Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/474 E. 2021/75 K. 08.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/474
KARAR NO:2021/75

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:02/05/2016
KARAR TARİHİ:08/02/2021

Davacı yanca davalı yan aleyhine açılan davanın yapılıp sona erdirilen açık yargılaması sonunda,
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
AÇILAN DAVA VE İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 06.07.2015 tarihinde … kontrolündeki … plakalı motosikletin müvekkile çarptığı, çarpmasının etkisiyle hasatneye kaldırılan müvekkilin ameliyat edildiği, kaza sonrası 2 hafta hastanede yatakta tedavi gördüğü, günlük işlerini bakıcı sayesinde görebildiği, kaza sonrasında tutulan kaza tespit tutanağında davalı sürücünün çok süratli olduğu ve davalının kusurlu olduğunun belirtildiği, müvekkilin vücudundaki kırıkların yaşam fonkisyonlarını 5/6 oranında etkilediğine ilişkin raporun bulunduğu, müvekkilin beden gücü kayıp oranının bilirkişi marifetiyle belirlenmesi gerektiği, müvekkilin kaza öncesi … Restaurant isimli biişletmede 5 yıldır bulaşık ve temizlik elemanı sıfatıyla sigortasız olarak çalıştığı, müvekkilin bu işyerinden 1.300,00 TL ücret, yol ve yemek aldığı, davalılardan müvekkilin mahrum kaldığı kazanç kaybının tazmin edilmesi gerektiği, müvekkilin çalışma olgusu nazara alınarak güç kaybı tazminatı ödenmesi gerektiği, müvekkili tedavi süreci boyunca kendisine bakması için bakıcı tuttuğu, bakıcıya aylık 1.500,00 TL ödediği, hastane kontrolleri için toplam 750 TL ulaşım ve taksi bedeli ödediği, davalı Pizza şirketinin işleten sıfatıyla mevcut sorumluluğunun yanında, davalı şirketin pazarlama politikasının doğurduğu hızlı dağıtım saiki ile yetkili sorumlular tarafından dağıtıcı kuryelere baskı yapmasının etkili olduğu, davalı sürücü ve işletenin ağır kusuru gözetilerek 200.000,00 TL manevi tazminat talep ettikleri, kazaya neden olan … plakalı aracın Trafik Sigortacısında poliçe limitine kadar maddi tazminat ve dava tarihinden itibaren işletilmek üzere avans faiz talep ettikleri belirtilmiş olup, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, 11.300,00 TL maddi tazminatın … A.Ş. ve … yönünden tarihinden itibaren, sigorta şirketi yönünden poliçe limitleri dahilinde dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile tüm davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olması kaydıyla ve maddi zararın tamamının yapılacak incelem sonucu ortaya çıkacak gerçek zarar belirlenene kadar ve ıslah ile arttırılmak kaydıyla davalılardan alınarak müvekkile verilmesine, 200.000 TL manevi tazminatın 06.07.2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte … A.Ş. ve …’den müştereken ve müteselsilen sorumlu olmak kaydıyla alınarak müvekkile verilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEPLER:
Davalı …Şirketi’nin vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı motosikletin müvekkil sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğu, davadan önce müvekkil şirkete başvuru yapılmadığından dava şartı eksikliği nedeni ile davanın reddi gerektiği, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, yapılacak kusur tespiti sonrası müvekkil şirketin ancak sigortaladığı araç işleteninin sorumluluğu nispetinde zarardan sorumlu tutulabildiği, her halükarda davacının müterafik kusurunun dikkate alınması gerektiği, trafik polisinin yaptığı kusur incelemesinin yeterli olmadığı, maluliyet iddiaları için Adli Tıp Kurumu … İhtisas Dairesinden rapor alınması gerektiği, davacının Sosyal Güvenlik kuruluşlarından herhangi bir ödeme alıp almadığının tespit edilmesi gerektiği, aktüeryal rapor alınabilmesi için dosyanın aktüer siciline kayıtlı uzman bilirkişiye verilmesi gerektiği, Yargıtay yerleşik içtihatlarında beliritldiği üzere, her yıl İçin hesaplanan gelirin önce %10 arttırılması, daha sonra %10 iskontoya tabi tutulması gerektiği, bilirkişiler tarafından yapılan hesaplamalarda gerçek anlamda iskonto uygulanmadığıve hatalı katsayılar kullanılarak tazminatın olması gerekenden daha fazla çıktığı, müvekkil şirket açısından temerrüt tarihinin hesaplamay esas tüm belgelerin ulaştırılmasını izleyen 8 iş günü sonra başlayabileceği, taraflarına hiçbir belge tebliğ edilmediğinden bu hususun dikkate alınmaması gerektiği belirtilmiş olup, iddiları kabul anlamına gelmemek üzere; davadan önce başvuru yapılmadığından dava şartı eksikliği nedeni ile davanın reddine, kusur oranı ile davacının müterafik kusurunun tespitine, ayrıca müterafik kusur nedeniyle uygun oranda indirim yapılmasına, yalnız ile illiyeti bulunan fiziki ve sürekli maluliyet oranının tespiti için kazazedenin Adli Tıp Kurumuna sevk edilmesine, davacının SGK hizmet dökümünün celbine, resmi kayıtların aksinin ancak menfi tespit davasıyla iddia edilebileceğinde gözetildiğinde davacı yana hizmet tespiti davası açmak üzere süre verilmesine, aksi halde hesaplamada iddia edilen gelir yerine SGK Hizmet dökümünün; bulunmuyor ise asgari ücretin dikkate alınmasına, aktüerya hesabı yapılırken belirtilen hususların dikkate alınarak hesap yapılmak üzere Aktüer Siciline kayıtlı aktüerya uzmanına hesap yaptırılmasına, dava tarihinden itibaren ticari faiz isteminin reddine, herhalde haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza ile illiyet bağı kesilen müvekkili şirketin araç işleten sıfatıyla sorumluluğunun bulunmadığını, … plaka numaralı motosiklet, müvekkili şirket tarafından … Ticaret A.Ş. şirketinden kiralandığını, dolayısıyla diğer Davalı …’in sevk ve idaresindeki aracın maliki … Ticaret A.Ş.’ye huzurdaki davanın ihbar edilmesi gerektiğini, öte yandan söz konusu trafik kazası ile ilgili …. Asliye Ceza Mahkemesi nezdinde… Esas numarasıyla görülmekte olan ceza davasında, diğer Davalı … sanık sıfatıyla yargılanmakta olup henüz kazaya karışanların kusur oranları yönünden bir incelemesi yapılmadığını, müvekkil Şirket de söz konusu ceza davasına taraf olmadığını, izah edilen nedenlerle araç işleten sıfatı ile sorumlu tutulamayacak olan ve dava konusu kaza ile illiyet bağı kesilen müvekkili şirket yönünden huzurdaki davanın reddi gerektiğini, özen yükümlülüklerini yerine getiren müvekkili şirketin adam çalıştıran sıfatı ile somut olaydaki kazadan sorumlu tutulamayacağını, söyle ki müvekkil şirket kazaya sebebiyet veren diğer Davalı …’i motorlu kurye sıfatıyla istihdam ederken özenle davrandığı, sipariş teslimini gerçekleştirecek motorlu kurye sıfatıyla işe alınan … pozisyona uygunluğu, zaruri olan A2 ehliyetini haiz olduğu hususları birlikte değerlendirilerek istihdam edildiğini, müvekkil Şirket diğer Davalı …’e talimat verirken de gerekli özeni gösterdiğini, müvekkil Şirket, A2 sınıfı ehliyeti olmaksızın trafiğe çıkmaması ve trafik kurallarına uyması gerektiğini kendisine hatırlatmıştır. … de, Müvekkil Şirkete kurallara harfiyen uyacağını beyan ve taahhüt ettiğini, -Müvekkil Şirket diğer Davalı …’in denetlenmesinde özenle davranmış, düzenli olarak işçiye görevlerini ve yükümlülüklerini hatırlatmış, uymadığı takdirde işçiyi uyardığını, somut olayda Müvekkil Şirketin kaza ile illiyet bağı kesildiğini, nitekim özen yükümlülüğünü yerine getiren Müvekkil Şirket iş güvenliği çerçevesindeki yükümlülüklerini de yerine getirdiğini, bu kapsamda yükümlülüklerini yerine getiren Müvekkil Şirketin illiyet bağının kesildiği göz önüne alınarak, davalının ayak bileğinde zedelenme meydana gelmesiyle maluliyet oranının %4 olarak hesaplanmış olmasının kabul edilebilir olmadığı, bir üst kuruldan yeniden rapor alınması gerektiği, müvekkil şirketin araç işleten sıfatıyla sorumluluğu bulunmadığı, huzurdaki davanın aracın maliki … Ticaret A.Ş.’ye ihbar edilmesi gerektiğini belirterek davanın müvekkili şirket yönünden reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyamızda delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi ve ekleri, beyan dilekçeleri, cevabi yazı içerikleri, kaza tespit tutanağı, Adli Tıp 3.İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen maluliyet raporu, Bilirkişi heyetinden alınan Kusur ve Aktüer raporu ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dava, trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine alınmış, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmış ve ayrıca taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi amacıyla bilirkişi incelemesi yapılarak raporlar alınmıştır.
Davacı yanın toplanan tüm tıbbi belgeleri ile Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 3.. İhtisas Kurulu’ndan muayene olunarak aldırılan raporunda; “…Yaşar oğlu/kızı 1950 doğumlu…’in 06.07.2015 tarihinde maruz kaldığı trafik kazasına bağlı yaralanması nedeniyle, sorulduğu üzere 30.03.2013 tarih, 28603 Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde vücut fonksiyon kaybı oranının Kas iskelet Sistemi Tablo 3.10 a göre %4 (yüzdedört) olduğu,
Kişinin dava konusu yaralanma nedeniyle (iş göremezlik/ iş ve güçten kalma) süresinin olay tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği,
Sorulduğu üzere dava konusu kaza nedeniyle Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği 12. maddesi çerçevesinde geçici veya sürekli olarak başka birisinin bakımına muhtaç durumda olmadığı oy birliği ile mütalaa olunur …” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Davacıların, kusur durumları ile ATK raporunda tespit olunan maluliyet durumuna göre talep edebileceği tazminat olup olmadığı ve miktarının saptanması açısından, kusur ve hesap bilirkişisi marifetiyle dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve rapor alınmış olup;
Dava konusu olayda tarafların kusur oranının tespiti açısından alınan kusur bilirkişisi raporunda;
“… plaka sayılı motosiklet sürücüsü …’in; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Hızın gerekli şartlara uygunluğunu sağlamak kurallardan Madde 52/b “Sürücülerin, hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorundadırlar” maddesini ihlal etmesi sebebiyle meydana gelen kazanın oluşumunda %75 oranında asli kusurlu olduğu, yaya …’in de, yayaların uyacakları kurallardan Madde 68/b: “Taşıt yolunun karşı tarafına geçmek isteyen yayaların taşıt yolunu, yaya ve okul geçidi ile kavşak giriş ve çıkışları dışında herhangi bir yerden geçmeleri yasaktır. Ancak, yüz metre kadar mesafede yaya geçidi veya kavşak bulunmayan yerlerde yayalar, taşıt trafiği için bir engel teşkil etmemek şartı ile ve yolu kontrol ederek kendi güvenliklerini sağladıktan sonra en kısa doğrultuda ve en kısa zamanda taşıt yolunu geçebilirler” kuralını ihlal etmesi sebebiyle meydana gelen kazanın oluşumunda %25 oranında tali kusurlu olduğu” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Davacının varsa talep edebileceği tazminat miktarının tespiti yönünden alınan Aktüer bilirkişisi raporunda;
“Davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik zararının 2.822.55 TL olduğu, davacının talep edebileceği sürekli iş göremezlik zararının 7.593.59 TL olduğu, davacının talep edebileceği bakıcı gideri zararının bulunmadığı zararının bulunmadığı …” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Adli Tıp Kurumu’ndan alınan Maluliyet ve Bilirkişi heyetinden alınan kusur ve aktüer raporlarının denetlenmesinde, raporların hukuki yönleri ayrık olmak üzere, yapılan tespitler bakımından ayrıntılı ve gerekçeli olduğu ve özellikte ATK’dan alınan maluliyet raporlarında, kaza ve poliçe tarihleri itibariyle yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre yapılan değerlendirme ve ulaşılan sonucun dosya kapsamına uygun olduğu anlaşıldığından, iş bu raporlara itibar edilmiş ve hukuki yönleri ayrık olmak üzere yapılan tespitler bakımından hükme esas alınmasına karar verilmiş ve yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkemenizin 02/12/2019 tarihli ara kararı gereği; davacı vekiline dava dilekçesinin sonuç ve istem kısmında talep ettiği 11.300.-TL maddi tazminat taleplerini somutlaştırmak ve her kalem için ne talep edildiğini açıklamak üzere kesin süre verildiği, davacı vekili tarafından sunulan 07.12.2019 tarihli dilekçe ile 11.300.-TL maddi tazminatın, kesin maluliyeti (sürekli işgöremezlik) için 9.000.-TL, geçici iş görmezlik için 1.000-TL, bakıcı gideri için 1.000 TL ve Tedavi giderleri için de 300.-TL olmak üzere somutlaştırdığı görülmüştür.
Davalı … A.Ş.’nin sorumluluğun tespitine ilişkin değerlendirmede;
Davalı … A.Ş. vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde, kaza ile illiyet bağı kesilen müvekkili şirketin araç işleten sıfatıyla sorumluluğunun bulunmadığını, … plaka numaralı motosikletin, müvekkili şirket tarafından … Ticaret A.Ş. şirketinden kiralandığı, özen yükümlülüklerini yerine getiren müvekkili şirketin adam çalıştıran sıfatı ile somut olaydaki kazadan sorumlu tutulamayacağını, söyle ki müvekkil şirketin kazaya sebebiyet veren diğer Davalı …’i motorlu kurye sıfatıyla istihdam ederken özenle davrandığı, sipariş teslimini gerçekleştirecek motorlu kurye sıfatıyla işe alınan … pozisyona uygunluğu, zaruri olan A2 ehliyetini haiz olduğu hususları birlikte değerlendirilerek istihdam edildiği, müvekkili Şirketin diğer Davalı …’e talimat verirken de gerekli özeni gösterdiği, müvekkil Şirketin, A2 sınıfı ehliyeti olmaksızın trafiğe çıkmaması ve trafik kurallarına uyması gerektiğini kendisine hatırlattığını, …’in de, müvekkili Şirkete kurallara harfiyen uyacağını beyan ve taahhüt ettiğini, müvekkili şirketin diğer Davalı …’i denetlenmesinde özenle davrandığı, düzenli olarak işçiye görevlerini ve yükümlülüklerini hatırlattığı, uymadığı takdirde işçiyi uyardığı, somut olayda müvekkili şirketin kaza ile illiyet bağının kesildiği, nitekim özen yükümlülüğünü yerine getiren müvekkil şirketin iş güvenliği çerçevesindeki yükümlülüklerini de yerine getirdiği, bu kapsamda yükümlülüklerini yerine getiren müvekkili şirketin illiyet bağının kesildiği göz önüne alınarak davanın müvekkili şirket yönünden reddine karar verilmesini talep edilmiş olup, davalı şirketin işleten sıfatının tespitine ilişkin olarak yapılan değerlendirmede; 2918 sayılı KTK hükümlerine göre, trafik kaydı “işleteni” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü de yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alacı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (somut olayda, dava konusu aracın davalı yanca dava dışı 3. Kişiden kiralanması hali gibi) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araca kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerektiği anlaşıldığından, somut olayda işleten sıfatına haiz olan davalı yanın, araç işleteni sıfatıyla sorumluluğunun bulunmadığına ilişkin savunmasına itibar edilmemiş ve ayrıca işleten sıfatına haiz olan davalı yanın çalışanı olan diğer davalı sürücü …’in eyleminden dolayı sorumlu olmadığına ilişkin savunmasına ise; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. Maddesinde yer alan; “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmü gereği, davalı şirketin kusursuz sorumluluk ilkelerine göre sürücü …’in kusuru oranında sorumlu olduğu anlaşıldığından, davalı şirketin bu yöndeki savunmalarına da itibar edilmemiş ve yargılamaya devam olunmuştur.
Davalı …’in sorumluluğun tespitine ilişkin değerlendirmede;
Davaya konu somut olayda, davalı sürücü …’in haksız fiilin faili durumunda olduğu ve bu haliyle de haksız fiil hükümlerine göre kusuru oranında zarardan sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
Davalı Sigorta Şirketinin sorumluluğun tespitine ilişkin değerlendirmede de;
Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1.maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiş, madde metninden de açıkça anlaşılacağı üzere davalı sigorta şirketi, motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve bu haliyle de, zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile işletenin poliçe limiti dahilinde tazminat sorumluluğunu yüklenen davalı sigorta şirketinin gerçek zarardan, işletenin ve eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
Davacının Manevi tazminat istemine ilişkin olarak ise;
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi gereğince hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.
Duyulan üzüntünün, çekilen elem ve ızdırabın parasal bir değer ile ifade edilmesi mümkün olmadığı için manevi zararın bir miktar para ile giderilebileceğini söylemek de mümkün değildir. Ancak haksız fiilden doğan bedeni ve ruhi ızdıraplar için bir miktar tazminata hükmedilmesi en azından bu ızdırapların hafifletilmesine yardım edebilir. (TUZTAŞ, Hüseyin, Trafik Kazalarından Doğan Cismani Zararlar ve Tazminat Davaları, …)
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünde tutularak, 6098 sayılı B.K.’nun 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, T.M.K’nın 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hâkimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür. (Yargıtay 17. H.D. 27/12/2016 tarih, 2014/13109 Esas-2016/11967 Karar sayılı Kararı, Yargıtay 17. H.D. 13/02/2017 tarih ve 2014/18240 Esas-2017/1349 Karar sayılı kararı, Yargıtay 4. H.D. 27/12/2016 tarih, 2016/4703 Esas,2016/6597 Karar sayılı Kararı)
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olayı değerlendirdiğimizde de; davacının Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 3. İhtisas Kurulu’ndan alınan maluliyet raporu ile %4 oranında malul olduğu, ayrıca meydana gelen kazada davacının %25, davalı sürücü …’in ise %75 oranında kusurlarının olduğunun tespit edildiği, tüm bu hususlar dikkate alınarak yapılan değerlendirmede de, duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla, TBK’nın 56. maddesindeki özel haller de dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Tüm bu bağlamda, taraf ve iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Mahkememizde açılan davanın, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, tüm delillerin toplandığı, davalı …’in … plakalı motosikletin sürücüsü, davalı … A.Ş.’nin … plakalı motosikletin işleteni ve diğer davalı …A.Ş.’nin ise … plakalı aracın ZMMS sigortacısı olduğu, mahkememizce kusur incelemesi yaptırılarak rapor alındığı, alınan raporda, … plaka sayılı motosiklet sürücüsü davalı …’in; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Hızın gerekli şartlara uygunluğunu sağlamak kurallardan Madde 52/b “Sürücülerin, hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorundadırlar” maddesini ihlal etmesi sebebiyle %75 oranında asli kusurlu olduğu, davacı yaya …’in ise, yayaların uyacakları kurallardan Madde 68/b: “Taşıt yolunun karşı tarafına geçmek isteyen yayaların taşıt yolunu, yaya ve okul geçidi ile kavşak giriş ve çıkışları dışında herhangi bir yerden geçmeleri yasaktır. Ancak, yüz metre kadar mesafede yaya geçidi veya kavşak bulunmayan yerlerde yayalar, taşıt trafiği için bir engel teşkil etmemek şartı ile ve yolu kontrol ederek kendi güvenliklerini sağladıktan sonra en kısa doğrultuda ve en kısa zamanda taşıt yolunu geçebilirler” kuralını ihlal etmesi sebebiyle %25 oranında tali kusurlu olduğunun tespit edildiği, bu haliyle mahkemimizce alınan kusur raporunun incelenmesinde, raporun hukuki yönleri ayrık olmak üzere, yapılan tespitler bakımından ayrıntılı ve gerekçeli olduğu ve hükme esas alınmasına karar verildiği, meydana gelen kaza sonucu, mahkememizce alınan ATK raporu ile davacının %4 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği, kusur ve maluliyet durumu birlikte değerlendirilmek suretiyle alınan aktüer raporu ile de davacının zararının hesaplandığı, ayrıca hükme esas alınan, ATK maluliyet ile Kusur ve Aktüerya raporlarının ayrıntılı, gerekçeli ve hüküm kurmaya da elverişli olduğu ve ayrıca davalıların yukarıda yazılı gerekçelerle meydana gelen kazadan dolayı müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları sonuç ve vicdani kanaatine ulaşıldığından, davacının davasının, 2.822,55 TL geçici iş göremezlik ve 7.593,59 TL sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam, 10.416,14 TL yönünden kabulüne, fazlaya ilişkin maddi tazminat isteminin reddine ve ayrıca davacının Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 3. İhtisas Kurulu’ndan alınan maluliyet raporu ile %4 oranında malul olduğu, ayrıca meydana gelen kazada davacının %25, davalı sürücü …’in ise %75 oranında kusurlarının olduğunun tespit edildiği, tüm bu hususlar dikkate alınarak yapılan değerlendirmede de, duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla, TBK’nın 56. maddesindeki özel haller de dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde, davacının manevi tazminat talebinin de kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile; 2.822,55 TL geçici iş göremezlik ve 7.593,59 TL sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam: 10.416,14 TL’nin davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden, diğer davalılar yönünden de kaza tarihi olan 06/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin maddi tazminat isteminin REDDİNE,
2-Davacının manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile; 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 06/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta dışında kalan diğer davalılar … A.Ş ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin REDDİNE,
3-Alınması gereken 2.078,00 TL nisbi karar ve ilam harcının peşin alınan 721,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.356,30 TL harcın (davalı sigorta şirketinin bu tutarın 711,51 TL kısmından sorumlu olması kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp, Hazineye GELİR YAZILMASINA,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinden başvuru harcı 29,20 TL, posta gideri 355,00 TL , bilirkişi ücreti gideri 1.400,00 TL, harç 721,70 TL olmak üzere toplam: 2.505,90 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 361,08 TL kısmının (davalı sigorta şirketinin bu tutarın 100,23 TL kısmından sorumlu olması kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp, davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın oranlamaya göre davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı … A.Ş vekili tarafından yapılan 150,00 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 21,00 TL kısmının davacıdan alınıp, işbu davalıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın oranlamaya göre davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; maddi tazminat istemi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca taktir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; manevi tazminat istemi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1 ve 10/4. maddeleri uyarınca taktir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılar … A.Ş ve …’den alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Davalı …A.Ş. ve Davalı … A.Ş maddi tazminat davasında kendilerini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesine göre hesaplanan 884,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak işbu davalılara VERİLMESİNE,
9-Davalı … A.Ş manevi tazminat davasında kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/2 maddesine göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak işbu davalıya VERİLMESİNE,
10-HMK 120. maddesi gereğince; taraflarca yatırılan gider avansı ile varsa delil avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
Dair; davacı vekili ile davalı … A.Ş vekilinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 08/02/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır