Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/770 E. 2019/981 K. 17.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/770
KARAR NO : 2019/981

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/07/2016
KARAR TARİHİ : 17/12/2019

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … nolu 19.11.2013-19.11.2014 vadeli nakliyat poliçesi ile sigortalısı dava dışı …A,Ş’nin yurt dışına ihraç ettiği “masa koruyucu PVC” emtiasının Türkiye-Fransa arasında yapılan nakliyatın, davalının sigortalısı…A.Ş tarafından gerçekleştirilmiş olduğu,emtianın Fransa’daki ithalatçısına vardığında yapılan kontrollerde hasarlı olduğunun görülmesi üzerine, dava dışı sigortalısı tarafından müvekkiline hasar ihbarında bulunulduğu, sonrasında görevlendirilen eksper tarafından düzenlenen ekspertiz raporu doğrultusunda, dava dışı sigortalısına 5.129,36 TL hasar tazminatının ödenmiş olduğunun, müvekkilinin zararın 3.kişinin kusurlu hareketi nedeniyle gerçekleşmesi sebebiyle … A.Ş aleyhine dava hakkı bulunduğunu, ayrıca halef sıfatıyla ödediği zararı … A.Ş ‘den rücuan talep edebileceğini, … A.Ş ‘nin sigortacısı davalıya bu talebin rücuan iletildiği ancak 3 aylık protokol süresi boyunca davalının bu ödemeyi yapmaması nedeniyle davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası kapsamında icra takibi yapıldığını, açıklanan nedenlerle; itirazın iptali ile takibin devamına, % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

S A V U N M A /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; usül yönünden Zamanaşımı itirazında bulunmuş, esasa ilişkin olarak da; dava dışı sigortalıları … A.Ş tarafından Türkiye -Fransa arasında taşınması üstlenilen emtianın, müvekkili nezdinde Yurt İçi Taşıyıcı Sorumluluk Sigorta Poliçesi ve ve bu poliçede verilen teminatlar kapsamında sigorta ettirilmiş olduğunun, dava dışı …A.Ş’ye emtianın öncelikle ihracatçının işyerinde … A.Ş ‘nin sorumluluğunda … plakalı araca yüklenerek, … A.Ş ‘nin Avcılar’daki tesisinde parsiyel yük olarak… plakalı yarı römork’a aktarılarak Fransa’y sevk edildiğinin, aracın Fransa’daki ithalatçının adresine varmasını takibin yapılan kontrolde emtianın bir kısmının hasarlı olduğunun görülerek, CMR üzerine “Palet 4 ve Palet 7 deki mallar “hasarlıdırşeklinde şerh düşülmesi sonrası emtianın teslim alındığının, dava dışı … A.Ş tarafından yapılan hasar ihbarı sonrası hasar dosyası açılarak eksper görevlendirldiğinin, eksper tarafından düzenlenen raporda; emtianın … A.Ş tarafından ihracatçının tesisinden alınması esnasında bir hasar tutanağının düzenlenmiş olduğu, Avcılar tesisinde hasarsız olarak konteynırlara aktarıldığı, alıcı adresinde eksper tarafından yapılan kontrolde, emtianın palet üzerine yan yatmış olup, palet yapılarının kısmen bozulduğu ve rulo halindeki emtianın uçlarını kıvrılmak/kırışmak suretiyle ile kısmen hasarlanmış olduğunun tespit edildiğini, eksper tarafından hasar hatalı istif ve sabitleme nedeniyle aracın seyri esnasında emtianın yan yatması ve üzerlerindeki ruloların ağırlığı nedeniyle alttaki ruloları ezmesi şeklinde tespit edilmiş olduğunu, sonuç olarak hasarın poliçe teminat kapsamında olmadığı anlaşıldığından … A.Ş’nin tazminat talebinin reddedildiğinin belirtilerek davanın usulden ve esastan reddi gerektiğini savunmuştur.

G E R E K Ç E /
Dava, davacı tarafından dava dışı sigortalıya ödenen tazminatın, nakliyecinin sigortacısı konumunda bulunan davalıdan CMR hükümlerine göre rücuen alacağına yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamı ve %20 icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Tarafların Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca hasrettikleri delilleri toplanmıştır.
Ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmıştır.
Davacı-alacaklı tarafça İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 13/03/2015 tarihinde davalı-borçlu hakkında başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde müvekkili sigorta şirketince sigortalı şirket tarafından temiz, sağlam ve noksansız teslim alınan emtianın Türkiye’den Fransa’ya nakli sırasında taşınan emtianın hasarlanması nedeniyle meydana gelen hasar nedeniyle ödenen tazminatın protokol süresi geçmesi nedeniyle rücuen tahsili istemi dayanak gösterilmek suretiyle takip tarihinden itibaren 5.129,36- TL asıl alacak ve 1,26 TL işlemiş avans faizi olmak üzere toplam 5.130,62-TL alacağın tahsili talep edilmiş, ödeme emrinin davalı tarafa 17/03/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalı-borçlunun da 23/03/2015 tarihinde itirazda bulunduğu ve takibin bu haliyle durdurulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce, toplanmasına karar verilen tüm deliller toplanmış, davacı iddiası ve davalı savunması karşısında davacının takip tarihi itibariyle talep edebileceği bir rücu tazminatı bulunup bulunmadığının tespiti bakımından konuda uzman Lojistik ve Taşımacılık Uzmanı… ve CMR konusunda uzman … marifetiyle dosya üzerinde günsüz bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilerek dosyaya sunulan bilirkişi raporunda özetle de; “davalı dava dışı sigortalısı … A.Ş ‘nin CMR.m.17 hükmünde sağlam, eksiksiz, tam olarak teslim aldığı nakliye konusu emtiayı, hasarlı olarak teslim etmesi nedeniyle vaki zarardan % 100 kusuru nedeniyle sorumlu olduğu, CMR m.17/II hükmündeki sorumluluktan kurtuluş beyinnelerinden hiçbirine dayanamadığı, CMR m.23/3 hükmüne göre yapılan hesaplama sonucunda taşıyıcının sorumluluk üst sınırının 14.565,60 SDR (79.702,96 TL) olarak hesaplandığı, ancak bu hesaplamanın tamamen mahkemeye fikir vermek amacıyla yapılmış olup, CMR Konvansiyon hükümlerine göre karar
tarihindeki SDR kurunun TL karşılığı alınmak suretiyle hesaplamanın tekrarlanması gerektiği, eksper tarafından tespit olunan 5.129,36’nin gerçek zarar olduğu, gerçek zararını sorumluluk üst sınırı altında kalması nedeniyle dava dışı taşıyıcının gerçek zarardan sorumlu olduğu, dava dışı taşıyıcı … A.Ş ‘nin Yurt İçi Taşıyıcı Sorumluluk Sigortacısı olan davalı sigorta kuruluşunun, düzenlenmiş olduğu poliçe nedeniyle sorumluluğunun bulunup bulunmadığının ancak poliçenin sunulması sonrası incelenebileceği, CMR m.31/1-a hükmüne göre zamanaşımı başlangıç tarihinin 05.12.2013 tarihi olup, 1 yıllık sürenin 05.12.2014 tarihinde dolmuş olduğu, sunulan belgelere göre davacının sigortalısına yapmış olduğu 5.129,36 TL tutarındaki tazminat ödemesinin, Fransa’da yapılan fiili bir ekspertiz sonucu düzenlenen rapora dayanmaması, İstanbul’da masa başında evrak inceleme şeklinde düzenlenen rapora dayanması nedeniyle bu rapora itibar edilip edilmeyeceği hususunun Mahkemenin takdirinde olduğu, sigorta kuruluşunun halef sıfatı kazandığnın kabulü halinde ancak gerçek zarar olan 4.746,84 TL’yi talep edebileceği, poliçe gereği ödenmesi gereken %10 ilave bedeli gerçek zarar kapsamında talep hakkı bulunmadığı, bu miktarın temlikname kapsamında dahi talep edilemeyeceği…” tespitleri yapılmıştır.
Davacı vekilinin 13/03/2018 tarihli dilekçe ekinde mahkememize rücu talebiyle ilgili olarak sistem üzerinden başvuruyla ilgili liste sunulduğu, bu kapsamda başvurunun zamanaşımı kesici bir işlem olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği yönünden bilirkişi heyetinden ek rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen ek raporda da “…davacı vekilinin CMR 32/2 hükmünde def’i olarak sunduğu, listenin şirket içi yazışma ekran çıktığı olup, bu belgenin CMR 32/2 hükmünde yazılı tebliğ yerine geçmesinin mümkün olmadığının açık ve net olduğu, dolaysıyla davacının sunduğu belgenin hiçbir geçerliliği olmadığı gibi, yasal mevzuat dikkate alındığında böyle bir belge sunmasının mümkün olmadığı, sonuç olarak davacının vekili tarafından sunulan belgenin CMR madde 32/2 hükmü kapsamında herhangi bir ispat niteliği bulunmadığı… ” tespitleri yapılmıştır.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde de;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, davacı tarafından dava dışı sigortalıya ödenen tazminatın, nakliyecinin sigortacısı konumunda bulunan davalıdan CMR hükümlerine göre rücuen alacağına yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamı ve %20 icra inkâr tazminatı istemine ilişkin olduğu, bu bağlamda tüm delillerin toplandığı, davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesi ve ekleri kapsamından, davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısı … A.Ş.’ye davaya konu taşıma açısından 5.129,36 TL. hasar tazminatının 04/02/2014 tarihinde ödendiği bu nedenle davacının aktif husumet ehliyetinin bulunduğu, dosya kapsamındaki CMR Taşıma Senedi, Fatura yazışmalar ve diğer belgelerin incelenmesinden CMR 3. Maddesi hükmü çerçevesinde davalı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısı … A.Ş’nin fiili taşımayı gerçekleştirdiği ve davalı sigorta şirketinin pasif husumet ehliyetinin bulunduğu, CMR Konvansiyonu 32/1. Maddesi hükmüne göre bu sözleşme gereğince yapılan taşımalardan doğacak davaların 1 yıl içerisinde açılması gerektiği, CMR madde 32/1.c2’ye göre de zaman aşımı süresinin, teslimde kısmi kayıp, hasar veya gecikmelerde teslim tarihinden itibaren başlayacağı, CMR madde 32/II’ye göre yazılı bir talep taşıyıcının bu talebi yazılı olarak reddetmesi ve talebe ekli belgeleri iade etmesi anına kadar zaman aşımının duracağı, CMR madde 32/III’e göre CMR madde 32/II hükmü saklı kalmak kaydıyla zamanaşımının durması ve kesilmesi hakkında davaya bakan hakimin hukukunun uygulanacağı, bu haliyle yapılan değerlendirmede de, davaya konu taşımada malın alıcıya teslim tarihinin 05/12/2013, davacı sigorta şirketinin ödeme yaptığı tarihin ise 04/02/2014 tarihi olduğu, davacının davalıya karşı İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı icra takibini 13/03/2015 tarihinde açtığı, davacının, ödeme tarihinden yaklaşık 1 yıl 1 ay 10 gün sonra, mal tesliminden de yaklaşık 1 yıl 3 ay sonra icra takibi başlattığı, ayrıca somut olayda, davacı tarafça, CMR madde 32/II. kapsamında zaman aşımının durması ve kesilmesini sağlayacak nitelikte bir belge de sunulmadığı gibi, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin emsal içtihatları dikkate alındığında, taşınan yükün kenarlarının kıvrılmak, kırışmak sureti ile kısmen hasarlanmış olarak taşınmasının da, taşıyıcı açısından kasta ve kasta eş değer kusur oluşturmayacağı, davaya konu somut olayda 1 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanacağı, ancak davanın 1 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde
açılmadığı ve davalının da süresi içerisinde yaptığı zamanaşımı def’i dikkate alınarak davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kuurlmuştur.

H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 87,62 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye 58,42 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı yan davada kendini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınıp, davalıya VERİLMESİNE,
5-HMK 120.maddesi gereğince; davacı tarafından yatırılan gider avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
6-Dosyamız arasında aslı yer alan, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının karar kesinleştiğinde iadesine,
7-HMK Yönetmeliğinin 58/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe çıkartılmasına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı yanın yokluğunda HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır