Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/623 E. 2019/190 K. 06.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/623 Esas
KARAR NO : 2019/190
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 07/06/2016
KARAR TARİHİ: 06/03/2019
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekilinin dava dilekçesini özetle; davalının 18.02.2011 tarihli 5 yıl süreli Bayilik SÖzleşmesi ile sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) dağıtım şirketi olan müvekkili…A.Ş.’ nin bayiliğini yaptığını, taraflar arasındaki sözleşmenin ana konusu davalının müvekkili şirketten aldığı LPG’ yi nihai tüketicilere aktardığını, davalının LPG alım miktarları incelendiğinde, Şubat 2015 sonrası LPG alımı yapmadığı tespit edildiğini, davalının 30 günden uzun süreyle LPG alımı yapmaması, bayilik sözleşmesinin 3/f maddesi doğrultusunda müvekkile sözleşmeyi derhal fesih hakkı verdiğini, bayilik sözleşmesine aykırılık teşkil etmekte ve müvekkile sözleşmeyi derhal fesih hakkı verdiğini, bu nedenle müvekkile 12.03.2015 tarihli ihtarname ile bayilik sözleşmesi sonlandırıldığını ve davalıya yükümlülüklerini yerine getirmesi ihtar edildiğini, davalı taraf sözleşmenin 21/b maddesine göre sözleşmeye aykırı davranışlarından dolayı sözleşmenin feshine neden olduğu için cezai şart ödemekle yükümlü olduğunu, cezai şart hesabı bayinin son bir yol içinde en yüksek LPG alımını yaptığı aya ait ton miktarının kaç adet 12 kg’lık tüpe tekabül ettiği bulunarak bu sayının sözleşmenin feshi tarihindeki 12 gk’ lık tüplü LPG perakende satış fiyatının çarpımıyla hesap edildiğini, davalı son 1 yılda en yüksek LPG alımını Mayıs 2014 ayında 2.084 kg ile yaptığını, o halde müvekkilinin 2.084 / 12 X 67,50 = 11.722,50-TL cezai şart talep etme hakkı doğduğunu, bu nedenle kar mahrumiyeti olarak 5.000,00-TL, tüplerin iade edilmemesi sebebiyle tazminat talebinin 5.000,00-TL cezai şart olarak davalının takas ettiği irat kaydedilen teminat bedeli olan 6.754,00-TL mahsubuyla, 4.968,50-TL olmak üzere şimdilik toplam 14.968,50-TL’ nin fesih ihtarnamesinin tebliği tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiz oranı üzerinden faizi ile birlikte davalıdan tahsiline masraf ve ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı şirkete usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip tutanağının tebliğ edildiği, ancak süresinde herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E /
Her ne kadar davacı taraf yukarıda özeti verilen iddialarla tüplerin iade edilmemesi nedeniyle tazminat, cezai şart ve kar mahrumiyetine dayalı tazminat taleplerinde bulunmuş ise de ticari defterler üzerinde kayıtlar ve sektör bilirkişisi vasıtasıyla istenebilecek tazminat miktarının tespiti bakımından 11.11.2017 tarihli bilirkişi incelemesine dair ara karar kurulup bu ara karar davacıya 17.11.2017 tarihinde tebliğ edilmiş, 26.03.2018 tarihli 3 nolu celsede bu sefer talep üzerine gerekli olan avansın yatırılması için 2 haftalık kesin süre verilmiş olmasına rağmen delil avansının verilen kesin süre içerisinde yatırılmadığı anlaşılmıştır.
Kesin süreye ilişkin ara kararının verilmesiyle karşı taraf lehine usulü kazanılmış hak doğmaktadır. Bu ilkenin doğal sonucu, yargısal kesin süreyle sadece tarafların değil, hakimin de bağlı olduğu, dolayısıyla hakimin bu tür bir ara kararından dönmesinin hukuken geçersiz bulunduğudur. ( Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.02.1983 gün ve E:1980/1-1284, K:1983/141; 22.11.1972 gün ve E:8/832, K:935; 13.10.2010 gün ve E:2010/17-510, K:485; 28.04.2010 gün ve E:2010/2-221, K:241; 28.03.2012 gün ve E:2012/19-55, K:2012/249; 13.03.2015 gün ve E:2013/9-1824, K:2015/1030 sayılı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12.12.2012 gün ve 2012/9-1199 E., 2012/1215 K. sayılı ilamlarında bu ilkeler benimsenmiştir.) Gider avansının yatırılmaması halinde açılan dava, dava şartı yokluğundan reddedilir ; delil avansının yatırılmaması halinde ise, o delilden vazgeçilmiş sayılır. Bir davanın açılmasıyla başlayan yargılama faaliyetinde karara ulaşmak bakımından mahkeme ve taraflarca yapılması gereken belirli işlemler bulunmakta olup, her işlemin belli bir zaman aralığında yapılması gerekmektedir. Usul hükümleri ile normatif bir değer kazanan bu zaman aralıklarına süre denilmektedir. Böylece usul işlemlerinin yapılması zamansal olarak tarafların ya da mahkemenin arzularına, inisiyatifine bırakılmamış olmaktadır. Kısaca; ister kanun ister hakim tarafından tayin edilmiş olsun, kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesi olanaklı değildir. Bu nedenlerle davacı tarafa tekrar kesin süre verilmesi mümkün olmayıp, kesin sürenin verildiği tarih olan 26.03.2018 tarihinden son duruşma celsesi olan 06.03.2019 tarihine kadar geçen süre zarfında avansın ikmal edilmemiş olması, hukuk yargılamasının temel ilkelerinden biri olan delillerin taraflarca getirilmesi ve davacının davayı bizzat kendisi tarafından takip etmesi ilkeleri uyarınca davacı tarafça delil olarak dayandığı bilirkişi incelemesi bakımından gerekli olan delil avansının kesin sürede yatırılmaması nedeniyle bu delilden vazgeçmiş sayılması gerekliliği, mevcut deliller bakımından ise davacı tarafça Torbalı … AHM …DİŞ sayılı dosyasında yapılmış bir tespit bulunuyor olmasına karşın davacının talep etmiş olduğu kar kaybı-tüplerin iade edilmemesine dayalı tazminat, cezai şart-takas iradı talebi hesaplamayı gerektiriyor olup bilirkişi incelemesi yapılmadan bu talep kalemi bakımından karar verilmesi mümkün olmadığından mevcut delillere göre ispat olunamayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- İspat olunamayan davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40-TL harçtan peşin alınan 255,63-TL’den mahsubu ile fazla yatan 211,23-TL’ nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Taraflarca HMK 120 madde gereğince yatırdıkları gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
Dair; davacı vekili yüzüne karşı, davalı taraf yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır