Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/816 E. 2018/524 K. 31.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/816 Esas
KARAR NO : 2018/524
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 05/08/2016
KARAR TARİHİ : 31/05/2018
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Genel Kurul Kararının İptali İstemli davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili tarafından Mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin davacı müvekkilinin bilgi alma ve inceleme hakkını kasten ihlal etmesi, finansal tabloların incelenmeksizin onaylanmış olması, yönetim kurulu üyeleri ve bağımsız denetçinin doğrudan doğruya ibra edilmiş olması tüm yönetim kurulu üyeleri ibra edilmişken sadece davacı müvekkilinin kasten ve cezalandırılırcasına ibra edilmemiş olmasını, yönetim kurulu üyeliğinden çıkarıldığını, davalı şirketin senelerdir kasten kar payı dağıtmamış olması sebepleriyle mezkur genel kurulda alınan kararların yürütülmesinin geri bırakılması gerektiğini, 06/05/2016 tarihinde yapılan Olağan Genel Kurul’da müvekkili pay sahipliğinden kaynaklanan haklarının birden çok defa ihlal edilmesi ve bilgi alma hakkının haksız şekilde engellenerek yasanın amir hükümlerine aykırı hareket edilmesi nedeni ile alınan genel kurul kararlarının öncelikle butlan ile malul oldğunun tespitine, bu kararların hukuka, yasaya ve Medeni Kanunu’nun 2 maddesine açıkça aykırı olması nedeni ile iptaline ve karar tarihine kadar yürütülmesinin geri bırakılması ile tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı şirket vekili tarafından Mahkememize verilen cevap dilekçesinde özetle; dava şartının haiz olmadığından tümü bakımından ise maddi vakıalara ve hukuka uygun olmadığından davanın tüm talepler yönünden reddine karar verilmesini, davacının dürüstlük kuralına, iyi niyete ve yasaya aykırılık yönündeki iddialarının da dayanaksız ve geçersiz olduğundan bu nedenlerle de reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirket tarafından genel kurul çağırısının usulüne uygun olarak yapıldığını, davacının bilgi alma haklarının hiçbir surette engellenmediğini, TTK’nun 437 maddesi çerçevesinde genel kurul öncesinde incelemeye gelmeyen davacı taraf ve vekillerinin bilgi edinme hakkını kullanmak için başkaca bir girişimde bulunmadıklarını, davacı tarafın yasal şartları taşımayan ve yasaya aykırı Genel Kurul Kararlarının yürütülmesinin geri bırakılması talebinin reddine, tamamen usul ve yasaya uygun biçimde alınmış olan davaya konu Genel Kurul Kararlarının butlan veya iptali talebinin reddine, davaya konu taleplerin haksız, hukuka aykırı ve herhangi bir yasal veya fiili dayanaktan yoksun ve kötü niyetli olmaları nedeniyle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava, TTK nun 445, 446 ve 447.maddelerine istinaden açılmış olup, talep; davalı şirketin 06/05/2016 tarihinde yapılan 2015 yılına ilişkin Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan kararların butlan ile malul olduğunun tespiti ve iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekilinin dosyaya ibraz ettiği belgeler, taraflar arasında görülen davalara ilişkin talep ve belge örnekleri, 06/05/2016 tarihli genel kurul toplantı tutanakları ve müstenidatları, şirketin sicil dosyası, sunulan belgeler ve şirket ticari defter ve dayanak kayıtları ile getirtilen vergi dairesi kayıtları ve ilgili şirket defterleri üzerinde inceleme yapan bilirkişilerce düzenlenen rapor ve ek rapor davanın delillerini oluşturmaktadır.
TTK’ nun 446. maddesi toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini zabta geçirten pay sahiplerinin, TTK 445.madde de belirtildiği gibi, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, tarihlerinden itibaren 3 ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemeye müracatla iptal davası açabilecekleri hükümlerini düzenlemiş bulunmaktadır. Keza TTK 447. Madde de batıl genel kurul kararlarına dair düzenlemeye yer verilmiştir. Şirketin celpolunan sicil dosyasından müseccel adresinin mahkememiz yargı yetkisi alanında kaldığı ve davanın da yasada öngörülen 3 aylık hak düşürücü süre içinde açıldığı görülmüş, davanın açıldığı yönetim kuruluna ilan ettirilmiştir.
Davalı şirketin anılan tarihte Olağan Genel kurul toplantısının yapıldığı ve davalı şirketin %0,17 TL lik hisse oranına sahip ortağı konumundaki davacının butlan ve iptal istemine konu Genel Kurul kararlarına muhalif kaldığı anlaşılmaktadır. TTK 446 maddesindeki düzenleme dikkate alındığında bu maddede yer verilen dava açma şartının gerçekleştiği tespit edilmekle, iptal istemine konu kararların, mutlak butlanla batıl olup, olmadığı ve kanuna esas sözleşmeye veya iyi niyet kurallarına aykırı olup olmadıklarının incelenmesinde; genel kurulun 1 maddesinde, toplantı başkanlığına seçim yapılması ve bu hususta yetki verilmesine oybirliğiyle karar verildiği ve genel kurulda hazır bulunanlar listesinin imzalandığı, davacı yanın toplantı günü ile gündem ve ilanın çıktığı veya çıkacağı gazetenin iadeli taahhütlü mektupla bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmediğinden bahisle, toplantı çağrı usullerine uyulmamış olması nedeniyle toplantının açılmasının ertelenmesi veya iptal edilmesi talebinde bulunduğu, buna karşın hazirun cetvelinde belirtilen adreslere bildirim yapıldığı ve tebligatlarında tebliğ edildiği, ayrıca davacı tarafça da 02/05/2016 tarihli vekaletname tanzimi ile temsil için yetki verdiği bu itibarla Genel Kurul Çağrı usulünün yasaya uygun bulunduğu belirtilerek 4.807.100 adet olumlu oya karşılık 2.360.952.009 adet olumsuz oy ile toplantının yapılmasına oy çokluğu ile karar verildiği, 2 maddesinde; faaliyet raporu ve bağımsız denetim raporunun okunup davacı vekilinin talebi üzerine gelir tablosu ve bilançonun bir kopyasının verildiği, buna karşın davacı tarafça faaliyet raporu ve denetim raporunun şirket merkezi yanında ayrıca, şirkete ait şubelerde hazır bulundurulmadığı ve toplantı tarihinden en az 15 gün önce pay sahiplerinin incelemesine hazır edilmediği gerekçesi ile karara muhalif kalındığı, bu yönde bir tespit ve delil var ise ibrazının davacı taraftan talep edildiği, bu hususta bir belge olup olmadığının taraflarınca bilinmediğinin bildirildiği, 3 maddesinde bilanço ile kar-zarar hesaplarının okunup müzakere edildiği, yine davacı tarafça yukarıda belirtilen itirazlar tekrarlanarak pay sahibi olmadan kaynaklanan bilgi alma ve inceleme hakkının bu şekilde ihlal edilmesi sebebiyle karara muhalif kalındığı,buna karşın toplantı tarihinden en az 15 gün önce hazır bulundurulması gereken tüm belgelerin bu süre içinde hem şirket merkezinde hem de şubelerde pay sahiplerinin incelemesine hazır bulundurulduğunun belirtildiği, davacı yanın özel denetçi atanmasına ilişkin talebinin de aynı oy oranları ile oy çokluğu ile ve 2005 yılı mali yılına ait bilanço ile kar-zarar hesapları ve eklerinin tasdikinin de aynı oy oranları ve oy çokluğu ile kabul edildiği, davacı yanın bu kararlara da muhalif kaldığı 4 maddesinde yönetim kurulu başkanı, başkan vekili ve üyelerin ibrasının oya sunulduğu yönetim kurulu başkanlığı oy birliği ile ibra edildiği, başkan vekilinin yine yukarıda belirtilen oy oranları üzerinden ibra edildiği, diğer yönetim kurulu üyesi …’nun çekimser oylar red oyu sayılarak oybirliğiyle ibra edilmesine, Yönetim kurulu üyesi …’in çekimser oylar red oyu olarak kabul edilerek ibrasının reddine karar verildiği, 5 maddesinde denetim faaliyetleri yönünden oy çokluğu ile ibraya karar verilip davacı yanın yukarıda belirtilen gerekçelerle karara muhalif kaldığı, 6 maddesinde kağıt dağıtılmamasına ilişkin 18/03/2016 tarihli ve 05 sayılı şirket yönetim kurulu teklifinin yine yukarıda belirtilen oy oranları ve davacı tarafın muhalefeti ve oy çokluğu ile kabul edildiği, davacı yanın kar payı dağıtılmaması konusunda alınan kararın objektif iyi niyet kurallarına aykırı ve keyfi olması sebebiyle karara muhalif olduklarını ifade ettiği ve 7 maddesinde; şirket yönetim kurulu üyeliklerine ilişkin seçim yapıldığı davacı yanın; yönetim kurulu üyelerinin belirlenme şekli ve üye isimleri ve davacının yönetim kurulu üyeliğinden çıkarılmasının iyi niyet kurallarına, hakkaniyete aykırı olup, maksatlı olduğu konusunda ciddi emareler bulunduğu düşüncesi ile karara muhalif kalındığına ilişkin şerh düşüldüğü, 8 maddesinde; denetçi atanmasına ilişkin oy çokluğu ile aynı şekilde karara bağlandığı, 9. Maddesinde, şirket esas sözleşmesinin, pay senetlerinin devri başlıklı 9 maddesi, yönetim kurulunun süresi başlıklı 14. Maddesi, toplantı ve karar yeter sayısı başlıklı 26. Maddesi ve esas sözleşme değişikliği başlıklı 28.maddesinin tadiline dair tadil metninin oylamaya sunulduğu ve aynı şekilde oy çokluğu ile karar verilip davacı tarafça pay sahiplerinin eşit işleme tabi tutulması ilkesine, objektif iyi niyet kurallarına açıkça aykırı olması ve pay sahibinin kanuni haklarını kullanması engeller nitelikte olmaları gerekçeleriyle karara muhalefet edildiği, 10. Maddesi ile de TTK 395 ve 396 Maddelerinde belirtilen hususlarda faaliyette bulunabilmesi bakımından yönetim kuruluna yetki verilmesinin oylamaya sunulduğu ve davacı yanın çekimser oyu ile ve çekimser oylar red oyu kabul edilerek karara bağlandığı anlaşılmaktadır. Davalı şirketin usulüne uygun tutulan ticari defter ve dayanak kayıtları kapsamına göre yatırım süreçlerinin devam etmesi ve ‘yapılmakta olan yatırımlar’ hesabındaki artışın bir önceki yıl sonuna göre ‘yaklaşık 25.000.000-TL düzeyinde olduğu dikkate alındığında şirketin kaynak gereksiniminin sürdüğü, şirket finansman politikasının yatırımların uzun vadeli kaynaklar ile finansmanına dayalı fakat uzun vadeli yabancı borç kaynak kullanılmadan öz kaynaklar ve ortaklardan sağlanan ek kaynaklarla finansmanı yönünde olması karşısında davalı şirket varlık ve kaynak yapısı ile yatırım süreçlerine dayalı olarak kar dağıtımı yapılmaması yönündeki yaklaşımın finansal yönden de uygun olduğu 14/04/2016 tarih ve 9054 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanan 2015 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı Çağrı ilanında ‘Şirketimiz merkezinde bulunan kar ve zarar hesabı, bilanço, yıllık rapor ve safi kazancın nasıl dağıtılacağı konusundaki teklifler ve denetçi raporu ortaklarımızın incelemesine sunulmuştur’ ifadesine yer verildiği, dosyada mevcut ve şirket ortaklarına gönderilen çağrı mektubunda yine yukarıda belirtilen ifadelerle bunların ortakların incelemesine sunulduğunun, ifade edildiği, çağrı mektubunun davacıya 06/04/2016 tarihinde iadeli taahhütlü olarak gönderilip, 08/04/2016 tarihinde teslim alındığı, keza diğer bir çağrı mektubunun da yine davacının başka bir adresine aynı tarihte gönderildiği ve bu gönderinin de o adreste 09/04/2016 tarihinde teslim alındığı anlaşılmaktadır. Keza Olağan Genel Kurul Toplantısının yapılabilmesi için ortaklara çağrı ilanının 12/04/2016 tarihli Yenigün Gazetesinde de ilan edildiği tespit edilmiştir. 06/05/2016 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısına katılanlar listesinde şirket sermayesinin 32.409.844,27-TL olduğu ve sermayenin tamanının ödendiği, her bir payın 0,01 TL itibari değerde olup, asaleten ve vekaleten toplantıya katılanların sermayeye 23.657.591,09-TL lik kısmını oluştuğu, kalan 8.752.253,68-TL lik sermayenin ise Biz … A.Ş’ye ait olup, kısmi bölünme sebebiyle adı geçen şirkete ait hisselerin TTK 389 maddesi uyarınca genel kurul toplantı hesabında dikkate alınmadığı, pay sahiplerinin incelemesine sunulan belgelerin toplantı tarihinden en az 15 gün önce hazır bulundurulmasına ilişkin TTK 437 madde hükmüne aykırı bir uygulama yapıldığına dair delil mevcut olmadığı gibi belgelerin pay sahiplerinin incelemesine hazır bulundurulduğu, özel denetçi atanmasına ilişkin talebin ve pay sahiplerine temettü dağıtılmayıp kanuni yedekler ayrıldıktan sonra kalanın yedek akçelere ayrılması hususundaki 18/03/2016 tarihli ve 5 sayılı yönetim kurulu kararlarının da oy çokluğu ile kabul edildiği keza esas sözleşmenin değiştirilmesine ilişkin teklifin de yine oy çokluğu ile benimsenip butlan ya da kanuna, ana sözleşme veya objektif iyi niyet kurallarına aykırı bir hususun bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Açıklanan tüm bu sebeplerle butlan ve iptal istemine konu 06/05/2016 tarihli, 2015 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan kararların batıl oldukları ya da kanuna, ana sözleşmeye veya afaki iyiniyet kurallarına aykırı bir yönünün bulunmaması nedeniyle yerinde görülmeyen davanın reddine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Yerinde görülmeyen davanın reddine,
2-Alınması gereken 35,90-TL harçtan peşin alınan 29,20-TL’den mahsubu ile eksik kalan 6,70-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafından yapılan 104,30-TL (vekalet harcı +tebligat giderleri) yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve taktir olunan 2.180,00-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalı yana VERİLMESİNE,
6-Taraflarca HMK 120 madde gereğince yatırdıkları gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara İADESİNE,
Dair, karar taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …