Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/152 E. 2019/928 K. 09.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/152
KARAR NO : 2019/928

DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/02/2016
KARAR TARİHİ : 09/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 12/12/2013 tarihli distrübütörlük sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin sözleşmedeki yükümlülükleri yerine getirmesine rağmen davalı tarafından gönderilen ihtarnamede müvekkilinin sözleşmede yer alan yükümlükleri yerine getirmediği ve davalıyı zarara uğrattığının iddia edildiği, ihtarnameye cevap verildiği,ardından davalı tarafından çekilen yeni bir ihtarname ile taraflar arasındaki sözleşmenin 29/01/2016 tarihi itibari ile feshedildiğinin bildirilmiş olduğunu, ancak bu sırada müvekkili ile sözleşmesini feshetmeden önce başka bir şirketle anlaşarak İzmir bölgesinde bu şirketi distrübütör olarak belirlediğini, distrübütör olarak satış yapmak için …Bankasına satıcının kaydının davalı tarafndan yapılmasının gerektiğini,müvekkilinin kaydının 08/02/2016 tarihinde silinmiş olduğunu, ancak 16/01/2016 tarihi itibari ile …Şti ‘nin kaydının yapılmış olduğunu, müvekkilinin sözleşmeye aykrı hareket ettiği iddialarının yersiz olup bu nedenlere dayalı olarak sözleşmenin feshinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin şirket kayıtları incelendiğinde yıllık olarak malzeme alışlarında %8,5 artız ve kazançta % 20 oranında artış ortaya çıktığını, sözleşmenin1.1 maddesi uyarınca sözleşme süresi 1 yıl olup, bu sürenin 01.01.2014 tarihi itibariyle başladığını, sözleşmenin bitiş tarihinden 3 ay öncesinde herhangi bir bildirim yapılmaması halinde sözleşmenin kendiliğinden 1 yıl süreyle uzayacağının öngürüldüğünü,taraflar arasındaki sözleşmenin bitiş tarihinin 01.01.2015 olduğu, davalının haksız fesih bildirim ihtar tarihinin ise 26/01/2016 olduğunu, yani sözleşmenin kendiliğinden 01.01.2017 tarihine kadar uzamış olduğunu, sözleşmenin haksız olarak feshinden kaynaklı olarak sözleşmenin sonuna kadr oluşacak kazançtan müvekkilinin mahrum kaldığını, davalının sözleşme bitmeden başka bir şirketle anlaşarak sözleşmeye aykrı hareket ettiğini, müvekkilinin kazanç kaybı dışında maddi zararı da oluştuğunu, elinden bulunan ve satışını sözleşmenin feshinden dolayı yapamadığı malların bulunduğunu, bu malların davalı yanca iade alınmadığı gibi distrübütörlük elinden alındığı için satışını da yapamadığını, açıklanan nedenlerle; davanın kabulüne, müvekkilinin kar kaybı ve maddi zararının tespitine, tespit edilen alacağın davalıdan avans faiziyle birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

S A V U N M A /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın tümüyle gerçek dışı olduğunu, davada yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, afaki ifadelerle dava ikame edilemeyeceğini, davacı yanın hangi zararlar için hangi bedellerle talepte bulunduğunu açıklaması gerektiğini, başlıca sebebin davacı şirket yetkilisinin işin faaliyet alanı İzmir olmasına rağmen İzmir’de hiç bulunmaması ve kilometrelerce uzak bir şehirde yaşaması olduğunu, bu nedenle işleri takip edememekte ve müvekkili şirketi bölgede temsil edememekte olduğunu, davacının eleman değişikliklerin yoğunluğu nedeniyle hasta reçete takibi hasta ile olduğunu, davacının eleman değişikliklerinin yoğunluğu nedeniyle hasta reçete takibi hasta ile kaliteli iletişim vs.gibi çok hassas konularda aksaklık yanmakta olduğunu, sözleşmede zorunluluk bulunmasına rağmen sahada çalışacak yeterli eleman alımı gerçekleşmemiş ve muhatabın taahhüt ettiği işlerin aksamakta olduğunu, davacının sözleşme gereği yapması gerekli ödemeleri çok düzensiz olduğu ve sözleşmeye aykırı hareket ettiğini, bu durumun müvekkili şirketi zor duruma düşürdüğünü, davacının sözleşme gereği yapması gerektiği halde, bölgedeki diğer medikal firmalarına ulaşarak ürün tanıtım ve satışı yapmadığını ve müvekkiline ciro kaybı yaşattığını, davacıya sayısız defalar sözeşmenin ifasında gösterdikleri aksaklıklar konusunda uyarı ve ihtarda bulunulduğunu, davacının yükümlülükleri yerine getirmemesi sonucu ihtar yapıldığını, ihtara rağmen davacının faaliyetlerinde düzelme olmadığı gibi daha olumsuz bir hal aldığını, bunun üzerine yeni bir ihtarname ile sözleşmenin feshedilmek zorunda kaldığını, müvekkilinin sözleşmenin feshinden sonra yeni bir şirketle çalışmaya başladığını, davacının UBB kaydı iddialarının hiçbir anlamı bulunmadıını, müvekkili şirketin ana bayiler dışında …’si açık otuza yakın alt bayi konumunda firma olduğunu, davacının iş hacmini ve gelirini artırdığı, iddialarının doğru olmadığını, davacının genel faaliyetlerini yapmaması nedeniyle müvekkili şirketin bu iş için ayrıca bir görevli atadığını, diğer çalışanlarının sürekli bölgeye giderek destek vermesi ve şirketin bölge müdürünün katkıları ile olduğunu, davacının sözlşeme konusu işleri yaparken hastalara eksik ve farklı ürünler verdiğini, mevzuata aykırı olarak geri ödeme kapsamının dışında ürün değişimi yapmış olduğunu, bu durumun zaten başlı başına sözleşmenin ihlali niteliğinde olduğunu, davacının müvekkiline gerekli ödemeleri zamanında yapmadığını, davacının haksız ve hukuka aykırı işlemlerinin sözleşmenin feshinden dahi sonra devam ettiğini, ürünleri kullanan hastaların davacı tarafından komisyon karşılığında rakip bir markaya yönlendirilmeye başlandığını, bu nedenle davacıya ihtarname keşide edildiğini, davacının karşılıklı mutabakat ile kesin olarak belirlenen 47.939,71 TL bakiye borcu da mevcut olup, bu bedelin dahi ödemmediğini ve yasal takip yapılması gerektiğini, davacının iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

G E R E K Ç E /
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçeleri ve ekleri, tanık beyanları, cevabi yazı içerikleri, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Davalı tarafça her ne kadar yetki itirazında bulunulmuş ve yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğu iddia edilmiş ise de, mahkememizin 21/03/2017 tarihli celsesinde verilen ara kararla, tarafların itiraz etmedikleri sözleşmenin 6.2 maddesi uyarınca İstanbul Mahkemelerinin yetkisi kararlaştırılmış olmakla yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Dava, taraflar arasında imzalanan distribütörlük sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle uğranılan kazanç kaybı ve maddi zararların tazmini istemine ilişkindir.
Davaya konu somut olayda, taraflar arasında, 12/12/2013 tarihli “Distribütörlük Sözleşmesi” imzalandığı konusunda herhangi bir ihtilaf bulunmamakla birlikte, ihtilaflı olan hususun, davalı tarafça keşide edilen …Noterliği’nin 28/12/2015 tarih ve … yevmiye nolu, eksikliklerin giderilmesi ve yükümlülüklerin sözleşmeye, yapılan faaliyete uygun olarak yerine getirilmesi şeklindeki ihtarnamesi ile ve sonrasında keşide edilen … Noterliği’nin 26.01.2016 tarih ve …yevmiye nolu ihtarnamesi ile 29/01/2016 tarihinden itibaren tek taraflı olarak fesih edilen sözleşmenin, davalı tarafından feshinin haksız olup olmadığı ve haksız ise davacının herhangi bir maddi zararının doğup doğmadığı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine alınmış, taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi amacıyla bilirkişi incelemesi yapılarak rapor alınmış ve ayrıca mahkememizce, olayın şekli itibariyle davalı yan tanıklarının dinlenmesine karar verilmiş ve bu kapsamda İzmir Nöbetçi ATM’ye talimat yazılmış ve İzmir… ATM’nin… talimat sayılı dosyası kapsamında tanıkların olayla ilgi bilgi ve görgüleri alınmıştır.
İzmir … ATM tarafından beyanları alınan tanıklardan;
Tanık … yeminli beyanında özetle; “ben davacı şirketin eski çalışanı olduğum için hem davalı hem davacı şirketleri bilirim. Ben davacı şirkette Ocak 2014 – Ocak 2016 tarihleri arasında iki yıl çalıştım. Davacı şirket, davalı şirketin medikal ürünlerini İzmir’de satan şirkettir. Aynı zamanda Ege Bölge Bayisidir. Hastalara kolostomi ve ürostomi gibi ürünler satılıp teslim edilirdi. Bu ürünler hastalar için hayati öneme sahip ürünlerdir. Ürünlerin satışında davacı gerekli özeni göstermiyordu. Hastalara yanlış malzeme gönderiliyordu. Davalıya zamanında ödeme yapmadığı için davalı şirket malzeme temini sağlayamıyordu ve hastalara zamanında ürün teslimi yapamıyordu. Davacı şirkette çalışan personel iş akışı için yeterli değildi. 5 kişi çalışıyorduk. Ben evrak takibi ve hasta takibi yapıyordum. Düzenli olarak davalı …şirketi, İzmir’de davacı şirketi ziyarete giderek eksiklikler konusunda sözlü olarak uyarılarını yapıyordu. Davacı şirketin sahibi ve yetkilisi İzmir dışında ikamet ettiğinden, iş yerine 1 veya 2 ayda bir geliyordu. Ben davalı şirketin bayiliği feshettikten sonra başka bir şirket ile anlaştığını biliyorum. Bu geçiş davacı ile hastalarını mağdur etmeden yapıldı diye biliyorum” şeklinde,
Tanık … yeminli beyanında özetle; “ben davalı şirkette çalışıyorum. Davacı şirketi de bilirim. Ben davalı şirkette Kasım 2014 tarihinden beridir çalışıyorum. Davalı şirket İzmir’deki ürünlerin tanıtımını, hastalara anlatımı gibi işleri yapıyordum. Davacı şirketin, davalı temsilcisi olduğu dönemde de ben davalı şirkette çalışıyordum. Davacı şirket, davalı şirketin ürünlerini İzmir’de satan şirkettir. Davacı şirketin sahibi ve yetkilisi …Bey, Van’da ikamet etmekteydi. 1 veya 2 ayda bir İzmir’e gelirdi. Şirketin işleyişi ile çok ilgilenmezdi. Davacı şirket biraz başıboş ve disiplinsiz bir şekilde işlemlerini yürütmekteydi. Eleman sayıları azdı. Parttime öğrenci çalışanları vardı. Hastalara ürünler zamanında teslim edilmiyordu. Bazen ürünler eksik teslim ediliyordu. Hastalar çoğunlukla kanser hastasıydı. Bende hasta bazlı çalıştığım için bu tür sıkıntılar bana bildiriliyordu. Davacı faturaları zamanında kesilmiyordu. Ayrıca ödemelerde davalı şirkete zamanında yapılmıyordu. Bu nedenle hastalar ürünsüz kalabiliyordu. Yine hastalar SGK’dan ödemelerini zamanında alamıyordu. Bununla ilgili olarak davalı şirket, davacı şirketi hem yazılı hemde sözlü olarak uyarılarda bulundu. Ancak bu uyarılara davacı taraf uymadı. Davalı şirket, davacı şirket ile çalışırken, başka bir şirketle çalışmadı” şeklinde ve,
Tanık… yeminli beyanında özetle de; “ben davacı şirkette Nisan 2014 -Haziran 2015 tarihleri arasında çalıştım. Bu nedenle davalı ve davacı şirketleri bilirim. Davacı şirkette satış elamanlarının yönetimi, bilgi paylaşımı ve diğer işleri yapıyordum. Yaptığımız iş, genellikle kanser
hastalarının evde kullandıkları, tıbbi torbalar ve onların malzemelerinin temini ve hastalara satışı işiydi. Davacı şirket, davalı şirketin bayisi sıfatıyla yapıyordu. Bayilik sözleşmesinin feshi benim şirketten ayrıldığım tarihten sonradır. Davacı şirketin sahibi, Van’da ikamet etmekteydi. Ayda bir defa İzmir’e gelirdi. İşler yürütülürken de devamlı kendisinden onay almak gerekiyordu. Bu süreci aksatmaktaydı. Parasızlık nedeniyle verilen çekler zamanında ödenmiyordu. Davalı şirket iyi niyetli olarak çeklerin ödeme tarihlerini ileri tarihe ertelemişti. Pazarlama konusunda eleman eksikliğinden dolayı yetersiz kalmaktaydık. Bunun için davalı şirket, bir hemşireyle anlaşıp, yardımcı oldu. Yine gazete reklamı ile davacı şirkete yardımcı olmaya çalışmaktaydı. Davalı şirket, belli bir kota hedefi ile çalışmaktaydı. Davacı ise, bu kotayı dolduramıyordu. Bu nedenle malzeme temininde güçlük çekip hastalara ürün yetiştiremiyordu. Ortalama ayda bir kere davalı şirketten üst düzey yönetici gelerek, davacı şirketi aksaklıklar konusunda uyarmaktaydı. Hastalar da callcenter aracılığı ile şikayetlerini doğrudan davalı şirkete iletmekteydi. Bu konularda da davacı uyarılırdı. Bildiğim kadarıyla davalı şirket sözleşmeyi feshetmeden başka bir şirket ile anlaşma yapmamıştır” şeklinde beyanda bulunmuşlardır.
Mahkememizce, taraf iddia ve savunmaları doğrultusunda, sözleşmenin haklı nedenle feshedilip feshedilmediği, feshedilmişse talep edilebilecek miktarın tespiti bakımından dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve rapor alınmıştır.
Konusunda uzman Dr…. ve … tarafından, 05/07/2019 tarihli bilirkişi heyeti raporu tanzim edilerek mahkememize ibraz edilmiş olup, raporun incelenmesinde özetle; “davacı şirketin, sözleşme ile yüklenmiş olduğu edim ve sorumluluklarını tam olarak yerine getirmediği, ödemelerini zamanında yapmadığı, sözleşmenin haklı nedenle fesih edilip edilmediği hususlarının hukuki değerlendirmeyi gerektirdiği, kar mahrumiyeti, TTK m.122/5 anlamında talep edilen portföy tazminatı ile diğer maddi zararların dayanağı herhangi bir belge ve bilginin sunulmadığı, bu nedenle talep edilebilecek miktarın tespitine yönelik çalışmanın yapılmadığı” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Bilirkişi raporunun denetlenmesinde, raporun hukuki yönleri ayrık olmak üzere, yapılan tespitler bakımından ayrıntılı ve gerekçeli olduğu anlaşıldığından, rapora itibar edilmiş ve hukuki yönleri ayrık olmak üzere hükme esas alınmasına karar verilmiş ve yargılamaya devam olunmuştur.
Tüm bu bağlamda, taraf ve iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Mahkememizde açılan davanın, taraflar arasında imzalanan distribütörlük sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle uğranılan kazanç kaybı ve maddi zararların tazmini istemine ilişkin olduğu, taraflar arasında, 12/12/2013 tarihli “Distribütörlük Sözleşmesi” imzalandığı konusunda herhangi bir ihtilafın bulunmadığı, ihtilaflı olan hususun, davalı tarafça keşide edilen… Noterliği’nin 28/12/2015 tarih ve … yevmiye nolu, eksikliklerin giderilmesi ve yükümlülüklerin sözleşmeye, yapılan faaliyete uygun olarak yerine getirilmesi şeklindeki ihtarnamesi ile ve sonrasında keşide edilen … Noterliği’nin 26.01.2016 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile 29/01/2016 tarihinden itibaren tek taraflı olarak fesih edilen sözleşmenin, davalı tarafından feshinin haksız olup olmadığı ve haksız ise davacının herhangi bir maddi zararının doğup doğmadığı noktasında toplandığı, bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm delillerin toplandığı, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine alındığı, taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi amacıyla bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alındığı ve ayrıca mahkememizce, olayın şekli itibariyle davalı yan tanıklarının dinlenmesine karar verildiği ve bu kapsamda İzmir Nöbetçi ATM’ye talimat yazıldığı ve İzmir … ATM’nin… talimat sayılı dosyası kapsamında tanıkların olayla ilgi bilgi ve görgülerinin alındığı, alınan bilirkişi heyeti raporunun hukuki yönleri ayrık olmak üzere, yapılan tespitler bakımından ayrıntılı ve gerekçeli olduğunun anlaşıldığı ve hükme esas alınmasına karar verildiği, bu haliyle yapılan değerlendirmede de, gerek dinlenen tanık beyanları, gerek alınan bilirkişi heyeti raporu ve gerek se dosyamız mündericatında yer alan ve taraflarca da inkar edilmeyen mail yazışmaları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı şirketin, sözleşme ile yüklenmiş olduğu edim ve sorumluluklarını tam olarak yerine getirmediği, eksikler hakkında bilgi verilmesine rağmen eksiklikleri tamamlamadığı, davacının belli bir kota hedefi ile çalışmasına rağmen hedef satış miktarına ulaşamadığı, ödemelerini zamanında yapmadığı ve sonuç olarak da davalı tarafından yapılan feshin haklı nedenlere dayandığı sonuç ve vicdani kanaatine ulaşıldığından, davacı tarafından açılan ve ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL ret karar ve ilam harcından peşin alınan 29.20 TL harcın mahsubu ile bakiye 15,20 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR YAZILMASINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin, davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş ve davanın reddine karar verilmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesi gereği taktir olunan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya VERİLMESİNE,
5-HMK 120. maddesi gereğince; davacı tarafından yatırılan gider avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
6-HMK Yönetmeliğinin 58/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı yanın yokluğunda HMK’nun 341/1 vd.maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi .

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır