Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/350 E. 2018/181 K. 12.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/350 Esas
KARAR NO : 2018/181
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/04/2016
KARAR TARİHİ : 12/03/2018
Manavgat … Asliye hukuk mahkemesinin (ticaret mahkemesi sıfatıyla) … esas, … sayılı ve 12.01.2016 günlü yetkisizlik kararları üzerine kesinleştirme işlemi yapılarak mahkememize tevzi edildiği ve yukarıdaki esas numarasıyla yapılan açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin müvekkili şirkete elektrik enerjisi hizmeti sağladığını, yapılan incelemelerde davalı şirket tarafından 16/08/2012-15/09/2014 tarihleri arasında düzenlenen futaralarda, hizmet bedeli karşılığı olmayan “Kayıp Bedeli” adı altında toplam 94.581,99 TL parayı müvekkili şirketten haksız olarak tahsil edildiğinin anlaşıldığını, yapılan bu haksız tahsilatların iadesi için davalı şirket aleyhinde Manavgat … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ile takibin başlatıldığını, davalı şirketin icra takibine yetki ve borca itiraz olarak itiraz ettiğini, takibin durdurulduğunu, davalı şirketin icra takibine yaptığı yetki ve borca itirazın haksız olduğunu, dava konusu borcun taraflar arasındaki elektrik satış sözleşmesinden doğduğunu, 6100 sayılı HMK’nun 10. Maddesine göre, “Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.” müvekkili şirketin adresinin Manavgat olduğunu, müvekkiline elektrik hizmeti Manavgat’ta verildiğini, yine müvekkilinin elektrik fatura borcunu Manavgat’ta ödediğini, dolayısıyla sözleşmenin ifa yerinin Manavgat olduğunu, bu nedenle Manavgat İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu, dava konusu olarak talep edilen borcun para borcu olduğunu, para borçlarının alacaklının ikametgâhında ödenmesi gerektiğini, müvekkilinin adresinin Manavgat olduğunu, bu bakımdan da Manavgat Mahkeme ve İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu, icra takibine ve davaya konu faturalarda bir hizmet bedeli karşılığı olmadığının açıkça belli olan kötü niyetli diğer kullanıcıların kaçak kullanımı ve tedarikçi elektrik dağıtım firmasının ağır ihmal ve kusurları ile alt yapısının eksikliklerinden kaynaklanan kayıp ve kaçak tüketimlerinin bedelinin dürüst abonelere ödetilmesinin kabul edilemez bir durum olduğunu, davalı şirketin tacir olduğunu, müvekkilinin de tacir olduğunu, bu nedenle davalı şirketin haksız olarak tahsil ettiği bu paralar bakımından davacının müvekkiline faiz ödemesinin doğal olduğunu, takipte talep edilen işlemiş faiz miktarı ve faiz oranının fazla olmadığını, davalının itirazlarının yersiz ve haksız olduğunu belirterek; davalı şirketin takibe yaptığı yetki itirazının iptaline, davalı şirketin borca itirazının iptaline ve Manavgat … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takibinin devamına, davalı şirketin tacir olmasına ve Yargı kararlarına rağmen takibe haksız olarak itiraz ettiğinden ve takibin durmasına neden olduğundan İcra ve İflas Kanununun 67/2. Maddesi uyarınca yasadaki asgari %20 oranından uzaklaşılarak %40 icra inkar tazimnatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı şirket vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle, müvekkili ile davacı arasında yapılan yetki sözleşmesi uyarınca uyuşmazlıkların çözümünde yetkili mahkemelerin İstanbul Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle huzurdaki davanın yetkili mahkemede açılmamış olup davanın yetki yönünden reddinin gerektiğini, 6100 sayılı HMK ‘nın yetki sözleşmesi başlıklı 17. Maddesinde “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” şeklinde olduğunu, bununla beraber, Yargıtay’ın yerleşik uygulamasının da yetki sözleşmesinin varlığı durumunda, aksi kararlaştırılmadıkça yalnızca sözleşmede belirtilen mahkemelerde dava açmanın mümkün olduğu yönünde olduğunu, yetki sözleşmesinin geçerlilik şartlarının ise HMK’nun 18. Maddesinde sayıldığını ve Yargıtay …Hukuk Dairesinin 13/06/2012 tarihli … Esas … Karar sayılı kararında yetki sözleşmesinin HMK’nun yürürlük tarihinden sonra yapılmış olması halinde sözleşmede belirtilen mahkemenin kesin yetkili olduğuna hükmedildiğini, ayrıca kesin yetki hallerinde, genel yetkinin kaldırıldığını, davanın yalnızca bu özel ve kesin yetkili mahkemelerde açılabileceğini, bu kapsamda müvekkili ile davacı arasında imzalanan elektrik satış sözleşmesinin 16. Maddesi uyarınca, yalnızca İstanbul Mahkememlerinin yetkili kılındığını, bu nedenle somut olayda Manavgat İcra Müdürlüğünde başlatılan takibin usule aykırılık oluşturduğunu, esasa ilişkin itirazlarda ise elektrik faturalarında yer alacak tüm gelir kalemleri ile ilgili düzenleme yapma yetkisinin EPDK’da olup EPDK’nın kararları düzenleyici işlemler olduğundan hem elektrik tedarikçilerini hem de aboneleri bağladığını, kayıp kaçak bedeli de EPDK’nun kurul kararıyla uygulamaya koyduğu gelir kalemlerinden biri olduğundan müvekkilinin söz konusu bedeli abonelerinin faturalarına yansıtıldığını, aksi halde müvekkiline karşı idari yaptırımların uygulanacağını, kayıp kaçak bedelinin de EPDK tarafından onaylanan tarifeler içerisinde yer aldığını, davacı tarafın dayanak gösterdiği Yargıtay kararlarının bağlayıcılığının bulunmadığını belirterek, davanın reddi ile vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında, Manavgat … İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyası örneği celp edilip incelenmiş, davalı vekili tarafından sunulan emsal mahkeme kararları dosya arasına alınmış, davacı adına elektrik kullanımı nedeniyle kesilen son 10 yıla ilişkin faturaların detaylı dökümleri, ödeme belgeleri, ayrıntılı fatura, abonelik sözleşmesi ve abonelik dosyasının gönderilmesi davalı şirketten istenilmiş, dosyadaki bilgi ve belgelere göre davacının davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı, varsa miktarının ve işlemiş faizinin tespiti için dosya bir hukukçu, bir elektrik mühendisi ve bir mali müşavir bilirkişilere tevdii edilmiş, bilirkişilerin 10/10/2015 tarihli raporunu dosyaya sundukları anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Manavgat … İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyası ile davacı şirket tarafından davalı-borçlu şirket aleyhine davacıya ait elektrik faturalarına yansıtılan kayıp kaçak bedellerinin tahsili istemiyle ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı-borçlunun yetkiye, borca ve ferilerine itiraz etmesi üzerine icra takibinin durduğu, davacının takibin devamını sağlamak için yasal süresi içerisinde Manavgat 3. Asliye hukuk mahkemesinde (ticaret mahkemesi sıfatıyla) … esas sayısıyla davanın açıldığı, …sayısıyla İstanbul Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğundan bahisle yetkisizlik kararı verildiği bu kararın kesinleşmesi üzerine dosyanın mahkememize tevzi edildiği ve …esas ile yargılamaya devam olunmuştur.
Dava İİK’nun 67. maddesi uyarınca açılmış olan itirazın iptali davasıdır. Davalı borçlu icra dairesine yapmış olduğu itirazında yetkiye, takip konusu alacak ve tüm ferilerine itiraz etmiş olup, yetki itirazı yanında borca da itiraz ettiği anlaşılmıştır. Mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkili olup olmadığını incelemesi gerekir. Yetkili icra dairesinde takibin yapılması dava şartıdır.( Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/14764, Karar No: 2017/7858 sayılı dosyası) Taraflar arasında yapılan Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesinin sözleşmesinin anlaşmazlıkların çözümü başlıklı 16’ncı maddesi incelendiğinde taraflar arasında ihtilaf çıkması halinde İstanbul Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olduklarına dair yetki sözleşmesi yapıldığı görülmüştür.
Yargıtay … Hukuk Dairesi Esas No: …, Karar No: … sayılı ilamında ” 6100 sayılı HMK’nın 17. maddesine göre “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, dava, sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan finansal kiralama sözleşmesinin 26/c maddesinde “İşbu sözleşmenin yorum ve uygulanmasından doğabilecek her türlü ihtilaf halinde başvurulabilecek tek merci İstanbul (Merkez) Mahkemeleri ve İcra Daireleridir…” hükmü kararlaştırılmıştır. Dava, 6100 sayılı HMK yürürlüğe girdikten sonra, 28.10.2014 tarihinde açılmış olup, sözleşmedeki yetki şartının geçerli olup olmadığı anılan kanun hükümlerine göre belirlenir. Sözkonusu Kanunun Yetki Sözleşmesi başlıklı 17. maddesinde “Tacirler ve kamu tüzel kişilerinin” sözleşme ile yetkili mahkemeyi belirleyebilecekleri öngörülmüştür. Dava konusu olayda tarafların ikisi de tacir olduğundan bu şart geçerlidir ve uyuşmazlığın İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesince çözümlenmesi gerekmektedir.” şeklinde içtihada yer verilmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesi Esas No: …, Karar No:… sayılı ilamında da ” Kesin yetki bulunmayan hallerde davalı tarafından süresinde ileri sürülmeyen yetki itirazının daha sonra ileri sürülmesi mümkün olmadığı gibi mahkemece de kendiliğinden dikkate alınamaz. 6100 sayılı HMK’nın 17. maddesinde tacirler ve kamu tüzel kişilerinin aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşme ile yetkili kılabilecekleri, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça davanın sadece sözleşme ile belirlenen bu mahkemelerde görülebileceği şeklinde düzenleme yapılmıştır. Yetki sözleşmesi de ancak kesin yetki bulunmayan hallerde ve tarafların tacir veya kamu tüzel kişisi olmaları halinde geçerli olarak yapılabilir.Somut olayda, taraflar arasındaki 04/12/2007 tarihli taşeron sözleşmesinin 18. maddesinde Ankara Mahkemelerinin yetkili olacağı kararlaştırıldığından sözleşmedeki yetki şartı geçerlidir. HMK’nın 17. maddesi gereğince davanın sadece sözleşme ile belirlenen mahkemede açılacağına dair hükmün aksi de kararlaştırılabileceğinden münhasır yetki olup, kesin yetki niteliğinde değildir.” içtihadına yer verilmiştir.
Her ne kadar davacı taraf davalı hakkında Manavgat …İcra Dairesinde takip başlatmış ise de davalı tarafça söz konusu takibe yetki itirazında bulunup yine yetkili icra müdürlüklerinin bildirilmiş olması, tarafların tacir olması ve aralarında yapmış oldukları yetki sözleşmesi gereği münhasır yetki olup sadece sözleşmede belirlenen icra dairelerinde takip yapılabilmesinin mümkün olması, icraya dair yetki kurallarının İİK md. 50 uyarınca HMK’ya ilişkin hükümlerin uygulanması gerekliliği ve HMK md. 17 uyarınca sözleşmede yer alan yetki şartı gereğince takip yetkili icra dairesinde başlatılmayıp davalının takibe yapmış olduğu itiraz bu bakımından haklı görülmekle ve bu şekilde usulüne uygun başlatılmış bir takip bulunmamakla ( Misal için bkz; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/13111, Karar No: 2017/7305, Yargıtay … Hukuk Dairesi Esas No: …, Karar No: … sayılı dosyası) açılan davanın aşağıdaki şekilde usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Taraflar arasındaki yetki sözleşmesi gereği davanın usulden REDDİNE,
Takip yapmakta davacının kötü niyetli olmadığı kanaatine varıldığından 2004 sayılı İİK md. 67/2 gereğince icra-inkar tazminatı verilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gereken 35,90 TL harcın peşin alınan 1.243,31 TL peşin harçtan mahsubiyle kalan 1.207,41 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya iadesine
3-Davalı yararına avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince 10.984,98 TL vekalet ücretine davacıdan alınarak davalıya verilmesine
4- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına
5- Davalı tarafından yapılan tebligat ve vekalet harç gideri toplamı 16,5 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine.
Dair; taraf vekilleri yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
E-İMZALIDIR
Hakim …
E-İMZALIDIR