Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/678 E. 2019/758 K. 31.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/678 Esas
KARAR NO : 2019/758

DAVA : TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 20/06/2016
KARAR TARİHİ : 31/10/2019

Davacı tarafından davalı aleyhine mahkememize açılan; “Alacak” davasının yapılan yargılaması sonunda;
D A V A /
Davacı vekili tarafından sunulan 20/06/2019 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle: Müvekkili davacı şirketin uzun süre davalı bankanın … Şubesi ile çalıştığını, çalışmaya başlandığı tarih itibariyle müvekkili şirket yetkililerine ait imza sirküleri teslim edildiği gibi, 01.01.2013/10.09.2015 tarihleri arasını kapsayan Kartal 1.Noterliği’nin 01.08.2011 tarih, … yevmiye no., 30.07.2013 tarih, … yevmiye no. ile…Noteriiği’nin 24.07.2014 tarih, … yevmiye no.lu imza sirküleri ve bunların yayımlandığı… Gazetesinin 24.09.2013 tarih,… sayılı, 07.11.2013 tarih, … sayılı ve 18.06.2014 tarih, … sayılı nüshalarının da davalı banka yetkililerine teslim edildiğini, şirket çalışanlanndan …’in davalı bankanın … Şubesi’ndeki şirkete ait hesaplanndan kendi düzenlemiş olduğu faks talimatları ile şirket adına kredi kullanmak, hesaplardan para çekmek, havale ve EFT işlemleri yapmak, tahsil ve teminat amaçlı verilen çekleri geri almak suretiyle defalarca gerçekleştirdiği işlemler sonucu çektiği paraları zimmetine geçirdiğini, müvekkilinin şirketin uğradığı zararların ödenmesi için davalı … Bankası’nın yetkili organlanna …Noterijği’nden 08.12.2015 tarihli, … yevmiye no.lu ihtarnamenin keşide edildiğini, davalı bankanın konunun incelendikten sonra yanıt verileceğini bildirmesine rağmen zararlarının karşılanmadığı gibi herhangi bir cevap da verilmediğini, davalı bankaya verilen imza sirkülerinden de anlaşılacağı üzere; para çekme yetkisi olmayan…’in kendi hazırladığı kopya talimatlarla para çekmesine ve diğer işlemleri yapmasına davalı bankaca izin verildiğini, hatta faks talimattan onayının da yine kendisinden alındığını, davalı bankanın faks talimatlarına göre işlem yapmasından sonra akabinde üç günlük süre içinde mevcut belgelerin ıslak imzalı asıllarının teslim edilmesini istemekle yükümlü olduğunu, ancak bankanın bunu yapmayıp faks talimattan ile işlem yapmaya devam ederek müvekkili şirketin zarara uğramasına aracılık ettiğini, davalı bankanın tüm işlemlerin ıslak imzalı gerçek talimatlar ile yapıldığını ispat etmekle yükümlü olup, ihtarnameye rağmen bunu ispat edemediğini, zira bankanın hiçbir para çekme işleminden sonra talimatlann ıslak imzalı asıllarını müvekkili şirketten talep etmediğini, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun ilgili maddesinde ‘Bankacılık işlemlerinin ispatı sözleşmelerin yazılı şekilde yapılmasını gerektirir.’ denildiğini, yine B.K.’da sözleşmelerin nasıl olması gerektiğinin belirtildiğini, yazılı şekilde yapılması öngörülen sözleşmelerde borç altına girenlerin imzalarının bulunmasının zorunlu olduğunu, kanunda aksi öngörülmedikçe imzalı bir mektup, aşıtları borç altına girenlerce imzalanmış telgraf, teyit edilmiş olmalan kaydıyla faks veya buna benzer iletişim araçtan yada güvenli elektronik imza ile gönderilip saklanabilen metinlerin de yazılı şekil yerine geçtiğini, davalı bankanın bir araştırma yapmadan kendisine gönderilen faks talimatlarına göre işlem yapmak suretiyle çok ağır bir hizmet kusuru işlediğini, davalı Bankanın … Şubesine gönderilen, … tarafından şirket hesabından para çekilmesine ilişkin kopya faks talimatlan altında her ne kadar imza sirkülerindeki imzalar yer almakta ise de, talimat asıllannın banka tarafından istenmediğini, bu işlemlerle ilgili olarak aynca yetkililerden de hiçbir onay alınmadığını, davalının bu ağır kusuru ve yasaya aykırı işlemleri nedeniyle işlemler gerçekleştiren… hakkında Anadolu C. Başsavcılığına … soruşturma no.lu dosya ile suç duyurusunda bulunulduğunu, diğer taraftan müvekkilinin uğradığı zararlar nedeniyle davaya konu işlemleri kapsayan bir incelemenin yaptırıldığını, Sınırlı Bağımsız Denetim Raporu sonunda müvekkili şirketin zarar uğradığının tespit edildiğini, muhasebe kayıtlarına göre bağımsız denetim raporunda detayları yazılı olan 8 adet çeke ait tahsil bilgilerini içeren çek arkası bilgilerine ait fotokopilerin … A.Ş. tarafından temin edildiğini, bu çeklerin son cirolannın…’ye ait olduğunun görüldüğünü, denetim raporunda bankanın kusurlu İşlemleri neticesinde tahsil olunan çek tutarının 401.134,06 TL olduğunun tespit edildiğini, Daha önceki tarihlere ait işlemler ile ilgili her türlü dava ve talep haklan saklı kalmak kaydı ile 01.01.2013 tarihinden itibaren davalı banka nezdinde yapılan işlemleri kabul etmediklerini, davalı bankanın süresi İçinde teslim olunmayan faks talimatlarının aşıtlarının tesliminin basiretli bir tacir olarak müvekkilinden istemek zorunda olduğunu, oysa bunu yapmayıp sürekli olarak faks talimatları İ
ile işlem yapmaya devam ettiğini, şirket yetkililerini arayıp bilgilendirmediğini veya uyanda bulunmadığını, suça ortak olduğunu, müvekkili şirketin bu yüzden uğramış olduğu zararların tazmini için işbu davanın açıldığı belirtilerek; davalı bankanın ağır kusuru neticesi tahsil olunan çeklerden dolayı uğramış olduklan zararlar nedeniyle fazlaya dair talep ve dava hakları saklı tutularak, 01.01.2013 tarihinden sonra yapılan işlemlere ilişkin olarak şimdilik 401.134,06 TL’nin ihtarname keşide tarihi 08.02.2015 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.

S A V U N M A /
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle: Davacının, davasını 401.134,06 TL’lik spesifik bir talep üzerinden açtığını, bunu hangi unsurlara istinaden istediğini açıklamadığını, dava dilekçesinin 20 no.lu başlığında çek koçanlarından bahsedilmesine rağmen, bu koçanların müddeabih ile ilgisinin kurulmadığını, yine 8 adet çeke ait tahsil bilgilerinden ve denetim raporundan bahsedildiğini ancak bu 8 adet çek’e ve denetim raporuna ilişkin bir bilgi verilmediğini, Davacının zarar iddiası var ise husumetin müvekkiline değil davacı çalışanına yöneltilmesi gerektiğini, davacının kendi çalışanı…’in düzenlemiş olduğu faks talimatlan ile işlem yaptığını ve şirkete zarar verdiğini iddia ettiğini, bunun şirketin İç meselesi olduğunu, müvekkili bankanın taraf olamayacağını, dava konusu işlemlerin usulüne uygun şekilde düzenlenmiş vekâletnameler uyannca düzenlendiğini, her ne kadar davacı, çeklerden dolayı zarara uğradığını belirterek bu davayı açmış olsa da, zarara uğradığını ispat etme yükümlülüğünün HMK mad.190 uyannca davacının üzerinde olduğunu, Davacı ile müvekkili arasında imzalanan “Ticari Müşteri Sözleşmesi”nin 19. maddesinde “Faks Talimatı ile işlem Yapılması” hükümlerinin düzenlendiğini, yazılı teyit beklemeksizin işlem yapılması ve bankanın işlem sonuçlarından sorumlu olmayacağının hüküm altına alındığını, kaldı ki taraflar arasında faks talimatı ile işlem yapılmasının teamül haline geldiğini, işlemlerin davacının ibraz ettiği evraklara uygun şekilde yapıldığını, imzaların, yetkililerin imza sirkülerinde bulunan imzalar olduğunu davacının, dava dilekçesinin 16. ve 21. başlığı altında açıkça ikrar ettiğini, müvekkilince yapılan işlemlerin sirkülerdeki imzalar ile talimatlardaki imzalann karşılaştırılarak yapıldığını, müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davacının basiretli tacir olmanın gereği üzerine düşen denetim ve gözeten görevini yapmadığını, çeklerin vadeleri üzerinden 2-3 sene geçtikten sonra davanın açılmasının, davacının çeklere ilişkin gerekli kontrolleri ve akıbetleri ile ilgili gereken denetimi yapmadığını gösterdiğini, davacının, çalışanını denetlemede gereken özeni göstermediğini, davacı şirket çalışanının başka bankalarla da benzer işleri yaptığının iddia ediliyor olmasının, ortada bir usulsüzlük varsa buna davacının sebep olduğunu gösterdiğin savunmuş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

G E R E K Ç E /
İstem, davacı şirketin çalışanı olan dava dışı şahıs tarafından davalı banka nezdinde yetkisi olmayan işlemler yaptığı iddiasıyla, bankanın kusurundan kaynaklanan zararın tazminine ilişkindir.
Davacı şirketçe yaptırılan sınırlı bağımsız denetim raporu dosyaya ibraz edilmiş, incelenmiş ve dosya arasına alınmıştır. Raporun incelenmesinde netice olarak; davacı şirket çalışanı olan …’ nin davacı şirketin müşteri davalı banka nezdindeki çeklerinden tahsil edilen ancak şirket kayıtlarına geçmeyen tutarın 401.134,06 TL olduğunun tespit edildiği görülmüştür.
Davanın mahiyeti itibariyle tarafların defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle rapor tanzim ettirilmiştir. Dosyada mübrez vekaletnameler incelendiğinde; …Noterliğinin …yevmiye numaralı vekaletname ile; “…Türkiye Cumhuriyeti hudutları dahilindeki bilumum banka ve şubeleri ile finans kurumları ve şubelerinde şirketimizi temsile, gerekli işlemleri yapmaya, hesap cüzdanlarını işlettirmeye, bilumum banka ve şubelerine para yatırmaya, şirketimiz adına açılmış hesaplara para yatırmaya, karşılığında imzalanması gereken makbuzları imzalamaya, ilgili banka şubelerinden çekleri ve senetleri geri almaya, karşılığında imzalanması gereken evrak ve belgeleri imzalamaya..” dava dışı şirket çalışanı….’ nin davacı şirket adına vekil tayin edildiği anlaşılmıştır…. Noterliğinin…8 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile; “… Türkiye Cumhuriyeti hudutları dahilindeki bilumum banka ve şubeleri ile finans kurumları ve şubelerinde şirketimizi temsile, gerekli işlemleri yapmaya, hesap cüzdanlarını işlettirmeye, bilumum banka ve şubelerine para yatırmaya, şirketimiz adına açılmış hesaplara para yatırmaya, karşılığında imzalanması gereken makbuzları imzalamaya, ilgili banka şubelerinden çekleri ve senetleri geri almaya, karşılığında imzalanması gereken evrak ve belgeleri imzalamaya..” dava dışı şirket çalışanı…’ nin davacı şirket adına vekil tayin edildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar davacı şirketin muhasebe kayıtlarıyla da sabit olarak davacının, davalı banka nezdinde bulunan hesabı dahilinde 402.113,41 TL miktarlı zarara uğradığı anlaşılmış olsa da; davalı banka, kendisine gelen davacı şirket çalışanın yukarıda açıklanan vekaletnameler dahilinde mevcut bulunan yetkileri kapsamında mevcut çekleri bu şirket çalışanına iade ettiği anlaşılmıştır. Akabinde dava dışı şirket çalışanının bir kısım çekleri kendisi adına ciro ederek tahsilat yapmasına ilişkin olarak davalı bankanın yapmış olduğu işlemler; bu aşamadan sonra artık dava dışı …’ nin kendi adına davalı bankayla arasında yaptığı işlemlerden ibaret olup ihtilaf net olarak davalı bankanın bu çekleri dava dışı şirket çalışanına tesliminde kusur olup olmadığı noktasındadır. Yukarıda adı geçen ve içeriği açıklanan vekaletnamelerde işlemi yapan şahsın bankalar nezdinde çekleri ve senetleri geri almaya ilişkin yetkili kılınmış olup, davacının ileri sürmüş olduğu; ” davalının faks ile işlem yaptığı” na ilişkin iddiaları, davalı bankaya faks çekilmese dahi dava dışı …’ nin yetkileri gereği bizzatihi kendisi gidip işlem yapmaya yetkili olduğu gözetildiğinde ve aynı zamanda taraflar arasında imzalanan “Ticari Müşteri Sözleşmesi”nin 19. Maddesinde; “Faks Talimatı ile İşlem Yapılması” hükümlerinin düzenlendiği, yazılı teyit beklenmeksizin işlem yapılması ve bankanın işlem sonuçlarından sorumlu olmayacağının hüküm altına alındığı, buna dair davacı tarafça bir ihtirazi kayıtta konulmamış olup, sözleşme hükmünün taraflar için bağlayıcı olduğu, keza taraflar arasında faks talimatı ile işlem yapılmasa dahi davacı şirketin zarara sebebiyet verdiği ileri sürülen dava dışı …’ nin faks olmaksızın da bizzatihi bankaya gitmek suretiyle çekleri bu vekaletname ile iade alabileceği açık olmakla; davalı bankanın vekaletnameye istinaden dava dışı şahsın talebi çerçevesinde yapmış olduğu işlemde herhangi bir kusurunun aranmasının yerinde olmayacağı, davacı yanın adı geçene verdiği bu yetki ve ayrıca sözleşmenin anılan hükümleri karşısında uzun yıllar boyunca denetim ve gözetim görevini ihmal ettiği, diğer taraftan vadesi gelmiş olan çekleri taleple bunları defter ve kayıtlarına işlemesi yönünden de özen sorumluluğunu yerine getirmeyerek zarara sebep olduğu kanaati ile davanın reddine karar verilmiştir.

H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Yerinde görülmeyen davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcının, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 6.850,37 TL mahsubu ile bu miktarın HAZİNEYE İRAT KAYDINA, arta kalan 6.805,97 TL’ nin karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya İADESİNE,
3-Yargılama masraflarının davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 29.995,36 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
5-HMK 120 maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, karar taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …