Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/843 Esas
KARAR NO : 2018/680
DAVA : İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/08/2016
KARAR TARİHİ : 04/07/2018
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesini özetle; müvekkili banka ile davalı borçlu arasında 31.07.2015 Tarihli genel kredi sözleşmesi gereği şirket kredi kartı ticari kredili mevduat hesabı ve taksitli ticari kredi açılıp kullanıldığını, diğer davalı … ‘ nın Genel kredi sözleşmesini müşterek kefil sıfatı ile imzaladığını, kredi geri ödemelerinin zamanandı yapılmaması üzerine kredi hesaplarının 30.03.2016 tarihli ve 07579 yevmiye numaralı borcun ödenmesi ihtarını ve kullandırılan kredilere ilişkin hesap özetlerini içeren ihtarname keşide edilreek hesap kat ihtarı gönderildiğini, kat ihtarı ile verilen süre içinde boırcun ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine İstanbul … İcra Md….E. Sayılı dosyası üzerinden 56.712,54-TL alacak için icra takibi başlatıldığını, davalıların borca ve faiz ile faiz oranlarına itiraz ettiklerinden takibin durduğunu, Bankacılık Genel Kredi sözleşmesi ve bu sözleşmeye istinaden kullandırılan kredilerden kaynaklanan borca davalını nitirazının hukuki mesnetten yoksun olduğunu, sözleşme maddelerinde faiz tutarı, faiz türleri ve faiz oranlarının karşılıklı olarak belirlendiği, alacaklı banka belirlenen oranlara göre faiz işlettiği, davalının sözleşmeye ve imzaya itirazı olmadığını, sözleşme hükümleri geçerli ve tarafları bağlayıcı olduğunu, arz ve izah edilen nedenlerle istanbul … İcra Md. … E. Sayılı dosyasına itirazın iptaline ve takibin devamına alacağın %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı şirkete usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip tutanağının tebliğ edildiği, ancak süresinde herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E /
Bilirkişi raporuna göre; detaylı inceleme tespit ve değerlendirmelerin sonucunda 13.06.2016 takip tarihi itibariyle davacı bankanın davalılardan 39.655,07-TL asıl alacaklı, 8.841,80-TL asıl alacak ( KMH kredisi %30,24 Tem. Faizi), 503,16 işlemiş faiz, 25.16-TL %5 BSMV, 18.00-TL işlemiş kredi kartı bakiye faizi, 580,74-TL ihtar gideri olmak üzere toplam 56.248,83-TL alacaklı olduğunu, davacı bankanın tespitlerinden fazla taleplerinin yerinde olmadığını, takip tarihinden itibaren tahsilde tekerrür olmamak üzere 39.655,07-TL asıl alacak için %100, 6.182,81-TL asıl alacak ( KMH) için ise %30.24 temerrüt faizi işletilebileceğini, tespit edilen ve talep edilebilecek davacı banka alacağı davalı kefilin sözleşmedeki kefalet limiti içinde kaldığı, asıl borçlu ile birlikte bankaya karşı tüm borçtan ve ayrıca kendi temerrüdünden de sorumlu olduğunu belirtmiştir.
Dosyada mevcut alanında uzman bilirkişi tarafından yapılan tespitlerde davacının davaya konu hukuki ilişki sebebiyle yukarıda yer alan miktarda alacaklı olduğunun belirlenmiş olması, bankacılık hizmetleri sözleşmesi ve hesap kat ihtarnamesi, davalının hesap durumu dikkate alınarak, davalı hakiki şahısın müşterek ve müteselsil kefil sıfatı ile kredi sözleşmesine imza atmış olması ve bilirkişi tarafından belirlenen faiz doğrultusunda davacının davasının 2004 sayılı İİK md. 67 gereğince “genel hükümler dairesinde” ispat edildiği kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir. Alacak likit olup davalının takibe itirazı haksız bulunduğundan 2004 sayılı İİK md. 67/2 gereğince davacı yararına icra-inkar tazminatına karar verilmiştir.
T.C. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Esas No : 2015/8328, Karar No : 2017/2710 sayılı ilamında da ” Mahkemece müflis şirkete ait ticari defter ve kayıtların usulüne uygun olarak düzenlenmediği için delil vasfına sahip olmadığı, ayrıca temlik veren banka ile müflis şirket arasında düzenlenen kredi sözleşmelerinin ilgili maddeleri uyarınca banka kayıtlarının kesin delil olacağına dair delil sözleşmeleri bulunduğu, banka kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne” dair yerel mahkeme kararı onanmıştır. Davalı tarafından yapılmış bir ödeme var ise bunun davacı banka kayıtlarında yer alıyor olması gerekmektedir.
İcra-inkar tazminatı ile ilgili olarak; Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Esas No : 2014/7674 ve Karar No : 2014/20655 sayılı kararında “2004 sayılı İİK’nun 67. maddesinin 2. fıkrasında; “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötüniyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir” hükmüne yer verilmiştir.
Yargıtay Daire’leri ve Hukuk Genel Kurulu’nun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında İİK’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Borçlu, ne kadar borçlu olduğunu yada olmadığını her zaman kendi elinde olan delil ve bilgilerle bilme ve araştırma olanağına sahip olmayabilir. Borçlu, açıkça belli olmasa bile ne kadar borçlu olduğunu objektif kriterlere göre tespit edebiliyor veya edebilecek durumda yada tespit edebilmek için gerekli olan unsurlara ve bilgilere sahipse, alacak likit ve muayyen sayılır. Takibe konu alacağın yargılama faaliyetine ihtiyacı olup olmadığı takip talepnamesinde belirtilen rakamlarla, yargılama sonunda ortaya çıkan rakamların farklı ve takip talepnamesinden daha az olmasından da anlaşılabilir. İtirazın iptali davasına konu olan alacağın gerçek miktarının hesaplanması bilirkişi incelemesini gerektiriyorsa, takibe konu olan alacağın miktarı belli olmaktan çıkmıştır.” görüşüne yer verilmiştir. Her ne kadar dosyamızda bilirkişi incelemesi yapılmış ise de uyuşmazlığın alacağın miktarı ile ilgili değil var olup olmadığı noktasında toplandığından incelemenin alacağın var olup olmadığı hususunda mahkememizce yaptırılmış olması, davalının banka kayıtlarından borç miktarı tetkik edip tespit etme imkanı bulunması sebepleriyle alacağın likit olduğu kanaatine varılmıştır.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ ile,
2-Davalının İstanbul …İcra müdürlüğünün… Esas sayılı takibe itirazının kısmen İPTALİNE, takibin kaldığı yerden 39.655,07 TL ve 6.182,81 TL asıl alacak, 8.841,80 TL işlemiş faiz, 442,09 TL BSMV, 503,16 TL işlemiş faiz, 25,16 TL BSMV, 18.00 TL Kart bakiye, 580.74 TL ihtar gideri TOPLAM: 56.248,83 TL üzerinden, 6.182,81 TL asıl alacağa %30,24, 39.655,07 TL asıl alacağa %100 olmak üzere takip tarihinden itibaren DEVAMINA, fazlaya ilişkin 2.596,10 TL bakımından yerinde olmayan davanın REDDİNE,
3-Kabul edilen alacağın (56.248,83 TL) %20’ı tutarında icra inkar tazminatı olan 11.249,76 TL takdirine, takdir olunan bu icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Alınması gereken 3.842,36-TL nisbi ilam harcından peşin alınan 710,69-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 3.131,67- TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacının ilk dava açılırken peşin olarak yatırdığı 710,69-TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacının yaptığı ilk masraf 40,30-TL, 700,00-TL bilirkişi ücreti, 179,80-TL posta gideri ücreti olmak üzere toplam 920,10-TL’nin red ve kabul oranına göre 879,52-TL ‘nın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 6.537,37 TL ücreti vekaletin davalılardan alınıp davacı tarafa VERİLMESİNE,
7-Davacının HMK 120 madde gereğince yatırdığı gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair; davacı vekili yüzüne karşı, davalılar yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır