmadığı anlaşıldığından, davalı yanın zamanaşımı def’ine itibar edilmemiş ve yargılamaya devam olunmuştur.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde de;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, Acentelik sözleşmeden kaynaklı alacağın tahsili istemine ilişkin olduğu, bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm delillerin toplandığı, bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alındığı, alınan raporunun denetlenmesinde de, raporun hukuki yönleri ayrık olmak üzere, yapılan tespitler bakımından ayrıntılı ve gerekçeli olduğunun anlaşıldığı ve hükme esas alınmasına karar verildiği, alınan rapor sonucu sigorta şirketinin defterlerinin TTK hükümlerine göre ispat belgesi olan defterler niteliği taşıdığı, şirket kayıtlarının ispat aracı niteliğinde olması sebebiyle, Acente tarafından sunulan dilekçede yer alan beyanların kabul edilmesinin ancak net ve müspet bir delil sunulması ve iddia edilen borcun ödendiğine dair banka ödeme dekontu/makbuzu/belgelerinin bizzat ibraz edilmesi ile mümkün olabileceği, ayrıca bu ödemelerin hangi poliçe borçlarına ait yapılmış olduğunun bildirilmesi ve belgelenmesi gerektiği, taraflar arasında mutabakat yapma zorunluluğunun, hem Acentelik sözleşmesi hem de Sigorta Acenteleri Yönetmeliği’nde düzenlenmiş olduğu, sigorta şirketinin kayıtlarına itiraz eden acentenin faaliyeti süresince herhangi bir mutabakat itirazına rastlanılmadığı, sigorta şirketinin acentenin borcunu ödememesi üzerine, 15/01/2013 tarihinde icra yoluyla teminatı nakde çevirme yoluna başvurduğu ve icranın durdurulması üzerine de 26/08/2016 tarihinde de iş bu davanın açıldığı, yapılan hesaplamalar sonucu da Acentenin Sigorta şirketine, 07/05/2015 tarihi itibariyle olan 103.131,12 TL prim borcunun 31/12/2017 tarihi itibariyle 108.140,31 TL olduğunun tespit edildiği, bu haliyle yapılan değerlendirmede de, tamamen teknik inceleme sonucu düzenlenen iş bu rapora itibar edilerek davanın kabulüne, ayrıca davacı yanca ileri sürülen zamanaşımı def’inin de yukarıda yazılı gerekçelerle reddine ve ayrıca alacağın tamamına, davacı tarafından keşide edilen 07/05/2015 tarihli noter ihtarnamesinde toplam alacağın 103.131,12-TL olduğu belirtilmiş ve davalı yan da alacağın tamamı yönünden temerrüde düşürüldüğünden, kabul edilen alacağın tamamına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile;
1-103.131,12 TL’nin, dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken 7.044,89 TL nispi karar ve ilam harcının peşin ve ıslahla alınan 1.761,22 TL harçtan mahsubu ile bakiye 5.283,67 TL harcın davalıdan alınıp, Hazineye GELİR YAZILMASINA,
-Davacı tarafından ilk dava açılırken ve ıslahla yatırılan 1.761,22 TL harç parasının davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinden başvuru harcı 29,20 TL, posta gideri 222,60 TL, bilirkişi ücreti gideri 1.200,00 TL olmak üzere toplam: 1.451,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 13.747,46 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
6-HMK 120. maddesi gereğince; taraflarca yatırılan gider avansı ile varsa delil avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
7-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 22/02/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸