Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/407 E. 2021/904 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/407 Esas
KARAR NO:2021/904

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:15/04/2016
KARAR TARİHİ:14/12/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle: 26/09/2007 günü olay tarihinde davalı sürücü … yönetimindeki … plakalı araç E- 80 otoyolu üzerinden … istikametinden İstanbul … istikametinde seyir ederken … yol ayrımına 50 metre kala kendisi ile aynı istikamete seyir eden orta şeridi takiben seyir halinde bulunan
davacıların murisi, …’ın eşi ile davacılar …,… ve küçük …’ın babaları … …’ın kullandığı … plakalı otomobile arkadan çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında … …’ın ölümüne sebebiyet verdiği, bu kapsamda fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla her bir davacı için ayrı ayrı 5.000,00 TL olmak üzere 20.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan ve davacı … için 30.000,00 TL, diğer her bir davacı için ayrı ayrı 20.000,00 TL manevi olmak üzere toplamda; 90.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi haricindeki davalılardan tahsiline, hükmedilen tazminatlara 26/09/2007 tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesine, yargılama masraflarının ve vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
S A V U N M A /
Davalı … vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle: Vahim kazanın meydana geldiği 26.09.2007 yılından bu yana, bu kaza ve sonuçlarının direk etkilediği müvekkil de büyük sıkıntılar yaşadığını, bunun en büyük kanıtının müvekkilinin şuanda cezaevinde bulunması olduğunu, kazadan ve davacıların müşterek murisi … …’ın hayatını kaybettiğinden çok sonraları haberdar olan müvekkilinin ceza dosyasında avukat tarafından temsil edildiğini ama müvekkilinin yetkili kıldığı avukatın duruşmaları takip etmediği gibi, yeterli bir savunma gerçekleştirmediğini, ceza dosyasında beyanı alınan müvekkilin de belirttiği gibi, kazaya sebebiyet veren kendisi olmadığı gibi, trafiğin akışı göz önüne alındığında, durup müdahale etme imkânının da bulunmadığını, müvekkilinin aracında kazaya karıştığına dair bir hasar olmadığı gibi, kamera kayıtlarında da kazaya karıştığına işaret eden bir bulguya rastlanılmadığını, ceza dosyasında alınan kusur raporunun hükme esas alınmasının hakkaniyete uygun düşmeyeceğini, kusur raporu alınmasını, talep ettiklerini, müvekkilinin herhangi bir geliri olmadığını, bu durumunda göz önünde bulundurularak uygun bir manevi tazminata karar verilmesi gerektiğini savunmuş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A. Ş. Vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde bahsi geçen 26/09/2007 tarihli kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın müvekkili şirkete 23/10/2006 – 23/10/2007 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … nolu ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, söz konusu poliçede teminat limitinin kişi başı 80.000,00 TL olduğunu, trafik sigortacısı şirketin , 3.kişilerin uğramış olduğu bedeni zararların sigorta poliçesinde belirlenen azami limitlerle ve işletenin veya işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında maddi tazminat ile sorumlu tutulabileceğini, kusur durumunun tespitinin gerektiğini, davacıların … …’ın vefatı sebebiyle destekten yoksun kalıp kalmadıklarının tespit edilmesi gerektiğini, emniyet kemeri takılmaması sebebiyle tazminattan indirim yapılması gerektiğini, kaza nedeniyle yasal faiz talep edilebileceğini savunarak kusur durumunun , davacıların destekten yoksun kalıp kalmadıklarının tespiti ile uzman bilirkişilerce poliçe limitlerinin ve aktüeryal kurallar gözetilerek hesaplama yapılmasını, müvekkili şirket temerrüte düşmediğinden dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesinin, aleyhlerine hüküm kurulmaması halinde yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı … Ltd. Şti. Vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; eldeki davanın zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığından zamanaşımı definde bulunduklarını, meydana gelen kazada vekil eden şirket aracının sürücüsünün kusurununu bulunmadığını, olay tarihinde vekil eden şirketin araç sürücüsünün kaza anında müteveffanın sevk ve idaresinde bulunan araca bir etkisi ve temasının olmadığını, kaza anında emniyet kemeri takılı olsa idi meydana gelen kazanın müteveffanın zararsız kurtulmasının muhakkak olduğunu, bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiklerini, talep edilen manevi tazminat taleplerinin fahiş olup, davalıların ekonomik açıdan mahvına sebep olabilecek boyutta olduğunu savunarak zamanaşımı nedeniyle davanın usulden reddine, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın esastan reddine, sayın mahkemenin aksi kanaatte olması nedeniyle vekil eden şirketin ekonomik mahvına neden olabileceği dikkate alınarak ve hakkaniyet gereği talep edilen maddi manevi oranda indirim yapılmasına, vekil eden şirket yönünden 26/03/2009 tarihinden itibaren faiz yürütülmesine, yargılama giderleri ve verilecek vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava, davacıların murisi … …’ ın 26/09/2007 tarihinde maruz kaldığı trafik kazasında hayatını kaybetmesi nedeniyle açılmış bulunan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, ceza dosyası kayıtları, poliçeler, trafik tescil kayıtları celp edilmiş, SGK ‘ya müzekkere yazılmış, gerçek kişi tarafların SED raporları alınmıştır.
Dosyaya yansıyan …. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı ve 06/12/2012 tarihli karar incelendiğinde; Dava konusu kazadan dolayı davalı- sanık …’ ın cezalandırılmasına karar verildiği, verilen kararın Yargıtay 12. Ceza Dairesince düzeltilerek onanmasına karar verildiği, kararın onama kararı üzerine 03.07.2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Ceza dosyasından alınan 21/10/2011 tarihli ATK raporu incelendiğinde; “A) Sanık sürücü … idaresindeki tır ile otoyol üzerinde seyir halindeyken önünde kendisiyle aynı istikamette seyir halinde bulunan araçlarla arasında gerekli ve yeterli takip mesafesini koruması gerektiği hususuna riayet etmediği ve olay mahalline geldiğinde kendisiyle aynı istikamete seyir haline bulunan müteveffa sürücü idaresindeki otomobile arkadan çarpıp, müteveffa sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesine sebep olduğu olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışı ile asli derecede tamamen kusurludur.
B) Sürücü … idaresindeki kamyon ile otoyol üzerinde seyir halindeyken olay mahalline geldiğinde, orta şeritten sol tarafa doğru savrulup bariyerlere çarparak duran müteveffa sürücü idaresindeki otomobile çarpmak durumunda kaldığı olayda alabileceği bir önlem bulunmadığından atfı kabil bir kusuru bulunmamaktadır.
C) Müteveffa sürücü … … idaresindeki otomobil ile otoyol üzerinde seyir halindeyken olay mahalline geldiğinde, kendisine arkadan çarpan aracın etkisiyle direksiyon hakimiyetini kaybedip, sol tarafta bariyerlere çarparak durduğu olayda alabileceği bir önlem bulunmadığından atfı kabil bir kusuru bulunmamaktadır.” şeklinde görüş bildirildiği görülmüştür.
Dosya kapsamında mahkememize gönderilen SGK müzekkere cevabında, mütevaffa … … ve ve hak sahiplerine geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle gelir bağlanmadığının tespit edildiği bildirilmiştir.
ZMMS Poliçesinin incelenmesinde, 26/09/2007 tarihli kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın davalı … AŞ tarafından 23/10/2006 – 23/10/2007 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … nolu ZMMS poliçesi ile sigortalandığı, aracın çekici kamyon olduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında toplanan beyan belge ve delillerden, … plakalı aracın finansal kiralama sözleşmesi kapsamında davalı … Ltd. Şti’ne kiralandığı, kaza tarihinde bu şirketin kullanımında olduğu, 07.11.2007 tarihinde de noter satış sözleşmesi ile satın alındığı, davalı şirket tarafından da bu kapsamda bir itirazın olmadığı, davalı şirketin aracın işletene olduğu anlaşılmıştır.
Dosyaya davacı tarafça sunulan … 9. Sulh Hukuk Mahkemesinin … Esas 2007/29 Karar ve 19.10.2007 tarihli ilamının incelenmesinde; Davacıların mütevaffa … …’ın mirasçıları oldukları anlaşılmıştır.
Davanın açıldığı tarihte, davacı …’ın 18 yaşından küçük olması nedeniyle bu davacı adına davanın annesi … tarafından velayeten açıldığı, yargılama sırasında 18 yaşının doldurması nedeniyle davacı vekilince bu davacı adına düzenlenmiş vekaletnameninde dosyaya ibraz edildiği anlaşılmıştır.
Davacılar vekili tarafından sunulan 24.10.2019 tarihli dilekçe ile, davalı … AŞ. İle maddi tazminat noktasında sulh olduklarını, sigorta şirketini ibra ettiklerini, maddi tazminat taleplerinden feragat ettiklerini, diğer davalılar yönünden manevi tazminat davalarının devam ettiğinin bildirildiği görülmüştür. Davacılar vekili 23.12.2019 tarihli duruşmadaki imzalı beyanıyla da aynı beyanlarını tekrar etmiştir.
Davacılar vekilince 21.10.2020 Tarihli dilekçeleri ekinde 04.10.2019 tarihli SULH PROTOKOLÜ VE İBRANAME başlıklı belgeyi dosyaya sunmuşlardır. Belgenin incelenmesinde sadece davacılar vekilinin imzası olduğu, davacılar vekili ve davalı sigorta şirketinin maddi tazminat, faiz ve vekalet ücreti konusunda anlaştıkları, davalı sigorta şirketinin ibra edildiği, davacı tarafça feragat beyanı sunulacağının kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
Davalı … AŞ. Vekili uyaptan gönderdiği 10.07.2020 tarihli dilekçesi ile davacı tarafın davadan feragat etmesi halinde herhangi bir vekalet ücreti ve yargılama gideri talepleri olmadığı bildirilmiştir.
İddia, savunma, dosya kapsamında toplanan deliller ve sunulan beyanların değerlendirilmesinde;
Davacılar, murisleri … …’ ın 26/09/2007 tarihinde maruz kaldığı trafik kazasında hayatını kaybetmesi nedeniyle tüm davalılardan destekten yoksun kalmaya ilişkin maddi ve … AŞ dışındaki davalılardan manevi tazminat talebinde bulunmuşkardır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 49. Maddesinde; Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil ile başkasına zarar verenin bu zararı gidermekle yükümlü olduğu, 53. Maddesinde; ölüm halinde uğranılan zararların, cenaze giderleri, ölüm hemen gerçekleşmemiş ise tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar olduğu, 54. Maddesinde; Tazminat talep edilebilecek bedensel zarar kalemlerinin, tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olduğu, 56. Maddesinde; Hakimin , bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özelliklerini göz önünde tutarak zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebileceği düzenlenmiştir.
Aynı Kanunun 72. Maddesinde; Tazminat isteminin, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve herhalde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrayacağı, ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımının uygulanacağı düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85. Maddesinde; Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı, 91. Maddesinde; İşletenlerin bu kanunun 85 . Maddesinin 1. Fıkrasına göre olan sorumlulukların karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu, 97. Maddesinde; Zarar görenin ZMMS sigortacısına başvurabileceği; 99. Maddesinde; trafik sigortacısının, hak sahibinin başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içinde ZMMS kapsamındaki miktarları ödemek zorunda olduğu, 109. Maddesinde de; Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin taleplerin , zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrenmesinden itibaren iki yılın her durumda kaza tarihten itibaren 10 yılın geçmesiyle zaman aşımına uğrayacağı, davanın cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve ceza kanunun bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş ise bu sürenin maddi tazminat talepleri içinde uygulanacağı, düzenlenmiştir.
Somut olayda;Davacıların murisi olan … …’ın 26.09.2007 tarihinde meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybetmiş olduğu, kazaya karışan … plakalı aracın, davalılardan …’ın sürücüsü, … Ltd. Şti.’nin işleteni, … AŞ.’nin ZMMS sigortacısı olduğu anlaşılmıştır.
Davalılardan … Ltd. Şti. Vekili tarafından zamanaşımı defiinde bulunulmuş ise de; Eldeki davanın ölümle sonuçlanan trafik kazasına dayalı maddi ve manevi tazminat davası olduğu, kaza tarihi, dava tarihi, Karayolları Trafik Kanunun 109. Maddesi, Türk Borçlar Kanunun 72. Maddesi ve TCK’nın 66. Maddesi dikkate alınarak yerinde görülmediğinden reddine karar verilmiştir.
Ceza dosyasından kusura ilşkin alınan 21/10/2011 tarihli ATK raporuna göre, davalı sürücü … idaresindeki araç ile otoyol üzerinde seyir halindeyken önünde kendisiyle aynı istikamette seyir halinde bulunan araçlarla arasında gerekli ve yeterli takip mesafesini koruması gerektiği hususuna riayet etmediği ve olay mahalline geldiğinde kendisiyle aynı istikamete seyir haline bulunan müteveffa sürücü idaresindeki otomobile arkadan çarpıp, müteveffa sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesine sebep olduğu olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışı ile asli derecede tamamen kusurlu olduğu, sürücü … idaresindeki kamyon ile otoyol üzerinde seyir halindeyken olay mahalline geldiğinde, orta şeritten sol tarafa doğru savrulup bariyerlere çarparak duran müteveffa sürücü idaresindeki otomobile çarpmak durumunda kaldığı olayda alabileceği bir önlem bulunmadığından atfı kabil bir kusuru bulunmadığı, davcıların murisi üteveffa sürücü … … idaresindeki otomobil ile otoyol üzerinde seyir halindeyken olay mahalline geldiğinde, kendisine arkadan çarpan aracın etkisiyle direksiyon hakimiyetini kaybedip, sol tarafta bariyerlere çarparak durduğu olayda alabileceği bir önlem bulunmadığından atfı kabil bir kusuru bulunmadığı tespit edilmiştir. Ceza dosyasının kesinleştiği ve bu raporun dosyamız kapsamına uygun olduğu değerlendirildiğinden yeniden kusura ilişkin rapor alınmasına gerek görülmemiş ve kusur yönünden alınan bu rapora itibar edilmiştir.
Maddi tazminat istemlerine ilişkin yapılan değerlendirmede;
Maddi tazminata ilişkin olarak davacılar vekili ve davalı … şirketinin sulh oldukları, bu kapsamda sulh ve ibra protokolü düzenledikleri, davacılar vekilinin maddi tazminat istemine ilişkin olarak sigorta şirketi yönünden davadan feragat ettiği, ve davaya diğer davalılar yönüyle manevi tazminat talepleri bakımından devam ettiklerini bildirdiği anlaşılmakla ve maddi tazminat yönünden davacılar vekilinin feragatinin diğer davalılar yönünden de maddi tazminat davasını konusuz bırakacağı değerlendirilmekle; Davacı taraflarca açılan maddi tazminat davasının davalı … AŞ. Yönünden feragat nedeniyle reddine, davalılar … ve … Limited Şirketi yönünden konusuz kalması nedeniyle, esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Manevi tazminat yönüyle yapılan değerlendirmede;
Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.
Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir.
Dava konusu kazada, davacıların murisinin öldüğü, bu kapsamda olay nedeniyle, davacıların acı ve elem yaşayacağı, bir üzüntü duyacağı, manen yıkıma uğrayacağı bir gerçektir.
Davacılar vekilince, meydana gelen kaza nedeniyle sigorta şirketi dışındaki davalılardan müteveffanın eşi davacı … için 30.000,00 TL. müteveffanın çocukları olan diğer davacıların her biri için ayrı ayrı 20.000,00 TL olmak üzere toplam 90.000,00 TL manevi tazminat talebinde bulunulmuştur.
Yukarıda açıklanan yasa maddeleri ve ilkeler doğrultusunda manevi tazminat talebi değerlendirilmiştir. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalı yanların sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle davacı tarafça duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla davacı … için 20.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 50.000,00 TL manevi tazminatın uygun olacağı, takdir edilen bu tazminat miktarından davalılar … ve … Limited Şirketinin kazaya %100 kusuru ile sebebiyet veren … plakalı aracın sürücüsü ve işleteni olmaları nedeniyle yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler kapsamında müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, temerrütün olay tarihi olan 26.09.2007 tarihinde oluştuğu, kazaya sebebiyet veren aracın ticari araç (çekici kamyon) olması nedeniyle temerrüt tarihinden itibaren ticari avans faizi tep edilebileceği, bu kapsamda davalı tarafların savunmalarının yerinde olmadığı sonuç ve kanaatine ulaşılmış, davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Tüm bu nedenler ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A-1- Davacı taraflarca açılan maddi tazminat davasının davalı … AŞ. Yönünden feragat nedeniyle reddine,
2- Davacı taraflarca açılan maddi tazminat davasının, davalılar … ve … Limited Şirketi yönünden konusuz kalması nedeniyle, esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
3-Maddi tazminat davası yönüyle alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 409,86 TL’ nin mahsubuna,
4-Sulh protokolü ve feragat kapsamında davacılar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davalı … AŞ vekilince feragat nedeniyle yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığı bildirildiğinden bu hususlarda hüküm tesisine yer olmadığına,
6-Maddi tazminat davası davalılar … ve … Limited Şirketi yönünden davacılar vekili ve davalı … AŞ arasındaki sulh ve feragat nedeniyle konusuz kaldığından bu davalılar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
B-1-Davacılar tarafından davalılar … ve … Limited Şirketine karşı açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ve kısmen reddi ile; Davacı … için 20.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … Limited Şirketinden olay tarihi olan 26.09.2007 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine,
2-Manevi tazminat davası yönünden alınması gereken 3.415,50 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 350,56 TL’nin (409,86 TL’den maddi tazminat için alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının mahsubundan sonra kalan) mahsubu ile bakiye 3.064,94 TL karar ve ilam harcının davalılar … ve … Limited Şirketinden alınarak hazineye irat kaydına, davacı tarafından peşinen karşılanan 409,86 TL’ nin davalılar … ve … Limited Şirketinden alınarak davacılara ödenmesine,
3-Davacılar tarafından yapılan 29,20 TL başvurma harcı parası, 327,20 TL müzekkere ve davetiye posta masrafı olmak üzere toplam; 356,40 TL yargılama masrafının davanın kabul edilen miktarına göre 178,20 TL’ sinin davalılar … ve … Limited Şirketinden alınarak davacılara ödenmesine, arta kalan masrafın sarf eden üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … tarafından yapılan 11.00 TL yargılama giderinin davanın reddedilen miktarına göre 5,50 TL’sinin davacılardan alınarak bu davalıya ödenmesine, arta kalan masrafın sarf eden üzerinde bırakılmasına,
5-Davacılar kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’sine göre hesap ve takdir edilen 7.300,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve … Limited Şirketinden alınarak davacılara ödenmesine,
6-Davalılar … ve … Limited Şirketi kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’sine göre hesap ve takdir edilen 7.300,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak bu davalılara ödenmesine,
7-HMK 120 maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde re’ sen yatıran yana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/12/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır