Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/730 E. 2018/536 K. 04.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/730
KARAR NO : 2018/536
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/09/2015
KARAR TARİHİ : 04/06/2018
Davacı yanca davalı yan aleyhine açılan davanın yapılıp sona erdirilen açık yargılaması sonunda,
AÇILAN DAVA VE İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; yanlar arasında ik akdi bulunduğunu, davalının davacı şirkette çalıştığını, kendi isteği ile görevinden ayrıldığını, sözleşmede rekabet etmeme ile ilgili yükümlülükler bulunduğunu, davalının bu yükümlülüklere aykırı eylem ve işlemlerde bulunduğunu,…Noterliğinin 17.11.2014 tarih ve… yevmiye nolu ihtarnemesinin de sonuçsuz kaldığını, bu nedenle sözleşmeye göre cezai şart ve eğitimi için yapılan giderlerin davalı yanca ödenmesi gerektiğini, bunların tahsili için yapılan takibe davalının haksız yere itiraz ettiğini, itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmolunmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEPLER:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının açmış olduğu davanın kötü niyetli olduğunu, davacının TTK’da yer alan basiretli bir tacir gibi davranmadığını, yine davacının bu davranışının TMK 2.maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile de bağdaşmadığını ve ayrıca tüm bu davranış ve fiillerinde yasalara ve yine İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’ne
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, MAHKEMECE VARILAN NİTELENDİRME VE SONUÇ:
Tarafların Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu uyarınca hasrettikleri delilleri toplanmıştır.
Somut olayda hukuki ihtilaf davalı eski çalışanın davacı ile haksız rekabet teşkil edecek şekilde yeni işinde çalışıp çalışmadığı noktasındadır.
Davacı ile davalının önceden işçi/işveren ilişkisi içinde bulundukları, daha sonra davalının işten ayrılarak benzer mahiyette bir işte çalışmaya başladığı tarafların kabulünde olup, ihtilaflı usus davalının haksız rekabet teşkil edecek bir çalışmasının bulunup bulunmadığıdır.
Davalının davacı şirketteki konumu, yetkileri, sahip olduğu veya olma olanağı bulunan bilgilerin neler olduğu , bunların şirket için önemi ve rakipler yönünden ticari sır niteliği, rekabet oluşturabilecek hangi konularda bilgi ve yetki sahibi olduğu konularında taraf tanıkları dinlenmiştir.
Davacı tanığı Atalay Yenibertiz beyanında “…… ben halen davacı şirkette servis satış uzmanı olarak görev yapmaktayım, davalı da eskiden bu şirkette teknik servis mühendisi olarak görev yapmaktaydı, teknik servis mühendisi olması nedeniyle müşteri portföyündeki şirket ve hastanelerle servis hizmeti verirken irtibat kuran bir kişiydi, bu nedenle davacı şirketin müşteri portföyünü bilebilecek durumdaydı, ki ben kendisini yeni şirketinde ve aynı pozisyonunda birkaç hastanede aynı işi yaparken gördüm. Bu nitelikte bir işte çalışan kişi her ne kadar ihale usulü bir satış veya alım söz konusu olsa da şirketin benzer ihalelerdeki teklif politakasını bilebileceği gibi teknik şartnameleri hazırlayan doktorla görüşürek teknik şartnamelerin kendi menfaatine olacak şekilde hazırlanmasını da sağlayabilir, ancak ben davalının bu yöndeki bir eylemi olup olmadığını bilebilecek durumda değilim, bu ancak ihaleden sonra ihale ilan edildiğinde anlaşılabilir bir durumdur Az önce bahsettiğim husus bizim firmanın çalıştığı pozisyon gereği mümkün olmamaktadır, bu husus daha ziyade diğer rekabet ettiği servis hizmeti verdiği firmalar hakkında olabilir dedi. davalının ihaleler dışında daha önce davacı şirketin müşterisi olup, daha sonra davalı yanın çalıştığı şirketin müşterisi haline gelen herhangi bir kurum veya kuruluş bilmiyorum dedi……. Demiştir.
Davalı vekilinin tanığa halen çalıştığı davacı şirketin doktorlarla görüşüp, ihale şartnamelerine özel bir takım hususlar ekletip, ekletmeyeceğinin sorulmasını talep etmiş ise de Bu husus davacı şirket açısından suç teşkil edecek bir husus olup, tanık da yeminli olarak dinleniyor olması ve taraflar arasındaki davanın esası ile doğrudan ilgisinin bulunmadığı nedeniyle bu husustaki bilgisi sorulmamıştır.
Davalı tanığı … Talimatla alınan beyanında “……davalının halen önceki çalıştığı firmaya benzer bir firmada aynı pozisyonda çalıştığını, medikal firmalarının çalıştığı sektör gereği ihale usulü ile iş alımı yapmalarından dolayı müşteri kapma gibi bir durumun olacağını tahmin etmediğini ….” beyan etmiştir.
Taraf beyanlarından ve davacı yanca sunulan delillerden anlaşıldığı üzere ; davacı yan somut olarak davalının yeni şirketinde kendi müşteri portföyünü yeni şirkete dahil edecek, müşterilerini koparacak şekilde çalıştığına, bu yönde bir müşteri kaybı olduğuna ilişkin bir delil sunmamış ve bunun İHTİMALİ ÜZERİNDEN davasını yönlendirmiştir.
Haksız rekabet bir somut eylemi gerektirir ve bu eylem sonucu da zarar doğar veya doğma ihtimali bulunur.
Davacı tanığının beyanından da anlaşıldığı üzere davalının bu tarz bir girişiminin olduğunu bilmediklerini , davalının çalıştığı konumda ancak gayri ahlaki/ gayri yasal yollar ile ihaleye fesat karıştırarak çalıştığı şirket açısından menfaat sağlamanın mümkün olduğunu beyan etmiş ve bu beyanın doğan sonucu gereği ( suç teşkil etmekle ) davalının önceki çalışmalarında ( davacı şirket nezdinde) veya sonraki çalışmalarında ( dava dışı şirket nezdinde) bu şekilde çalıştığına ilişkin bir iddia ve delil sunmamıştır. Bu yönde bir kamu davası veya savcılık tahkikatından da bahsedilmemektedir.
Bu durumda mahkememizce yasal zemin üzerinden yapılan bir çalışma hayatında ; iş kolunun çalışma prensibi gereği hastanelerin ( kamu/ özel ) medikal cihaz/ sarf malzemesi gibi ürünleri ihale usulü satın aldıkları gerçeği karşısında davalının rekabet edebilecek durumda olmadığının da kabulü gerekmiştir.
Davacının bu şekilde iddiaları kanıtlanmamış olmakla ; tazminat hesabı ve cezai şart alacağı yönünden ayrıca bilirkişi incelemesi de yaptırılmamış ve davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle ve dosya içeriğine göre;
1-Yerinde görülmeyen davanın REDDİNE,
2-Takibin haksız olması tek başına tazminat için yeterli olmayıp, kötü niyetli bir takipten de söz edilemeyeceğinden davalı yanın kötü niyet tazminatı talebinin de reddine,
3-Alınması gereken 35,90 TL ret harcından peşin alınan 1.182,09 TL kısmın mahsubu ile arta kalan 1.146,19 TL kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Davacı tarafnıdan yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp, davalıya VERİLMESİNE,
6-Davalı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 10.580,00 TL nispi ücreti vekaletin davacıdan alınıp, davalıya VERİLMESİNE,
7-HMK 120.maddesi gereğince; taraflarınca yatırılan gider avansı ile varsa delil avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren on beş gün içerisinde Yargıtaya temyiz yolu olanaklı şekilde karar verildi.
Katip …
Hakim …