Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/536 E. 2020/559 K. 19.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/536
KARAR NO:2020/559

DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:16/05/2016
KARAR TARİHİ:19/10/2020

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında deri alım satım ilişkisinden kaynaklanan ticari ilişki olduğunu, müvekkili ile davalı arasında alım satım sözleşmesi kurulduğunu, bu sözleşme gereği müvekkilinin 2013 yılının değişik tarihlerine tekabül eden … bankası … çarşı şubesine ait 7 adet çekin keşide edilerek verildiğini, bahse konu çeklerle ilgili tahsilat alım bordrosu düzenlenerek davalı tarafından teslim alındığını, yapılan bahse konu anlaşmaya göre 2013 dönem sonu itibari ile 31.836,83 TL tutarında mal gönderildiğini, davalının mal göndereceğini taahhüt etmesine rağmen ekonomik olarak sıkıştığını bahane ederek yeniden çek talep ettiğini, müvekkilinin verdiği siparişlerin zamanında geleceği ümüdi ile 10.05.2017 keşide tarihli, 7.000 TL , 10.01.2015 tarihli, 3.000 TL bedelli çeklerin keşide edilerek davalıya verildiğini, toplamda 80.000 TL tutarında çeklerin avans olarak davalıya verildiğini, 4 ayrı fatura ile 31.836,83 TL tutarında mal gönderildiğini, bakiye 41.836,83 TL tutarında alacaklarına karşılık mal gönderilmediğini, davalı ile yapılan tüm görüşmelere ve ikazlara rağmen ödenmediğini, bu nedenle icra takibine geçtiklerini, borçlu – davalının haksız yere itiraz ettiğini, itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmolunmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı asil cevap dilekçesinde özetle; takibe yaptığı yetki itirazının usulüne uygun olduğunu, her ne kadar davacı tarafın belirli tarih ve miktarlarda mal karşılığı çek ödemesi yaptığını ve bunlara karşılık malları almadığını iddia etmiş ise de bu iddiasının doğru olmadığı, davacının vermiş olduğu çeklere karşılık ürünlerin fatura karşılığında teslim edildiği, bir kısım faturaları kayıtlarına almadığından mahkemeyi yanıltma niyetinde bulunduğunu, haksız ve sebepsiz zenginleşme gayreti ile dava ikame ettiğini, gönderilen mallarla ilgili faturaların kendi kayıtlarında olup davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi, cevabi yazı içerikleri, …. İcra Müdürlüğünün … Esas dosyası, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dosyamız mündericatında yer alan, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı/alacaklının, davalı/borçlu hakkında, 41836,83 TL asıl alacağın tahsili için ilamsız icra takibi yaptığı ve davalı/borçlunun süresi içerisinde, icra müdürlüğünün yetkisine, borca, faize ve tüm fer’ilere itiraz ederek takibi durduğu görülmüştür.
İcra dairesinin yetkisine itiraz edilmesi halinde, Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre (YHGK, 28.03.2001 tarih ve 2001/19-267 Esas-2001/311 Karar; 20.03.2002 tarih ve 2002/13-241 Esas-2002/208 Karar, Yargıtay 3. H.D. 26/03/2018 tarih ve 2016/14324 Esas-2018/2929 Karar, Yargıtay 19. H.D. 05/04/2018 tarih ve 2016/17418 Esas-2018/1859 Karar sayılı kararları), öncelikle icra dairesinin yetkili olup olmadığı üzerinde durularak bir karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından, mahkememizin 06/07/2020 tarihli celsesinde, davalı yanın icra müdürlüğüne yetkisine olan itirazının, TBK 89. maddesi hükümleri gereği İstanbul İcra daireleri de yetkili olduğundan reddine karar verilmiş ve yargılamaya devam olunmuştur.
Ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmıştır.
Dava, davacı yanca davalı yana yapılan avans ödemesinin mal tesliminin yapılmadığından, bedelsiz kaldığından dolayı istirdatı için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı alıcı, davalı ise satıcıdır.
Burada öncelikle, ispat külfetinin hangi tarafta olduğunun tespit edilmesi gerekmektedir.
Davaya konu somut olayda, davacı vekili tarafından dava dilekçesinde, müvekkili ile davalı arasında deri alım satım ilişkisinden kaynaklanan ticari ilişki olduğu, bu kapsamda müvekkilinin davalıya toplamda 80.000 TL tutarında çeki avans olarak verdiği, ancak davalının sadece 4 ayrı fatura ile 31.836,83 TL tutarında mal gönderdiği, bakiye 41.836,83 TL tutarındaki alacaklarına karşılık mal gönderilmediği iddia edilmiş, buna karşılık davalı asil tarafından sunulan cevap dilekçesinde, davacı tarafın belirli tarih ve miktarlarda mal karşılığı çek ödemesi yaptığı ve bunlara karşılık malları alamadığı iddia edilmiş ise de, bu iddiasının doğru olmadığı, davacının vermiş olduğu çeklere karşılık ürünlerin fatura karşılığında teslim edildiği, davacının bir kısım faturaları kayıtlarına almadığından mahkemeyi yanıltma niyetinde bulunduğu, haksız ve sebepsiz zenginleşme gayreti ile dava ikame ettiği ve gönderilen mallarla ilgili faturaların kendi kayıtlarında olduğu şeklindeki savunma yapılmış olup, bu haliyle de somut olayda ispat külfetinin, yapıldığı iddia olunan ödemeler bakımından davacı/alacaklıda, teslim edildiği iddia olunan mallar bakımından da davalı/borçluda olduğu anlaşılmaktadır.
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine katılmış, davalılar vekilinin yukarıda değerlendirilen itiraz ve savunmaları ile davacı yanın dava tarihi itibariyle varsa davalılardan olan alacağının tespiti ve değerlendirilmesi amacıyla, davacı ve davalı yanın ticari defter ve kayıtları üzerinde gerek talimat yoluyla ve gerek se mahkememiz tarafından bilirkişi incelemeleri yaptırılarak raporlar alınmıştır.
Mahkememizce, davalı yan ticari defter ve kayıtları üzerinde talimat yoluyla aldırılan bilirkişi raporunda özetle; davacı ile davalı yanın 2011,2012 ve 2013 yılı defterlerinin incelenmesi sonucunda davacının davalıya muhasebe kayıtlarına göre herhangi bir borcu kalmadığı, fakat 2013 yılı yevmiye defteri açılış kaydındaki 17.827,83 TL olarak görülen kaydın nereden geldiğinin anlaşılamadığı, 10.000.-TL’nin tahsil bilgisi olmayan çekten kaynaklandığı düşünülse de kalan 7.827,83 TL le ilgili herhangi bir bilgiye rastlanılmadığı, sonuç olarak muhasebe kayıtlarına göre herhangi bir borç alacak kaydının görülmediği tespitleri yapılmıştır.
Mahkememizce önceden verilen rapor hüküm kurulmaya elverişli olmadan dava ve cevaplar, önceki bilirkişi raporu ile bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ve bankadan gelen yazı cevapları birlikte değerlendirilmek suretiyle yeni bir bilirkişiden ayrıntılı ve denetime elverişli rapor düzenlenmesi bakımından talimat yoluyla rapor alınmasına karar verilmiştir.
… Asliye Hukuk Mahkemesinin … Tal.sayılı dosyasından SMM bilirkişi tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle; davalı yanın 2011-2012-2013-2014 ve 2015 yılları arasındaki ticari defter kayıtları incelenmiş olup taraflar arasında herhangi bir borç ve alacak kalanının sunulan muhasebe kayıtlarına göre olmadığı tespit edilmiştir.
Mahkememizce, davacı yan ticari defter ve kayıtları üzerinde aldırılan raporunda özetle; davalının ibraz edilen ticari defterlerinin YTTK.64 ve HMK 222 maddesi uyarınca tutulması gereken defterlerden yevmiye defterlerinin tamamı tasdik ettirilip tutulmamadığı ancak kebir ve envanter defterlerinin açılış tasdiklerinin yapılmadığı, davacının ticari defterleri yasal ve usulüne uygun süresinde açılış ve kapanış tasdikleri yapılması ve ticari defterlerinin birbirini teyit etmesi nedeni ile delil niteliğine haciz olacağı kanaati oluştuğu, davalı 2011 yılında işletme defterine tabi olması nedeni ile gelir kalemlerini işlerken tahsilat kalemlerinin kayıtlarda gösterilmediği, davalının kendi beyanına ve faturalara göre gelir kalemi 51.112,72 TL iken, davalının şifahi beyanına göre 2011 yılı devir rakam olarak 42.724,27 TL gösterildiği, davalı davacının kayıtlarını 120 nolu müşteriler hesabında takip ederken 12.01,120.04,120.12, nolu değişik müşteriler hesaplar tutup fiktif borç ve alacak kayıtları ile davacı yanın 2013 dönem sonu borç bakiyesinin (0) olduğu, tarafların 2011 ve 2012 yılları ile ilgili borç ve alacak bakiyeleri konusunda herhangi bir borç ve alacak bakiyeleri konusunda ihtilaflarının bulunmadığını, sadece 2013 yılı tahsilat ve tediyeler sonucu oluşan bakiye konusunda ihtilafların bulunduğunu, davacının 15.01.2013 tarihli 70.000,00 TL tutarlı çek bordrosuna ek olarak 3.000.-TL ve 7.000.-TL verildiğinin belirtildiği ancak dosyadaki belgelere göre sadece 3.000.-TL tutarında çekin davalı tarafından tahsil edilmesi nedeni ile davacının 2013 yılı için 73.000.-TL ödeme yaparken buna karşı davalı tarafından 38.172,16 TL tutarında fatura düzenlenmesi sonucu davacının 34.872,84 TL tutarında alacak bakiyesinin halen ödenmediği veya mal verilmediğinin tespit edildiği, sayın mahkemenin davacının 34.827,84 TL tutarındaki alacak bakiyesi yönünde karar ittihaz ederse davacının 18.05.2015 takip arihinden infaz tarihine kadar 3095 sayılı yasa gereğince değişen oranlarda avans faiz oralarında basit usulde faiz talep edebileceği şeklinde sonuç ve kanaat bildirilmiştir,
Bilirkişi raporlarının denetlenmesinde, raporların hukuki yönleri ayrık olmak üzere, yapılan tespitler bakımından ayrıntılı ve gerekçeli olduğu anlaşıldığından, hükme esas alınmalarına karar verilmiştir.
Sonuç olarak, taraf iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, davacı yanca davalı yana yapılan avans ödemesinin mal tesliminin yapılmadığından, bedelsiz kaldığından dolayı istirdatı için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, bu bağlamda tüm delillerin toplandığı, somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlığın, alım satım ilişkisinden kaynaklandığı, davacı yanın davalıya sipariş ettiği mala karşılık avans çekleri verdiğini ancak malların teslim edilmediğini iddia ederek tahsil edilen dava konusu çek bedellerinin davalıdan tahsilini istediği, davalının ise davacının vermiş olduğu çeklere karşılık ürünlerin fatura karşılığında teslim edildiğinin savunulduğu, bu haliyle de somut olayda ispat külfetinin, yapıldığı iddia olunan ödemeler bakımından davacı/alacaklı da, teslim edildiği iddia olunan mallar bakımından da davalı/borçlu da olduğunun anlaşıldığı, bu kapsamda taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi amacıyla davacı ve davalı yanın ticari defter ve kayıtları üzerinde gerek talimat yoluyla ve gerek se mahkememiz tarafından bilirkişi incelemeleri yaptırılarak raporlar alındığı, alınan raporlar sonucu, ödemeye ilişkin ispat külfeti kendisinde olan davacının, 7.000 TL tutarlı çek dışında kalan diğer ödemelere ilişkin iddasını ispatladığı, buna karşılık teslim edildiği iddia olunan mallar bakımından ispat külfeti kendisinde olan davalının, 34.827,84 TL yönünden mal teslimi yapıldığını 6100 sayılı HMK’nun 200 ve devamı maddeleri uyarınca, yazılı delillerle ispat edemediği anlaşıldığından, davacı tarafından açılan davanın 34.827,84 TL yönünden kısmen kabulüne ve ayrıca takip konusu alacağın likit olduğu ve davalı/borçlunun takibe itirazlarının da haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından hükmolunan itirazlı alacağın %20’si üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ İle;
1-Davalı -Borçlunun …. İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyasına vaki itirazının, 34.827,84 TL yönünden İPTALİ ile, takibin bu miktar üzerinden (34.827,84 TL), takip talebindeki şartlarla DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Hükmolunan alacağın %20’si oranında hesaplanan 6.965,56 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 2.380,00 TL nispi karar ve ilam harcının peşin alınan 505,29 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.874,71 TL harcın davalıdan alınıp Hazineye GELİR YAZILMASINA,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinden başvuru harcı 29,20 TL, posta gider 286,50 TL, bilirkişi ücreti gideri 1.500,00 TL olmak üzere toplam: 1.815,70 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre yapılan hesaplamaya göre 1.270,50 TL kısmının davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın oranlamaya göre davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.224,18 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak, davacıya VERİLMESİNE,
6-HMK 120. maddesi gereğince; davacı tarafından yatırılan gider avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; davacı vekili ile davalı asilin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.19/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır