Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/398 E. 2020/198 K. 05.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/398 Esas
KARAR NO : 2020/198

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 13/04/2016
KARAR TARİHİ : 05/03/2020

Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine mahkememize açılan; “Alacak” davasının yapılan yargılaması sonunda;
D A V A /
Müvekkilinin maliki bulunduğu…Mevkii, 385 Ada, 1 parsel numaralı 34.252m² ’lik arsayı, 2006 yılı başlarında … Şti. adına ve hesabına satın almak için; emlak komisyoncusu olan davalı … ile yine bu şirketin o tarihlerde ki yetkilisi olan bir diğer davalı … isimli kişi müvekkil ile irtibata geçerek, taşınmaz için 14.950.000.-TL bedelle anlaşmış olduklarını ve söz konusu taşınmazın şatışı 14.04.2006 tarihinde yapılarak, … Şti. adına tapuda devir ve ferağ edildiğini, davacı müvekkilinin taşınmazını satın alan … Şti.nin hisseleri; satın alma ve birleşme yoluyla daha sonra 1 no.lu davalı olan … A.S. tarafından satın alındığını, Satışa konu taşınmazın bedeli olarak müvekkiline; Keşidecİsi …Şti., lehtarı müvekkili … olan, beheri 11.132.000 USD miktarlı 9 adet çek verildiğini, bu çeklerden 2 tanesinin vadesinde ödendiğini, 02/11/2016 tarihli çekin ise müvekkilinin hesabına tapu harç bedeli davalılarca ödendiği için müvekkilin rızasıyla davalılara iade edildiğini, ancak; Davalı … ve diğer davalı olan …Şti.nin o zaman ki yetkilisi ve ortaklarından …, müvekkiline gelerek “Acil bir ödeme nedeniyle şirketin nakit durumunun müsait olmadığını, satın alınan bu arsayı … adlı şirket ile birlikte değerlendireceklerini ve … isimli şirketten alacakları paradan borçlarını derhal ödeyeceklerini” söylemek suretiyle müvekkilinin iyi niyetini de bir anlamda suistimal ederek 6 adet çeki geri istediğini, müvekkilinin, gerek davalılara olan güveninden, gerekse hali hazırda uhdesinde bulunan diğer taşınmazların satımı hususunda karşılıklı olarak ticaretinin devam edeceği düşüncesi ile söz konusu çekleri borç olarak verme kastı ile ciro edip teslim ettiğini, söz konusu çekler davalı … şirketi yetkilisi …’nm çalışanlarınca ve yine diğer davalı … tarafından, tahsil cirosu edilmek suretiyle muhatap bankadan tahsil edilmiş olduğunu, İstanbul …Ağır Ceza Mahkemesi’nin … E, sayılı dava dosyasındaki adli ve idari soruşturma evraklarına vakıf olan müvekkilinin, davalıların hileli ve aldatıcı hareketleri neticesinde çek bedellerinin kendisine kasıtlı olarak ödenmediğini anlamış olduğunu, Öyle ki soruşturma evraklarında davalı gerçek kişilerce “müvekkilden alınan çeklerin müvekkil adına ve namına tahsil edildiği ve müvekkiline ödendiği” beyan edildiğini, Ancak müvekkilden borç olarak geri alman çekler, vadelerinde tahsil edilmek üzere davalı … ile diğer davalı …’mn görevlendirdiği şirket çalışanlarınca tahsil edilmiş ve tahsil edilen paralar müvekkile ödenmemiş olup, Sayın Mahkemece, banka kayıtları celp edildiğinde, dayakların el birliği içerisinde müvekkili adeta kandırıp yanıltmak suretiyle elinden almış oldukları yukarıda bahsi geçen çekleri, bizzat keşide tarihinde de tahsil ettikleri görüleceğini, bu müsnet durum 17.10.2014 tarihinde … Noterliği vasıtasıyla …yevmiye numaralı ihtarname ile davalılara bildirildiği ve çek bedellerinin ödenmesi talep edildiği halde bu zamana kadar halen ödeme yapılmadığını, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla 2,716,000 USD’nin aynen USD olarak veya ödeme günündeki kur Üzerinden Türk Parası karşılığının, 17.10.2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüd faiziyle beraber davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava edilmiştir.

S A V U N M A /
Davalı … A.Ş, vekili 06.06.2016 tarihli cevap dilekçesinde özetle: Davacının arazinin satışı ile ilgili olarak 8.250.000.-USD tutarında tahsilat yaptığı ancak çeklerin bir kısmının ise keşideci şirkete iade ettiği, ancak bunun BORÇ olarak verdiği yönündeki beyanı, iade ettiği çeklerin ödenmediğinin ileri sürülmesi, çeklerin suretinin dahi dava dosyasında olmadığı ve satışın üzerinden on yıldan fazla zaman geçmesi dikkate almdığmda davacının haklı olabileceği yönünde yeterli belge dava dosyasında bulunmadığını, Müvekkili …A.Ş. hiçbir zaman, davacı ile bir ticari ilişki içerisinde bulunmadığım, davacıya ait herhangi bir gayrimenkulü satın almadığım, müvekkili tarafından davacıya ödenen tek bir kuruş para olmadığı gibi, ödenmesi gereken hiçbir bedel de bulunmadığım, müvekkili şirketin 1948 yılından buyana İnşaat, yol, baraj, tünel ve konut projelerini gerçekleştiren, sektörünün önde gelen ve ülkemize büyük katkılar sağlamış bir şirket olduğunu, Faaliyet alanı kapsamında konut projesi geliştirebilmek için, 2006 yılı Aralık ayında …mevkiinde benzer alanda çalışan …Şti.ni satın aldığını, yıllar içerisinde de bu şirketi birleşme yoluyla bünyesine kattığını, Söz konusu şirketin hangi tarihlerde ve koşullarda müvekkili şirket bünyesine geçtiği ticari sicil kayıtlarından kolaylıkla tespit edilebileceğini savunmuş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili 30.06.2016 tarihli cevap dilekçesinde özetle: Davacı tarafından dosyaya sunulan ifade tutanaklarında ve müvekkilinin ifadelerinde hiçbir şekilde müvekkili tarafından davacıdan borç alındığı veya müvekkili tarafından tahsilat yapıldığına dair hiçbir beyan bulunulmadığını, davacı tarafından dosyaya sunulan ve … tarafından vergi müfettişine verilen ifadede çeklerin tamamının kendisi tarafından davacıdan alındığı ve çeklerin tahsilinden sonra ödemelerin …’a yapıldığı açıkça ifade edilmiş olup, dosyaya sunulan diğer ifadelerde de müvekkiline çek teslim edildiğine veya müvekkili adına çek tahsil edildiğine dair bir beyanda bulunmadığını, davacı tarafindan buna rağmen müvekkilinin bizzat çekip tahsil ettiği iddiasında bulunulması da kötü niyetin bir göstergesi olduğunu, dosya kapsamında davacı tarafından müvekkile borç verilmiş olduğuna dair davacı iddiaları dışında herhangi bir delil bulunmadığını, kaldı ki bu kadar büyük miktarda alacaklı olduğu iddiasında bulunan bir kişinin 10 yıl beklemesi de hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacı tarafindan yapılan şikayetler ve açılan işbu dava ile haksız bir kazanç sağlamak amacı güdülmekte olup, HMK m, 329 uyarınca davacının müvekkili ile vekil olarak aramızda kararlaştırılan vekâlet ücretini ödemeye mahkûm edilmesi gerektiğini, davacı tarafindan dava dilekçesinde ihtiyati tedbir talep edilmiş ise de davacı tarafindan ikame edilen işbu davanın tamamen hukuka aykırı ve mesnetsiz olması nedeniyle İhtiyati tedbir/haciz talebinin kabulü mümkün bulunmadığını savunmuş davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı …’ ya usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip zaptı tebliğ edilmiş, davaya cevap vermemiş, dava sırasında vefatı üzerine de davacı taraf, … mirasçılarına karşı davaya devam etmeyeceklerini bildirmiştir.

G E R E K Ç E /
Davada talep; taşınmaz satışı nedeni ile davacıya verilen çeklerden dava konusu edilen 6 adet çekin davalılara borç vermek kastı ile ciro edilip teslim edildiğini, çeklerin davalılar yada çalışanlar tarafından tahsil edildiğini, çek bedellerinin davacıya ödenmediği iddiasıyla alacak davası niteliğindedir.
Dosya kapsamında aldırılan bilirkişi heyeti raporunda özetle; … Şti.ni 2006 yılı defterleri üzerinde yapılan incelenmede 2006 yılı defterlerinde, … ile ilgili alacak/borç ilişkisine rastlanılmadığı Dava dışı …’ın …Şti.nin 01.01.2006-31.12.2006 tarihleri arasında Mart ayında 30 gün ve Nisan ayında 15 gün sigortalı çalışan olduğu, …’ın 15.04.2006 tarihinde şirketten çıkışının yapılmış olduğu ve …Şti.nin 01.05.2006 itibariyle sigortalı çalışanı bulunmadığından Gayrı Faal İşyeri Statünde Kanun Kapsamının dışında sayıldığı belirtilmiştir.
…ankası A.Ş. Genel Müdürlüğü’nün 26/05/2017 ve 02.06.2017 tarihli yazılarından anlaşılacağı üzere, dava konu edilen çeklerden 2 adedinin …, 2 adedinin…, bir adedinin… ve bir adedinin de … tarafından tahsil edilmiş olduğu beyan edildiği, dava konusu çeklerden sadece birinin davalı/müteveffa…tarafından tahsil edildiği, diğer davalı … tarafından ciro edilerek tahsil edilmiş olan bir çekin mevcut olmadığı, dava konusu edilen diğer 5 adet çekin “dava dışı” …, … ve… tarafından tahsil edildiği, … Şti, 2008 yılma … A.Ş.ne devrolduğu, … A.Ş. ise 31.03.2010 tarihli …A.Ş.ye devrolduğu, dosyada mürez … Gazeteleri incelendiğinde, Davalı … A.Ş.nin tescilinin 1984 yılında olduğu ve davacıya çekleri veren … Şti. ile olan ticari birlikteliğin 31.10.2013 tarihli Birleşme Bilançosu ile oluştuğu görülmüştür.
Davacı vekili tarafından UYAP üzerinden gönderilen 16/08/2018 tarihli dilekçe ile; vefat eden davalı …’nın mirasçılarına karşı davaya devam etmeyeceklerinin bildirildiği görülmüştür.
Davacı maliki olduğu taşınmazın satışının …Şti (…) adına yapıldığı 14.04.2016 tarihli Resmi senetten anlaşılmaktadır. Resmi senet kapsamına göre, davacı taşınmaz “Satış Bedelinin Tamamını Nakten ve Peşinen Aldığını” beyan etmiştir. …tarafından davacıya 9 adet çek teslim edildiği ifade edilmiş olup, bunlardan toplam 8.250.00,00 USD bedelli iki adet çekin davacı tarafından tahsil edildiği anlaşılmaktadır. Yine 8527399 numaralı 166.000,00 USD bedelli çekin ‘tapu harç bedeli’ olarak davalıları verildiği davacı tarafça beyan edilmiştir. Bu noktada davacı, çeklerin …’nın talebi üzerine borç olarak geri verildiğini, tahsil edilmelerine rağmen kendisine ödeme yapılmadığını iddia etmiştir.
Çeklerin davalılara teslimine dair yazılı bir belge mevcut değildir. Yine çeklerin davacının cirosu ile davalılara geçtiğine dair bir delil de bulunmamaktadır. Dava konusu çeklerden sadece bir adedinin müteveffa… tarafından tahsil edildiği, davalı …’ya ciro ya da onun tarafından tahsil edilen çek bulunmadığı görülmektedir.
…, 2008 yılında …A.Ş.’ye devrolunmuş, …’da 31.03.2010 tarihli …A.Ş.’ye devrolunmuştur.ek keşide tarihlerine nazaran …’in incelenen ticari defterlerinde davacı ile ilgili alacak borç ilişkisine rastlanmamıştır.
Beş adet çekin dava dışı …, … ve Sait Parlar tarafından tahsil edildiği, bu şahıslara yönelik bir talep ve dava bulunmadığı da sabittir. Adı geçen şahıslar, vergi müfettişlerine verdikleri beyanlarda ve keza polisteki ifadelerinde çekleri tahsil ederek bedellerini …’ya teslim ettiklerini ifade etmişlerdir. Bu şahıslardan …’ın kısa bir süre…’de sigortalı eleman olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Şahısların Çekleri …’dan aldıkları ya da bedellerini …’ya teslim ettikleri yönünde bir beyanları bulunmamaktadır. Müteveffa … ‘da beyanında bir adet çek bedelini bizzat kendisinin tahsil ederek …’a verdiğini, diğer beş adet çeki tahsil etmeleri için adı geçen şahıslara ( …, … ve Sait Parlar) ciro ettiğini, bu şahısların tahsil ettikleri çek bedellerini kendisine teslim ettiklerini ve bedelleri …’a verdiğini, beş adet çeki …’in sahibi …’ya teslim etmesinin söz konusu olmadığını beyan etmiştir. Dolandırıcılık iddiası ile yapılan suç duyurusunun da koğuşturmaya yer olmadığı kararı verilmiş, itirazın reddi üzerine, … ve …’nın savunmaları alınarak, …’ya ait şirketin ticari defterlerinin incelenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi yönünde yazılı emirle bozma kararı verildiği anlaşılmaktadır. … ve …’nın alınan ifadelerine yukarda yer verilmiş olup, …’in incelenen ticari defterlerde de bir alacak/borç ilişkisi bulunmamaktadır. Açıklanan bu durum karşısında davalı …’nın çek bedellerinden sorumlu tutulması mümkün değildir. Çek teslim belgesi sunulmadığı gibi, çeklerin davacının cirosu ile davalılara geçtiği yönünde yazılı bir delilde mevcut olmayıp, resmi senetteki, bedelin nakten ve tamamen şirketten tahsil edildiğine dair kayıt karşısında ve …’in incelenen ticari defterlerinde çeklerin iade alındığı ve davacıya borçlu olduğuna dair bir kaydında bulunmaması ve zaten çeklerin şirkete değil şahıslara iade edildiğine dair iddia karşısında davalı şirkete yöneltilen talebin de yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Açıklanan bu nedenlerle dava sırasında vefat eden davalı … mirasçılarına karşı davaya devam edilmeyeceği yönündeki beyan karşısında; bu yönden davanın usulden reddine, diğer davalılar yönünden; yerinde görülmeyen davanın reddine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Dava sırasında vefat eden davalı … mirasçılarına karşı davaya devam edilmeyeceği yönündeki beyan karşısında; bu yönden davanın USULDEN REDDİNE,
2-Diğer davalılar yönünden; yerinde görülmeyen davanın REDDİNE,
3-Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı … A.Ş. tarafından yapılan pul/tebligat giderleri toplam 100,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp adı geçen davalıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 165.655,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve … AŞ’ ye ÖDENMESİNE,
7-Davacının HMK 120 madde gereğince yatırdığı gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair, karar taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır .
Üye …
e-imzalıdır .
Üye …
e-imzalıdır .
Katip …
e-imzalıdır .