Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/687 E. 2018/391 K. 07.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/687
KARAR NO : 2018/391
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/06/2016
KARAR TARİHİ : 07/05/2018
Davacı yanca davalı yan aleyhine açılan davanın yapılıp sona erdirilen açık yargılaması sonunda,
AÇILAN DAVA VE İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; haksız olarak müvekkilinden tahsil edilen 11/04/2016 tarih…nolu fatura bedeli 5.919,74TL nin haksız iktisap tarihiden itibaren ticari avans faiz… nedeni ile bankaya ödediği faiz ile birlikte tahsili talep etmektedir. Taraflar arasında 2012 den beri devam eden Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi 20/02/2016 tarihi itibari ile fesih edildiğini, davalı erken fesih nedeni ile müvekkiline 11/04/2016 tarih … nolu fatura 5.919,74TL bedelli e-faturayı cezai şart bedeli olarak gönderdiğini, taraflar arasında imzalanan 2012 yılındaki sözleşmede erken fesih ile ilgili bir cezai şart bulunmadığını bu sebeple bu faturanın sözleşmede dayanağı bulunmadığından faturaya itiraz edilerek iade edildiğini, haksız olarak müvekkilden tahsil edilen 11/04/2016 tarih … nolu fatura bedeli 5.919.74TL nin haksız iktisap tarihinden itibaren ticari avans faizi, … nedeni ile bankaya ödedikleri faiz ile birlikte tahsiline, harç masraf ve ücreti vekaletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesin talep ve dava etmektedir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEPLER:
Davalı, cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında 2012’den beri devam eden…Sözleşmesi’nin 20/02/2016 tarihi itibariyle feshedildiğini , müvekkilinin erken fesih nedeniyle 11/04/2016tarihli 5.919,74 TL’lik e-fatura cezai şart bedeli olarak gönderildiğini, ancak taraflar arasında münakit sözleşmede erken fesih ile ilgili cezai bir şart bulunmadığını bu sebeple faturaya itiraz edilerek geri gönderildiğini, ancak müvekkilinin davacıya ait banka şubesinden doğrudan borçlanma sistemi yolu ile fatura bedelini tahsil ettiğini ve e-faturayı yeniden kendilerine gönderdiğini, bunun üzerine yeniden itiraz edildiğini, müvekkilinin zararı doğduğundan bahsettiğini oysaki elektrik satım firmalarının elektrik enerjisini günlük olarak satın aldığından davacı sebebiyle elektrik satın almış olmadıklarını ve bu bedelin iadesi gerektiğini iddia ederek 5.919,74 TL ‘nin haksız iktisap tarihinden itibaren ticari avans faizi ve…(doğrudan borçlanma sistemi) nedeniyle bankaya ödediğini iddia ettiği faiz ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Ancak davacının talepleri haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olmakla birlikte basiretli birer tacir olan taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümlerine de aykırı olduğunu. Aşağıda açıklanan nedenlerle davacının haksız ve dayanaksız davasının reddi talepli dilekçesidir. Davacı, dava dilekçesinde iki ayrı alacak kalemi yönünden talepte bulunmuş ancak yalnızca bir yönünden dava değeri gösterildiğini, dava dilekçesi HMK md. 119’a ve harçlar kanunu md. 16/3’e uygun olmadığından, davacının taleplerini açıkça ortaya koyması ve dava değerini belirtmesi gerektiğini, huzurdaki davada davacı, ödemek zorunda kaldığını iddia ettiği haksız fesih tazminatının iadesini istemiş ve dava değerini bu bedel üzerinden 5.919,74 TL olarak gösterdiğini; bu bedelin fer’i niteliğinde haksız iktisap tarihinden itibaren ticari avans faizi de talep ettiğini ancak davacının talep ettiği alacak kalemi bununla sınırlı olmadığını davacı bu bedelin yanı sıra bankaya … sistemi sebebiyle ödemek zorunda kaldığını iddia ettiği faiz bedelinin de iadesini talep etmiştir. Ancak söz konusu bedel 5.919,74 TL’lik alacak kaleminin fer’ niteliğindeki faiz istemi olmayıp ayrı bir alacak kalemi olduğunu … sisteminin kullanılması dolayısıyla banka tarafından davacı tarafa yansıtılan bir bedel olup işbu sebeple bu alacak kalemi yönünden de dava değerinin açıkça belirtilmesi ve harcının yatırılması gerektiğini, davacının alacak kalemlerini ve dava değerini ayrı ayrı ve açıkça belirtmesi için HMK 119. Maddesi gereği ihtaratlı şekilde bir haftalık kesin süre verilmesi ve bu süre içinde eksiklik giderilmediği takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini,
Taraflar arasındaki sözleşmede, sözleşmenin süresi ve fesih usulü belirlenmiş olup davacı sözleşmeyi taraflar arasında münakit sözleşme hükümlerine aykırı biçimde feshettiğini, müvekkilinin sözleşmenin haksız feshi nedeniyle mahrum kaldığı karı talep etme hakkının mevcut olduğunu, söz konusu bedel cezai şart değil davacının haksız feshi nedeni ile müvekkilinin mahrum kaldığı kar olup davacıya erken fesih tazminatı adı altında yansıtılmaktadır. Davacı taraf, müvekkilin erken fesih tazminatı yansıtmasının dayanaksız olduğunu ileri sürdüğünü, ancak davacının sözleşmeyi fesihte haksız olduğunu somut olayda sözleşme süresinden önce feshedildiğini, müvekkilinin sözleşmeye aykırı bir davranışı söz konusu olmadığını, ancak aksinin kabulündü dahi usule uygun bir fesih yapılmadığını işbu nedenle müvekkilinin kanun ve içtihatlar uyarınca sözleşmenin erken ve haksız feshi nedeniyle mahrum kaldığı karı talep etme hakkı bulunduğunu, yani müvekkilinin davacı tarafa yansıttığı erken fesih tazminatı bir cezai şart değil; kar kaybı tazmini olduğunu, davacının haksız biçimde 28/02/2016 tarihinde çıkış yapmasa idi 31/03/2016 tarihinde sona erecek olan sözleşme süresince elde edeceği kazanç üzerinden hesaplama yaparak erken fesih tazminatı talep ettiğini bu hesaplamada bizzat davacının tüketim miktarlarının ortalaması alındığını, davacının yalnız sözleşmede erken fesih tazminatına ilişkin hüküm bulunmadığı iddiasını ileri sürerek bedel iadesi talep etmesinin hukuki bir dayanağı olmadığını, davacı, 5.919,74 TL’lik haksız fesih tazminatı ve bu bedelin fer’i niteliğindeki haksız iktisat tarihinden itibaren ticari avans faizi talebine ek olarak bu edelin fer’i niteliğinde olmayan, ayrı bir alacak kalemi olarak nitelendirilebilecek, … faizi açısından parasal bir dava değeri tayin etmediğinden ve harç yatırmadığından davacıya talebini açıkça ortaya koyması ve eksik harcı tamamlaması için süre verilmesine, tamamlanmadığı takdirde davanın usulden reddine, davacı münakit sözleşmeyi seresinden önce ve sözleşmede belirlenen usule aykırı biçimde müvekkile hiçbir bildirimde bulunmaksızın haksız biçimde feshettiğinden bu durumda müvekkilinin mahrum kaldığı karı erken fesih tazminatı adı altında talep etme hakkı bulunduğundan davanın reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmektedir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, MAHKEMECE VARILAN NİTELENDİRME VE SONUÇ:
Tarafların Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca hasrettikleri delilleri toplanmıştır.
Ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmıştır.
Somut olayda hukuki ihtilaf sözleşmenin süresinden önce davacı yanca sonlandırılması nedeni ile davalının düzenlediği fatura ve bu faturaya istinaden yapılan otomatik tahsilat sonucu tahsil edilen paranın iadesinin gerekip gerekmediği noktasındadır.
Her iki taraf da tacir olup imzaladıkları ve fiilen 4 yıl devam ettirdikleri ticari ilişkilerinde sözleşmenin sonlandırılması durumunda cezai bir müeyyideyi hüküm altına almamışlardır.
Sözleşmenin feshi halinde cezai şart öngörülmemiş ve düzenlenmemiştir.
Ceza-i şart olarak düzenlenen faturanın sonradan bu aslında mahrum kalınan kar faturasıdır şeklinde içeriğinin değiştirilmesi mümkün bulunmadığı gibi, sözleşmede mahrum kalınan karın talep edilebileceği yönünde bir düzenleme de bulunmamaktadır.
Bu nedenle davalı yanın cezai şart olarak düzenlediği sonradan içeriğini dava aşamasında mahrum kalınan kar faturası olarak açıkladığı faturanın mesnedi bulunmadığından tahsil edilen paranın iadesi gerekeceği kanaatine varılmış ve bu nedenle bilirkişi raporundaki hukuki görüşe ( ki bilirkişiye böyle bir görev verilmemiştir) katılmak mümkün olmamıştır.
Davacının ödediği miktar tarafların ortak kabulünde olup harçlandırılan miktara göre ( … bedeli hariç) davanın kablüne karar vermek gerekmiştir.p4
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle ve dosya içeriğine göre;
1-Davanın KABULÜ ile, 5.919,74 TL’nin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine, dava tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
2-Alınması gereken 390,33 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 101,10 TL kısmın mahsubu ile bakiye 289,23 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR YAZILMASINA,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinden peşin ve başvuru harcı toplamı: 130,30 TL, posta gideri 114,00 TL, bilirkişi ücreti gideri 400,00 TL olmak üzere toplam: 644,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı yan davada kendini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.180,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
5-HMK 120.maddesi gereğince; taraflarınca yatırılan gider avansı ile varsa delil avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yanlara İADESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik 341/1 vd.maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi
Katip …
Hakim …