Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/421 E. 2022/203 K. 28.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/421 Esas
KARAR NO : 2022/203 Karar

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/04/2016
KARAR TARİHİ : 28/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili…’in davalı süt ürünleri pazarlaması yapan şirkete 10.08.2013 tarihinde araçla süt ürünleri dağıtan satış elamanı olarak işe girmiş olduğunu, işe girişin ön şartı olarak 20.000,00 TL bedelli senetin tanzim ve ödeme tarihleri boş olarak imzalanmak suretiyle davalıya verildiğini, davalı senet de kefil olarak müvekkilinin babası diğer davacı …’in ismini yazdığını, ancak davacının uhdesinde bulunan senede imza atmadığını, müvekkilinin davalı işyerinde iki ay çalıştıktan sonra hiçbir gerekçe gösterilmeksizin hak ve alacakları da ödenmeksizin işten çıkartıldığını ve teminat olarak alınan senedin icra takibine konulduğunu, somut olayda müvekkillerinin davalı şirket ile borç ilişkisini doğrulayan bir durumun da söz konusu olmadığını açıklanan nedenlerle müvekkillerinin davalı şirkete borçlu olmadığının tespiti ile haksız icra takibi nedeni ile %20 oranında icra tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalı uhdesinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının senetin teminat senedi olduğu iddialarının gerçek dışı olduğunu, davacı müvekkilinin şirket nezdinde sigortalı elaman olarak çalışmaya başlamadan önce müvekkilinden bedeli mukabilinde satın aldığı ürünlerin satışı ile iştigal eden kendi adına vergi levhası olan bağımsız bir tacir olarak müvekkili ile ticari ilişki içerisinde olduğunu, bildirilen tarihte taraflar arasında iş akdi kurulmadığı gibi bahsi geçen tarihte işe girişinin söz konusu olmadığını, davacının müvekkilinden borç para istediğini, müvekkilinin borç verdiğini aynı zamanda iş imkanı da sağladığını, davacının müvekkili şirket nezdindeki 03/01/2014 tarihinde başladığını daha öncesine bağımsız tacir olarak faaliyet yürüttüğünü, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Mahkememizde açılan davanın başlangıçta, … ve Nuh İşbilir tarafından mahkememizin …Esas sayısı üzerinden birlikte açıldığı, … yönünden açılan davanın iş bu dava dosyasından tefrik edilerek yine mahkememizin …Esas sayılı sırasına kaydedildiği ve yargılamaya devam olunduğu anlaşılmıştır.
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi ve ekleri, İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası, İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesinin …Esas sayılı dosyası, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı/alacaklının, davalı/borçlu ile dışı borçlu… hakkında, iş bu davamızın da konusu olan 20.000,00 TL senet alacağına dayanarak, 20.000,00 TL Asıl Alacak, 74,79 işlemiş faiz, 60.00 TL komisyon, 77,40 TL ihtiyati haciz masrafı ve 300,00 TL ihtiyati haciz vekaket ücreti olmak üzere toplam 20.512,19 TL’nin tahsili için icra takibi yaptığı görülmüştür.
Dava, davacının, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı takip dosyasında, davalı yana borçlu bulunmadığının tespitine ilişkin Menfi Tespit davasıdır.
Menfi tespit davası, davalı tarafından varlığı inkâr edilen bir hukuki ilişkinin mevcut olmadığının (yok olduğunun) tespiti için açılan davadır (Kuru, Baki- İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2017, s.136).
Menfi tespit ve istirdat davası, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır (İstanbul BAM 44. H.D. 2020/2536 Esas-2020/455 Karar sayılı kararı), ayrıca borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.
Mahkememizde görülüp karara bağlanan dava, sahtelik (imza inkarı) nedenine dayalı olarak açılmış olup, böyle bir durumda öncelikte sahtecilik iddiasının incelenmesi dava ve takip konusu senetteki imzanın davacı borçluya ait olup olmadığının incelenmesi gerekmektedir (İstanbul BAM 44. H.D. 2020/2536 Esas-2020/455 Karar sayılı kararı).
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine katılmış, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmış ve çek aslı, davacının ıslak imzalarını içerir belgeler, taraf iddia ve savunmaları doğrultusunda, takip dayanağı çekteki ciranta imzasının davacı yanın eli ürünü olup olmadığının tespiti bakımından Kriminilastik ve Adli Bilimler uzmanı marifetiyle dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve rapor alınmıştır.
Bilirkişi …tarafından tanzim edilerek mahkememize ibraz olunan 07/02/2022 tarihli raporunun incelenmesinde özetle de; ” Borçlusu “…”, kefili “…” ve alacaklısı “… SÜT ve SÜT ÜRN. TRM. HAY. SAN. ve TİC. LTD. ŞTİ.” isimli şirket olan, 24.6.2015 düzenleme ve 25.09,2015 ödeme tarihli, “20.000- Türk Lirası” meblağlı senet aslı, Ön yüzündeki kefil hanesi sağındaki düzenleme tarihi alt taraflarında atılı (2) adet kefil imzasının, … isimli şahsın dosya içerisindeki mevcut mukayeseye esas imzalarına kıyasla aralarında FARKLILIKLARIN bulunduğunun tespit edilmiş olması sebebiyle … isimli şahsın eli ürünü olmadığı” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Ayrıca bilirkişi tarafından tanzim edilen raporun incelenmesinde, raporun hukuki yönleri ayrık olmak üzere, yapılan teknik inceleme ve tespitler bakımından dosya kapsamına uygun ve ayrıntılı olduğu anlaşıldığından, hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Sonuç olarak, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, davacının, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında, davalı yana borçlu bulunmadığının tespitine ilişkin Menfi Tespit davası olduğu, bu bağlamda tüm delillerin toplandığı, iddia ve savunmaların değerlendirilmesi amacıyla Grafoloji konusunda uzman bilirkişiden imza incelemesine yönelik rapor alındığı, alınan raporda, inceleme konusu yapılan borçlusu Nuh İşbilir, kefili … ve alacaklısı … Ltd. Şti. olan, 24.06.2015 düzenleme ve 25.09.2015 ödeme tarihli, 20.000,00- TL meblağlı senet aslı, ön yüzündeki kefil hanesi sağındaki düzenleme tarihi alt taraflarında atılı -2- adet kefil imzasının, davacı …’in dosya içerisindeki mevcut mukayeseye esas imzalarına kıyasla aralarında farklılıkların bulunduğunun tespit edilmiş olması sebebiyle, … isimli şahsın eli ürünü olmadığının net bir şekilde tespit edildiği, raporun dosya kapsamına uygun ve ayrıntılı olduğu ve hükme esas alınmasına karar verildiği ve bu haliyle de, dava ve takibe konu bonodaki davacı adına atılan imzanın, davacıya ait olmadığının anlaşıldığı ve sahtecilik iddiasının mutlak def’ilerden olduğu ve herkese karşı ileri sürülebileceği ve davacının da menfi tespit isteminde haklı olduğu ve dava açmakta da hukuki yararının bulunduğu anlaşıldığından, davanın kabulüne ve ayrıca uyuşmazlık konusu senetlerde dava dışı Nuh İşbilir’in düzenleyen, davacı …’in kefil, davalının ise lehtar durumunda olduğu ve senette yer alan kefil kısmındaki imzaların davacıya ait olmadığının alınan raporla tespit edildiği ve bu haliyle de, davalı şirketin kendisi lehine düzenlenen senetteki imzanın düzenleyene ve kefile ait olduğunu bilmesi gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine ulaşıldığından, davacının kötü niyet tazminatı isteminin de kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davanın KABULÜ ile;
1-Davacı yanın davalıya, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasından dolayı borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2-İİK 72/5. maddesi gereği dava değeri olarak bildirilen 20.000,00-TL’nin %20’si olan, 4.000,00-TL kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 1.366,20 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınıp, Hazineye GELİR YAZILMASINA,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinden, bilirkişi ücreti 900 TL, posta ve yargılama gideri 90 TL olmak üzere toplam; 990,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
6–HMK 120. maddesi gereğince; varsa taraflarca yatırılan gider avansı ile varsa delil avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
7-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, HMK’nun 341/1 ve 345. maddeleri gereğince, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır