Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/868 E. 2018/1015 K. 30.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/868
KARAR NO : 2018/1015
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 25/08/2016
KARAR TARİHİ: 30/10/2018
Davacı yanca davalı yan aleyhine açılan davanın yapılıp sona erdirilen açık yargılaması sonunda,
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
AÇILAN DAVA VE İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirkete sigortalı …’ın malik ve işleteni, olduğu … plakalı aracın 24/01/2015 tarihinde müvekkilinin… plakalı araca çarpması sonucunda müvekkilinin aracında hasar ve değer kaybı meydana geldiğini, araçta meydana gelen değer kaybının ödenmesi hususunda yapılan başvuruya davalı tarafından herhangi bir cevap verilmediğini, açıklanan nedenlerle; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 250,00 TL değer kaybı bedelinin poliçe limitleri dahilinde temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEPLER:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığını, değer kaybına ilişkin taleplerin dolaylı zarar niteliğinde olduğundan KZMSS sigortası teminatı dışında kaldığını, sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu yönündeki iddiaların kabul edilemeyeceğini, davacının faizin başlangıcına ilişkin taleplerinin de kabul edilemez nitelikte olduğunu belirterek haksız ve hukuka aykırı davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, MAHKEMECE VARILAN NİTELENDİRME VE SONUÇ:
Tarafların Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca hasrettikleri delilleri toplanmıştır.
Ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmıştır. Somut olayda hukuki ihtilaf davacının temlik aldığı dava dışı temlik verenin aracında değer kaybı meydana gelip gelmediği ve varsa bundan davalı yanın sorumlu olup olmadığı noktasındadır.
Yargıtay içtihatlarında ve ZMM poliçesi genel şartlarında da belirtildiği gibi Davacıya ait araçta meydana gelen araç hasarı ve değer kaybı gerçek zarar kapsamında olmakla diğer koşulları bulunması halinde değer kaybı zararı istenebilir ve sigorta şirketinin sorumluluğunda bir zarar kalemidir.
Bu kapsamda aracın yaşı, modeli, km si , kaza geçmişi, onarım durumu, değişen parçaların nevi ve miktarı gibi hususlar gözetilerek yaptırılan bilirkişi incelemesine göre araçta 5.000,00 TL değer kaybı zararı meydana geldiği tespit edilmiştir.
Davacı yan başlangıçta belirsiz alacak davası olarak açtığı davada somutlaştırma dilekçesini vermiş ve harcını ikmal etmiştir.
Davalı yan davacı yanın ıslah adı altında yaptığı bu somutlaştırmaya karşı zamanaşımı itirazında bulunmuştur.
Esasen araçta kaza sonucu oluşan değer kaybı zararının tespiti, yapılacak yargılama sırasında bilirkişi incelemesi sonunda belli olacaktır. Bilirkişi trafik kazasına karışan davacıya ait aracın hasar sonrası durumunu inceleyerek yapacağı değerlendirme üzerine davalıdan talep edilebilecek alacak miktarını saptayacaktır. Bu durumda araç değer kaybına dair davaya konu talep miktarının taraflar arasında tartışmasız ve açıkça belirli olmadığı anlaşılması karşısında, dava belirsiz alacak davasıdır. 2918 Sayılı KTK.’nun 109/1. maddesi uyarınca, motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine dair talepler, zarar göreninin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Belirsiz alacak davasında, zamanaşımı yalnızca dava açılan kısım için değil tüm dava için kesilir. Davacı, zararlarını bilirkişi raporu ile tam ve kesin olarak öğrenmiş ve sonradan harcını da tamamlamışdır. HMK 107-448 maddeleri hükmüne göre dava, belirsiz alacak davası olarak nitelendirilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle ve dosya içeriğine göre;
1-Davanın ıslah dilekçesi de dikkate alınarak KABULÜ ile, 5.000,00 TL’nin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine, dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
2-Alınması gereken 327,55 TL nispi karar ve ilam harcından peşin ve ıslah ile birlikte alınan toplam 111,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 216,35 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR YAZILMASINA,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinden olan peşin harç, başvuru harcı ve ıslah harcı toplamı: 169,40 TL, posta gideri 152,25 TL, bilirkişi ücreti gideri 400,00 TL olmak üzere toplam: 721,65 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.180,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
5-HMK 120.maddesi gereğince; davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı yanın yokluğunda HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.
Katip
Hakim