Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/396 E. 2022/293 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/396 Esas
KARAR NO :2022/293

DAVA:ALACAK
DAVA TARİHİ:12/04/2016
KARAR TARİHİ:28/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; … ile davalı …’nün, … Paz. … İnş. San. ve Tic. Ltd.Şti.’nin kurucu ortağı olduklarını, şirketin % 70 hissesinin…’na, % 30 hissesinin …’ye ait olduğunu, kuruluşta her ikisinin de şirketin müdür sıfatıyla münferiden yetkilisi olduklarını, diğer davalı …’nün ise tarafların ortağı olduğu … Paz. … İnş. San. ve Tic. Ltd.Şti’nin muhasebecisi ve mali müşaviri olduğunu, davalı …’nün, … Paz. … İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin … … Şubesi nezdindeki … nolu hesabın açıldığı günden bu güne kadarki tüm hesap dökümleri celp edildiğinde davalının çektiği ve şirkete, diğer ortak…’na vermediği ve teslim etmediği, zimmetine geçirdiği paraların miktarının ortaya çıkacağını, davalı …’nün usulsüz eylemleri sebebiyle, yapılan ortaklar kurulu toplantısında 05/04/2014 tarihinde şirketi münferiden temsil ve ilzam yetkisinin kaldırıldığını, ayrıca davalı aleyhine ortaklıktan çıkarılma davası açıldığını, davalının da genel kurul kararının iptali davası açtığını, bu davaların birleştirildiğini ve ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasıyla yargılamanın devam ettiğini, davalının şirket nam ve hesabına aldığı, şirkete ait, şirket hesabından çektiği ve şirkete teslim etmediği, zimmetine geçirdiği paralara ilişkin olarak, davalı aleyhinde … 13. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosya ile 367.975,00-TL’lik icra takibi yapıldığını, ancak davalı tarafından takibe itiraz edilmesi nedeniyle takibin durduğunu, davalının şirketin hesabından zimmetine geçirdiği paraların yaklaşık olarak 471.983,24-TL olduğunu, davalılardan … ile şirketin muhasebecisi …’nün, elbirliği ve işbirliği içinde … şirket hesabından paraya çektiği halde ticari defterlerde… çekmiş gibi gösterdiğini, …’nun kendi hesabından şirket hesabına yatırdığı paraları … yatırmış gibi gösterdiğini, ticari defterler, kayıtlar, banka dekontlarıyla bu hususun sabit olduğunu, hesap tablosunda görüleceği üzere şirketin muhasebecisi davalı …’nün, 97.341,30-TL’yi şirketin ticari defterlerine gerçeğe aykırı olarak … şirket hesabından paraya çektiği halde ticari defterlerde… çekmiş gibi gösterdiğini, …’nun, ortağı …’den …’nin 2012 ve 2013 yılına ait hesaplarını istediğini, ancak hesapların getirilmediğini, …’nün değişik tarihlerde şirketin … … Şubesi’ndeki … şube … nolu hesabından farklı miktarlarda para çektiğini, çekilen paraların şirket hesabına yatırılmadığını, …’nün 2012 yılına ait kebir ve envanter defterlerini çaldığını ve…’ndan sakladığını, şirketin 2012-2013-2014-2015 mayıs ayı dahil kurumsal muhasebe hesaplarını tutan mali müşvair …’nün muhasebe defterlerinde usulsüzlük yaptığını, …’nün hesabından zimmetine geçirdiği paraları… çekmiş gibi gösterip…’nun şirketten alacağından düşüldüğünü, …’nün, imza yetkisi olduğu dönemde, …firmasının %70 ortağı…’na haber vermeden … firmasının fatura borcuna karşılık 23.772,26-TL’lik keşide no … çek ödemesini yine zimmetine geçirdiğini, … … Şubesi … iban nolu hesabı açtığını, şirketin … firmasından …yetkilisi olarak, yetkisi olmadığı tarihte firma adına çektiğini ve paraları zimmetine geçirdiğini, 28/05/2014 tarihinde 5000,00-TL, 11/06/2014 tarihinde 5000,00-TL, 16/05/2014 tarihinde 10.559,44-TL keşide no … çek ödemesini bankadan çekip zimmetine geçirdiğini, o günden sonra bir daha şirkete uğramadığını ve borcunu da ödemediğini, … Plakalı … … aracın ödemesi 1.000,00-TL peşin 17/04/2012 tarihinde 42.250,00-TL… … iban nolu bireysel hesabından ödemesini yaptığını, 1.554,00-TL Kasko ödemesini … kredi kartından yaptığını, …firmasının…’na geri ödeme yapmadığını ve şu anda şirketin…’na borçlu olduğunu, … plakalı … … marka aracın ödemesinin…’nun İşbankası 9301 nolu şube … nolu bireysel hesabından yapıldığını, …kurumsal hesabından, … … marka araca karşılık 13/03/2013 tarihinde 71.000,00-TL … adlı kişiye ödeme yaptığını, yani aracın parasını…’nun şirkete borç verdiğini, …’nün, …adına kimin kullandığı bilinmeyen … hattı aldığını ve faturaların aylarca şirket tarafından ödendiğini, davalıların iş birliği içinde yaptıkları daha pek çok işlem ve eylemlerle davacı şirketi zarara uğrattıklarını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 250.00,00-TL’nin 19/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte (davalı …’nün 97.341,30-TL’Den sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; müvekkilinin, serbest muhasebeci mali müşavir olarak hizmet verdiği davacı şirket müdürünün var ise usulsüz işlemlerinden sorumlu olarak kabul edilmesi mümkün bulunmadığını, davacı şirket eski müdürünün yapmış olduğu iddia edilen usulsüz işlemler nedeniyle davacı şirkette herhangi bir sorumluluğu bulunmayan müvekkiline husumet yöneltilmesinin mümkün bulunmadığını, müvekkili tarafından davacıya yasa ile belirlenen konular çerçevesinde verilen hizmetlerin gereklerini tamamı ile ve eksiksiz olarak yerine getirildiğini, müvekkili tarafından gerçekleştirilen iş ve işlemler kendisine davacı şirket tarafından kendisine iletilen bilgi ve belgeler çerçevesinde yasalara uygun olarak gerçekleştirildiğini, davacı tarafından müvekkiline atfedilen usulsüz işlemlerin kabulü mümkün bulunmadığını, müvekkili tarafından davacı şirket ile ilgili tüm işlemler usulüne uygun olarak yapıldığını ve defterler usulüne uygun olarak tutulmuş olmakla müvekkiline atfedilecek bir kusur bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; davacı şirket tarafından alacak davası açılabilmesi için TTK 618/3-c maddesi uyarınca ortaklar kurulu kararı alınması gerektiğini, bu hususun dava şartı olup Mahkemece re’sen dikkate alınması gerektiğini, ortaklar kurulu kararı bulunmaması halinde davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, dava dilekçesinde belirtilmiş olan beyanların asılsız olduğunu, müvekkilinin şirkete sermaye olarak koymayı taahhüt ettiği 18.000,00-TL’yi ödediğini, şirkete ait bazı borçların müvekkili tarafından ödendiğini, araçlar ile ilgili davacının ödediğini belirttiği vergilerin … cari hesabında ve kredi kartlarında gösterildiğini, … plakalı aracın zorunlu trafik sigortasının müvekkilinin kredi kartından ödendiğini, davacı firma yetkilisi…’nun, diğer davalıyı, evrakların tutulması için şirketin muhasebecisi olarak işe bizzat başlattığını, müvekkilinin hiçbir şekilde diğer davalıyı tanımadığı gibi diğer davalı ile menfaat iliskisi içinde olamayacağını, müvekkili tarafından çekilen paralarla işçilerin yevmiyelerinin ödendiğini, malzeme alımı vb. harcamalar yapıldığını, bunların da envanter defterlerinde mali müşavirin tutmuş olduğu dosyalarda mevcut olduğunu, davacı şirket yetkilisinin çekmiş olduğu paraların hiç birinin açıklamasını yapamadığını, …’nun, başından beri müvekkiline şirket ile ilgili gerçek dışı beyanlarda bulunduğunu, yurtdışı işi olan Kontek İnşaat ile yapılan sözleşmeyi kendi adına yapıp, şirket adına gönderilen 30/07/2013 tarihinde … … Şb. Hesabın 33.868,22-USD yatırıldığını, …’nun bu para benim diyerek 06/08/2013 tarihinde 12.000,00-USD’sini çektiğini, geriye kalan parayı müvekkilinden işi ben yaptım diyerek talep etmekte olduğunu, müvekkilinin şirkete borçlu olmasını ise buna bağladığını, şirket hesabından müvekkili şahsı adına hiçbir şekilde usulsüz para kullanımının söz konusu olmadığını, 2013 yılında müvekkili ile … arasında geçen husumet ve tartışmalar sonucu…’nun şirket hesaplarının hiçbir şekilde kullanımına izin vermediğini, müvekkilinin kendisini SSK, vergi, diğer ödemeler için defalarca uyarmasına rağmen şirket hesap dökümlerini anlamadığından sorunlar çıktığını, Nisan 2014 tarihinden sonra şirket hesaplarına hiçbir şekilde müvekkilinin müdahale etmediğini, …’nun, şirket yetkilerini usulsüz bir şekilde müvekkilinin elinden aldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, şirket yöneticisinin sorumluluğu ve şirket mali müşavirinin usulsüz işlemleri nedeniyle uğranılan zararın tazmini talebine ilişkin bulunmaktadır.
Mahkememizce, … 13. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası, davacı şirketin ticari defter ve kayıtları, banka kayıtları, şirket malvarlığına ilişkin kayıtlar dosya arasına alınmış, bilirkişi heyetinden rapor ve ek rapor temin edilmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 644. maddesi yollamasıyla TTK 618/3-c, 553, 408/1, 479/3-c maddeleri gereğince Limited Şirket yöneticileri hakkında sorumluluk davası açılabilmesi için şirket genel kurul kararı bulunması dava şartı niteliğinde olduğundan davacı tarafa sorumluluk davası açılması hususunda genel kurul kararını dosyaya sunmak üzere süre verilmiş, davacı tarafça 10/03/2022 tarihli, sorumluluk davası açılmasına ilişkin genel kurul kararı dosyaya sunulmuş, bu şekilde dava şartı giderilmiştir.
Mahkememizce tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre, davacı tarafça, davalı …’nün davacı şirket ortağı olduğu, şirket temsilcisi olduğu dönemde, şirketin mali müşaviri olan diğer davalı … ile birlikte hareket ederek, usulsüz işlemler yaptıkları ve şirketi zarara uğrattıkları gerekçesiyle şirket yöneticisinin sorumluluğu ve mali müşavirin haksız fiil sorumluluğuna dayalı olarak dava açılmış olduğu anlaşılmıştır. Davanın niteliği gereği davayı ispat külfeti davacı şirkete ait bulunmaktadır. Dosya kapsamında temin edilen rapor ve ek raporlarda bir takım tespitlerde bulunulmuş, ancak özellikle 2012 yılı ticari defter ve kayıtların sunulmaması nedeniyle tam bir belirleme yapılamadığı belirtilmiştir. Davacı taraf, 2012 yılı ticari defterlerinin, davalı … tarafından çalındığını, defterlerin şirkette olmadığını ileri sürmektedir. Davalı … defterlerin kendisi tarafından alınmadığını, diğer davalı … ise kendisinde bulunan defterleri 2015 yılında şirketin yeni mali müşavirine teslim ettiğini belirtmektedir. Davacı tarafın tacir ve limited şirket oluşu da dikkate alındığında öncelikle ticari defter ve kayıtların şirkette bulunması ticari hayatın olağan bir sonucudur. Davacı taraf, 2012 yılı defterlerinin davalı … tarafından çalındığını belirtmekte ise de, davanın 2016 yılında açılmış olması, yargılamanın 6 yıldır sürmüş olmasına rağmen, söz konusu defterlerin çalındığına ilişkin Cumhuriyet Savcılığına herhangi bir ihbarda bulunulmadığı, defterlerin zayi olduğuna ilişkin bir dava açılmadığı anlaşılmaktadır. Bu anlamda davacı tarafın 2012 yılı ticari defter ve kayıtlarının çalınmış olduğu yönündeki beyanına itibar edilmemiştir. Bu anlamda söz konusu ticari defterlerin davacı tarafça dosyaya sunulması gerekmekte ise de, davacı tarafa 2012 yılı ticari defterlerini verilen sürelere rağmen dosyaya sunmamıştır. Bu nedenle davacı tarafça sunulan diğer defter, kayıtlar ve banka kayıtları ile şirketin zarara uğramış olduğu iddiasını ispat edemediği sonucuna varılmıştır. Yine bilirkişiler tarafından uğranıldığı belirtilen bir zarar miktarı belirlenmişse de, bu zararın şirketin ortağı olan…’nun zararı ve alacağı olduğu yönünde tespit yapılmış olduğu görülmektedir. Oysa davacı şirketin, ortağı olan…’ndan ayrı bir tüzel kişiliği bulunmakta olup, şirket ortağı olan…’nun uğradığı bir zarar söz konusu ise bu zararın… tarafından talep edilmesi gerekmektedir. Bu anlamda bilirkişiler tarafından belirlenen zarar(alacak) miktarının şirket zararı olmadığı da anlaşılmıştır. Tüm bu hususlar dikkate alınarak, davacı tarafça, açılan davanın ispat edilemediği anlaşılmakla, davanın reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça davalılar hakkında açılan davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL harcın, davacı tarafça peşin olarak yatırılan 4.269,38-TL’den mahsubu ile fazladan yatırılan 4.107,98-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 25.950,00-TL vekâlet ücretinin, davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
4- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacı ve davalılar tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı … ve vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.28/04/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır